1 Aralık 2006 Sayı: 2006/47 (47)
  Kızıl Bayrak'tan
   Dinler-medeniyetler arası çatışma değil devrimci sınıf kavgası!
  Emperyalist dünyanın efendileri ile yerli uzantıları İstanbul’da buluştu…
  Cargill Toprak Koruma ve Arazi Kullanımı Yasası’nı değiştirtti...
  TEKEL’de özelleştirme adımları hızlanıyor..
Sömürü ve soyguna karşı çıkmak için Örgütlü mücadeleyi yükseltelim!
Süresiz iş bırakma eylemine hazırlanalım!
MHP: Değişen ya da değişmeyen ne?/2 - Yüksel Akkaya
 İsviçre’de “Direnen Halklar Kazanacak” gecesi...
  “Direnen Halklar Kazanacak” gecesinde yapılan konuşma...
  Türkiye, Ortadoğu ve devrimci önderlik sorunları - Haluk Gerger
  BDSP’nin “Direnen Halklar Kazanacak” Gecesine mesajı...
  Komünistler’den “Direnen Halklar Kazanacak” gecesine mesajlar...
  Ekim Devrimi ve Parti etkinliklerinden...
  25 Kasım kapitalizme karşı mücadele günüdür!
  25 Kasım eylemlerinden...
  Volkswagen’de grev ve işgal sürüyor!
  İşgal Irak’ı cehenneme çevirdi!
  Emperyalizmin haçlı ordusu NATO halkların başına bela olmayı sürdürüyor
  Trakya Sanayi işçilerinin grevi 19. gününde!
  Kuklalar devrilirse Mumia Abu-Jamal
  Mücadele postası
Bu sayının PDF formatını download etmek için tıklayın


 

Cargill Toprak Koruma ve Arazi Kullanımı Yasası’nı değiştirtti...

Tarımda tasfiye politikasının gerekleri yerine getiriliyor

1998 yılında İznik gölüne yakın bir yerde kurulduğu için gündeme gelen ve kurulduğundan beri yargı tarafından kapatılması istenen ABD patentli Cargill firması kapatılmadı ama Türkiye’de bir yasanın değiştirilmesini sağladı.

Toprak Koruma ve Arazi Kullanımı Yasası’na aykırı olarak 1. sınıf tarım arazisinde kurulan Cargill’in kapatılması 1998’de Bursa 2. İdare Mahkemesi tarafından karara bağlanmış, 1999 ve 2004 yılında yine mahkemelerden benzer kararlar çıkmıştı. Buna rağmen Cargill faaliyetlerine devam etmişti. Gelinen noktada yapılacak iki şey vardı; ya Cargill kapatılacak ya da yasa değiştirilecekti. Beklenildiği gibi ikincisi oldu. AKP tarafından verilen bir önergeyle arazi kullanım yasası bir günde değiştirildi. Bununla yetinmeyen AKP hükümeti yasanın veto edilmesi tehlikesine karşın Cargill Fabrikası’nın bulunduğu alanı özel endüstri bölgesi ilan etti. Böylelikle Cargill hem ödemesi gereken cezadan muaf tutuldu (yasaya aykırı olarak kullanılan her metrekareden dolayı toplam 1 milyon 62 bin YTL tutarındaki meblağdan), hem de sorun “tümden” çözüldü.

Cargill nedir?

Cargill ABD patentli, dünyanın 61 ülkesinde faaliyet gösteren ve 150 bine yakın işçinin çalıştığı bir tarım tekelidir. Erdoğan’ın son ABD gezisinde Cargill’in özel olarak gündeme gelmesi, Bush’un kapatılmaması için özel talepte bulunması bu tekelci niteliğinden kaynaklanmaktadır. Sonuçta Türkiye, uygulanan “tarım reformu programı” nedeniyle, halihazırda, tarım tekellerinin gözdesi konumundandır. Cargill’in fabrikasının kapatılması bu pazardan payını almaması anlamına gelecekti, ki Bush’un “ricası” Türkiye pazarının tekeller için önemini göstermektedir.

Tarımda tasfiye politikasının bir parçası

Bilindiği üzere, Türkiye’de, 2000 yılından itibaren Dünya Bankası öncülüğünde Tarımsal Reform Programı uygulanmaktadır. Programın temel hedefi kırsal bölgelerdeki istihdam seviyesini orta vadede %10 civarına indirmektir. Bir başka deyişle, tarımsal üretim biçimini dönüştürmekte, kırdan kente göçü zorunlu kılmaktadır. Program ürün ve girdi desteklerini ortadan kaldırarak gelir desteğini uygulamaktadır. Buna göre herkese arazisinin büyüklüğü oranında destek sunulmaktadır (desteğin önemli bir bölümü, doğal olarak, büyük toprak sahiplerine akmaktadır).

Ama öte yandan aynı süreçte girdi fiyatlarının sürekli artması, desteklerin kaldırılması küçük çiftçinin ürün ekemez hale gelmesine neden olmaktadır (sadece 2003 yılında gübre ve ilaç kullanımı %25 oranında azalmıştır. Yine 2000-2003 döneminde 450 bin hektarlık bir alan ekilmemiştir, tütün ekicilerin sayısında %53’lük bir azalma olmuştur). Dünya Bankası’nın öngörüsü de bu sonuçlara dönüktür. Gelir desteği ile alım-girdi sübvansiyonların kaldırılması, tarım kooperatiflerinin işlevsizleştirilmesi ve böylelikle tarımda tekel hakimiyetinin sağlanması, piyasa koşullarının tarımsal alana tam olarak nüfus edebilmesi...

