Ekim Gencligi ARSIVKIZIL BAYRAK
 
Nisan 2002
Sayı: 52
 İçindekiler
  Ekim Gençliği'nden...
  1 Mayıs'ta mücadele alanlarına!
  Emperyalizm ve siyonizm yenilecek Filistin kazancak!
  1 Mayıs kızıldır kızıl kalacak!
  Filistin halkıyla dayanışmayı yükseltelim!
  İşgal ve katliam Filistin halkını teslim alamaz!
  Selam olsun Filistin halkının onurlu direnişine!
  "Dahav'ın öbür yüzü Filistin..."
  Güncel sonuçlar, yakıcılaşan sorumluluklar
  Rektörlere değil, emekçilere kaynak!
  Yerel çalışma-merkezi eylemlilik ilişkisi üzerine
  Yeni YÖK tasarısı ve Eğitim-Sen
  Kampanya çalışması ve yeni dönem görevlerimiz
  GATS ve eğitim alanında saldırı
  YTÜ'de faşist saldırı!.
  Üniversitelerimiz özelleştiriliyor!
  Anlamlı çalışmaya sorumsuzlardan barikat
  Kapitalist eğitim ve çarpıtılmış kavramlar
  Boykotun gösterdikleri
  Yeni YÖK yasa tasarısında değişen bir şey yok!
  Sınıfsız, sömürüsüz ve savaşsız bir dünya için!..
  Mevcut birikime yaslanarak geleceği kazanmalıyız
  Bu abluka dağıtılacak!
  Bir öykü: "Çığlık"
  Özgürlük hapishanesi
  Okur mektupları



 
  ABD emperyalizmi desteğindeki siyonizim Filistin’i kana buluyor...

İşgal ve katliam
Filistin halkını teslim alamaz!

Kurulduğu günden bu yana terör ve katliam politikalarıyla gündeme gelen siyonist İsrail devleti bir kez daha Filistin halkının kanını dökmek için harekete geçmiş durumda. Terör politikasıyla Filistin halkının destansı direnişini kıramayan İsrail, Filistin kentlerini işgal ediyor. Tutuklama terörü ve katliam inanılmaz boyutlara vardı. Uygulanan bütün bu vahşete rağmen Filistin halkının haklı ve onurlu direnişi kırılamadı.

Dünyanın her yerinde halklar Filistin halkıyla dayanışmayı yükseltmek ve emperyalist savaşı lanetlemek için sokaklara döküldü. Fakat emperyalistler ve onlara uşakça bağlı gerici devletler topluluğu tam bir suskunluk, görmezden gelme tavrı içerisindeler. Sorunun basıncıyla yapılan bazı açıklamalar ise, İsrail’i katliam politikasını daha dikkatli uygulamaya çağırmaktan başka anlam taşımıyor. Bu dehşet tablosuna rağmen işgal ve katliam “terörle mücadele” olarak isimlendirilebiliniyor.

"Stratejik ittifak" ya da suç ortaklığı

Türk burjuvazisi ve onun adına ülkeyi yönetenler de rezil manevralarını sürdürüyorlar. İsrail ile yapılan stratejik ortaklığın, bunun ürünü kirli ilişkilerin yarattığı kötü görüntüyü silmek, durumu bir ölçüde dengelemek için uğraşıp duruyorlar. Bizzat Ecevit'in ağzından "Filistin halkına soykırım uygulamak"la suçlanabilen İsrail’e karşı buna rağmen hiçbir pratik tutum alınmış değil. İsrail'in IMI firmasına verilen tartışmalı “tank modernizasyonu” antlaşmasının iptal edilmesinin söz konusu olmadığı, Ecevit tarafından ısrarlı bir biçimde açıklanmaktadır. Bu da gösteriyor ki, "kınama" sözden ibarettir, amaç savunulması zor durum karşısında halkı samimiyetsiz ve boş sözlerle aldatmaktır. Ecevit’in “soykırım” sözlerini gece yarısı apar topar bin bir öz&uum;rle geri almak durumunda kalması da yaşanan utanç verici durumun cabası.

Türkiye devleti, onun adına ülkeyi yöneten hükümetler, her dönem İsrail'i destekleyen bir tutum içinde oldular. Bu geleneksel tutum ve politika, son dönemde "stratejik ittifak" düzeyine çıkarıldı ve açık bir devlet politikası haline getirildi. ABD'nin uşaklığını yapan bu iki kirli ve kanlı devlet arasında böylesi bir ilişkinin şaşırtıcı bir yanı da bulunmuyor elbet.

Halkların kanıyla beslenen ABD emperyalizmine kölece bağımlılığı, sermaye devletinin özgürlüğü için savaşan Filistin halkı karşısında İsrail'in yanında yer almasını gerektirmektedir. Ecevit aracılığıyla ortaya konulan ve tümüyle kitleleri yanıltmayı amaçlayan ikiyüzlü söylemler bu açık gerçeği örtmeye yetmemektedir.

Ortadoğu’da tutuşturulan isyan ateşi

Emperyalist ABD'nin bölgenin yeniden fethi için giriştiği sefer, Filistin'de öfke ve direniş duvarına çarptı. Her ne kadar kentler işgal edilmiş de olsa, gerçekte haklı ve güçlü olan tarihsel direnişini sürdüren Filistin halkıdır. Acz içinde saldırganlaşan da siyonist İsrail devletidir.

Türkiye'de de, halkın ezici çoğunluğu, emperyalizmin karşısında ve Filistin halkının şanlı direnişinin yanında olduğunu ortaya koymuştur. Baskı ve yasaklarla eylemli biçimler alması engellenen bu tutum, buna rağmen emekçilerin hiç değilse en ileri kesimleri tarafından sokaklara taşınmaya başlamıştır.

Kitlelerde yaratılan sindirilmişlik ve edilgenliği kırmak, güçlü eylemlerin önünü açmak Filistin'de yanan isyan ateşini kendi coğrafyamıza taşımaktan geçmektedir. Bu konuda atılacak her adım Filistin halkıyla beraber bizi de zafere ve özgürlüğe götürecektir. Emperyalist haydutluğun, kapitalist sömürü düzeninin yok edildiği özgür bir Ortadoğu, özgür bir dünya için Filistin halkıyla beraber direnecek ve kazanacağız!

Gençliğimizi ABD emperyalizmine ve İsrail siyonizmine karşı yiğit Filistin halkıyla eylemli dayanışmaya çağırıyoruz.