13 Ekim 2006 Sayı: 2006/40 (40)
  Kızıl Bayrak'tan
   Sermaye düzeni tüm kurum ve kesimleriyle emperyalizmin hizmetinde
  Askeri darbe tartışmaları ve sınıfsal tutum
  Sivilleşme iddiaları ve ordu-polis çatışması üzerine
  AKP hükümeti ve ordu
  ABD Türkiye'yi ikinci bir İsrail yapmak istiyor
Ekonomideki yıkım tablosu ve sermayenin “yabancılaşma” korkusu
Gençliğin baskı ve soruşturma karşıtı
eylemlerinden
Eski bir talebenin hatıra defteri veya notlarına dair/ Yüksel Akkaya
 İstanbul İşçi Kurultayı'na doğru...
Daha fazla çaba, daha fazla inisiyatif, daha fazla enerji, başarıya daha etkin bir kilitlenme! / Orta sayfa
  Kurultay çalışmalarından
  Eylem ve etkinliklerden
  Tuzla Deri-İş Genel Başkan Yardımcısı
Musa Servi ile sınıf hareketinin sorunları
üzerine konuştuk
  Düzen medyasındaki avanaklar halkı “avanak” yerine koymaya çalışıyor.
  Devlet terörüne karşı omuz omuza!
  Ekim Gençliği’nden
  Türk-İş Genel Mali Sekreteri ve Demiryollş
Sendikası Genel Başkanı Ergün Atalay'dan Kızıl Bayrak'a yanıt
  Rice'ın gezisi ve Ortadoğu'da kirli oyunlar
  Morales yönetimi maden işçilerinin
katledilmesini önleyemed
i
  Dünyadan
  “Yeni bir dünya, yeni bir kültür için enternasyonal gençlik buluşması''
başarıyla gerçekleştirildi!
  Mücadele Postası

Bu sayının PDF formatını download etmek için tıklayın


 

Direnişçi Al-Co işçilerinden İstanbul Üniversitesi öğrencilerine destek!

Direnişteki Al-Co işçileri İstanbul Üniversitesi Merkez Kampüsü giriş kapısı önünde direnişlerini sürdüren İstanbul Üniversitesi öğrencileriyle dayanışmak için Beyazıt Meydanı'ndaydılar.

10 Ekim günü 12.00'de İÜ Fen Fakültesi kapısı önünde toplanan öğrenciler soruşturmalara karşı taleplerinin yazılı olduğu kutularıyla beraber beklemeye başladılar. Bir süre sonra ÖKM tarafından Al-Co işçileri sloganlarla yürümeye başladılar. “Zafer direnen emekçinin olacak!”, “Kölece çalışmaya, kölece yaşamaya hayır!”, “Yaşasın sınıf dayanışması!”, “Kahrolsun ücretli kölelik düzeni!” ve “İşçilerin birliği sermayeyi yenecek!” sloganlarıyla Al-Co işçilerinin Beyazıt Meydanı'na gelmesi ile işçiler ve öğrenciler coşkulu ve gür bir biçimde sloganlarını haykırdılar.

Öğrenciler adına yapılan konuşmada, “Saldırılara karşı yılmadan mücadele ediyoruz ve bundan sonra da etmeye devam edeceğiz. Bundan sonra da okul içinde ve dışında farklı fakültelerin önlerinde mücadelemizi sürdüreceğiz. Yılmadan özerk demokratik üniversite ve parasız eğitim istemeye devam edeceğiz” denildi.

Ardından “Al-Co işçisi öğrencinin yanında!” sloganları arasında söz alan Al-Co işçileri temsilcisi Erkan Yağcı, öğrenci-işçi dayanışmasına vurgu yaparak şunları söyledi:

“Bizler Al-Co işçileri olarak patronların yoğun baskılarına, emeğimizi hiçe saymalarına karşı sendikalaşmak isterken işten atıldık. Bizleri işten atılmayla korkutup tehdit edenler ile okullarda soruşturmalarla, cezalarla öğrencileri korkutup boş beyinler yaratmaya çalışanlar aynıdır. Haklarımızı ancak sınıf mücadelesiyle kazanabileceğimizi bilmeliyiz. 15-16 Haziranlar böyle yaratıldı! Tüm işçi kardeşlerimize sesleniyoruz: Ücretli köleler olmayalım. Mücadele ettiği için soruşturmalar alan, okuldan atılan tüm öğrencilere Al-Co işçileri olarak desteğimizi bir kez daha açıklıyoruz.”

