23 Kasım 2007 Sayı: SYKB 2007/01(45)

  Kızıl Bayrak'tan
   Faşist–şovenist cendereyi parçalamak için!
  DTP’ye kapatma davası...
İnkar ve imha politikasına zorunlu
Amerikan tadilatı!
2. Tersane İşçileri Kurultayı’na hazırlanıyoruz...
Telekom greviyle sınıf dayanışması büyüyor!
İşçi ve emekçi hareketinden...
  Kızıl Bayrak’a yeniden toplatma ve yayın yasağı!
  Sermayenin “Mesleki Eğitim Planları”nın
geçmişi, bugünü ve yarını
  20. Yılında Komünist Hareket...
  Emperyalist/siyonist güçlerin yeni bir seremonisi: “Annapolis Konferansı”
  Savaş kundakçıları gerici Pakistan rejimini
dizayn ediyor!.
  Dünyadan...
  İran ve yaptırımlar
Abu Şehmuz Demir
  Mirabeller’den Haticeler’e özgürlük
mücadelesi sürüyor!
  Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü etkinliklerinden...
  Ekim Gençliği’nin “Yalanlarınızı da alın gidin!” kampanyası sürüyor…
  Kürdistan cephesinde durum... - M. Can Yüce
  Mücadele Postası.
Bu sayının PDF formatını download etmek için tıklayın

 

Ekim Gençliği’nin “Yalanlarınızı da alın gidin!” kampanyası sürüyor…

Gençlik sermaye düzeninin yalanlarına karşı mücadeleyi büyütüyor!

Uludağ Üniversitesi…

Coğrafyamız genelinde oluşan şoven atmosfer Bursa’ya ve üniversitemize de yansımıştı. Bu atmosferi kendi cephemizden bir nebze olsun dağıtabilmek, hem de üniversitenin yerel dinamiklerine ulaşıp harekete geçirebilmek için, “Yalanlarınızı da alın gidin!” başlıklı merkezi kampanyamızın Uludağ Üniversitesi ayağını planladık.

Kampanyanın ilk adımı olarak paralı eğitim ve geleceksizlik saldırılarına vurgu yapan ve okulda alınacak toplantıya çağrı yapan bir anket çalışması başlattık. Mühendislik-mimarlık fakültesi kantini ve Mimoza Kafe’de yaptığımız anketlerin yanında, üniversite sorunlarını ve kampanyamızın gündemlerini işleyen bir fanzin dağıtımı yaptık.

Kampanyanın kitle çalışmasını bu yollarla sürdürürken, propaganda çalışmasına da ağırlık verdik. Mühendislik-mimarlık fakültesi ve Eğitim fakültesinin bir kısmına “Ulaşım, bandrol ücreti, har(a)çlar, yurt parası... / Müşteri değiliz, parasız eğitim istiyoruz!” ve “Yetkin mühendislik, KPSS, formasyon kaldırılsın! / Kağıt parçası değil, iş ve gelecek istiyoruz!” şiarlı pullarımızı yaptık.

Çalışmalarımız çeşitli materyallerle sürüyor. İlerleyen günlerde bir referandum çalışması örgütleyeceğiz ve ardından Bursa’da öğrenci gençliğin sorunlarını tartışacağı bir kürsü olarak Bursa Gençlik Forumu’na yürüyeceğiz!

Uludağ Üniversitesi/Ekim Gençliği



Mimar Sinan Üniversitesi...

Üniversitemizin Fen-Edebiyat Fakültesi’ne taşıdığımız kampanya çalışmamızın temel vurgusunu Fen-Edebiyat Fakültesi mezunlarını bekleyen işsizlik ve geleceksizlik oluşturuyor. Zira bugün Fen-Edebiyat Fakültesi öğrencileri işsizlik ve geleceksizlik sorununu doğrudan yaşayan kesimdir. Formasyon hakkının gaspedilmesi ile beraber, bu fakülteden mezun olan kesimler doğrudan diplomalı işsizler ordusuna katılmaktadır. İş bulabilen şanslı azınlık ise ücretli köle olarak, çoğu kez asgari ücretle ve sözleşmeli statüsünde sürünmektedir.

