1 Aralık 2006 Sayı: 2006/47 (47)
  Kızıl Bayrak'tan
   Dinler-medeniyetler arası çatışma değil devrimci sınıf kavgası!
  Emperyalist dünyanın efendileri ile yerli uzantıları İstanbul’da buluştu…
  Cargill Toprak Koruma ve Arazi Kullanımı Yasası’nı değiştirtti...
  TEKEL’de özelleştirme adımları hızlanıyor..
Sömürü ve soyguna karşı çıkmak için örgütlü mücadeleyi yükseltelim!
Süresiz iş bırakma eylemine hazırlanalım!
MHP: Değişen ya da değişmeyen ne?/2 - Yüksel Akkaya
 İsviçre’de “Direnen Halklar Kazanacak” gecesi...
  “Direnen Halklar Kazanacak” gecesinde yapılan konuşma...
  Türkiye, Ortadoğu ve devrimci önderlik sorunları - Haluk Gerger
  BDSP’nin “Direnen Halklar Kazanacak” Gecesine mesajı...
  Komünistler’den “Direnen Halklar Kazanacak” gecesine mesajlar...
  Ekim Devrimi ve Parti etkinliklerinden...
  25 Kasım kapitalizme karşı mücadele günüdür!
  25 Kasım eylemlerinden...
  Volkswagen’de grev ve işgal sürüyor!
  İşgal Irak’ı cehenneme çevirdi!
  Emperyalizmin haçlı ordusu NATO halkların başına bela olmayı sürdürüyor
  Trakya Sanayi işçilerinin grevi 19. gününde!
  Kuklalar devrilirse Mumia Abu-Jamal
  Mücadele postası
Bu sayının PDF formatını download etmek için tıklayın


 

Sömürü ve soyguna karşı çıkmak için

Örgütlü mücadeleyi yükseltelim!

Kardeşler!

AKP hükümeti bundan bir süre önce, birilerinin cebini doldurmak için doğalgaza yüklü bir zam yaptı. Gazete ve televizyonlarda çıkan haberlere göre şimdi sırada elektrik ve ekmek var. Elektriğe zam yapılması demek iğneden ipliğe herşeyin fiyatının artması demek. Kısacası, zaten güçlükle geçinen, ay sonunu getiremeyen milyonlarca işçi ve emekçiyi önümüzdeki aylarda daha beter yaşam koşulları bekliyor. Hepimiz eve ekmek almak, sobamıza kömür atmak, çocuğumuza harçlık vermek, ev kirasını, elektrik faturasını ödemek için daha fazla zorlanacağız.

Dahası var. Şu an mecliste 2007 Bütçesi görüşülüyor. Hükümet 2007 yılında işçi ve emekçilerin sırtındaki vergi yükünü daha da arttırmayı planlıyor. Üç kuruş fazla para almamızı sağlayan vergi iadesi sistemini de kaldırıyor. Kısacası bütçenin bütün yükünü çalışanların sırtına yıkıyor.

Peki ya ücretler? Her şeye zam yapan hükümet, İMF öyle buyurduğu için, patronlar öyle istediği için ücretlerimizi aynı ölçüde arttırmaya yanaşmıyor. Milyonlarca işçiyi ilgilendiren asgari ücrete, dostlar alışverişte görsün diyerek yüzde 5 zam yapmaya hazırlanıyor. Yani her şey zamlanırken ücretler yerinde sayıyor. Bu da çalışanların geçim sıkıntısının daha da artması demek. Yoksulluk ve sefaletin daha da ağırlaşması demek. Buradan da anlaşılacağı gibi sermayeye hizmette kusur etmeyen, İMF'nin ve patronların bir dediğini ikiletmeyen AKP hükümeti açıkça işçi düşmanlığı yapıyor. Patronların çıkarını korumak için işçilere saldırıyor.

Kardeşler!

İşçi ve emekçilere dönük saldırı ücretlerin düşürülmesinden ibaret de değildir. Daha önce kölelik yasasının meclisten geçirilmesini, sosyal hakların ortadan kaldırılmasını ve özelleştirmelerin tamamlanmasını isteyen İMF ve patronların gündeminde şimdi yeni saldırılar vardır. Başlıca hedefleri, asgari ücret sistemini ve kıdem tazminatını ortadan kaldırmaktır. Bizleri daha fazla çalıştırmak ve daha fazla sömürmek isteyen sermaye, bu haklarımızı birer engel olarak görmektedir. Sermayenin utanma bilmez temsilcileri ve uşakları, yaptıkları açıklamalarla, asgari ücret ve kıdem tazminatı haklarımızı işsizlik ve kayıt dışılık gibi sorunların temel nedeni gibi göstermeye çalışmaktadır. Sermayenin uşağı durumundaki hükümet de bu konularda kendinden beklenenleri yapmak için koşulların oluşmasını, uygun zamanın gelmesini beklemektedir.

İşçi kardeşler!

Asgari ücret hakkını güdükleştirmeye, giderek ortadan kaldırmaya yönelik saldırı, bu ülkede en az 3 milyon işçiyi doğrudan ilgilendirmektedir. Fakat belirlenen asgari ücretin genel ücret düzeyini önemli ölçüde etkilediği dikkate alınacak olursa, bu saldırı bütün işçileri hedeflemektedir. Asgari ücretin kırpılması ya da ortadan kaldırılması, bütün işçilerin daha da kötü yaşam koşullarına mahkum edilmesinin önünü açacaktır.

Bugün kıdem tazminatı hakkından sadece sigortalı işçiler yararlanabilmektedir. Fakat çok açık ki, ortadan kaldırıldığı taktirde bundan sadece sigortalı olanlar değil bütün işçiler zarar görecektir. Kıdem tazminatının ortadan kaldırılması aynı zamanda sigorta hakkının içinin boşaltılması ve patronların işten atmalar konusunda tam bir serbestlik kazanması anlamına gelmektedir.

