13 Ekim 2006 Sayı: 2006/40 (40)
  Kızıl Bayrak'tan
   Sermaye düzeni tüm kurum ve kesimleriyle emperyalizmin hizmetinde
  Askeri darbe tartışmaları ve sınıfsal tutum
  Sivilleşme iddiaları ve ordu-polis çatışması üzerine
  AKP hükümeti ve ordu
  ABD Türkiye'yi ikinci bir İsrail yapmak istiyor
Ekonomideki yıkım tablosu ve sermayenin “yabancılaşma” korkusu
Gençliğin baskı ve soruşturma karşıtı
eylemlerinden
Eski bir talebenin hatıra defteri veya notlarına dair/ Yüksel Akkaya
 İstanbul İşçi Kurultayı'na doğru...
Daha fazla çaba, daha fazla inisiyatif, daha fazla enerji, başarıya daha etkin bir kilitlenme! / Orta sayfa
  Kurultay çalışmalarından
  Eylem ve etkinliklerden
  Tuzla Deri-İş Genel Başkan Yardımcısı
Musa Servi ile sınıf hareketinin sorunları
üzerine konuştuk
  Düzen medyasındaki avanaklar halkı “avanak” yerine koymaya çalışıyor.
  Devlet terörüne karşı omuz omuza!
  Ekim Gençliği’nden
  Türk-İş Genel Mali Sekreteri ve Demiryollş
Sendikası Genel Başkanı Ergün Atalay'dan Kızıl Bayrak'a yanıt
  Rice'ın gezisi ve Ortadoğu'da kirli oyunlar
  Morales yönetimi maden işçilerinin
katledilmesini önleyemed
i
  Dünyadan
  “Yeni bir dünya, yeni bir kültür için enternasyonal gençlik buluşması''
başarıyla gerçekleştirildi!
  Mücadele Postası

Bu sayının PDF formatını download etmek için tıklayın


 

Köln'de emperyalist savaş karşıtı panel

Köln'de Lübnan savaşı döneminde kurulan “Ortadoğu'da savaşa ve işgale karşı eylem birliği” platformu, “BM ateşkesi”nden sonra da çalışmalarını ara vermeden sürdürüyor. Platform son yaptığı toplantıda, sözde ateşkesle birlikte Lübnan'da ve Ortadoğu'da savaşın bitmediğini, daha büyük ve yıkıcı savaşlar için hazırlıkların devam ettiğinin altını çizmiş, bundan hareketle, girilen yeni döneme uygun olarak emperyalist savaşı teşhir amaçlı bir propaganda ve aydınlatma faaliyeti yürütmeyi kararlaştırmıştı.

Bu karar çerçevesinde 7 Ekim Pazar günü bir panel yapıldı. Köln İşçi-Gençlik Kültür Evi salonunda yapılan panele konuşmacı olarak, Almanya'daki Filistin Cemaati Başkanı Mohammed Afonneh, İran Tufan adlı örgütü temsilen Ali Gökce ve Platformu temsilen bir kişi katıldı.

Panelde önce, savaş karşıtı platform tarafından hazırlanan bir dia gösterisi yapıldı. Savaş karşıtı platformun hazırladığı, Lübnan'ın kısa tarihçesi, ABD'nin Ortadoğu'daki amaç ve hedefleri, Almanya'nın Lübnan ve bölgedeki savaştaki yeni rolünü içeren bir metin eşliğinde sunulan dia gösterisi ilgiyle izlendi.

Ardından panelistlere söz verildi. İlk sözü Filistin temsilcisi Mohammed Afonneh aldı. Filistin'deki tarihsel sürece kısaca değinen Afonneh, özellikle ölü doğan sahte “Oslo barışı”nın Filistinliler için en büyük felaket olduğunu söyledi. Bu sözde barıştan sonra, siyonist baskı ve zulmün daha da arttığını belirtti. Filistin'i adeta bir yarı açık cezaevine çeviren ve toplam 670 km olan ırkçı duvarın 640 km'sinin tamamlandığı, İsrail zindanlarında doğan bir çocuğun iki yaşından sonra annesinden ayrılarak zindanda ayrı bir yerde tutulduğu gibi ilginç ve çarpıcı konulara da değinen Mohammed, büyük bir ilgiyle dinlendi. Filistin temsilcisi konuşmasını, ABD'nin ve İsrail'in bugün FKÖ ile Hamas'ı birbirine düşürerek Filistin'de bir iç savaşa yolaçmak istediğini, fakat bunda hiçbir zaman başarılı olamayacağını, Filistinlilerin her zaman Yahudilerle birlikte yaşamak istediklerini ve tek ülkeli çözümden yana olduklarını belirterek bitirdi.