Parasız ve koşulsuz bir hak olması gereken formasyon eğitimi, Fen-Edebiyat Fakülteleri müfredatından yıllar önce çıkartılmıştır. Bugün ise “diplomalı işsiz adayı” öğrenciler, “ücretli köle” statüsüne yükselmek istiyorlarsa, yani bir iş bulabilmek istiyorlarsa, önce paralarını ödeyerek formasyonlarını satın almak, ardından da KPSS’ye girerek yeni bir elemeye tabi tutulmak zorundadırlar.

Bütün bu sorunlara karşı bizler üniversitemizde “Kağıt parçası değil, iş ve gelecek istiyoruz!” şiarını yükseltiyoruz. Bugün elimize tutuşturulan diplomaların bol keseden atılan gelecek yalanlarından başka bir anlam taşımadığını söylüyor ve gelecek düşleri gaspedilen bütün öğrencileri mücadeleye çağırıyoruz.

Kampanyamızın başından beri üniversitemizde yaygın bir ajitasyon ve propaganda çalışması yürüttük. Kampanya afişlerimizle taleplerimizi bütün öğrencilerle paylaştık. Şimdi ise 23 Kasım’da örgütleyeceğimiz toplantımıza hazırlık yapıyoruz. Formasyon hakkının gaspı ve sözleşmeli öğretmenlik saldırısına ilişkin hazırladığımız broşürümüzü gerek açtığımız kampanya masaları ile gerekse elden öğrencilere ulaştırarak tartışma olanağı yaratıyoruz. Çalışmalarımızın sonuçlarını İstanbul Gençlik Forumu’na taşımayı hedefliyoruz.

Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi Ekim Gençliği



9 Eylül Üniversitesi...

“Yalanlarınızı da alın gidin” kampanyamız 9 Eylül’de etkin bir biçimde sürüyor. Ajitasyon ve propaganda çalışmalarına 6 Kasım öncesinde başladığımız kampanya çalışmamızı, gençliğin geleceksizlik sorunu ve tırmandırılan şoven-faşist histerinin teşhiri olmak üzere iki gündemle ele aldık. Özellikle üniversitemizde yansımasını bulan şoven faşist atmosfere bir yanıt olarak kampanyamız oldukça anlamlı bir yere oturdu.

Kampanyamızı belli bir süre afiş çalışması ve yayın satışları ile gündemleştirdik. Ancak kampanyamızın gençlik mücadelesi için kalıcı mevziler bırakabilmesi kaygısı ile örgütsel araçlar yaratmanın ve öğrenci gençliğin kendini ifade edebileceği kürsüler oluşturmanın önemini de gözettik. Bu çerçevede ulaştığımız öğrencilerle beraber bir toplantı örgütledik. Toplantıda yürüttüğümüz tartışmalar sonucunda daha sonra da devam etmek üzere bir yerel yayın çalışması başlatmaya ve bu yayının gündemlerini belirlemek üzere bir toplantı daha yapmaya karar verdik. Ayrıca bir de anket çalışması yapıyoruz.

Yine son süreçte üniversitemizle ilgili olarak yaşanan bir gelişme sonucunda kampanyamızı yerelleştirme kaygımıza da yanıt bulmuş olduk. Zira üniversitemizin tüccar yöneticilerinin basın yoluyla açığa çıkan kirli çamaşırları “Yalanlarınızı da alın gidin!” kampanyamızın kendini ifade edebilmesinin olanağına dönüştü.

Sabah gazetesinde yer alan bir haberde, üniversitemiz yönetiminin Ar-Ge faaliyeti adı altında türlü dolaplar çevirdiği, kendilerine geniş bir rant alanı yarattıkları, üniversite kaynaklarını kendilerine tahsil ederek zenginliklerine zenginlik kattıkları açığa çıktı. Bu olay üzerine bizler de kampanyamız kapsamında bu konuyu işlemeye karar verdik. Söz konusu gündemi gerek üniversitedeki diğer siyasal güçler ve demokrat öğrencilerle, gerekse kendi kampanyamız çerçevesinde işlemeye başladık. Daha ilk günden ÖGB saldırılarına konu olan bu teşhir faaliyeti önümüzdeki dönemde de güçlenerek sürecek.

