Ekim Gencligi ARSIVKIZIL BAYRAK
 
Aralık-Ocak '02
SAYI: 50
 İçindekiler
  Ekim Gençliği'nden...
  Üniversiteler işletme, rektörler patron!
  Üniversitelerde rektör diktası pekiştiriliyor
  Soruşturma terörüne karşı birleşik mücadele cephesini örelim!
  "Üniversiteler hegemonik ilişkilerin bir perdeleme aracı olarak kullanılmaktadır"
  Soruşturma terörüne karşı nasıl bir mücadele?.
  Vahşi katliam, destansı devrimci direniş!
  Mücadeleyi yükseltelim, direnişi örgütleyelim!
  Devletin katliam geleneğinin yeni bir halkası.
  Burjuvazinin etkin silahı: Medya.
  Bir parça yeni bir dünya....
  Devrimci bir gençlik hareketi için!..
  Ailelerimizle ilişkilerimiz nasıl olmalıdır?
  Paralı eğitime, hücrelere ve emperyalist savaşa hayır!
  Mücadele ederek geleceğimize sahip çıkalım!
  Etkin bir ön hazırlık çalışmasına dayalı anlamlı katılım
  ALGP çalışması genişleyerek sürüyor
  Gün emperyalizme karşı mücadele bayrağını yükseltme günüdür!
  YTÜ'de sistemli faaliyetlerimizden...
  Yurt-Kur tasfiye ediliyor!
  quot;Uluslararası Durum Üzerine Değerlendirmeler"
  Gerici bir burjuva ideolojisi olarak post-modernizm
  "Paris Düşerken"
  Bu yasa geçmeyecek!
  Okur mektupları



 
 
Gençlik hareketine kurulan tuzakları boşa çıkarmalıyız...

Devrimci bir gençlik hareketi için!..

6 Kasım’ın sunduğu açıklıklar üzerinden yaptığımız değerlendirmelerde, hareketin birbirine tezat iki gerçekliğinden bahsetmiştik. Nispeten ileri politik düzey ve mücadeleci dinamikler ile örgütsüzlük, hareketin birbirine tezat iki gerçeği durumundadır. Örgütsüzlük durumu sadece devrimci bir önderlik yoksunluğu olarak değil, aynı zamanda geniş gençlik yığınlarını biraraya getirecek esnek örgütlenmelerden yoksunluk olarak da kendini göstermektedir. Hareketin bu durumu, yaşadığı süreç ile birlikte gençliğin özgün dinamiklerine bağlanabilir. Ama her ne olursa olsun, bugünkü durum, devrimci önderlik ihtiyacının ne denli acil ve yakıcı bir sorun olduğunu ortaya koymaktadır.

Genç komünistler çabalarının odağına bu sorunun çözümünü koymak durumundadırlar. Devrimci önderlik iddiasını ete-kemiğe büründürecek politik-pratik bir yoğunlaşma içerisine girmek, bu yoğunluğu maddi bir güce dönüştererek gençlik hareketini istikrarlı ve devrimci bir çizgide ilerletmek temel sorumluluğudur bu.

Gençlik hareketini devrimci bir çizgide ilerletmek, stratejik hedeflere bağlı biçimde gençlik yığınlarını gündelik mücadele içerisinde eğitmek ve hareketin en ileri ve kararlı unsurlarını böyle bir mücadele içerisinde kazanmak, öncelikli olarak gözetilmesi gereken noktalardır. Bu herşeyden önce siyasal çalışmamızın sahip olması gereken zenginliği ve yoğunluğunu ifade etmektedir.

Öte yandan, gençliği kazanacak bir devrimci faaliyetin olmazsa olmaz yönlerinden biri, gençlik hareketine önderlik iddiasıyla ortaya çıkan, ama siyasal çizgileri ve pratik tutumlarıyla onun devrimcileşmesinin önünde bir engel olarak duran güçlere karşı mücadeledir. Bu sözkonusu grup ya da çevrelerin maddi güçlerinin ne olduğundan bağımsız bir sorundur. Çünkü bunların büyük bir bölümü gençliğin geri bilincini besleyen, bunun üzerinden politik olarak varolan bir yönelim içerisindedirler. Dolayısıyla sözkonusu çevrelere karşı mücadele, hareketin politik planda taşıdığı zayıflıklara ve geri yanlara karşı da bir mücadeledir aynı zamanda.