Konuşmanın ardından “Al-Co işçisi yalnız değildir!” ve “Baskılar bizi yıldıramaz!” sloganları atıldı.

Eylem sırasında İÜ Edebiyat Fakültesi'nden önlükleri ile gelen öğrenciler ÖGB'lerin müdahalesi ile karşılaştı. İdarenin ve ÖGB'lerin teşhir edildiği konuşma sonrasında önlükler ve sloganlarla Al-Co işçileri uğurlandı.

İstanbul Üniversitesi Ekim Gençliği

--------------------------------------------------------------------------------------

Ege Üniversitesi: “Baskılar bizi yıldıramaz!”

Türkiye genelinde olduğu gibi İzmir'de de soruşturmalarla kapanan dönemin ardından yeni dönemde saldırılar artarak devam ediyor.

Dokuz Eylül Üniversitesi'nde masalara yapılan müdahale Ege Üniversitesi'nde F tipleştirme olarak kendini göstermiştir. Dokuz Eylül Üniversitesi'nde ÖGB'nin “çevik çağırırız” tehditlerine, öğrenciler masalarını açmaya devam ederek yanıt verdiler.

Ege Üniversitesi'nde ise 5 Ekim günü öğle saatlerinde Edebiyat Fakültesi önünde masa açan öğrencileri bir arabanın içerisinde kameraya alan sivil polisleri farkeden arkadaşımız olaya müdahale ettiği için polisler tarafından tehdit edildi. Arkadaşımızın yaptığı teşhir konuşması üzerine toplanan devrimci-demokrat öğrenciler arabayı kovalayarak camlarını kırdılar. Olay sonrası okulda bulunan siyasetlerle yapılan toplantıda saldırıların asıl amacına dikkat çekildi, ortak eylem yapma kararı alındı.

Okulların kısa bir süre önce açılmış olmasına rağmen artan baskılar, yeni dönemin eskiyi aratmayacağını göstermektedir. Soruşturmalar, ÖGB-polis işbirliği, faşist saldırılar ve F tipleştirme olarak sayabileceğimiz tüm bu baskılara, üniversite gençliği birleşik, örgütlü eylemlerle yanıt verecektir. Üniversitelerin asıl sahipleri olarak, tüm bu baskılara göğüs gerecek ve bu uygulamaları teşhir edeceğiz.

Üniversiteler bizimle özgürleşecek!

Ege Ekim Gençliği

--------------------------------------------------------------------------------------

Aydın ve sanatçılardan öğrencilere destek...

“Soruşturmalar ve cezalar geri çekilsin!”

Üniversitelerin açılması ile birlikte öğrencilere yönelik cezalar ve baskılar 12 Eylül'ü aratmayacak biçimde artmış, üniversite şenlikleri bile valilik kararı ile yasaklanmıştı. Üniversite öğrencileri, soruşturmalara ve cezalara karşı bir süredir farklı araçlar ile mücadelelerini sürdürmekteydi. Öğrencilerin bu mücadelesine bir destek de aydın ve sanatçılardan geldi.

Yazar, sendikacı, gazeteci, akademisyen, doktor, avukat ve müzisyenlerden oluşan 97 kişi bir “aydın deklarasyonu” yayınlayarak, öğrencilere açılan soruşturmaları ve verilen cezaları kınadıklarını açıkladılar. Deklarasyon bugün İnsan Hakları Derneği'nde yapılan bir basın açıklaması ile kamuoyuna duyuruldu. Yazar Perihan Mağden, gazeteci Hakan Gülseven, Liman, LİMTER-İŞ eğitim uzmanı Kamber Saygılı, yazar Mukaddes Erdoğdu Çelik, Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu (DİSK) Genel Sekreteri Musa Çam, müzisyen İlkay Akkaya ve avukat Eren Keskin'in katıldığı basın toplantısında, ilk olarak İÜ öğrencisi Emre Öztürk sözaldı. Emre yaptığı konuşmada son dönemde üniversitelerde yaşanan süreci özetledi. Ardından Perihan Mağden tarafından okunan deklarasyonda şu ifadeler yeralıyor:

“* Soruşturmalar sonucu süreli süresiz cezalarla üniversite öğrencilerinin eğitim hakları ellerinden alınıyor.