Kısacası bugün ne asgari ücret hakkını, ne de kıdem tazminatını ya da sigorta hakkını birbirinden ayrı ayrı ele almak mümkündür. İşçi sınıfı, birbiriyle içiçe geçmiş bu haklarının hepsine birden sahip çıkmak, sermaye karşısında hepsini birden savunmak durumundadır. Mesele sadece varolduğu biçimiyle bu hakları savunmak da değildir. Asıl yapmamız gereken bu hakları kendi çıkarlarımız doğrultusunda geliştirmeye çalışmaktır. Tüm işçilerin bu haklardan yararlanmasını talep etmek ve bu uğurda mücadele etmektir. Sendikalı ya da sendikasız, sigortalı ya da sigortasız bütün işçilerin örgütlü birleşik mücadelesi de ancak bu zeminde sağlanabilir.

Öncü işçiler, kardeşler!

Bu saldırıları püskürtebilmemiz için sendikalı-sendikasız, sigortalı-sigortasız bütün işçilerin örgütlü birliğinin yaratılması gerekmektedir. Bu işi ne sendikacılar ne de bir başkası yapabilir. Bu işi yapacak olanlar sınıfın örgütlü birliğini sağlamak için çaba gösteren devrimcilerdir. Bu işi yapacak olanlar fabrikalardaki bilinçli öncü işçilerdir. Bunu yapabilmek için kendimize ve sınıfımıza güvenmemiz, onurumuza ve geleceğimize sahip çıkmamız yeterlidir.

O halde haklarımızı savunmak için, taleplerimizi sermayenin suratına haykırmak için, sömürü ve sefalet dayatmalarını kabul etmediğimizi göstermek için harekete geçelim. Çalıştığımız fabrikada, yaşadığımız semtte örgütlü mücadeleyi yükseltmek için seferber olalım. Gücümüzü komitelerde, platformlarda birleştirelim. Sermayenin karşısına tek vücut tek yumruk olarak dikilelim!

* İMF-TÜSİAD sosyal yıkım programları iptal edilsin!

* İMF, Dünya Bankası vb. emperyalist kuruluşlarla kölece ilişkilere son!

* Herkese iş, tüm çalışanlara iş güvencesi!

* Herkese parasız eğitim ve parasız sağlık hizmeti!

* Tüm çalışanlar için genel sigortası (işsizlik, sağlık, kaza, yaşlılık vb.) Sigorta primleri işverenler ve devlet tarafından ödensin!

* Sermayeye değil işçiye, emekçiye bütçe!

* Her türlü dolaylı vergi kaldırılsın! Artan oranlı gelir ve servet vergisi!

* İnsanca yaşamaya yeten, vergiden muaf, asgari ücret!

* Özelleştirmelere ve sosyal hak gasplarına son!

* Parasız eğitim, parasız sağlık!

* Kölelik Yasası, Tahkim Yasası, Mezarda Emeklilik Yasası iptal edilsin!

* Kamu Yönetimi Temel Kanunu, Sağlık Reformu Yasası, Kamu Personel Rejimi Yasası, Kıdem Tazminatı Fonu Yasa tasarıları geri çekilsin!

* Sınırsız söz, basın, gösteri, örgütlenme gösteri ve toplanma özgürlüğü!

* Sendikal örgütlenme ve grev hakkının önündeki tüm engel ve yasaklar kaldırılsın!

* Emperyalistlerle imzalanan tüm açık ve gizli anlaşmalar iptal edilsin!

Sağlık, eğitim, belediye hizmetleri, emeklilik, sosyal sigorta haktır, gaspedilemez-özelleştirilemez!

Bağımsız Devrimci Sınıf Platformu (BDSP)


Sincan’da asgari ücret paneli

Ankara İşçi Bülteni olarak asgari ücretle ilgili Sincan’da bir etkinlik gerçekleştirdik. 26 Kasım Pazar günü saat 14:00’da Eğitim-Sen’de düzenlediğimiz panele konuşmacı olarak Yüksel Akkaya ve İşçiden İşçiye Bülteni Temsilcisi katıldı. İlk sözü alan İşçiden İşçiye Bülteni temsilcisi asgari ücretin sermaye tarafından yeniden tartışmaya açıldığını, sermayenin yeni dönem saldırılarından birinin bu hakkı gasp etmek olduğunu vurguladı. Bölgesel asgari ücret uygulamasıyla işçilerin daha koyu bir sefalete itilmek istendiği ifade edildi. Sermayenin saldırılarına işçiler tarafından dur denilmediği taktirde saldırıların giderek aratacağı vurgulandı.

İşçiden İşçiye Bülteni temsilcisinin ardından söz alan Yüksel Akkaya konuşmasında, sermayenin ihtiyaçları doğrultusunda belirlenmeye çalışılan asgari ücretin anlamı üzerinde durdu. Bölgesel asgari ücretin mevcut ücretlerin daha da aşağı çekilmesi anlamına geldiğini ifade etti. İşçilerin bu süreci tersine çevirmeleri için bölgelerinde ve fabrikalarında örgütlenmeleri gerektiğini vurguladı.

Daha sonrasında etkinliğe katılan farklı sektörlerden işçiler yaşadıkları sorunları dile getirdiler ve sorunların çözüm yollarını tartıştılar.

Panel, işçi sınıfını doğrudan ilgilendiren sorunlar hakkında bu türden etkinliklerin yapılması gerektiğinin altı çizilerek bitirildi. Panele metal, petro kimya ve tekstil sektöründen işçiler katıldı.

İşçiden İşçiye Bülteni/Ankara