Burada zaman zaman pratikte yeterince gözetilmeyen mücadelenin bu yönüne dikkat çekerek, sözkonusu güçlerin konumlarına ve hareket içerisinde oynadıkları role değineceğiz. Elbette bu, onları tek tek değerlendirmekten çok, gençlik hareketinin sorunlarıyla birlikte, genç komünistlerin politik-pratik görevlerine ilişkin belli açıklıklar sağlanmasına hizmet edecektir.

Bugün gençlik hareketi içerisinde irili ufaklı ve farklı renklerden birçok çevre politika yapma iddiasındadır. Devrimci-demokratlardan liberallere ve kemalistlere kadar bu yelpaze genişlemektedir. Ancak bu çevrelerin politik çizgi ve pratik yönelimleri dikkate alındığında, bunun bir yanılsama olduğu görülmektedir. Onlarca gençlik grubu olmasına karşın birçoğu hareketten tümüyle yalıtık, siyasal ciddiyetten yoksundur. Gençlik hareketi içerisinde belli bir etkiyle birlikte belli bir konumu tutanlar, kemalistler, liberaller ve teslimiyetçilerdir. Devrimci demokrat akımların gençlik hareketi içerisinde etkileri sınırlıdır ve iddia planında zayıftırlar. Sadece Özgür Genç nispeten bunun dışında bırakılabilir, ki o da belkemiksizliği nedeniyle politik kuvvet olmaktan uzaktır.

Dolayısıyla, buradaki değerlendirmeler devrimci grupları değil, konum ve çizgileriyle gençlik hareketinin gelişmesinin önündeki engellerden olan liberal reformistleri hedeflemektedir.

Liberal reformist çevrelere karşı mücadelenin iki cephesi vardır. Birincisi, bunlar gençliğin geri yanlarına dayanarak varolabildikleri içindir ki, gençlik hareketini devrimcileştirmede mesafe almak; ikincisi ise, buna bağlı olarak kesintisiz bir ideolojik mücadeledir.

Liberal çevrelerin en temel ortak özelliği, gençliğin ihtiyaçlarını düzen içi bir düzlemden karşılama çabası içerisinde olmalarıdır. Bu konumdan dolayıdır ki, ya politik çizgi planında burjuva ideolojisinin gençlik içerisinde üretilmesi misyonunu yerine getirmekte, ya da sosyalizm maskesi takarak hareketin mücadele dinamiklerini yumuşatma işlevi görmektedirler.

Bu çevrelere kısaca da olsa tek tek bakarak, konumları ile politik çizgilerinin gerçek içeriği ve işlevini ortaya koyalım.

Teslimiyetçi Kürt platformu

Kürt gençliği, Kürt ulusal mücadelesinin devrimci bir seyir izlediği dönemde, bu mücadelenin en dinamik kesimi olarak büyük bedeller ödemişti. Bu nedenle, ulusal mücadelede iç ayrışmanın ortaya çıktığı dönemde yüzü hep direnişe ve devrime dönüktü. Bundan dolayıdır ki liberal politik yönelimin ilk hedefi Kürt emekçi gençliği oldu. Eğer gençlik denetim altına alınabilirse hareketin seyrini değiştirmek kolaydı. PKK’nin teslimiyet çizgisine kayması sonrasında da böyle bir süreç izlendi. Kürt gençliği teslimiyetçi platformun yöneldiği öncelikli alanlardan biri oldu. Onun mücadeleye ve devrime dönük yüzünün düzene çevrilmesi ve enerjisinin teslimiyetçi çizgide kullanılması teslimiyet platformunun temel yönelimi oldu. Hlihazırda bunda başarılı olduğu açıktır. Kürt emekçi gençliği büyük ölçüde teslimiyetçi çizgiye bağlanmış, henüz tamamlanmamış bir süreç olsa da, halihazırda yüzü düzene doğru çevrilmiştir.

Teslimiyetçi Kürt platformunun gençlik hareketinin ihtiyaçlarına yanıt vermek gibi bir iddiası hiçbir zaman olmadı. Gençlik hareketinin durumunu kavrama yönünde herhangi bir çaba da göstermedi. Ancak konumu gereği mücadele dinamiklerini taşıyan Kürt gençliğini kontrol altında tutabilmekte, onun mücadele isteğinin yönünü saptırarak düzene teslim etme çabası sergilemektedir.

Dolayısıyla, teslimiyetçi platforma karşı ideolojik-politik mücadele yürütmek, bu yolla Kürt emekçi gençliğini devrime ve sosyalizme kazanmak sorumluluğu yakıcı ve güncel bir görev olarak önümüzde durmaktadır.

