28 Eylül 2007 Sayı: 2007/38(38)

  Kızıl Bayrak'tan
   Egemenler içerde ve dışarda saldırı hazırlığında…
  Anayasa tartışmaları üzerine...
"Yeni dönem" ve emekçileri bekleyen seçim!
Ulucanlar katliamı ve direnişi anıldı...
Novamed grevi ve öğrettikleri - Yüksel Akkaya
TİS süreçleri “elde”kini korumakla sınırlı geçti...
  İşçi-emekçi hareketinden...
  “Yalanlarınızı da alın gidin!” başlıklı kampanya çalışmamız ile onbinlerce gencin mücadele
soluğu olacağız...
  Seçimler ve yeni dönem / 5 22 Temmuz seçimleri ve Kürt hareketi
  Kapitalizmde öldürmek “para eder!”
  ABD’de onbin kişi ırkçılığa karşı yürüdü
  Birmanya halkı cuntaya karşı sokaklarda...
  Dünyadan...
  Ortadoğu’dan...
  Şoven-faşist kudurganlık siyah göçmenleri de hedefliyor…
  Ortadoğu’da havalar toz duman
Abu Şehmuz Demir
  Ulusal sorun üzerine notlar/1 - Volkan Yaraşır
  Anayasa tartışmaları…
M. Can. Yüce
  Burjuvazinin hizmetinde politik bir
sanat etkinliği!
  Gericiliğe ve ırkçılığa karşı gerçeğin safında yürüyen yazar:
Emile Zola
  Mücadele Postası.
Bu sayının PDF formatını download etmek için tıklayın

 

Ortadoğu’dan...

ABD’nin kirli savaş taktikleri!

Irak işgali ile ilgili Washington Post’ta yer alan bir habere göre, ABD’li keskin nişancılarla Iraklılar arasında, Iraklılar’ın büyük çoğunluğunun haberi olmadan kedi-fare oyunu oynanıyormuş. Pentagon’un ABD ordusuna verdiği ‘tavsiye’ üzerine, keskin nişancılar sokaklara kimi tuzaklar kurarak, kimi yemler atarak, tuzağa kapılan Iraklılar’ı öldürüyorlar! Ateşleme kablosu, plastik patlayıcı veya askeri bir mühimmatı yere bırakan askerler, bu ‘yem’leri toplamaya çalışanları sivil-direnişçi ayrımı yapmaksızın katlediyorlar. Tepkiye yol açmamak için, sokak ortasında oyuna getirilerek katledilen Iraklı eğer sivilse, yanına-üzerine silah vb. bırakılarak, direnişçi görüntüsü verilmeye çalışıyor.

Konu ile ilgili keskin nişancı timinin komutanı Yüzbaşı Matthew Didier soruşturmaya uğradı. Didier, “Basitçe yemi bir yerlere bırakıyoruz. Bunu düşmanı yok etmek için kullanacaklarını biliyoruz. Sonra o nesneyi izliyoruz. Bir kişi bunu bulduğunda alıp götürmeye çalışıyor. O zaman biz saldırıya geçiyoruz. Bu, o nesneyi Amerikan güçlerine karşı kullanacaklarının bir işareti” diyor. Söz konusu taktiğin Pentagon Asimetrik Savaş Grubu’nca verildiğini, hatta ortalığa bıraktıkları ‘yem’leri Pentagon’un temin ettiğini söylüyor.


Irak’ın yapılandırılması BM’nin gündeminde!

Birleşmiş Milletler’in Irak gündemli toplantısı, 24 ülke ve uluslararası örgütün katılımı ile New York’ta gerçekleşti. Toplantının gündemini, Irak’ın yeniden yapılandırılması, bu çerçevede Birleşmiş Milletler’in Irak’taki rolünün artırılması oluşturuyordu.

Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri Ban Ki Moon ve Irak Başbakanı Nuri El Maliki’nin başkanlık yaptığı toplantıda Türkiye Dışişleri Bakanı Ali Babacan’dan Condolezza Rice’e kadar, yapılan konuşmalarda BM’nin Irak’taki etkisini artırmasının gerekliliği vurgulandı. Bu çerçevede, Birleşmiş Milletler’in Irak’ta destek bürosu açacağı, büroların Basra ve Erbil’de açılmasının düşünüldüğü dile getirildi. Büronun amacının, “Irak’ın istikrarı için kaygılanan ülkeler arasındaki diyaloğu teşvik etmek” olacağı ifade edildi.

Irak’ta sergilenen direniş karşısında batağa saplanan Amerika, Irak’ın yeniden yapılandırılması adı altında BM şemsiyesi altında da etkisini sürdürmeyi, işgalini kalıcı kılmayı amaçlıyor.

Irak’ın yeniden yapılandırılmasının ele alınacağı toplantılardan birini de 13 Ekim’de İstanbul’da gerçekleşmesi planlanan “Irak’a komşu ülkeler toplantısı” oluşturuyor.

BM toplantısında ele alınan en temel konulardan biri “Irak’ın güvenliği”. Birleşmiş Milletler Genel Sekreterinin Irak’ın güvenliği için yapılacak “daha çok şey olduğu” ifadesi, direnişi kırmak için işgalin sürmesi konusunda Amerika’ya destek vermek anlamına geliyor.


Ahmedinecad ile rektör arasında gerginlik!

İran lideri Ahmedinecad New York’ta bulunan Columbia Üniversitesi’nde bir konuşma yaptı. Ahmedinejad’ın konuşma yapacak olması ABD’de tepki ile karşılanmış, ancak üniversite kendisini akademik özgürlük çerçevesinde davet ettiklerini söyleyerek savunmuştu.

Ahmedinecad yaptığı konuşmada, özellikle Filistin sorununa ve ülkesinin nükleer enerji politikalarına değindi. Ülkesinin barışçıl amaçlarla nükleer enerjiye sahip olma hakkı bulunduğunu ve Filistin halkının hiç haketmediği koşullara mahkum edildiğini söyledi.

Yahudi soykırımı diye bir şey olmadığını ifade eden Ahmedinecad ile üniversite rektörü arasında gerilim yaşandı. Üniversite rektörü, Ahmedinecad’ın Yahudilere ilişkin sarfettiği sözlere yanıt olarak “ya utanmaz bir kışkırtıcısınız, ya da şaşırtıcı derecede eğitimsizsiniz” diyerek yanıt verdi. Dahası Ahmedinecad’ı “dar kafalı, zalim bir diktatör” olarak tanımladı. Ahmedinecad bu sözleri hakaret olarak algıladığını belirtti ve Yahudi soykırımı konusunda daha titiz çalışılması gerektiğini söyledi.


“İran’a saldırırsanız pişman olursunuz!”

İran-Irak savaşının başlamasının yıldönümü dolayısıyla düzenlenen “Kutsal Savunma Haftası” İran’da törenlerle kutlanmaya başlandı. Başkent Tahran’da Humeyni’nin mezarı başında yapılan törende konuşan Ahmedinecad, düşmanlarının yıllardır kendilerine baskı yaptığını dile getirerek “İran’a saldırmak isteyenler yine pişman olacaklar!” dedi.

Ortadoğu’da süregelen emperyalist işgalleri kastederek, Ortadoğu’daki milletlerin kendi güvenliklerini sağlayabileceklerini, Ortadoğu’daki karışıklığın ve gerilimin kaynağının işgalci güçler olduğunu, ABD’nin derhal bölgeden çekilmesi gerektiğini vurguladı.

Irkçılığı ve faşizmi burjuva demokrasisine bulamak...

İşte Amerikan rüyası!