* Soruşturmalar hangi hukuksal zemine dayanırsa dayansın, antidemokratik ve gayrımeşru.

* Soruşturmalar, ülke genelinde yaşanan ifade özgürlüğünün kısıtlanması sorununun üniversitelerdeki adıdır. Bu yönüyle TCK 301. maddeden farksız.

* Soruşturmaların konusu, üniversite öğrencilerinin düşünceleri, hak arama mücadeleleri ve örgütlenme çabaları. Söz, eylem ve örgütlenme hakkı demokrasinin esas ilkelerinden görülmelidir.

* Soruşturmalarda öğretim üyelerinin görev alması ve öğretim üyelerinin düşünceyi yargılayan, öğrenciyi sorgulayan bir konumda olması öğretim üyeliği kimliğiyle ters düşer... Öğrenci üniversitede yemekhanenin özelleştirilmesine karşı çıkmayacak da neye karşı çıkacak, öğrenci üniversitede şenlik yapmayacak da ne zaman, nerede yapacak? Darbe sonrası yaşanılan günlere dönüş var.”

Toplantıda Şanar Yurdatapan, Kamber Saygılı, Hakan Gülseven ve Mukaddes Çelik de birer konuşma yaparak öğrencilere destek mesajları verdiler. Toplantıya katılamayan İzzettin Önder'in ise gönderdiği mesaj okundu.

Toplantı 11 Ekim günü 13:00'te Beyazıt Meydanı'nda düzenlenecek olan merkezi mitingin çağrısının yapılmasıyla sona erdi.

Kızıl Bayrak/İstanbul

-------------------------------------------------------------------------------------

YTÜ: “Suç” işlemeye devam edeceğiz!

Yıldız Teknik Üniversitesi'nde soruşturmalara, okuldan uzaklaştırma ve atma terörüne karşı geçen hafta 4 gün boyunca oturma eylemleri gerçekleştirmiş, bizi üniversitemize sokmayanlara içeride olduğu gibi dışarıda da mücadelemizi sürdürdüğümüzü göstermiştik.

9 Ekim günü YTÜ ana giriş kapısı önünde kamuoyunu bilgilendirmek amacıyla hazırladığımız deklarasyon metnini ve süreci anlatan broşürleri dağıttık. Öğrencileri ve öğretim üyelerini anti demokratik uygulamaları protesto etmeye çağırdık. Üzerinde “Yemekhane zammına karşı çıkıyorum! Suç işliyorum!”, “ABD ve İsrail askeri olmayı reddediyorum! Suç işliyorum!” vb. yazan kokartları ve siyah kurdeleleri yakalarına takmalarını talep ettik.

Basında çıkan haberlerle hazırladığımız duvar gazetesini ve soruşturma gerekçelerinin yazılı olduğu ozalitleri okul girişine astık.

Ekim Gençliği/YTÜ

 

YTÜ'de oturma eyleminin son günü...

Yıldız Teknik Üniversitesi'nde soruşturmalara, uzaklaştırma ve atılma cezalarına karşı 2 Ekim günü başlatmış olduğumuz oturma eylemini 5 Ekim günü düzenlediğimiz basın açıklaması ile sonlandırdık.

Bilindiği gibi YTÜ'de geçen yıl ikinci dönemin sonlarında soruşturma terörü ile karşı karşıya kaldık. Bu soruşturmaların sonucunda 1 arkadaşımız okuldan atılırken, 20'nin üzerinde arkadaşımıza ise 1 hafta ile 6 ay arasında değişen cezalar verildi. Tüm üniversitelerde muhalif öğrencilere yönelik saldırılar İstanbul özelinde YTÜ ve İÜ'de somutlaştı.

Bizler okulumuza giremiyoruz. Bizleri okulumuzdan uzaklaştırarak ya da atarak yıldırmaya çalışanlara 4 gün süren eylemlerimizle yanıt verdik. Okuma hakkımızı geri alıncaya kadar da mücadelemizden vazgeçmeyeceğiz.