Kürt gençliğinin ulusal hak ve özlemlerine sahip çıkmak bu açıdan temel önemdedir. Halihazırda üniversitelerde yaygınlaşan ve devletin terörle karşıladığı anadilde eğitim kampanyası Kürt gençliğinin bu temelde sahip olduğu duyarlılıkların kapsamına ve düzeyine ilişkin önemli açıklıklar sunmaktadır. Kampanyanın kim tarafından örgütlendiğinden bağımsız olarak, genç komünistler Kürt gençliğinin bu özlemlerini gözeten bir politik tutum geliştirmek ve bu talepleri sahiplenmek durumundadırlar. Elbette bu tutum, temelde teslimiyetçilerin niyet ve hesaplarından bağımsız olarak ve ona karşı olarak, Kürt gençliğini ulusal demokratik özlemlerine sahip çıkarak devrime kazanmaya hizmet edecektir. Genç komünistler ulusal hak eksenli duyarlılıkları devrimci iktidar hedefine bağlı olarak decurren;erlendirmeli, bu hedefe bağlamalıdırlar.

Ancak unutulmamalıdır ki, Kürt gençliğini kazanmak, salt Kürt sorununun çözümüne ilişkin devrimci bir politik platform koymakla değil, onları sınıfsal konumları üzerinden devrimci mücadeleye çekebilmekle mümkündür. Bunun imkan ve olanakları mevcuttur. Teslimiyetçi platform liberal Kürt milliyetçiliği çizgisiyle, Kürt emekçi gençliğinin ulusal istemlerine olduğu kadar sosyal mücadele dinamiklerine de yanıt verememektedir.

İleri dergisi çevresi ve Öncü Gençlik

Bu iki çevre de siyasal platform açısından özde bir farklılık taşımamaktadır. Her ikisi de burjuva milliyetçi bir konumda bulunmaktadır. Gençliğin sosyal istemleri görmezden gelinmekte, burjuva milliyetçi bir anti-emperyalist vurguyla birlikte sözde bir toplumsal proje olarak Kemalizm cilalanmaktadır.

İleri dergisinde yer verilen yazılara bakıldığında, konumu yeterince açık bir biçimde görülmektedir. Vural Savaş, Kemal Alemdaroğlu gibi düzenin tescilli uşaklarına yer verilmesi, bu grubun çizgisini özetlemektedir.

Tümüyle burjuva milliyetçi bir konuma sahip bu çevreler, gençliğin henüz belli duyarlılıklar taşımakla birlikte bilinç planında zayıflıklar taşıyan kesimlerini hedeflemektedirler. Gençliğin politik arayış içerisinde, fakat yüzleri Kemalizme dönük kesimlerini etkilemekte, buradan kendilerine bir kanal açmaya çalışmaktadırlar.

Genç komünistlerin gençlik hareketinin politik arayışının önündeki engellere karşı yürütecekleri mücadelede bu çevreler önemli bir yer tutmaktadır. Bu, sözkonusu çevrelerin hareket içerisinde maddi güçlerinden bağımsız olarak, gençlik hareketinin zayıf yönüne karşı bir mücadele olarak anlaşılmalıdır.

Emek Gençliği, SİP’li öğrenciler
ve Koordinasyon çevresi

Emek Gençliği, gençliğin sosyal istemlerini dar ekonomist bir çerçevede ele almakta, bu eksenli mücadeleyi öne çıkartmaktadır. Gençlik hareketinin ileri politik yönelimi karşısında ise sık sık hareketin uzağına düşmektedir. Bununla birlikte, özellikle emekçi gençliğin mücadeleye yüzü dönük kesimleri içerisinde belli güçleri tutabilmektedir.

SİP, yeni adıyla TKP’li öğrenciler ise gençliğin sosyal ve demokratik taleplerine sırtını çevirmekte, kaba bir sosyalizm ajitasyonu ve Mc Donald’s kampanyası gibi sulandırılmış politik çalışmalarla harekete kofluğu taşımaktadır. Bununla birlikte, gençliğin yüzü politik mücadeleye dönük belli samimi unsurları bu çevrenin bünyesinde çürütülmektedir.

