YÖKe, F tipi katliama, emperyalist savaşa karşı Beyazıttaydık....
Azgın polis terörüne rağmen kitlesel gösteri!
İstanbuldaki YÖK protestoları parçalı, ama kitlesel gösteriler biçiminde yaşandı.
Hücre gündemi olursa biz ayrı eylem yaparız diyen Emek Gençliği, saat 12:00 civarında Öğrenci Kültür Merkezinden meydana çıkıp basın açıklaması yaparak dağıldı.
Beyazıt duraklarından başlayan diğer eylem, her yapının kendi pankartını açarak meydana kadar gelmesi ile saat 13:00 civarında başladı. Bu sırada eylemi provoke eden SİPli öğrenciler, kitlenin önüne geçerek basın metinlerini okumaya başladılar. Üniversiteden çıkan kitle ise biraz bekledikten sonra meydana inmek için hareketlendi. SİPli öğrenciler o arada arkadaşlar basın açıklaması bitti, eylem bitti, dağılıyoruz diyerek provokasyonlarını sürdürdüler. Üniversite içinden çıkan grup SİPin bu provokatif tutumuna müdahale edip alana inmeye çalışırken, bu durumu fırsat sayan polis eylemcilere saldırdı. Bu andan itibaren Beyazıt tam anlamıyla polis vahşetine sahne oldu. Gaz bombaları atılarak, biber gazı püskürtülerek, coplar kullanılarak öğrenciler dayaktan geçirildiler. Gaz nedeniyle bayılan öğrenciler vahşce dövüldüler. Birçok kişi gözaltına alındı.
Polis terörü daha sonra Beyazıt Meydanının sınırlarını aşarak çevre güzergahlara kadar uzandı. Sokaklarda öğrenci görünümlü insanlar dövülerek gözaltına alındılar. Ancak estirilen bu teröre rağmen Sultanahmete ve sahile doğru yürüyen gruplar eyleme burada da devam ettiler.
Beyazıttaki eyleme 1000i aşkın öğrenci katıldı.
Eylem boyunca, YÖK kalkacak, polis gidecek, üniversiteler bizimle özgürleşecek!, İçerde dışarda hücreleri parçala!, F tipi yaşama hayır! YÖKe hayır!, YÖK, polis, medya, bu abluka dağıtılacak!, Armutluda düşenler kavgamızda yaşıyor!, Kahrolsun savaş, kahrolsun emperyalizm!, Kahrolsun Amerikan emperyalizmi!, Kürtçe eğitim istiyoruz! sloganları atıldı.
Ekim Gençliği olarak eyleme Emperyalist savaş ve hücre duvarları değil, özgürlük ve gelecek istiyoruz-Ekim Gençliği pankartıyla katıldık. YÖKe, devlet terörüne ve emperyalist savaşa karşı öfkemizi haykırdık.
Avcılar kampüsünde YÖK protestosu
Avcılar Kampüsünde biraraya gelen Ekim Gençliği, BPG, Koordinasyon ve Emek Gençliği 5 Kasımda YÖK protestosu yapma kararı aldı. Yurtsever arkadaşlar, 6 Kasım öncesi çok meşgul oldukları için eyleme kısmen destek vereceklerini söylediler
Eylem Menza girişinde alkış ve sloganlarla başladı. Yemekhanede dövizler açıldı ve hazırlanmış olan ortak metin okundu. Bu arada da sık sık slogan atıldı. Atılan sloganlar, YÖK kalkacak, polis gidecek, üniversiteler bizimle özgürleşecek!, Şantiye değil okul istiyoruz!, İçerde dışarda hücreleri parçala!, Emperyalist savaşa hayır!, Savaşa değil eğitime bütçe!ydi. Ortak metin okunduktan sonra giriş kata inildi.