Önceki günlerde olduğu gibi 5 Ekim günü de saat 12:00'de üniversitemizin kapısının önünde buluştuk. Bir arkadaşımız söz alarak süreci özetleyen bir konuşma yaptı. Ardından “Baskılar bizi yıldıramaz!/YTÜ Öğrencileri” imzalı pankartımızı okulumuzun demirlerine astık ve oturma eylemimize başladık. Hazırlamış olduğumuz ve üzerlerinde “Yemekhane zammına karşı çıktım! Suç işledim!”, “ABD ve İsrail askeri olmayı reddettim! Suç işledim!” vb. şiarların olduğu kokartlarımızı siyah kurdalelerle birlikte, eyleme desteklerini sağlamak için okula giren öğrencilere dağıttık. Yere serdiğimiz beyaz bir bezin üstüne “Üzerimizden çıkanlar” sergisi açtık. Sergiye kalemlerimizi, silgilerimizi, T cetvelini, kitap vb. eşyalar koyduk.

Saat 13:30'da BDSP, TMMOB İKK, EMO İstanbul Şubesi, ÇMO İstanbul Şubesi ve akademisyenlerin katılımıyla basın açıklamamızı gerçekleştirdik. İstanbul Üniversitesi'nde de benzer bir süreç yaşamakta olan arkadaşlarımız destek için eylemimize katıldılar. Basın açıklamasında “Baskılar bizi yıldıramaz!”, “Soruşturmalar geri çekilsin!”, “YÖK kalkacak, polis gidecek, üniversiteler bizimle özgürleşecek!” sloganları atıldı.

Basın açıklamasının ardından Grup Araf şarkılarıyla bizlere destek verdi. Müzik dinletisinin ardından arkadaşlarımızın soruşturmalarla ilgli hazırladığı tiyatro oyunu oldukça ilgi gördü. Bir süre daha devam eden oturma eylemimizi sloganlarımızla sonlandırdık.

Bizler bugüne kadar sürdürdüğümüz mücadeleyi 12 Eylül faşist cuntasının ve onun kanlı postallarının üniversitelerdeki izi YÖK'ün gölgesinde sürdürdük. Bundan sonra da mücadelemizi kanlı postalları ve onların sahiplerini tarihin çöplüğüne gömene, özgür, eşit ve sömürüsüz bir dünya yaratana kadar sürdüreceğiz.

YTÜ Öğrencileri

--------------------------------------------------------------------------------------

Çukurova Üniversitesi: “Yemekhane zamları geri çekilsin!” Ucuz, kaliteli ve sağlıklı yemek istiyoruz!

Çukurova Üniversitesi'nde dönem başında yemekhanede fiyatlar 500 Ykr artarak 2 Ytl oldu. Yemekhane zammı üzerine okuldaki devrimci, demokrat öğrenciler olarak bir toplantı yaptık. Tartışmalarda tepkilerin eylemli bir sürece konu edilmesi konunda ortaklaşıldı. Zamlar Geri Çekilsin Platformu oluşturularak 5 Ekim Perşembe gününden itibaren çalışmalar başlatıldı.

İlk gün taleplerin yazılı olduğu bir afiş hazırlandı ve okulun çeşitli yerlerine asıldı. Ayrıca zamların geri çekilmesi talebiyle imza toplamak amacıyla yemekhane önünde dilekçe standı açıldı. Standa ilgi yoğun oldu.

Yemekhane önünde toplandıktan sonra ajitasyon konuşmalarıyla öğrencileri yemekhane zamlarını protesto etmeye çağırdık. Konuşmaların ardından toplu olarak yemekhaneye gidilip kaşıklarla boş tabldotlara vurularak zamlar protesto edildi. Başlarda 50-60 öğrencinin katıldığı eylem, yemekhane ve çevresindeki öğrencilerin de katılımıyla 150 kişinin katıldığı coşkulu bir eyleme dönüştü. Bu sırada yemek kuyruğunda bekleyen ya da yemek yiyen birçok öğrenci de eyleme katıldı. Konuşmaların ve şarkıların ardından toplu bir şekilde dışarı çıkılarak, zamlar geri çekilene kadar protesto eylemlerinin süreceği vurgulandı. Daha sonra okulun çeşitli yerlerinde insanlarla konuşularak 1000'e yakın dilekçe toplandı. Birçok bağımsız öğrenci de dilekçeleri kendi sınıflarına götürerek çalışmanın içinde aktif olarak yeraldı.