Bush, Irak işgalinin başladığı ilk gün kamera karşısına geçerek işgali gerekçelendirmişti. ABD, dünya ölçeğinde “demokrasinin güvencesi” olmayı misyon edinmiş bir ülke olarak Irak’ı içinde bulunduğu koşullardan kurtaracak, “demokrasi ve özgürlük” ihraç edilecekti. Bu demagojilerle geçen 4 yıl içinde Irak’ta bir milyonun üzerinde insan öldü ve çok sayıda insan ülkesini terketmek zorunda kaldı. Ancak bu tabloya rağmen ABD, bayat demagojilerini bir kenara bırakmadı.

ABD’nin Irak’taki güçlerine komuta edenlerden Peatraus’un hazırladığı Irak raporunun ardından ABD yönetimi, Irak’tan askerlerini çekmeyeceğini resmen açıkladı. Bunun üzerine ABD askerlerinin Irak’tan çekilmesi talebiyle Beyaz Saray önünde bir eylem gerçekleştirildi. Ancak eylemciler polisin sert müdahalesi ile karşılaştılar. “Özgürlükler” ülkesi ABD, halkın savaş politikalarına karşı çıkmasına cop ve biber gazı ile yanıt vermişti.

ABD’de Irak işgalinin son bulmasını isteyenler yalnızca sokaktaki halk değil. Irak’tan dönen askerler, aileler ve hatta kimi ABD generalleri de işgale bir son verilmesi gerektiğini düşünüyor. ABD yönetimi bu gibi tepkilere kulaklarını tıkamış bir halde, Irak’tan yaralanarak ya da önemli sağlık sorunları ile dönen askerlerin yarattığı maliyeti nasıl düşürebileceğini hesaplıyor. Bu yüzden Irak’a gidecek askerler beyin testinden geçiriliyor. Bu sayede Irak’tan dönüp beyin travması teşhisi ile Pentagon’un ilgili birimlerinin kapısını çalan askerlerin geçmişteki beyin fonksiyonları ile yeni olan karşılaştırılarak, sosyal yardım talepleri kabul edilecek ya da edilmeyecek!

“Özgürlükler” ülkesinden bir diğer manzara Florida’da ortaya çıkıyor. Seçimlerde Bush’un karşısına başkan adayı olarak çıkan John Kerry’nin katıldığı bir panel sırasında soru sormak isteyen üniversite öğrencisi önce zorla engelleniyor. Daha sonra sürüklenerek dışarı çıkarılmak isteniyor. Bu duruma karşı koymaya çalışan öğrenciye elektro şokla müdahale ediliyor. Olay öğrencinin bayılması ile yatışıyor!

Irkçılığın burjuva demokrasisine bulandığı ABD’de geçtiğimiz günlerde alınan bir yargı kararı, siyahilerle beyazların eşitliğinin Rice vb. gibi ruhunu düzene satmış kimi siyahileri “önemli” görevlere getirerek sağlanmadığını gösterdi. ABD’nin 3 bin nüfuslu Jena kasabasında 6 siyahi öğrencinin yargılanma süreci bunu gösteriyor. Irkçılığın yaygın olduğu ABD’de bu bir devlet politikası.

Tarihi sayısız katliamlar, darbe tezgahlayıcılığı, işgaller, yargısız infazlarla dolu olan ABD’nin yüzü artık makyaj tutmuyor. ABD tarafından katledilen Sacco ile Vanzettiler, Rosenbergler, ABD’nin başlattığı cadı avında fişlenenler... Şili, Arjantin, vb.’de kanlı faşist diktatörlükler... Vietnam vahşeti… Darbelerle kıyımdan geçirdiği Türkiye, Yunanistan… Bugün acımasız bir kaosa sürüklediği koca bir Ortadoğu… Bu kadar kabarık bir suç listesiyle ABD ancak Bush ve savaş çetesi için bir rüya ülkesi olabilir. ABD halkı ve dünya halkları için ise yalnızca bir kabus ülkesi!..