Çalışmalarımız hız kazanarak devam edecek. Önümüze koyduğumuz İzmir Gençlik Forumu’nu örgütleme hedefi ile faaliyetlerimizi yoğunlaştıracağız!

9 Eylül Üniversitesi Ekim Gençliği



İÜ Fen-Edebiyat ve Yabancı Diller Fakülteleri…

İÜ’de “Yalanlarınızı da alın gidin!” kampanyamızı “Köle değiliz! Söz, yetki, karar hakkı istiyoruz!” talebi üzerinden örmeye başlamıştık. Afişlerle, bildirilerle üniversitedeki baskı koşullarını, cezaevi uygulamalarını anlattık. “Üniversite nedir?” sorusu üzerinden şekillenen anket çalışmamızın ardından bir toplantı örgütledik. Toplantıda, üniversitedeki sorunları teşhir etme kararını aldık.

Üniversitemizdeki baskı ve zor uygulamaları karşısında Fen-Edebiyat ve Yabancı Diller Fakülteleri’nde “YÖK’ün gölgesinde üniversite, sermayenin kuklası rektör istemiyoruz!” şiarını öne çıkartmaya karar verdik. Bu bağlamda bize açıklamalarıyla çok fazla malzeme veren Mesut Parlak’ın sözlerini derledik. İlk olarak Parlak’ı teşhir eden bir bildiri dağıttık. Afişlerle de çalışmayı güçlendiriyoruz.

Çalışmamızın bir ayağı olarak da film gösterimleri düzenliyoruz. Bu kapsamda Yabancı Diller Fakültesi’nde 15 Kasım günü 25 kişinin katıldığı bir etkinlik düzenleyerek, “V for Vandetta” filmini gösterdik.

Kampanyamızı bütünlüklü olarak sunan duvar gazetesinin yanısıra kampanya gündemlerinin işlendiği yerel yayınımız Kamp-Üs de çıkmış durumda. Ayrıca söyleşiler ve toplantılar örgütleyeceğiz.

Çalışmamızın olgunlaştığı bir süreçte ise referandum düzenleyeceğiz. Bütün bu çalışmaların sonuçlarını İstanbul Gençlik Forumu’na taşımanın araçlarını geliştireceğiz. İÜ’de süregelen baskı ve zor uygulamalarının karşısında “Artık biz konuşuyoruz” diyebilmek oldukça önemli. Bizler sözümüzü öncelikle üniversitemizde ve ardından Forum kürsüsünde dile getireceğiz!

İstanbul Üniversitesi Ekim Gençliği

Cebeci Kampüsü...

Cebeci Kampüsü’nde kampanya çalışması 6 Kasım’ın ardından yerel sorunları işleyerek başlatıldı. Bir seneyi aşkındır okuldaki devrimci faaliyeti engellemek ve öğrencileri baskı altına almak amacıyla karşımıza çıkartılan uygulamalar, ÖGB’lerin sayısının arttırılması, kapıda kimlik sorgulamalarıyla yılın başından bu yana boyutlanmış durumda.

Kapıda kimlik göstermeyen 3 öğrencinin gözaltına alınması, kampüsün yolu üzerine masa açılmasına ve afiş asılmasına izin verilmeyerek kazanılmış mevzilerin ortadan kaldırılmaya çalışılması, Adalet Bakanı’nın da katıldığı bir konferansta konuşmak isteyen 5 öğrencinin gözaltına alınması, son bir ay içinde kampüsümüzde yaşanan baskı uygulamalarına birkaç örnek.

Genelde güvenlik sorunu her öğrenciyi bir yanıyla kesiyor ve kimi noktalarda kendiliğinden de tepkilere neden olabiliyor. Bu çerçevede okulda bu sorunun işlenmesi ve bir kitle çalışmasına konu edilmesi önem taşıyor.