Pencereye Parasız, bilimsel, anadilde, demokratik eğitim için YÖKe hayır! 6 Kasımda Beyazıta! yazılı pankart asıldı. Hemen pankartın önünde de sahne oluşturuldu. Oluşturulan sahnede Tiyatro Maya bir gösteri sundu. Öğrencilerin tiyatro gösterimine ilgisi yoğundu. Tiyatrodan sonra eylem bitirildi. Daha önce eyleme destek vereceklerini söyleyen yurtsever arkadaşlar, yemekhane masalarına oturarak uzaktan izlemeyi tercih ettiler.
Önce çalışma ve yeni dönem için dersler
Ekim Gençliği olarak Avcılar Kampüsünde 6 Kasım çalışmasına 1 hafta önce başladık. YÖKle ilgili bir bildiri hazırladık. Bunu yemekhanede ve okulun içerisinde dağıttık. Afişler hazırladık. Yanısıra okulun duvarlarına Kızıl Bayrakın savaşla ilgili hazırlamış olduğu afişleri astık.
Bu faaliyetleri gerçekleştirirken, bunların yeterli olup olmadığıı üzerine tartışmalar da yürüttük. Sınıf konuşmaları yapmayı hedeflememize rağmen, yeterli ataklığın gösterilememesi ve çalışmanın gereğince planlanmamış olması sonucu istedeğimizi gerçekleştiremedik.
Avcılar Kampüsünde her merkezi eylem öncesi bir etkinlik gerçekleştirilir. Yapılan toplantılar sonucu 4 yapı olarak 5 Kasımda eylem yapma kararı alındı. Geçen yıl da sürekli tartışılan, eleştirilen bir konu vardı. Eylem öncesi yeterli hazırlıkların yapılmaması, bu nedenle herkesin yalnızca kendi çevresinden insanları kattığı, kendi kabuğunu kıramayan eylemlerle yüzyüze kalındığına dair tartışma ve eleştirilerdi bunlar.
Bunlardan gerekli sonuçlar çıkarılıp çalışmaya yansıtılmadığı için, bu sene yapılan eylem de aynı akıbete uğramış oldu. Ancak bu kez bir farklılık oldu. Eylem sonrası Menza içinde tiyatral gösterimin olması, yaklaşık 100-150 kişinin toplanmasını sağladı. Herkes ilgiyle tiyatroyu izledi. Bu da farklı yöntemlerin denenmesinin özel önemine işaret eden canlı bir örnekti
Ekim Gençliği olarak yaptığımız tartışmalarla bir haftalık çalışmamızın ve kendi kampüsümüzde yapılan eylemin eleştirel bir değerlendirmesini yaptık. Bazı anlamlı sonuçlara ulaştığımızı söyleyebiliriz. Bunları önümüzdeki dönem çalışmalarımızda mümkün mertebe gözetmeye çalışcağız.
Avcılar Kampüsü EG olarak yeni bir sayfa açıyoruz kendimize. Daha önceki yıllarda yapılan, kendi sınırlarını zorlamaya, verimsiz, plansız ve hedefsiz çalışma dönemini kapatıyoruz. Partili kimliğe yaraşır bir gençlik çalışması yapma hedefi koyuyoruz önümüze.
Ekim Gençliği/Avcılar Kampüsü
Faşist teröre rağmen
kitlesel, coşkulu ve militan gösteri!
Ortak Platform tarafından bu yıl da 6 Kasımda YÖKün kuruluşunun Kızılayda protesto edilmesine karar verildi. Gençliği alana çağırmak için hazırlanan 4 bin civarındaki ortak bildiri bütün okullarda dağıtıldı. Ayrıca her okul yerelliğinde ön hazırlık çalışmalarının ve eylemlerin yapılması kararlaştırıldı. Geçen yılın 6 Kasımında Kızılaya çıkmanın coşkusuna rağmen, ÖO sürecinin mevcut seyri ve devletin estirdiği terör nedeniyle çalışma belli bir darlık içinde kaldı.
