|
Burjuvazinin etkin silahı: Medya
Burjuva medya sınıfsal konumu gereğince elbette işçi sınıfının gerçekliğine ve ihtiyaçlarına değil burjuvazinin gerçekliğine ve ihtiyaçlarına yaslanır. İşçi ve emekçileri dışlar, onların sorunlarını yok sayar. Bu sorunlara yer verse bile, bunu yine kendi çıkarları doğrultusunda, kitleleri yönlendirebilmek amacıyla, gerçekleri saptırarak yapar. Yalanlarla, aldatmacalarla olayların kurgusunu değiştirir, hedef saptırır, burjuvazinin çıkarlarını tüm toplumun çıkarlarıymış gibi sunmaya çalışır. Çoğu kez de bunda başarılı olur. Örneğin 19 Aralık katliamında tam bir savaş kolu olarak çalışmış, kitlelerin manüpülasyonunda önemli bir işlev görmüştü. Benzer örnekleri çoğaltmak mümkün. 19 Aralıkta, Armutluda ve son olarak da kanlı emperyalist savaşta...
11 Eylül saldırısının ardından yalnızca Türkiyenin değil tüm dünyanın medya kuruluşları Bushun parmağını doğrulttuğu hedefe yöneldiler: Usame bin Ladin ve Taliban Afganistanı. Ortada henüz elle tutulur bir kanıt yokken, tüm televizyon kanallarında, gazete sayfalarında benzer haberler boy göstermeye başladı. Tüm medya kuruluşları ağız birliği etmişçesine savaş naraları atan Pentagonun ağzından konuşmaya başladılar. Tüm dünyada terörizm lanetlendi. Bu öylesine bir bombardımandı ki, kimse durup acaba saldırıyı başkası yapmış olamaz mı bile diyemedi.
ABD basınında Afganistana yapılan saldırı hakkında çıkan yazılar dikkate değerdi. The Detroit Free Press, Ladin için, Bu adam dünyayı savaşa sokmak istiyor, Ladin insanlık adına durdurulmalıdır diyordu. The Washington Post ise harekatı uluslararası bir vereme karşı savunma harekatı olarak değerlendiriyordu. The New York Times da insani yardım yapan ABD Busha övgüler yağdırıyor, fakat o yardım paketlerini almaya koşarken mayına basarak parçalanan Afganlı çocuklardan hiç bahsetmiyordu. Medya son dönemde de Iraka saldırının zeminini düzlemeye çalışıyor. Sürekli olarak saldırının Afganistanla sınırlı kalmayacağı vurgulanıyor. Savaş senaryoları genişletiliyor.
Medyanın sınıflar savaşımında yeraldığı saf, işçi ve emekçileri sömürerek varlığını sürdüren burjuvazinin safıdır. O sınıfsal konumunun gereklerine uygun davranıyor. Emeğe düşmanlığı, sınıfın öncülerine duyduğu bitmez tükenmez kin onun bu konumuyla doğrudan bağlantılı.
Bizim burjuvazinin medyasının yoz kültürüne, yalan haberlerine ihtiyacımız yok! Bizler kendi kültürümüzü yansıtan, işçi ve emekçilerin gerçekliğini anlatan kendi basınımıza sahibiz! Burjuva medyasının aldatmacalarına karşın kendi yayın organlarımıza sahip çıkmalı, daha yaygın dağıtmalı, bu aldatmaca ve manüpülasyon aygıtlarını boşa çıkartmalıyız!
|