Faaliyetimiz daha sonraki günlerde de sürdü. 9 Ekim günü sabah saatlerinden itibaren okulun dört bir yanına taleplerimizin yeraldığı afişleri astık. Fen-Edebiyat ile Eğitim Fakültesi önüne standlarımızı açarak imza toplamaya başladık. Ayrıca gün boyu sınıflarda ve bahçede süreci anlatan ve öğrenci gençliği imza vermeye çağıran konuşmalar gerçekleştirdik.

Saat 12.00 gibi standlarımızı yemekhanenin önüne taşıyarak eylemimize burada devam ettik. Sabahtan başlattığımız bildiri dağıtımını yemekhane önünde ve içerisinde de sürdürdük. Yine yemekhane önünde ve içinde sahnelenen tiyatro oyunu öğrencilerden yoğun ilgi gördü. Yemekhanede tabaklara ve masalara vurarak gerçekleştirdiğimiz protesto eylemine o sırada yemek yiyen birçok öğrenci de katıldı. Eylemler ders saatinin başlamasına kadar sürdü.

10 Ekim günü de çalışmamız sabah saatlerinde afiş asma, bildiri dağıtma ve fakülte önlerinde açtığımız imza standları ile devam etti. Ajitasyon konuşmalarıyla, çağrılarla zamların geri alınmasını ve 11 Ekim günü yapılacak eylemin çağrısını yaptık. Saat 11.30'da tüm stantlarımızı kapatarak yemekhanenin önüne büyük bir stant açtık ve kitlesel bir şekilde dilekçelerimizi toplayarak öğrencileri bilgilendirdik. 12 Ekim günü yapılacak yemekhane boykotuna çağrı yaptık.

Dilekçe kampanyasını sonlandırdık!

Bir haftadır süren dilekçe kampanyasını 11 Ekim günü yaptığımız eylemle sonlandırdık. Topladığımız 2 bini aşkın dilekçeyi gerçekleştirdiğimiz coşkulu bir yürüyüşle rektörlüğe teslim ettik. Sabah saatlerinde okulun her alanında hazırladığımız bildirileri dağıttık.

Saat 12:00'de R 1 dersliği önünde toplanarak çevrede bulunan öğrencilerden eyleme destek vermelerini istedik. Daha sonra sloganlarla ve marşlarla yemekhane önüne gelen öğrenciler burada yapılan kısa konuşmanın ardından yemekhaneye girdi, orada bulunan öğrencilerden de destek istedi. Birçok öğrenci alkışlarla ve masalara vurarak eyleme destek verdi. Yaklaşık 150 kişiyle yemekhaneden çıkılarak İş Bankası önüne kadar coşkulu bir yürüyüş gerçekleştirildi. Yürüyüşte fakülte önlerinde ajitasyon konuşmaları yapıldı. Üniversitelerin ticarethane, öğrencilerin müşteri olmadığı söylendi, öğrenciler saflara çağrıldı. Daha sonra yol kapatılarak düzenli kortejler halinde yürüyüşe devam edildi. Burada kitlenin sayısı 200'ü aştı.

Rektörlüğe yaklaşılırken artan coşku “Yemekhane zamları geri çekilsin!”, “Savaşa değil eğitime bütçe!”, “Tüccar rektör istemiyoruz!”, “Üniversiteler bizimdir bizimle özgürleşecek!” sloganlarıyla doruğa çıktı. Özellikle yemekhane için söylenen şarkılar kitlenin coşkusunu artırdı.

Rektörlüğün önüne gelindiğinde, sloganlar bir kez daha haykırıldı. Daha sonra basın metni okundu. Açıklamada, üniversitelerde her yıl zamlanan har(a)çların yanısıra önce teknokentlerin, üniversite arazilerinin daha sonra kantinlerin, yemekhanelerin, sosyal alanların şirketlere satıldığı vurgulandı. Öğrencilerin şirketleşen üniversitelerde birer müşteri haline getirildiği, yapılan zamlar geri çekilmediği takdirde eylemlerin devam edeceği söylendi.