Sermaye devleti eylem sabahı erken saatlerden itibaren Ankarada terör estirdi. Yüzlerce gözaltıyla ve devrimci basın bürolarının basılmasıyla eylem engellenmeye çalışıldı. Eylem öncesinde kafeler dahi basılarak insanlar gözaltına alındı. Çankaya ve Yenimahalle Emniyet Müdürlükleri, daha öğlen olmadan gözaltılarla dolu olduklarını açıkladılar. Polis ayrıca Kızılaya çıkan tüm yollara yığınak yaptı.
Tüm bu baskı ve engellemelere rağmen alınan karar doğrultusunda saat 12:25te Ziya Gökalp Caddesinde toplandık. Alanda 2 bine yakın öğrenci vardı. Pankartlar açılarak yol kesildi. Tam bu anda polis de kitleyi kuşatarak saldırı hazırlığına başladı. Ancak bu coşkuyu azaltmak yerine daha da körükledi. Kızılay gençliğin sloganlarıyla çınlıyordu.
Burada uzun süre beklenildi, ancak barikatın aşılamaması nedeniyle bu kez Sakarya Caddesine doğru sloganlarla yürüyüşe geçtik. Sakarya göbekte toplandık. Polis burada da kitleyi kuşatıp gözdağı vermeye çalıştı.
Açıklamaların okunmasının ardından bu kez geldiğimiz yoldan geri dönüp yeniden Ziya Gökalp Caddesine çıktık. Dağılacağımız sırada gözaltılar olduğunu öğrendik. Polis hazır beklettiği belediye otobüslerine gözaltına aldığı öğrencileri koymuştu. Bizim farketmemiz üzerine otobüs ilerlemeye çalıştı. Ancak yolun kesilmesi ve otobüsün önüne etten bir barikat örülmesi nedeniyle otobüs ilerleyemedi. Otobüsü kuşatıp sloganlarla gözaltıların serbest bırakılmasını istedik. Kararlı duruşumuz sonucu gözaltıları geri almayı başardık.
Gözaltıları alıp geri döneceğimiz sırada polisin saldırması nedeniyle kısa bir arbede yaşandı. Bir kez daha durup sloganlarımızla karşılık verdik. Ardından trafiği kapatarak Cebeciye doğru yürümeye başladık. Eylemimiz Cebecide coşkulu bir şekilde sona erdi.
Etkin bir ön hazırlık çalışmasıyla
6 Kasımda alanlara çıktık!
Uzun bir sessizliğin ardından gençlik içerisinde savaş karşıtlığı olarak kendini gösteren ve gittikçe yükselen mücadele eğilimi 6 Kasımda kendisini alanlarda ifade etti. DTCFde de emperyalist savaş karşıtı çalışmayla yakalanan ivme 6 Kasımda alana taşındı.
6 Kasımdan bir hafta önce geniş katılımlı bir toplantı yapıldı. Toplantıya katılanların çoğunun yeni ve örgütsüz insanlar olması oldukça anlamlıydı. Toplantıda genel hatlarıyla öğrenci gençliğin sorunları ve kendi taleplerimiz tartışıldı. 6 Kasıma hazırlık konusunda kararlar aldık.
Öğretim görevlilerini alanlara çağırmak amacıyla bildiri hazırladık. Hazırladığımız afişleri ve pankartı okulun çeşitli yerlerine astık. Ayrıca açtığımız masadan müzik yayını yaparak gençliği ve öğretim elemanlarını alana davet ettik.
6 Kasım günü saat 11:30da okulumuzda bir eylem yaptık. Sloganlar ve alkışlar eşliğinde bahçeye inip bir açıklama yaptık. Herkesi geleceğine sahip çıkmak için Kızılaya çağırdık.
Ziya Gökalp Caddesinde diğer öğrenci gruplarıyla birlikte yolu kapattık. Burada Formasyon YÖK, Yaşama hakkı yok pankartımızı açtık. Okuldan katılımın az olmasına rağmen, genelde yeni insanların gelmesi dikkat çekiciydi.
