Ekim Gencligi ARSIVKIZIL BAYRAK
 
Aralık-Ocak '02
SAYI: 50
 İçindekiler
  Ekim Gençliği'nden...
  Üniversiteler işletme, rektörler patron!
  Üniversitelerde rektör diktası pekiştiriliyor
  Soruşturma terörüne karşı birleşik mücadele cephesini örelim!
  "Üniversiteler hegemonik ilişkilerin bir perdeleme aracı olarak kullanılmaktadır"
  Soruşturma terörüne karşı nasıl bir mücadele?.
  Vahşi katliam, destansı devrimci direniş!
  Mücadeleyi yükseltelim, direnişi örgütleyelim!
  Devletin katliam geleneğinin yeni bir halkası.
  Burjuvazinin etkin silahı: Medya.
  Bir parça yeni bir dünya....
  Devrimci bir gençlik hareketi için!..
  Ailelerimizle ilişkilerimiz nasıl olmalıdır?
  Paralı eğitime, hücrelere ve emperyalist savaşa hayır!
  Mücadele ederek geleceğimize sahip çıkalım!
  Etkin bir ön hazırlık çalışmasına dayalı anlamlı katılım
  ALGP çalışması genişleyerek sürüyor
  Gün emperyalizme karşı mücadele bayrağını yükseltme günüdür!
  YTÜ'de sistemli faaliyetlerimizden...
  Yurt-Kur tasfiye ediliyor!
  quot;Uluslararası Durum Üzerine Değerlendirmeler"
  Gerici bir burjuva ideolojisi olarak post-modernizm
  "Paris Düşerken"
  Bu yasa geçmeyecek!
  Okur mektupları



 
 
ALGP Bülteni’nin Ocak 2002 sayısından...

Mücadele ederek
geleceğimize sahip çıkalım!

Bir adam okyanus sahilinde yürüyüş yaparken, denize telaşla bir şeyler atan birine rastlar. Biraz daha yaklaşınca bu kişinin sahile vurmuş deniz yıldızlarını denize attığını farkeder. Ve “niçin bu deniz yıldızlarını denize atıyorsun” diye sorar. Topladıklarını hızla atmaya devam eden kişi “yaşamaları için” yanıtını verince adam şaşkınlıkla; “İyi ama burada binlerce deniz yıldızı var. Hepsini atmanıza imkan yok. Sizin bunları denize atmanız neyi değiştirecek ki” der. Yerden bir deniz yıldızı daha alıp atan kişi “Bak onun için çok şey değişti” karşılığını verir.

İşte biz de böyle diyerek başladık yola. Çürümüş, kokuşmuş düzenin içinden kurtulmaya çalıştık ve bunu başardığımızda, bu bataklığın içinde kaybolmak üzere olan insanlara uzattık elimizi... Onların da kurtulmasını, etrafını saran karanlıktan başını çıkarıp bakmasını istedik. Kendi sorunlarına sahip çıkan bir gençlik istedik. Böyle kurduk ALGP’yi.

Bizler liseli-dersaneli gençliğiz. Biz liselerde, dersanelerde birçok sorun yaşıyoruz. Okullarda bizlerden binbir bahaneyle toplanan paralarla zaten kıt kanaat geçinen ailelerimize yük oluyoruz. Üstelik toplanan paralara artık yasal kılıf da örülüyor. Liseler de özelleştirilerek okullar işçi-emekçi çocuklarına kapatılacak. Aldığımız kalitesiz eğitim bizleri dersanelere gitmeye zorluyor. Milyarlar ödüyoruz, fakat yine de birçoğumuz üniversitelere giremiyoruz. İşte bunun için bizlerin amacı, geleceğimizi elimizden almaya çalışanlara karşı güçlerimizi birleştirip mücadele etmek, sahiplenmek geleceğimizi.

Çünkü istemeyiz ezilmeyi, hor görülmeyi. Hiçbirimiz göremiyoruz geleceğimizi, bir günde çalıyorlar hayallerimizi, umutlarımızı tüketecekler belki bir günde. Ama biz sessiz kalmayacağız. Mücadele edeceğiz. Vermeye niyetimiz yok haklarımızı. Onlar bizlerin sessiz kalmasını, boyun eğmesini istiyorlar. Her geçen gün bizi biraz daha bencilleştirip, bireyselleştirmek amaçları. Bunu başarmak için de önümüze adaletsiz sınavlar sürerek bizleri birbirimizle yarışmaya, birbirimizi ezmeye zorluyorlar. Bunu başarmalarına izin vermemek için bizler birleşik mücadelenin gerekliliğine inanıyoruz. Birleşip yapılan haksızlıkları, sömürüyü, zulmü püskürtmeliyiz. Liseli ve dersaneliler olarak sorunlarımıza sahip çıkmak, bizi boğmaya çalışan düzenin karanlığından kurtulmak için ALGP saflarına!

Batıkent’ten bir ALGP’li



Meslek liselerinde sömürüye ve staj sömürüsüne son!

İşçi ve emekçilerin emeğini sömürmekle kalmayan düzen, okullarda ve üniversite sınavında uyguladığı yöntemlerle bizleri de geleceksizliğe mahkum ediyor.

Üniversite kapıları bugün meslek lisesi öğrencilerine kapatılmış durumda. Sermaye devleti çok büyük bir lütufta bulunarak meslek lisesi öğrencilerine 2 yıllık üniversite hakkı tanıyor. Böylece başka şansı kalmayan, geleceğin işçisi olan meslek lisesi öğrencileri ücretli kölelik düzeninin bir elemanı oluyor.

Staj sömürüsüyle haftada 3-4 gün çoğu zaman ücretsiz ya da komik ücretlerle çalıştırılıyoruz. Düzen kalifiye işçi eksikliğini buradan karşılıyor. Bizi bekleyen yalnızca koskoca bir geleceksizlik oluyor. Adaletsiz sınav sistemiyle, AOBP ile görmediğimiz fiziğin, matematiğin bizden üniversite sınavında istenmesiyle sonuç şimdiden belli. Bizler artık sömürülmek istemiyoruz!

Genç işçiye eğitim, öğrenciye iş hakkı!

Batıkent’ten bir ALGP’li