Kitle çalışması aracı olarak ilk elden bir bildiri ve anket kullanacağız. Düzenli toplantılar yaparak çalışmayı olabildiğince yaygın bir biçimde üniversitedeki sorunlara duyarlı öğrencilerin katıldığı bir biçime sokmak istiyoruz. Bir haftalık çalışma sonrasında gerçekleşecek olan toplantı ile hem toplantı sonuçlarını tartıştığımız hem de anket sonuçlarını açıkladığımız bir fanzin çıkartarak çalışmayı sürdürmeyi hedefliyoruz. Çalışmada, fakültedeki baskı uygulamalarına karşı yaygın bir propaganda ve kitle toplantıları ile sürdürülürken eylemli bir çalışma hattı da hedeflenecektir. Zira  eylemsel sonuçlar oluşturamadığımız koşullarda yaşanan soruna karşı güçlü bir duyarlılık örme şansımız bulunmamaktadır.

Cebeci Kampüsü’nde yürütülecek olan bu çalışma ve yapılacak toplantıları Ankara’da gerçekleştirilecek olan Gençlik Forumu ile bütünleştireceğiz. Zira yerel sorun ve gündemleri eğitim sorununun bütünlüklü çerçevesi içinde tanımlamak gerekiyor. Bu açıdan Ankara Gençlik Forumu özel bir önem taşıyor.

Cebeci Ekim Gençliği


ODTÜ...

ODTÜ’de güncel süreçle beraber kampanyanın kapsamını “Şovenizmin yalanlarına karşı yaşasın halkların kardeşliği” vurgusuyla bütünleştirerek, kapsamlı bir kitle çalışmasına konu edeceğiz. ODTÜ’de yakın dönemde öğrenci kulüpleri ve topluluklarının örgütlediği “barış günleri” tüm zayıf yanlarına karşılık halkların kardeşliği vurgusunun okulumuzda yaygınlaşmasına vesile oldu. Bu vurguyu politik planda ve sistemli bir kitle çalışması ile daha etkili bir söylem haline dönüştürmeye çalışacağız. Kampanya çalışmamızı yerel etkinliklerle bütünleştireceğiz. Bu kapsamda halkların kardeşliği, yükseltilen şovenizm, savaş ve barış gibi başlıkların tartışılacağı etkinlikler örgütleyeceğiz.

Ayrıca geçen sene çıkarttığımız ODTÜ Tepkisi adlı yerel yayını forum öncesinde açık çağrılı bir toplantı ile çıkarmayı hedefliyoruz. Okulumuzda işlediğimiz parçalı gündemler arasında öncelikli olarak bir bütünlük sağlamayı hedefleyeceğiz. Diplomalı işsizlik, yetkin mühendislik, halkların kardeşliği vb. gündemleri okulumuzun yerel sorunları ile bütünlüklü bir biçimde yayında ele alacağız. Yine forum öncesinde çıkartılacak olan bu yeni sayıda Ankara Gençlik Forumu’nu gündemleştirerek, hem ilgili çalışmaların foruma taşınmasının hem de forumun ODTÜ’de yaygın bir duyurusunu yapmanın aracı haline getireceğiz.

ODTÜ Ekim Gençliği


Beytepe Kampüsü...

Beytepe’de geçen sene de işlenen bir sorun olan ulaşım sorunu halen çözülmemesinden kaynaklı yeniden gündemleştirilecek. Okulun kapısına kadar ücretsiz ring istemi, belediye otobüslerinin arttırılması ve semtlere de konması gibi talepler üzerinden yürütülecek çalışma bu soruna karşı bütünlüklü bir cevap verebilmenin bir aracı olarak forum çağrısına bağlanacak.

Beytepe Kampüsü Ekim Gençliği


Eğitim Fakültesi...