Devletin estirdiği teröre ve yüzlerce gözaltıya rağmen gençliğin alanlara çıkması, düzenin tüm baskı, katliam ve aldatmacalarına rağmen gençliği denetim altında tutamayacağını göstermiştir.
Şimdi 6 Kasım ruhuyla mücadeleyi yükseltme zamanıdır!
9 Kasımda işçi ve emekçilerle buluştuk!
9 Kasım mitinginin 6 Kasımın hemen ardına gelmesi nedeniyle iyi bir ön hazırlık çalışması yapamadık. Mitinge katılma kararı oldukça dar katılımlı bir toplantıda alındı. Sadece elle hazırlanan çağrılarımızı dağıttık.
Mitinge, YÖK karşıtlığını ve formasyon talebimizi içeren Formasyon YÖK, Yaşama hakkı yok! yazılı pankartımızla katıldık.
Çalışma yapamadığımız için katılım başlangıçta oldukça zayıftı. Bu durum moral bozukluğu yaratsa da, yeni insanların kararlılığı sayesinde pankartımızla yürüyebildik.
Kortejler oluşup yürüyüş başladığı sırada bazı sendikalar ve devrimci-demokrat akımlarla kortej sırası nedeniyle sorunlar yaşadık. Ancak yürüyüşün başlamasıyla bu sorun aşılabildi.
Yürüyüşün ilerleyen safhalarında kortejimize yeni katılımlarla anlamlı bir sayıya ulaşmamız moral yükseltici oldu.
Alana girişimizdeki coşkumuz sloganlarla ve halaylarla devam etti.
Çukurova Üniversitesinde 6 Kasım eylemi
YÖK Karşıtı Öğrenciler platformunun oluşturulmasının ardından 6 Kasım hazırlıklarına başladık. Önce bir anket çalışması yaptık. Böylece öğrencilerle birebir konuşma imkanı bulduk. Çok geniş yapılamamasına rağmen insanlara YÖKün kime hizmet ettiğini anlatabildik. Yeni insanlara ulaşma fırsatı bulduk ve onları 6 Kasım çalışmalarına dahil ettik. Çeşitli afiş ve bildirilerle eyleme dönük hazırlıklarımızı tamamladık. Afiş ve bildirilerimizde kullandığımız Genç ol ve susma! vurgusu taşıyan karikatür yoğun ilgi çekti. Aynı karikatürü bildiri ve afişlerimizde de kullandık.
6 Kasıma YÖK/bozuk düzende sağlam çark olmaz! (YÖKün Ösü kırık çark şeklindeydi) yazılı bir pankartla katılma kararı alındı. Ayrıca 6 Kasım günü yürüyüşten önce bir şenlik yapılması planlandı. Ancak, kampüs girişindeki yoğun arama, kimlik kontrolü, ÖGB-polis terörü nedeniyle bunu başaramadık.
Ayrıca, hazırlık çalışmaları kapsamında açılan karikatür sergisi ve faaliyetlerin masraflarını karşılamak amacıyla bir kermes açtık.
Yürüyüş Fen-Edebiyat Fakültesi önünde öğrencilerin toplanmasıyla başladı. YÖK Karşıtı Öğrenciler olarak pankartımızı açıp yürüyüşte yerimizi aldık. Diğer platform ise Bilimsel, parasız, demokratik, anadilde eğitim istiyoruz!, Anadilde (Kürtçe) eğitim istiyoruz! Yurtsever/demokrat öğrenciler, Formasyon hakkımız engellenemez! pankartlarıyla katıldı.
Yürüyüş boyunca şu sloganlar atıldı: YÖK, polis, medya bu abluka dağıtılacak!, Sermaye defol, üniversiteler bizimdir!, Savaşa değil, eğitime bütçe!, Emperyalist savaşa hayır!, Yaşasın halkların kardeşliği!, Hücrelere değil eğitime bütçe!, İçerde dışarda hücreleri parçala!, Yaşasın ÖO direnişimiz!, Her yer Armutlu, her yer direniş!