Basın metninin okunmasının ardından dilekçeler kitlenin alkışları ve sloganları eşliğinde rektörlüğe götürüldü. Ardından öğrencilere eylemden sonra yapılacak kitle toplantısının çağrısı yapıldı. Daha sonra tekrar kortejler oluşturuldu, sloganlarla ve şarkılarla R 1'e dönüldü. Yaklaşık 40 kişinin katıldığı toplantıda 12 Ekim günü yapılacak olan uyarı boykotu tartışıldı. Birçok öğrenci eyleme dair düşüncelerini dile getirdi, daha fazla öğrenciyi boykota katmak için daha fazla insana ulaşmak gerektiği vurgulandı.

Yemekhane eylemleri üniversitenin atmosferini büyük ölçüde değiştirdi. Okulun her tarafında yürütülen faaliyet sonucu birçok öğrenci bu gündemden haberdar oldu ve birçoğu özellikle dilekçelerin toplanması noktasında faaliyete katıldı. 11 Ekim günü yapılan eylemin ve 12 Ekim günü yapılacak boykotun kazanımlarıyla birlikte daha fazla öğrenci kitlesini yemekhane zamlarına karşı tutum aldırmaya ve sürecin bir parçası yapmaya çalışacağız. Bu sürecin kazanımlarıyla 6 Kasım'a hazırlanacağız.

Çukurova Üniversitesi Ekim Gençliği

----------------------------------------------------------------------------------------

ODTÜ'de yeni dönem: Ticarileşen eğitimin yansımaları

ODTÜ'de yeni dönem her zamanki gibi saldırılarla başladı. Ticarileşen eğitim sisteminin bir sonucu olarak ilk defa bu yıl yeni kayıt yapan öğrencilerin girdiği İngilizce sınavı için 14 YTL alındı. Sınava girmenin zorunlu olması bu ücretin ödenmesini de zorunlu kılıyor.

Bunun yanı sıra ODTÜ'de kütüphanede yeni bir sistem kurulmaya çalışıldı. Geçen yıllarda derslerde okutulan kitapların bulunduğu Reserve bölümünde kitaplar bir günlük veriliyorken bu sene bu kitapların ancak 2 saatlik verileceği söylendi. Ders kitaplarının çok pahalı olması, derse çalışmak için en iyi (kimi zaman tek) kaynağın oradaki kitaplar olması öğrencileri kütüphaneye zaten mahkûm bırakıyordu. Kitapların sadece 2 saatlik verilmesi uygulaması “parası olan gider kitabı alır” ya da “parası olan gider okulun içinde sayfası 5 kuruşa fotokopi çektirir” demektir. ‘Parası olmayan zaten okumasın!' mantığıdır bu.

Bu saldırılara karşı okuldaki birçok öğrencinin katıldığı bir çalışma olarak afişler asıldı. Kütüphane yetkilileriyle tek tek veya toplu şekilde konuşmalar, tartışmalar yapıldı. Herkes şikâyetçiydi ve bir sonuç bekliyordu. Kütüphane önüne bir toplantı çağrısı yapıldı. Bunun üzerine daha toplantı yapılmadan idare geri adım attı ve eskisi gibi tekrar günlük kitap verilmeye başlandı. Daha en başından “sistemi kurduk, artık değiştiremeyiz” diyenler iki gün içersinde örgütlenen tepki karşısında sistemi değiştirmek zorunda kaldılar.

ODTÜ Tepkisi!

ODTÜ Rektörlüğü, 2006 yılının başında, ODTÜ'nün 50. yılı vesilesiyle bir kampanya başlatmıştı. 50 yıllık süreçte yaşanmış güzel günleri yâd eden, geçmişte ülke gündemine müdahale edilmesiyle gurur duyan, ancak bugünün koşullarında sermayeyle işbirliğinde, eğitimin ticarileştirilmesinde katedilen mesafe ve teknokentiyle övünen bir ODTÜ imajı çizilmeye çalışılıyor.

“ODTÜ Etkisi” adıyla yürütülen kampanya dahilinde bu imaj meşrulaştırılmaya ve geçmişe dair izler silinmeye çalışılıyor. Bu kampanya ile bütün muhalif düşünceler ortadan kaldırılarak, onların ODTÜ'sü bizlere dayatılıyor.