Eğitim fakültelerinde yürütülecek olan çalışmamız, kampanyamız kapsamında yakın dönemde kardelen Ayşe reklamları üzerine yeniden gündeme gelen işsizlik ve geleceksizlik sorununu gündemleştirecek. “Yeni kardelen Ayşeler işsiz, diplomalı işsizliğe ve geleceksizliğe hayır!” başlığı, çalışmamız boyunca eğitim fakültelerindeki sorunları ele almak hedefi ile işlenecek. Olanaklarımız ölçüsünde çalışmamızı tüm eğitim fakültelerine taşımayı hedefliyoruz. Bu kapsamda çalışmamızı salt bir propagandaya sıkıştırmadan yerel toplantılar ve özellikle de Ankara Gençlik Forumu ile bütünlüklü bir biçimde ele almaya çalışacağız. 

Eğitim Fakültesi Ekim Gençliği


Mühendislik ve Mimarlık Fakültesi

Bugün birçok bölümde mühendislik öğrencileri mühendis olarak okullarından mezun olamıyor. Geçmişte “mühendislik hak ve yetkilerine sahiptir” ibaresi ile verilen diplomalar, bugün “mühendislik lisans derslerini almıştır” biçimini aldı. Ancak bu biçimsel bir değişikliğin ötesinde mesleki akreditasyon, eğitim sonrasında formasyon uygulaması ve öte yandan da stajyer mühendis ve mimar uygulamalarının önünü açan bir kapsama sahiptir. Bizler çalışmanın başlangıcında eski ve yeni diploma örneklerini yan yana koyarak “hangisi ile mezun olmak istersiniz” şiarı ile çalışmamızı başlatacağız. Bu çalışma başlığını güncel planda forum ve yerel toplantılarla bütünleştirmeyi hedeflerken, daha kapsamlı bir biçimde “YÖK’e karşı” imza kampanyası başlatmayı, süreci öğrenci komisyonları ve topluluklarına da taşıyarak forum sonrasında da yaygın bir biçimde sürdürmeyi hedefliyoruz.

Mühendislik ve Mimarlık Fakültesi Ekim Gençliği


Yıldız Teknik Üniversitesi...

Belli hatlardaki yoğunluğu karşılamaktaki yetersiz toplu taşımacılık, YTÜ Davutpaşa Kampüsü’nde azaltılan sefer sayıları ile ayrı bir sorun haline gelmiş durumda. Öğrencilerin aynı gün içinde iki kampüsünde de ders aldıkları YTÜ’de önce öğrenci servisleri ücretli hale getirildi. Ardından zaten talebimizi karşılamaktan uzak olan sefer sayıları azaldı. Üniversitemiz tarafından çözülmeyen bu sorunda devreye giren Özel Halk Otobüsleri de ulaşımı tam bir çileye çeviriyor.

Akbil zamlarıyla beraber YTÜ’nün her iki kampüsünde de bu konuyu ele alan afiş ve bildiriler kullanmaktaydık. Fakat zam, YTÜ’de Davutpaşa özelinde yaşanan bu ulaşım sorunlarıyla da birleşince öğrencilerde bir duyarlılık yaratmış durumda. Davutpaşa’daki bu duyarlılıkla beraber bu konuya yönelik çalışmamızı da özelleştirdik. Bir hafta boyunca Davutpaşa’ya yönelik bir çalışma sürdürdük. Afiş ve bildiri kullanarak sorundan zaten rahatsız olan öğrencilerin tepkilerini bütünleştirici bir çalışmanın ilk adımlarını attık.

16 Kasım’da yaptığımız bir toplantı ile, hafta boyunca bildiri dağıtımı vb. araçların kullanımı sırasında konuşma olanağı bulduğumuz öğrencilerle yanyana gelerek bir planlama yaptık. Bir dilekçe hazırlayarak imza toplamaya karar verdik. İmzaları hem elden, hem de kampüste açılacak olan imza masalarından toplayacağız. Bu süreç devam ederken önümüzdeki hafta bir toplantı daha yaparak sürecin gelişmelerini tartışmayı planlıyoruz.

Yıldız Teknik Üniversitesi Ekim Gençliği