Ekim Gencligi ARSIVKIZIL BAYRAK
 
Aralık-Ocak '02
SAYI: 50
 İçindekiler
  Ekim Gençliği'nden...
  Üniversiteler işletme, rektörler patron!
  Üniversitelerde rektör diktası pekiştiriliyor
  Soruşturma terörüne karşı birleşik mücadele cephesini örelim!
  "Üniversiteler hegemonik ilişkilerin bir perdeleme aracı olarak kullanılmaktadır"
  Soruşturma terörüne karşı nasıl bir mücadele?.
  Vahşi katliam, destansı devrimci direniş!
  Mücadeleyi yükseltelim, direnişi örgütleyelim!
  Devletin katliam geleneğinin yeni bir halkası.
  Burjuvazinin etkin silahı: Medya.
  Bir parça yeni bir dünya....
  Devrimci bir gençlik hareketi için!..
  Ailelerimizle ilişkilerimiz nasıl olmalıdır?
  Paralı eğitime, hücrelere ve emperyalist savaşa hayır!
  Mücadele ederek geleceğimize sahip çıkalım!
  Etkin bir ön hazırlık çalışmasına dayalı anlamlı katılım
  ALGP çalışması genişleyerek sürüyor
  Gün emperyalizme karşı mücadele bayrağını yükseltme günüdür!
  YTÜ'de sistemli faaliyetlerimizden...
  Yurt-Kur tasfiye ediliyor!
  "Uluslararası Durum Üzerine Değerlendirmeler"
  Gerici bir burjuva ideolojisi olarak post-modernizm
  "Paris Düşerken"
  Bu yasa geçmeyecek!
  Okur mektupları



 
 
Üniversitelerin gerçek sahipleri öğretim üyelerine, öğrencilere ve çalışanlara açık mektup...

Bu yasa geçmeyecek!

YÖK, 31 Mayıs 2001 tarihinde, 53 devlet üniversitesi rektörünün katılımıyla bir toplantı yaptı. Toplantı sonucunda “Yükseköğrenim Sistemi Sorunları, Hedefleri ve Çözüm Önerileri” başlıklı bir rapor hazırladı ve Milli Eğitim Bakanlığı’na sundu. Bu rapor üzerinden üniversiteler üzerine bir yasa tasarısı hazırlandı ve meclise sunuldu. Kimsenin haberi olmadan “oldu bitti”ye getirilerek bu yasa meclisten geçirilmeye çalışılıyor!...

YÖK, sen kimsin!.. 12 Eylül anayasasının çocuğusun. Senin adın diktatörlük ve şiddet!.. Cumhurbaşkanı’nın atadığı yedi, Bakanlar Kurulu’nun atadığı yedi, Genelkurmay’ın atadığı bir, Mili Eğitim Bakanlığı’nın atadığı iki, atanmışlarla oluşturulmuş “Üniversitelerarası Kurul” tarafından atanan yedi, toplam atanmış 24 kişiyle sen ne adına üniversiteleri temsil edebilirsin! Sen ne adına üniversitelerin gerçek sahipleri bilim insanları, öğrenciler ve çalışanlar adına kararlar alıp hayatımıza, üniversitelerimize el koyabiliyorsun!..

YÖK, meşru değilsin! İnadına seni tanımadık, tanımıyoruz ve inadına tanımayacağız! Her zaman korktuğunuz öğrenci gençlik, üniversitesini, ülkesini inadına sahiplenecek ve bu yasa GEÇMEYECEK! Yasanın gerekçesi kriz ve kaynak sıkıntısı gösteriliyor ve meşrulaştırılıyor. YALAN! Üniversiteler, siyasi bir tercihin sonucu bu hale getirildi. Bugün üniversitelere bütçeden ayrılan oran % 2.2'dir. Sizin siyasi tercihleriniz her yıl bu oranı düşüre düşüre üniversiteleri bu hale getirdi. Sizin siyasi tercihlerinizi kim ve kimler belirliyor? DTÖ (Dünya Ticaret Örgütü=WTO) üyesi olduğunuzu, DTÖ altında imzaladığınız GATS (Hizmet Ticareti Genel Anlaşması) anlaşmasını ve yükümlülüklerinizi, bu yükümlülüklere uymadığınız takdirde karşılaşacağınız yaptırımları kamuoyuna AÇIKLAYIN! Neden gizliyorunuz, neden “kaynak sıkıntısı” diyerek yalan söylüyorsunuz?!

BİZ AÇIKLIYORUZ!