Eyleme 600 kişi katılırken, platformumuzun kortejinde yaklaşık 100 kişi vardı.
Diğer platform Rektörlüğün önünde basın metnini okuduktan sonra bizim basın açıklamamıza fiziki ve sözlü müdahalede bulundu.
Eylem Eğitim Fakültesi önünde basın metnimizin okunmasıyla son buldu.
EkimGençliği/Çukurova Üniversitesi
İki platform şahsında ayrışan iki çizgi,
iki anlayış
ÇÜde 6 Kasım öncesinde eyleme dönük bir birliktelik oluşturulması yönünde yoğun tartışmalar yaşandı. Biz EG olarak devrimcilerin birlikte olduğu, bağımsız öğrencilerin de yeralabileceği esnek bir platformun kurulmasını istiyorduk. Ayrıca bu platformda, özellikle bu yılki alternatif açılışın örgütlenmesi sürecindeki sekter ve dayatmacı tutumları ve son süreçteki teslimiyetçi duruşları nedeniyle yurtsever gençliğin olmaması gerektiğini bildirdik.
Bu zeminde ortaklık sağlanamayınca iki ayrı platform ortaya çıktı. Platformların birisi Ekim Gençliği, TÖDEF, Partizan Gençlik ve bağımsız-demokrat öğrencilerden; diğeri Özgür Gençlik, Kaldıraç okurları, DÖB, Yeni Demokrat Gençlik, Yurtsever Gençlik ve Emek Gençliğinden oluştu.
Diğer platformun bileşenleri, birlikten ne anladıklarını hem toplantıda ve hem de eylemde çıplak bir şekilde gösterdiler. Onlara göre birlik, reformist ve teslimiyetçi grupları sözde devrimcileştirmek adına kendi devrimci söylemlerinden vazgeçmek, aynı çatı altında birleşip, kimseyi kırmadan (özellikle sayıca kalabalık yapıyı) hareket etmekti. İşte böyle bir anlayış bu tarz bir örgütlülüğü yarattı. Sözde reformizme müdahale iddiasıyla yola çıkanlar reformizmin kuyruğuna takıldılar. Devrimci politikadan uzak içi kuru taleplerle doldurulmuş, düzeni hedeflemeyen bir birlik, kof ve kaygan bir birlikteliktir. Pratikte bu gerçek kanıtlandı.
Elbette biz de birlikten yanaydık. Ancak bizim düşündüğümüz birliktelik devrimcilerin inisiyatifi ellerinde bulundurdukları, reformizme eklenmedikleri, talepleriyle, içeriğiyle düzeni hedefleyen bir birliktelikti. İşte bizim içinde yeraldığımız platformu oluşturan temel ilkeler bunlardı.
Başka bir dünya mümkün!
SUS-TUK!
Kara elleriyle ağzımızı, gözümüzü kapatanları hiç farketmedik. Farketsek bile böyle sessiz, umutsuz, kendimize güvensiz bir şekilde sustuk. Hayatın anlamını sorgulamak, toplumun sorunlarıyla uğraşmak -bu laflar bize komik geldi, geyik oldu genelde. Oysa hayatın içinde olduğumuz için ve toplumla ilişki içinde var olabilen varlıklar olduğumuz için aslında kendi sorunlarımızın hiç farkında olmadık. Farkında olsak bile sustuk... Ailemizden kopup geldik üniversiteye. Ne de çabuk unuttuk babamızın, anamızın işçi olduğunu, emeğiyle geçinen-geçinemeyen insanlar olduklarını.(...)
