23 Mart 2007 Sayı: 2007/11(11)

  Kızıl Bayrak'tan
   Emperyalist işgalin dördüncü yılında Irak…
  Newroz’un gösterdikleri
Newroz Türkiye’nin dört bir yanında coşkuyla kutlandı
Emperyalist saldırganlık ülkenin dört bir yanında protesto edildi...
“Beyazıt ve Halepçe katliamlarını unutmadık, unutturmayacağız!”
 Eğitim-Sen alanlara çıkmaya hazırlanıyor!
  Tarımda yoksulluk, kentte yoksulluk -
Yüksel Akkaya
  Parti programımızda ulusal sorun / 2
II. Bölüm
  ABD taşeronlarının Filistin sorununa “çözüm” arayışı
  ABD ve İsrail’in İran ve Suriye’ye yönelik tehditleri - Abu Şehmuz Demir
  Kapkaç, hırsızlık, çetecilik, fuhuş, uyuşturucu, yolsuzluk ve çürüme...
  “Dünyanın Bütün Dillerini Konuşuyoruz!”
çağrısı İstanbul’un dört bir yanına yayılıyor!
  Sermayenin kölesi, diplomalı işsiz olmamak için birleşik devrimci mücadeleye!
  Devrimci Yurtsever Gençlik, durumu,
görev ve sorumlulukları / III
  Bültenlerden...
  Pusulanız neyi işaret ediyor?
  Mücadele postası
Bu sayının PDF formatını download etmek için tıklayın


 

İMF ve hükümet anlaştı…

Sosyal yıkım saldırısına seçim rötarı

İMF heyeti bir kez daha Türkiye’de. Stand by anlaşmasının 6. gözden geçirme çalışmaları için gelen heyet yaklaşık iki haftadır çeşitli görüşmelerde bulunuyor.

Yıllardan bu yana, İMF’nin hükümete yönelik temel dayatmalarından birinin sosyal yıkım yasalarının meclisten geçirilmesi olduğu biliniyor. Nitekim hükümet geçen yıl bu konuda önemli adımlar atmış ve sosyal güvenlik sisteminin baştan aşağıya değiştirilmesini öngören, bu arada işçi ve emekçilerin en temel sosyal haklarından bazılarının ortadan kaldırılmasını sağlayan yasal düzenlemeleri meclisten geçirmişti.

Fakat evdeki hesap çarşıya uymadı. Hükümetin çıkardığı “sosyal reform” yasaları, düzen siyasetindeki iç çatışma ve dalaşmaların kurbanı oldu. AKP karşıtı cephede yer alan Anayasa Mahkemesi söz konusu yasanın birçok maddesini iptal etti ve işlemez hale getirdi. Yasayı yeniden düzenleyip meclisten geçirme işini yılbaşına yetiştirmekten umudunu kesen hükümet de yasanın yürürlük tarihini ertelemek zorunda kaldı. Yasanın yürürlüğe girme tarihi Ocak’tan Temmuz’a ertelendi.

Fakat önce Cumhurbaşkanlığı, arkasından da milletvekili genel seçimlerine hazırlanan AKP hükümeti için, bu nitelikte bir saldırı yasasını 2007 yılı içinde gündeme getirmek ve meclisten geçirmek hiç de tercih edilebilir bir şey değildi. Çünkü söz konusu yasa ister istemez bir takım tepkilerin hedefi olacak, bu da seçimler nedeniyle emekçi dostu görünme çabası içindeki hükümetin zor durumda kalmasına neden olacaktı. Bunu hesap eden AKP hükümeti sosyal yıkım yasasını Kasım 2007 genel seçimlerinden sonrasına bırakmayı kendisi için daha uygun görüyor, adımlarını da buna uygun atıyordu.

İMF heyetinin son ziyaretinde görüşmelerin en temel gündem maddelerinden birisi bu konu oldu. İMF, sosyal yıkım yasasının bir an önce yeniden hazırlanıp meclisten geçirilmesini “diğer reformlar için mali kaynak yaratma açısından” hayati önemde görüyor, hükümete elini çabuk tutmasını telkin ediyordu. Hükümet ise buna direniyor ve konuyu seçim sonrasına bırakmakta ısrar ediyordu.