DTÖ bünyesinde GATS anlaşması 1994'de oluşturuldu. GATS, kendi içinde son derece kapsamlı ve uzun erimli anlaşmalar bütünüdür. Bütün hizmet sektörlerinin ticarileştirilerek piyasaya açılmasını ve bunun için altyapının hazırlanmasına yönelik bütün engellerin kaldırılmasını hedeflemektedir. Bir başka deyişle küresel sermayenin üst kurulu olan DTÖ, GATS anlaşmasıyla bütün ülkelerin hizmet sektörlerini uluslararası sermayeye açarak teslim almayı hedeflemektedir. Artık korunacak bir ülke pazarı, bir sınır yoktur: Kurulmuş olan dünya pazarı ve korunacak olan kapitalist sistem vardır. Siyasi tercihler, ekonomik ve siyasi politikalar kapitalizmin merkezi kaleleri (WTO, İMF, WB, vb.) tarafından belirlenmektedir ve bu politikaların dışına çıkıldığında uluslararası tahkime gidilmekte, dünya pazarından dıştalanmaktadır.
GATS anlaşmasının en önemli maddelerinden biri EĞİTİMDİR. Eğitimin merkezine üniversiteler oturmaktadır. GATS anlaşmasına göre devlet üniversiteleri, serbest piyasaya açılmalı ve serbest rekabete uygun olarak yapılandırılmalıdır. YÖK'ün meclise verdiği yasa tasarısı GATS antlaşmasının altına atılan imzanın bir sonucudur. Gerçek budur. Bu yasalar yalnızca bizim ülkemizde çıkmamakta, WTO'ya üye bütün ülkelerde çıkmaktadır. Avrupa ülkelerinde üniversitelerin piyasaya açılması doğrultusunda atılan adımlara karşı, bütün Avrupa ülkelerinin öğrencileri süreç başladığından beri, karşıt gösteriler düzenlemekte ve bundan sonra da düzenleyeceklerdir. Hollanda Öğrenci Birlikleri'nin 8 Kasım’da yaptıkları eylem ve İspanya Öğrenci Birliği'nin 14 Aralık’ta eğitimin piyasalaştırılmasına karşı yaptı&urren;ı kitlesel eylem çağrısı bir örnektir. Sloganları ise “Üniversitelerimiz Satılık Değil”dir. Bu yasayla birlikte üniversite eğitimi kamusal alandan çıkacaktır. Üniversiteler şirketleşecek, öğrenci müşteri, öğretim elemanı satıcı olacak ve bilgi metalaşacaktır. Öğrencilerin cebine göz dikilecek, bir öğrencinin üniversiteye maliyetinin yarısı kadar har(a)ç alınacaktır. &Oml;rneğin bir tıp öğrencisi 3 milyar civarında har(a)ç ödeyecektir. Daha da önemlisi eğitimin kendisi doğrudan bir kâr alanı olacaktır.

HOCALARIMIZA!

Ortadan kaldırılacak olan “bilim insanı” olma onurunuzdur. 12 Eylül'e ses çıkarmadınız, YÖK kuruldu ses çıkarmadınız, yüzlerce meslektaşınız üniversitelerden atıldı ses çıkarmadınız. Ücretleriniz yoksulluk sınırının altına düşünce ses çıkardınız. Herşey “para” mı!? Ne sanıyorsunuz, bu yasayla maaşınızın artacağını mı sanıyorsunuz? Yanılıyorsunuz. Düne kadar selam verdiğiniz arkadaşlarınızla rekabete girecek, üç kuruş daha fazla alayım diye arkadaşlarınızı tasfiye etmeye çalışacaksınız. Öğrencileriniz karşısında satıcı pozisyonuna girerek saygınlığınızı yitireceksiniz. Artık emekçi çocuklarının üniversite eğitim hakkının elinden alınmasının altına imza atacaksınız. Kibirli kişiliğinizin arkasına gizlenerek artık cinayete tanıklık etmeyin! Cübbenizi giyin ve sokağa çıkın! Üniversitenize sahip çıkın! Ö&currn;rencilerinizi cop altında yalnız bırakmayın. Bugün yapmayacaksanız ne zaman!?

ÖĞRENCİ ARKADAŞLARIMIZA!

Kapitalizmin küresel saldırısına karşı küresel direnişi üniversitelerimizde başlatalım. Bu yasa ÇIKMAYACAK, çıkartmayalım. Üniversitemize, ülkemize ve dünyaya sahip çıkalım. Bağımsız bir öğrenci hareketi yaratabiliriz. Öz örgütlenmemizi mücadele içerisinde kurabiliriz! “BAŞKA BİR DÜNYA MÜMKÜN!” Herşey dar grupçu anlayışlardan kurtulmamıza bağlı. Hiçbir şeyin merkezi, öncüsü değiliz. Yalnızca üniversitesine, öğrenci kimliğine sahip çıkan eylemimizin öznesiyiz. Adımız ve senden başka bir yüzümüz yok... İrade olabilir ve bu yasaya geçit vermeyebiliriz!.. Ne yapabiliriz?.. Bilmiyoruz. Tek bildiğimiz üniversitenin gerçek sahipleri hocalarımız, öğrenciler ve çalışanlarla birlikte hayatın içinden, kampüsten gelen eylemselliklerle karar verebilece&crren;imiz...

BOĞAZİÇİ'NDEN, HAYDARPAŞA'DAN, AVCILAR'DAN, BİLGİ'DEN, YILDIZ'DAN, ORMAN FAKÜLTESİ'NDEN VE GÖZTEPE'DEN ÖĞRENCİLER...