Tarım Ofisi değişiyor

Tarım sektörünün piyasa yasalarına tam olarak terkedilmesi, Ziraat Bankası’nın herhangi bir ticari bankaya dönüştürülmesi (tarımsal kredi faiz oranlarına uygulanan sübvansiyonların kaldırılması), Tarişbank’ın tasfiye edilmesi, TiGEM’in işlevsizleştirilmesi (tohum ve tarımsal ilaç desteklerinin kaldırılması) gibi uygulamalara son olarak Tarım Ofisi’nde görülen değişimler eklenmiştir. Bugüne kadar “ofis çiftçinin karagün dostudur” diyen Tarım Ofisi, bundan böyle “karagün” kelimesini kullanmayarak “ofis çiftçinin dostudur” söylemiyle faaliyetlerine devam edecek.

Doğal olarak değişim salt söylem bazında yaşanmıyor, yakın bir zamanda söylemi ofisin salt düzenleyici bir kurum haline gelmesi izleyecektir. Nasıl ki enerji piyasasını düzenlemek üzere Enerji Piyasası Kurumu (EPK) yapılandırıldıysa, tarım sektörünü düzenlemek ya da tekellere uygun hale getirmek için tarım alanında düzenleyici bir kurum yapılandırılacaktır. Bu kurum Tarım Ofisi’nin tasfiye edilmesiyle oluşturulacaktır.

Sonuç olarak, Cargill’i kurtarmak için yasanın değiştirilmesi, tarımsal reform programının bir parçasıdır. Çünkü yasayla sadece Cargill’in bulunduğu alan özel bölge olarak ilan edilmemiş, tohum üretimini ve satışını tamamen tekellere terk eden bir dizi yeni uygulama getirilmiştir. Örneğin yasaya göre tüm tohumların 2 yıl içinde patentlenip kullanıma sokulması gerekiyor. Bir başka deyişle büyük bir tekel tarafından patent hakkı alınan bir tohumun herhangi bir çiftçi tarafından kullanılması mümkün olmayacaktır.

Tarımın tasfiye programı, uluslararası tekellerin piyasaya girmesi ya da hakim olması için yapılmaktadır. Cargill’in bu denli desteklenip kollanmasının ardında sermayenin bu genel amacı yer almaktadır. Burada önemli olan Cargill’in kendisi değil, sermayenin genel çıkarlarıdır, yarın bir başka tekel için de aynı uygulama söz konusu edilecektir.


Emperyalist tekeller emretti, Cargill’e af yasası çıktı!

Yıllardır kapatılması yönünde DKÖ’lerin, sendikaların, çevrecilerin, meslek örgütlerinin mücadelesine konu olan Cargill, Bursa Orhangazi’de birinci sınıf tarım arazisine ve İznik Gölü’nün kıyısına kurulu. Cargill ile ilgili ilk dava Bursa Mühendis Odaları tarafından açıldı. Gölü kimyasal bataklığa çevirmesi tehlikesiyle açılan davanın sonucunda mahkeme inşaatın durdurulmasına karar verdi. Ancak dönemin Başbakanı Turgut Özal ve kabine üyesi Mesut Yılmaz’ın girişimleri sonucu alınan özel kararla, Cargill’in faaliyetlerinin sürmesi sağlandı. 19 Ocak 2001’de Ecevit’in ABD gezisinde, ABD Ticaret Bakanı Donald Evans Şeker Kanunu’ndan dert yandı. 4 Nisan 2001’de çıkartılan Şeker Kanunu’nun glikoz üretiminin önünde engel olduğunu söyledi. Cargill’in, glikozda Türkiye pazarında önemli bir pay aldığını söyleyerek emperyalist tekellerin çıkarına zarar geldiğini ifade etmiş oldu.

Daha sonra Cargill’in birinci sınıf tarım arazisindeki faaliyetlerini sürdürmesine olanak veren Başbakanlık Yüksek Planlama Kurulu kararı, plan değişiklikleri ve ruhsatları Bursa 2. İdare Mahkemesi’nin kararıyla iptal edildi. Bu karar ABD’nin çıkarına dokununca Cargill sorununu devletler zirvesine taşıdı. Tayyip Erdoğan, icazet almak için yaptığı ABD’yi ziyaretleri sırasında Cargill’in faaliyetlerini özgürce sürdürmesi için yasal düzenlemelerin yapılması konusunda söz verdi. Ardından Cargill’in fabrikasının kurulu olduğu alan “Özel Endüstri Bölgesi” ilan edildi.

Geçtiğimiz günlerde yapılan itirazlar, açılan davalar sonucunda Orhangazi Kaymakamlığı Cargill firmasının faaliyetini durdurma kararı aldı.

Ancak emperyalist tekeller boş durmadı. Cargill ve benzeri tüm işletmeleri yasallaştırmak için baskı yapmaya devam etti. Emperyalistlere uşaklıkta sınır tanımayan AKP, Bursa milletvekili Altan Karapaşaoğlu’nun girişimiyle önerge verdi. Tarım arazileri üzerinde izin alınmadan kurulan tesislerin işlemlerini tamamlaması için ek süre verilmesini öngören Toprak Koruma ve Arazi Kullanımı Yasası’nda değişiklik teklifi 24 Kasım günü TBMM Genel Kurulu’nda kabul edildi.