Her yıl kitaplara, yurda, yemeklere, yola, yani yaşamsal ihtiyaçlarımızı karşılamamız için gereken şeylere yüzde yüz-ikiyüz zam yaptı devlet. İşçi-emekçilerin maaşlarına ve bizim kredilerimize zam yaparkense açlık sınırına bile yaklaşmadı. Bizi müşteri olarak gördü her yerde, milyarlık senetler imzalattı, ama iş olanaklarımızı elimizden de aldı. Okulu kazanmak için yüz binlerce arkadaşımızı (en zayıf halkaları yani) geride bıraktık, yendik! Hangi bölümde olursak olalım okulu bitirdiğimizde iş olanağımız elimizden alındı, alınıyor işte. Duyarlı, tepkili, düşünen insanlar işkence gördü, öldürüldü güpegündüz vahşice... Sahi biz ne yaptık tüm bunların içinde... (...)
Biz sustuk. Koyunların sessizliğini yaşadık...
Artık susmayalım!
6 Kasımda hep birlikte haykıralım: HAYIR!
Paralı eğitime, işsizliğe, işkenceye, savaşa, İMFye, YÖKe, F Tipine, ırkçılığa, cinsiyetciliğe, çevre katliamına HAYIR!
Genç ol ve SUS-MA!!!
Başka bir dünya mümkün! Unutma, umutla!!..
Çukurova Üniversitesinde Ekim Gençliği, TÖDEF, Partizan Gençlik ve bağımsız öğrencilerin içinde yeraldığı YÖK Karşıtı Öğrencilerin çağrı bildirisi..
İzmirde YÖK protestoları...
Birkaç güne yayılan kitlesel gösteriler!
4 Kasımda Konak!
İzmirde YÖK karşıtı gösteriler 6 Kasımdan birkaç gün önce başladı.
4 Kasım Pazar günü EÜDER, BEFÜDER, HUFÖD, CÜBÖD ve Dokuz Eylül Tıp Fakültesi öğrencileri Konak Sümerbank önünde kitlesel bir basın açıklaması yaptılar.
Kortejin en önünde Emperyalist savaşa, İM-F tipi yaşama, YÖKe karşıyız-EÜDERli Öğrenciler pankartı taşındı. Bunu Anadilde eğitim istiyoruz! ve Özel değil özerk-demokratik üniversite! pankartları izledi.
Yapılan açıklamada şunlar söylendi:
YÖKün uygulamalarıyla eğitimin insana yönelik yönünden gün geçtikçe uzaklaşılmakta, eğitim metalaştırılmakta, üniversiteler ticarethaneye dönüştürülmektedir. Eğitimde özelleştirme politikalarıyla vakıf üniversiteleri teşvik edilip desteklenirken, devlet üniversiteleri en temel ihtiyaçlarını bile karşılayamayacak durumda bırakılmaktadır. Ödenek olmadığı gerekçesiyle üniversitelerde ısıtma sistemi çalışmazken, F tipi hücrelere ve savaş yatırımlarına ayrılan pay gittikçe artırılmaktadır.
350 kişinin katıldığı eylemde sık sık, Eşit, parasız, anadilde eğitim!, Savaşa değil eğitime bütçe!, F tipi üniversite istemiyoruz!, Faşizme karşı omuz omuza!, YÖKe hayır!, Devrim şehitleri ölümsüzdür!, Yaşasın halkların kardeşliği!, Polis dışarı bilim içeri! vb. sloganlar atıldı.
6 Kasımda her üniversite bir eylem alanı!
Ege Üniversitesindeki gösteriye 1000 öğrenci katıldı. Eylem Edebiyat Fakültesi önünde başladı. Öğrenciler yemekhaneye kadar yürüdüler ve burada emperyalist savaşı ve YÖKü protesto eden basın açıklamalarını yaptılar. Sık sık emperyalist savaşı ve YÖKü protesto eden sloganlar atıldı.