Ardından TUFAN temsilcisi Ali Göcke söz aldı. İran'ın tarihini özetleyen Göcke, İran'ın dünyanın ikinci büyük petrol ve uranyum yataklarına sahip olduğunu, ABD'nin İran'ı saldırı hedefinin ilk sırasına koymasının gerçek sebebinin de bu olduğunu belirtti. Lübnan savaşının, İran'a saldırının bir provası niteliğinde olduğunu dile getirdi. İran'daki devrimci ve anti-emperyalist dinamiklere değindikten sonra, İran halkına saldıranın sadece ABD olmadığını; sözde bazı devrimci partilerin de ABD ile işbirliği yaptıklarını, hatta ABD'nin bu amaçla özel bir komisyon kurduğunu belirtti. Bunu yapanların arasında İran Komünist İşçi Partisi'ni de sayması oldukça ilginçti.

Son konuşmacı olan savaş karşıtı platform temsilcisi arkadaş ise, platformun şimdiye kadar yaptığı politik-pratik faaliyetlere değinen ve Ortadoğu ve savaş üzerine platformun ortak görüşlerini dile getiren toparlayıcı bir konuşma yaptı.

Kısa aradan sonra katılımcılara söz verildi. Katılımcıların görüşlerini belirttikleri ve panelistlere sorular yönelttikleri bu bölüm oldukça canlı tartışmalara sahne oldu.

Panelde, Türkiye'den gelen ve oğlu Sincan F tipinde tutsak olan bir anne de söz aldı ve Türkiye'deki F tipi cezaevlerindeki uygulamalar hakkında bilgi verdi.

Panele 40 kişi katıldı.

Köln/Bir-Kar

--------------------------------------------------------------------------------------

Nükleer enerji santrali protesto edildi

6 Ekim günü meclis önünde eylem yapan bir emekli öğretmen ve bir gazeteci, Türkiye'de kurulmak istenen nükleer enerji santralini protesto etti.

Emekli öğretmen Hediye Gündüz ve gazeteci Timur Danış, meclis önünde gerçekleştirdikleri basın toplantısının ardından nükleer enerji santralini protesto etmek amacıyla yürüyüş gerçekleştirdiler.

Timur Danış, “Nükleere karşı yürüyorum!”, “Nükleer yasaya hayır!” yazılı pankart açtı. Danış ve Gündüz yaptıkları açıklamada nükleer enerjiye karşı olduklarını, meclisin de bu konuda daha duyarlı olmasını istediklerini belirttiler.

Danış, yetkililerin nükleer enerji santrali yapımını “en düşük fiyatı verene ihale edeceğini” açıklaması üzerine şunları söyledi, “Bu, korkumu bir kat daha artırdı. Ve ben korkumu sokakta yürüyerek yenebiliyorum. Eğer yürümem yasal değilse polisler yasal işlem yapsın”.

Danış sözlerini, “Polisler de endişe duysunlar. Ben Çernobil'i gördüm. Oradaki çocukların halini gördüm. Ben, bu ülkede enerji santrali yapılmayacağı için çocuk yaptım. Benim 5.5 yaşında çocuğum var. Çocuğuma söz verdim” şeklinde sürdürdü.

Çernobil Kazası sırasında Bolu'da bulunduğunu anlatan Gündüz, bu kaza sonrasında hiçbir yetkilinin vatandaşı uyarmadığını kaydetti. Gündüz, “Çernobil kazasının etkilerini görmüş birisi olarak ülkemde nükleer santral istemiyorum. Çernobil sonrasında 17 Avrupa ülkesi nükleer enerjiden vazgeçerken benim ülkemin bunu yapması doğrusu vicdanıma sığmıyor. Meclisin duyarlılığını göstermesini istiyorum. Sesimizi duyarlı kesimlere duyurmak istiyoruz. Beklentilerimizin dikkate alınmasını bekliyoruz” dedi.

---------------------------------------------------------------------------------

Düüüüütttt! Paydos!..

Ağır bir hareketle atar üstünden tulumunu.

Geçen hergün, geçen her kahrolası günde,

Dişlileri biraz daha körelmektedir hayatının.

 

Geçen her kahrolası günde;

Sabahın kuruluğunda, iğrenç bir “düüttt” sesiyle kurulan bir makina...

Ve günün akşamı; isyan eden motorunun sesi boğulmuş olarak çekilir fişi

bedeninin...

Aksak adımlarla yol alır evine bedenini yağlamak için;

bir daha ki kahrolası günde teklememek için, tekleyip de o patron denen

lanet adamın,

o pis ağzıyla hurdalıkdaki yerini almamak için!

....

Düüüttttt! Paydos;

Defol! Lanet olası makina!

...

RAP...RAP...RAP... Defol, lanet olası patron!

Ü. Altınçağ