Ekim Gencligi ARSIVKIZIL BAYRAK
 
Nisan 2002
Sayı: 52
 İçindekiler
  Ekim Gençliği'nden...
  1 Mayıs'ta mücadele alanlarına!
  Emperyalizm ve siyonizm yenilecek Filistin kazancak!
  1 Mayıs kızıldır kızıl kalacak!
  Filistin halkıyla dayanışmayı yükseltelim!
  İşgal ve katliam Filistin halkını teslim alamaz!
  Selam olsun Filistin halkının onurlu direnişine!
  "Dahav'ın öbür yüzü Filistin..."
  Güncel sonuçlar, yakıcılaşan sorumluluklar
  Rektörlere değil, emekçilere kaynak!
  Yerel çalışma-merkezi eylemlilik ilişkisi üzerine
  Yeni YÖK tasarısı ve Eğitim-Sen
  Kampanya çalışması ve yeni dönem görevlerimiz
  GATS ve eğitim alanında saldırı
  YTÜ'de faşist saldırı!.
  Üniversitelerimiz özelleştiriliyor!
  Anlamlı çalışmaya sorumsuzlardan barikat
  Kapitalist eğitim ve çarpıtılmış kavramlar
  Boykotun gösterdikleri
  Yeni YÖK yasa tasarısında değişen bir şey yok!
  Sınıfsız, sömürüsüz ve savaşsız bir dünya için!..
  Mevcut birikime yaslanarak geleceği kazanmalıyız
  Bu abluka dağıtılacak!
  Bir öykü: "Çığlık"
  Özgürlük hapishanesi
  Okur mektupları



 
 
YÖK yasa tasarısında değişen bir şey yok!

Üniversitelerimiz özelleştiriliyor!

Üniversiteleri sermayenin ihtiyaçları doğrultusunda yeniden yapılandırmak için hazırlanan yeni YÖK yasa tasarısına Meclis alt komisyonlarında birkaç küçük değişiklik yapıldı. Bu değişiklikler, rektörlere bırakılan harç miktarını belirleme yetkisinin yine Bakanlar Kurulu’nda kalmasını; “işletme hesabı” adının “özel hesap” haline getirilmesini; parası olmayan öğrencilerin üniversitenin kantin, kütüphane vb. kurumlarında çalışmasını sağlayan yönetmelikte önceden 120 saat olarak belirlenen çalışma sınırının 50 saate düşürülmesini öngörüyor.

Aslında bu, başından beri demagojik söylemlerle sürdürülen kampanyanın devamından başka bir şey değil. Alt komisyon değişiklikleri “eğitimde fırsat eşitsizliğine yol açacak düzenlemelerin önüne geçilmesi” biçiminde gerekçelendiriliyor.

‘95-96 yıllarında har(a)çların birden dört kat arttırılması sonucu öğrenci hareketinde muazzam bir yükseliş olmuş, zamlara karşı oldukça güçlü öğrenci eylemleri yapılmıştı. Sermaye devletinin bundan dersler çıkardığı açık. Bugün benzer bir tablo ile karşılaşmamak için, özünde hiçbir değişiklik yapmadan yasayı geçirmeye çalışıyor. Fakat kendisini sıkıştıran kriz ve sermayenin ihtiyaçları, üniversitelerin yeniden yapılandırılması sorununu son derece yakıcı bir biçimde dayatıyor. Dolayısıyla yasayı “şirin” gösterme yolunda bir takım adımlar atar görünüyor.

Üniversite kapıları yüzlerine kapanan işçi ve emekçi çocukları için harçları belirleme yetkisinin Bakanlar Kurulu’nda kalması, işletme hesabı yerine özel hesap denmesi, saldırının özünü değiştirmemektedir. Dahası tepkileri azaltmak için yasayla getirilmesi gereken bazı düzenlemeler geçici bir süre ertelenebilir de. Ama bütün bunlar üniversiteleri sermayenin arka bahçesi haline getirme planını değiştirmiyor.

Çalışmalarımızda, saldırının somutlanmış ifadesi olan yasa maddelerini açıkça işleyerek, saldırının arka planını ve hedeflerini teşhir edebilmek gerekiyor. Ancak çalışmamızı bununla sınırlandırmamaya dikkat etmemiz de gerekiyor. Böylesi bir darlaşmaya düşmeden örgütlenecek çalışma bize geleceği kazandıracaktır.



Sivas’ta kampanya çalışmalarından....

Saldırılara rağmen yoğun çalışma, anlamlı ilgi

YÖK yasa tasarısı meclis genel kuruluna indirilmeyi beklerken, bulunduğumuz alanlarda henüz bundan haberdar olmayan veya sorunun yakıcılığının bilincine henüz varamayan kesimlere sorunu taşıyıp, eyleme dökmeyi kendimize hedef olarak koyduk.

İlk olarak, sorunu öğrencilerin gündemine sokmak için merkezi bildirilerimizden 1000 adet okulumuzda dağıttık. Ayrıca sınıfları dolaşarak tasarıyı anlatıp öğrencileri imza kampanyamıza destek vermeye ve birlikte hareket etmeye çağırdık. Aldığımız tepkiler olumluydu, öğrenciler tasarıya karşı olduklarını belirttiler. Bazı öğrenciler imza metinlerini bizden alarak kendileri imza topladılar.

Ancak bir süre sonra burjuva medyada tasarının meclisten döndüğüne dair haberler yeralması (Cumhuriyet gazetesi haberi “Öğrencilere müjde” başlığıyla verdi) nedeniyle, tasarının meclisten döndüğü sözleriyle karşılaştık. Biz ise böyle olmadığını, tasarının henüz alt komisyonda görüşüldüğünü, en fazla göstermelik değişiklikler yapılacağını anlattık.

Çalışmaların ilerleyen zamanlarında bir bölüm başkanının imzalar nedeniyle öğrencileri tehdit etmesi üzerine bazı öğrenciler imzalarını geri istediler. Bölüm başkanı, anadilde eğitim kampanyasının yarattığı sonuçları ima ederek, imza atanların başına aynı şeylerin geleceğini söyledi ve böylece kampanyamızın etkilerini sınırlandırmaya çalıştı. Ama bu bizim çalışmalarımızı ileri taşımamızın önüne geçemedi. İmza metnini 2. öğrenimdeki öğrencilere götürdük. Burada yoğun bir ilgiyle karşılaştık, imza metinlerini bizden alarak kendileri imza topladılar. Okuldan yaklaşık 500 imza topladık.

Kampanyamızı işçi ve emekçilerin oturduğu mahallere de taşıdık. Yasa tasarısından yeni haberdar oluyorlardı. Mahallelerde oturanlar bize oldukça sıcak davrandılar. Mahallelerden yaklaşık 150 imza topladık. Daha sonrasında imza metinlerimizi Eğitim-Sen, SES ve Halkevleri’ne götürerek destek vermelerini ve düzenleyeceğimiz etkinliklere katılmalarını istedik.

YÖK yasa tasarısını sunanlar tasarıyı meclisten “bağırta bağırta geçirmeye” kararlı olduklarını söylüyorlar. Biz ise çalışmalarımızı daha da güçlendirip cevabımızı sokakta onların tasarısını parçalayarak vereceğiz.Paralı eğitim yasası meclisten geri çekilsin!

Her düzeyde parasız eğitim!

Ekim Gençliği/Sivas