Dokuz Eylül Üniversitesinde dersleri boykot eden öğrenciler İktisat Fakültesinde verilen müzik dinletisiyle protestolarına başladılar. Ardından Eğitim Fakültesine yürüdüler. Yürüyüşe yaklaşık 700 öğrenci katıldı. Yaşasın özerk demokratik-bilimsel üniversite mücadelemiz!, YÖK dışarı bilim içeri! sloganları atıldı.
Zonguldak Karaelmas Üniversitesinde 6 Kasım
ZKÜde geçen yıl yapılan ders boykotu ve 50 kişinin katıldığı oturma eylemi ile YÖK protestosu oldukça sönük geçmişti. Bu yılki protesto, yaklaşık 100 kişinin katıldığı, halayların çekilip türkü ve marşların söylendiği bir eylemle gerçekleştirildi. Buna rağmen birçok eksiklik taşıyordu. Çalışmanın birkaç güne sığdırılması, ajitasyon-propaganda araçlarının kullanılmaması, eylem sırasında slogan atılmaması ve basın metninin okunmaması gibi...
Bu eksikliklerin temel nedeni, bu alanın devrimci bir mevzi haline getirilememesidir. Açığa çıkarılabilecek bir potansiyelin varlığına rağmen sürekli ve sistemli bir çalışmanın eksikliği bizleri takvim devrimcileri konumuna düşürebilmektedir. Bu yıl yaşanan eksikliklere rağmen eylemin geçen yıllara oranla daha iyi geçmesinin yarattığı moral etki, eksiklikleri gidermenin bir dayanağı olmalıdır.
ZKÜden bir Ekim Gençliği okuru
ODTÜdeki eylem ve etkinliklerden...
5 Kasımda YÖK protestosu...
5 Kasım günü ODTÜde YÖK protesto edildi. Devrimci yapılar tarafından örgütlenen eylem öncesi hazırlık, afiş ve bildiri kullanımını aşamadı.
Hazırlık önünde başlayan eyleme yaklaşık 100 öğrenci katıldı. YÖKe hayır!, YÖK, jandarma, soruşturma, bu abluka dağıtılacak!, Kahrolsun ABD, kahrolsun emperyalizm!, YÖKün kölesi, NATOnun askeri olmayacağız! vb. sloganlar atıldı.
NATOya, hücrelere, savaşa, YÖKe hayır! pankartının taşındığı eylem yemekhane önünde okunan basın açıklamasıyla son buldu.
7 Kasımda Parti ve devrim haftası nedeniyle stand açıldı... Küçükarmutlu katliamı protesto edildi...
7 Kasım günü Küçükarmutluya yapılan saldırıyı protesto etmek için bir eylem gerçekleştirildi. Duyurusu çok sınırlı yapılabilen eyleme yaklaşık 30 kişi katıldı.
Aynı gün Ekim Devriminin 84., Partinin kuruluşunun 3. yıldönümü nedeniyle Ekim Gençliği standı açtık. Kitaplarımızı, gazete ve dergilerimizi sattığımız standımız belli bir ilgiyi topladı. Ayrıca yoğun afiş çalışması gerçekleştirdik.
6 Kasım protestoları her yerde!
Eskişehir:
Anadolu Üniversitesi Yunus Emre Kampüsünde düzenlenen eyleme yaklaşık 1000 kişi katıldı. İletişim, İktisadi ve İdari Bilimler ile Fen-Edebiyat fakültelerinden sloganlar ve dövizleriyle yürüyen öğrenciler Rektörlük binası önünde toplandılar. YÖKe, paralı eğitime, savaşa ve F tipi saldırısına karşı tepkilerini ortaya koydular. Eyleme Osmangazi Üniversitesi öğrencileri de katıldılar.
Diyarbakır:
Dicle Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi önünde toplanan öğrenciler burada YÖKü protesto ettiler. Daha sonra yürüyüşe geçen kitle polis saldırısına uğradı, bazı öğrenciler gözaltına alındı. Eylem saldırıdan sonra Fen Edebiyat Fakültesi içerisinde sürdürüldü. Derslerin boykot edildiği üniversitedeki eyleme 1000i aşkın öğrenci katıldı.
