1 Aralık 2006 Sayı: 2006/47 (47)
  Kızıl Bayrak'tan
   Dinler-medeniyetler arası çatışma değil devrimci sınıf kavgası!
  Emperyalist dünyanın efendileri ile yerli uzantıları İstanbul’da buluştu…
  Cargill Toprak Koruma ve Arazi Kullanımı Yasası’nı değiştirtti...
  TEKEL’de özelleştirme adımları hızlanıyor..
Sömürü ve soyguna karşı çıkmak için örgütlü mücadeleyi yükseltelim!
Süresiz iş bırakma eylemine hazırlanalım!
MHP: Değişen ya da değişmeyen ne?/2 - Yüksel Akkaya
 İsviçre’de “Direnen Halklar Kazanacak” gecesi...
  “Direnen Halklar Kazanacak” gecesinde yapılan konuşma...
  Türkiye, Ortadoğu ve devrimci önderlik sorunları - Haluk Gerger
  BDSP’nin “Direnen Halklar Kazanacak” Gecesine mesajı...
  Komünistler’den “Direnen Halklar Kazanacak” gecesine mesajlar...
  Ekim Devrimi ve Parti etkinliklerinden...
  25 Kasım kapitalizme karşı mücadele günüdür!
  25 Kasım eylemlerinden...
  Volkswagen’de grev ve işgal sürüyor!
  İşgal Irak’ı cehenneme çevirdi!
  Emperyalizmin haçlı ordusu NATO halkların başına bela olmayı sürdürüyor
  Trakya Sanayi işçilerinin grevi 19. gününde!
  Kuklalar devrilirse Mumia Abu-Jamal
  Mücadele postası
Bu sayının PDF formatını download etmek için tıklayın


 

Kuklalar devrilirse

Mumia Abu-Jamal

Irak’taki mevcut durum, ABD’nin Vietnam’da kaybettiği savaşla paralellikler içermekte. Örneğin; Washington tarafından kurulan hükümetlere ilişkin.

Yakın zamanda ABD Başkanı George W. Bush Vietnam’ı ziyaret etmişti. Öncesinde net olan şey, ABD’nin Irak’ta karşı karşıya olduğu sorunlardan dolayı bu gezinin altmışlı ve yetmişli yıllarda Güneydoğu Asya’da sürdürdüğü savaş ile bir kıyaslama yapmaya adeta açıkça davet edeceğiydi. Ve gerçekten de -çok büyük farklılıkların yanısıra- dün ve bugünkü durum arasında benzerlikler de mevcuttur. Savaşların ikisinde de açık meydan çatışmaları değil de, direnişçilerin gerilla taktiği çatışmanın karakterini belirlemekte.

Basından çıkan haberlere bakılırsa yakında yeni paralellikler daha oluşacak. Washington’un iktidarda olan hükümetleri işe yaramadıkları andan itibaren devirme pratiği. Washington Times’e bakılırsa - ABD’li üst düzey sorumlulardan elde ettiği bilgilerden hareketle - ABD tarafından eğitilen Irak askeri güçleri hükümetin başında bulunan Başbakan Nuri Al Malki’yi devirme hazırlığı içerisindeler. Bu darbeyi Washington’un, isyanı bastırabilecek “güçlü bir kişinin” iktidarı ele almasına olanak sağlamak için sessiz sedasız geçiştirip kabul edeceği beklenmekte.

Bu haberler bize Washington tarafından desteklenen Ngu Dinh Diem önderliğindeki Rejimin (1955-1963) Vietnam Ulusal Kurtuluş Cephesine (FNL) karşı koymadaki beceriksizliği karşısındaki tutumu hatırlatmakta. Bugün Irak’taki rejimin başında bulunan çoğu gibi Diem de uzun yıllar yurtdışında - ABD’nin New Jersey eyaletinde- yaşadıktan sonra Güney Vietnam’ın Başkanlık koltuğuna yerleştirildi. Budist Papazların kendilerini yakma gibi protesto eylemleri ile dünya kamuoyunu dikkatini çekmeye çalıştıklarında diktatör (Diem), kolluk güçlerine Budistlerin kutsal tapınaklarına saldırma emri verdi. Birçok Budist Papaz işkenceden geçirildi, sokaklarda birçok gösterici de polis kurşunlarınca yaralandı ya da öldürüldü. Diem, Güney Vietnam halkını giderek karşısına aldı, generaller arasında huzursuzluk giderek arttı ve kendisine karşı darbe hazırlığı içerisine girdiler. Ordu bu planları onaylayan CİA ile sıkı ilişki içerisindeydi. CİA yetkilileri dönemin ABD Vietnam Büyükelçisi Henry Cabot Lodge’ye gelişmelerden haberdar etti ve o da bilgileri Beyaz Saray’a illeti. Ama kimse Başkan Diem’i uyarmadı.

ABD’li tarihçi Howard Zinn “A People’s History of the United States” adlı kitabında Diem’in Başkanlık Sarayına 1 Kasım 1963 yılında darbecilerin nasıl saldırdıklarını anlatmakta ve Diem’in saldırı sırasında ABD Büyükelçisi ile yaptığı telefon görüşmesinin protokolünde aktarmalar yapmakta.

Diem: “Bazı birlikler bana başkaldırıyorlar ve ben ABD’nin bu konudaki tutumunu bilmek istiyorum”.

Lodge: “Ben kendimi size bir şey söyleyebilecek kadar bilgilendirildiğimi hissetmiyorum. Silah sesleri duydum ama bütün bilgilere sahip değilim. Washington’da daha saat sabahın 04.30 ve ABD hükümetinin bu kadar erken bir saatte fikrini belirtememesi anlaşılır bir şey”.

Diem: “Ama siz bu konuda bir …”

Lodge, Diem’e kendi güvenliği için yapabileceği bir şey olması durumunda kendisini aramasını söyler ve görüşmeyi bitirir. Bu aynı zamanda ABD’nin Başkan Diem ile son resmi görüşmesiydi. Diem hükümet sarayında kaçmayı başarır ama kardeşi ile birlikte darbeciler tarafından yakalanıp bir kamyonete bindirilir ve şehir dışında kurşuna dizilir.

Eğer bir kukla artık başarısız ve işe yaramaz hale gelirse kaldırılır ve tarihin çöplüğüne atılır. Bu bakışaçısından bugün Irak’taki rejimin sonunun kesin olduğu görünüyor.

Diem rejiminin devrildiği 1963 sonbaharında kimse bununla Vietnam savaşının biteceğini; ABD’nin son temsilcilerinin kaos ve panik içerisinde ve onbinlerce eski “müttefikini” geride bırakarak ülkeyi elçilik binasının çatısına inen helikopterlerle terk edeceklerini tahmin etmezdi. ABD’nin Irak’taki müttefikleri de aynı akıbet ile yüzyüzeler. Onlar da ABD’nin demokrasi konusundaki anlayışının ne olduğunu kavrayacaklar.

(Almanca Junge Welt gazetesinin 25/26 Kasım 2006 tarihli sayısından çevrilmiştir...)

Çeviri: J. Özgür