Koordinasyon çevresi, diğer liberal çevrelerden farklı olarak, gençliğin siyasal ve sosyal özlem ve duyarlılıklarına seslenen bir çalışma yürütmektedir. Bu çalışma yalpalayan bir seyir izlemektedir. Zaman zaman devrimci söylemler kullanıp, pratik tutumlar alsalar da, bu tutumları gençliğin yaşadığı dalgalanmalara bağlı olarak değişmekte, zaman zaman da politik söylemler sulandırılarak ve politik özü boşaltılarak aydın lafazanlıkları biçimine bürünmektedir. Halihazırda yaygın ama gevşek bir örgütlenmeye sahiptirler. Bu konumlarıyla kendiliğindenci bir çizgi olarak tanımlanabilirler. Bugün gençliğin ileri kesimlerinin belli duyarlılıklarını kucaklasalar da, liberal bir gençlik örgütlülüğü konumundadırlar. Bundan dolayı bünyelerindeki sosyalizme açık gençlik güçlerini ihtiyaçlarına yanıt verememekte, gençliğin devrimci mücadele potansiyellerini tahrip edici bir işlev görmektedirler.

Gençlik hareketi önündeki tuzakları
etkisizleştirmek için...

Genç komünistler, partili kimlikleri ve politik çizgileriyle gençlik hareketinin önderlik boşluğunu doldurmaya adaydırlar. Bu, her türlü yetersizlik ve zayıflıklarına karşın böyledir. Çünkü gençlik hareketinin ihtiyaçlarına devrimci bir zeminden ancak onlar yanıt verebilirler. Bu nedenle, gençlik hareketinin gelişmesinin önündeki engellere, onun mücadele dinamiklerini tahrip eden tüm siyasi çevrelere karşı kesintisiz ve sistematik bir mücadele vermekle yükümlüdürler. Böyle bir mücadelenin amacına uygun bir biçimde yürütülebilmesi ise, mevcut zayıflıkların aşılmasına bağlıdır.

Gençlik hareketinin ihtiyaçlarını doğru kavrayan ve politik platformunu bu eksende oluşturan genç komünistlerin bugün yaşamakta oldukları en önemli sorun örgütlülük planındadır. Bununla beraber, çalışma tarzı ve yönelimler açısından atılmış önemli adımları sözkonusudur. Gündem belirleme ve gündelik siyasal çalışma açısından yetersizlikler taşınsa da, belli bir düzey kazanılmış durumdadır. Ancak atılan adımlar henüz başlangıç niteliğindedir. Gündemleri isabetli bir tarzda belirleyerek etkili siyasal bir pratiği örgütlemek alanında katedilen mesafe henüz yetersizdir, ancak tekil örnekler nezdinde bu düzey yakalanabilmektedir.

Genel siyasal çalışmayı birimler temelinde etkin bir çalışmayla birleştirememek en önemli sorunumuzdur. Oysa geniş gençlik yığınlarını kucaklamak ve harekete geçirmek buna bağlıdır. Bununla birlikte, politika yapma planında belli alanlarda belli bir düzey kazanmış durumdayız. Gençliğin sorunlarını ve gündemlerini tespit ile önden örgütleyici öncü çalışmaların yürütülmesi açısından son 6 Kasım ve düzenlenen kampanya belli bir mesafeyi ifade etmektedir.

Etkili ve örgütleyici bir faaliyet için kadrolaşma özel bir önem taşımaktadır. Bunun en önemli parçası eğitimdir. İdeolojik-teorik eğitim, beraberinde siyasal faaliyetin eğiticiliğiyle güçleri yeniden örgütleme sorunudur bu.

Güçlerimizin eğitilmesinin en önemli yönü, onların partili bir kimlik ve ruhla donatılmasıdır. Bu kimlik ve ruhtan uzaklık, zaman zaman darlaşmayı ve siyasal etkimizin gerisinde bir pratik duruşu doğurabilmektedir. Bu aynı zamanda çalışmalarımızı belli sonuçlara ulaştırmaktan da bizi alıkoyabilmektedir.

Bugün artık gençlik hareketi karşısında bir taraf olduğumuzu unutmamalı, bu bilinçle hareket etmeliyiz. Gençliğin geleceğini biz temsil ediyoruz. Gençlik hareketinin ihtiyaçlarına yanıt verebilecek programatik-politik çizginin temsilcileri durumundayız. Ancak ve ancak, partili kimliğimiz ve bu kimliğe dayalı cüretle, gençlik hareketi üzerinde olumsuz rol oynayan siyasal çevrelere karşı da etkin bir mücadeleyi örgütleyebilir, siyasal arenada genç komünistler olarak yerimizi alabiliriz.