Eylem boyunca sık sık Savaşa değil, eğitime bütçe!, Baskılar bizi yıldıramaz!, YÖKe hayır! ve Anadilde eğitim! sloganları atıldı.
İnönü Fen Edebiyat Fakültesi önünde de bir protesto eylemi gerçekleştirildi. Ardından protesto amaçlı bir süre sessizce oturuldu.
Gaziantep:
Gaziantep Üniversitesi öğrencileri YÖKü ve emperyalist savaşı protesto etmek üzere yemekhane binası önünde toplandılar. Burada YÖK ve savaş karşıtı sloganlar haykıran öğrenciler, yapılan basın açıklamasının ardından dağıldılar.
Bursa:
Uludağ Üniversitesi Görükle Kampüsü yemekhanesi önünde toplanan öğrenciler YÖKe ve savaşa karşı bir eylem düzenlediler. Eylemde Yaşasın özerk demokratik üniversite mücadelemiz!, Savaşa değil, eğitime bütçe! ve Bilim içeri YÖK dışarı! sloganları atıldı. Jandarma müdahale ederek slogan atılmasını engellemeye çalıştı.
Tekirdağ:
Tekirdağ Üniversitesi Tekirdağ Meslek Yüksek ve Ziraat Fakültesi öğrencileri 150 kişinin katıldığı bir protesto gösterisi yaptılar. YÖKe hayır!, F tiplerine hayır!, Yaşasın halkların kardeşliği! vb. sloganlar atıldı. Yapılan basın açıklamasında, YÖK, İMF ve F tiplerine karşı mücadele çağrısı yapıldı.
Kocaeli:
YÖK Kocaeli Üniversitesinde de protesto edildi. Merkez Kampüsünde sabah saatlerinde biraraya gelen öğrenciler saat 12ye kadar kantinde alkışlarla YÖKü protesto ettiler. Daha sonra bahçeye çıkılarak YÖKe hayır-Kocaeli Üniversitesi öğrencileri yazılı pankart açıdı. Sık sık, YÖKe hayır!, YÖK kalkacak, polis gidecek, üniversiteler bizimle özgürleşecek!, Hücrelere değil eğitime bütçe! vb. sloganlar atıldı. Yaklaşık 100 öğrencinin katıldığı eylem çekilen halaylarla son buldu. Polis eylem sırasında üniversiteyi tam anlamıyla ablukaya almıştı.
Uşak:
Mühendislik Fakültesi önünde biraraya gelen öğrenciler, YÖKü protesto ederek, Demokratik, bilimsel, özerk üniversite talebini yükselttiler. Eylem halay ve türkülerle sona erdi.
Sivas, Mersin, Çanakkale, Samsun...
Sivas Cumhuriyet Üniversitesindeki eyleme 300 öğrenci katıldı. Mersin, Çanakkale Onsekiz Mart, Samsun Ondokuz Mayıs üniversitelerinde de 6 Kasım eylemleri düzenlendi.
Trabzonda 6 Kasım: YÖKe hayır!
6 Kasımda Trabzon Meydan Parkında YÖKün protesto edildiği bir basın açıklaması yapıldı. Açıklamayı Eğitim-Sen yaptı. KTÜlü öğrenciler olarak öğrenci katılımını arttırmak için yoğun olarak çalıştık.
70 civarında katılımın olduğu eylemde şu sloganlar atıldı: Savaşa değil eğitime bütçe!, İMF defol, üniversiteler bizimdir!, YÖKe hayır!, Halk için bilim, halk için eğitim!, Söz-karar-örgütlenme hakkımız engellenemez!, Formasyon hakkımız engellenemez vb. Eylemde engelleme çabalarına rağmen dövizlerimizi açtık.
Trabzondan bir Ekim Gençliği okuru
|