Hazine Müşteşarlığı’nın 20 Mart tarihli konuyla ilgili açıklaması, İMF ile hükümet arasındaki görüşme ve pazarlıkların esas olarak tamamlandığını, hükümetin sosyal yıkım yasasının seçim sonrasına bırakılması yönündeki isteğinin ise İMF tarafından kabul gördüğünü gösteriyor.

Fakat elbette İMF, hükümetten gelen böyle bir isteği sırf jest olsun diye kabul etmemiştir. Hazine’nin açıklamasından da anlaşılacağı gibi hükümet İMF’nin belirlediği 2007 yılı harcama hedeflerini tutturmaya söz vermiştir. Yani hükümet, İMF yetkililerini “sosyal güvenlik yasası”nın seçim sonrasına ertelenmesinin sermaye açısından yaratacağı faturayı başka yollardan emekçilerin sırtına yıkma konusunda ikna etmiştir. Bunun anlamı başta sağlık hizmetleri olmak üzere bütçeden ayrılan kaynakların daha da kısılması, yanı sıra bazı gelir arttırıcı tedbirlerin de devreye sokulmasıdır. Hazine’nin açıklamasında yer alan “2007 yılı kamu maliyesi hedeflerine ulaşılmasını teminen alınabilecek harcama tedbirleri tespit edilmiştir. Sağlık harcamalarının 2007 yılı program öngörüleri dahilinde kalmasını ve bu harcamaların etkinliğinin … artırılmasını sağlayacak adımlar belirlenmiştir” sözleri bunun ifadesidir.

İMF’nin hükümete bu konuda gösterdiği “anlayış”ın daha başka nedenleri de vardır. AKP hükümeti, emperyalizmin Ortadoğu politikalarına her türlü hizmete hazır olduğunu yakın zaman önce gerçekleştirilen ABD ziyaretlerinde açık bir biçimde ortaya koymuştur. Şu anki görünen tabloya göre emperyalistler açısından AKP hükümeti kimi sorunlara rağmen iyi bir uşaktır. Dolayısıyla da belli bir desteği hak etmektedir. İMF’nin hükümete gösterdiği toleransı bu bağlantı üzerinden de değerlendirmek gerekmektedir.

Hazine’nin açıklamasında sosyal yıkım saldırısının zamanlamasıyla ilgili olarak şunlar söylenmektedir: “Anayasa Mahkemesi kararı çerçevesinde, sosyal güvenlik reformunun ana hedeflerini koruyacak çözümler geliştirilmesi … bugüne kadar sağlanan ilerlemeleri daha da güçlendirecek ve geliştirecek adımların takvime bağlanması konularında tam bir görüş birliği sağlanmıştır.”

Bu satırlardan da anlaşılacağı gibi, hükümetin sosyal yıkım saldırısını şimdilik rafa kaldırma eğilimi içerisine girmesi esas olarak seçimlerle ilgili kaygıların bir ürünüdür. Yoksa saldırıdan tümüyle vazgeçmek diye bir şey söz konusu değildir. Aksine İMF ve hükümet bu saldırının kapsamını “daha da güçlendirecek ve geliştirecek” adımların hesabını şimdiden yapmaktadır. Üstelik bu gizli bir şey değildir. Şu an Türkiye’de bulunan İMF yetkilileri seçimden sonraki dönemin yapısal reformların (yani büyük saldırıların) hayata geçirilmesi için çok önemli bir fırsat olduğunu konuşmalarında açıktan dile getirmektedir.

Saldırılara kararlılıkla devam etme konusunda İMF ve hükümet tam bir mutabakat içerisindedir. İMF ile sürdürdüğü problemsiz ilişki ve uyum ise AKP hükümetinin emekçi düşmanı niteliğinin bariz kanıtlarından biri durumundadır.

İşçi ve emekçiler hükümetin ve diğer düzen partilerinin seçim yalanlarına kanmamalı, hepsinin ortak programı durumundaki İMF-TÜSİAD politikalarına karşı birleşik mücadeleyi örgütlemek için çaba sarfetmelidir.