Bu saldırı karşısında ODTÜ'de halen geçmişiyle övünen, ODTÜ'nün devrimci tarihine sahip çıkan ve bugünde o günlerdeki birlikteliğin, hakkını arayan örgütlülüklerin yaratılması gerektiğini düşünen öğrenciler olarak, ODTÜ Etkisi'ne karşı bir tepki çalışması başlattık.

OTÜ Tepkisi adıyla yürütülen çalışma, 5 Ekim günü ilk etkinliğini gerçekleştirdi. ODTÜ'nün devrimci tarihi konulu bir sinevizyon ve slayt gösterimi gerçekleştirildi. Ancak birçok teknik aksaklık yaşandı. Etkinliğin geç başlaması, küçük bir sınıfta yapılmak zoruna kalınması ve sinevizyon aletinin çalışmaması etkinliğe katılımı olumsuz yönde etkiledi. Buna rağmen etkinliğe yaklaşık 40 öğrenci katıldı.

Geçmişin değerlerinin sahiplenilmesi gerektiği, bugünkü tablo karşısında tek çıkış yolunun mücadele etmek olduğu vurgulandı. Etkinlik sonuna sohbet etmek isteyen 7-8 kişiyle ayrıca bir sohbet gerçekleştirildi. Özel olarak neler yapabileceğimizi konuştuk ve ilerisine dair bir takım kararlar aldık. “ODTÜ Tepkisi” adıyla bir dergi çıkarma ve bir kampanyaya başlama düşüncemiz karşılık buldu. En kısa zaman içinde çalışmalara başlama kararı aldık. Etkinlik daha sonrasına anlamlı sonuçlar bırakması bakımından önemliydi. Şimdi yapılması gereken ODTÜ'de tepkinin örgütlenmesidir.

ODTÜ Ekim Gençliği

-------------------------------------------------------------------------------------

Uludağ Üniversitesi'nde ulaşım zammı protestoları...

“Ulaşım zammı geri çekilsin!”

Uludağ Üniversitesi öğrencileri ulaşım zamlarını protesto etmek için eylemler gerçekleştirdiler. Üniversite kampüsü dışında ilk kez eylem yapan öğrenciler, 7 Ekim günü saat 12:30'da Bursaray Osmangazi İstasyonu'ndan otobüs duraklarına kadar yürüdüler. Burada yaptıkları açıklamada, “Bizler Uludağ Üniversitesi öğrencileri olarak ulaşım zamlarının geri çekilmesi için başlattığımız bu yürüyüşümüzle diğer sorunlarımızın çözümü noktasında bir adım atmış bulunmaktayız. Bundan sonra diğer bütün sorunlarımızın çözümünde hep birlikte ve kazanana kadar mücadele etmeye devam edeceğiz” dediler.

Eylemde “Ulaşım zamları geri çekilsin!”, “Ulaşım hakkımız engellenemez!” sloganları atıldı. Eyleme 70 öğrenci katıldı.

Eylemlerin sonuncusu ise 9 Ekim günü yapıldı. Postane önünde toplanan öğrencilerin yürümesine jandarma barikat kurarak izin vermedi. Yapılan görüşmeler sonunda barikat açıldı. Kütüphane önüne ellerinde Bukart'larla, tek sıra halinde yürüyen 150 kişilik öğrenci grubu burada bir basın açıklaması yaptı. Açıklamada 11 Ekim Çarşamba günü Rektör'ün Belediye Başkanı'yla yapacağı görüşmenin sonucuna kadar eylemin sonlandırıldığı, görüşmeden çıkan sonuca göre başka araçlarla mücadeleye devam edileceği söylendi.

Açıklamanın ardından, toplanan imzaları teslim etmek için TMMOB tarafından tahsis edilen araçla Bursa Büyükşehir Belediyesi önüne gelen öğrenciler burada da bir eylem gerçekleştirdiler. Halkın yoğun ilgi gösterdiği eylem sonunda toplanan imzalar belediyeye teslim edildi. Coşkulu geçen eyleme 60 öğrenci katılırken, sıklıkla “Müşteri değil öğrenciyiz!”, “Ulaşım hakkımız engelenemez” sloganları atıldı.

Birçok sendika eyleme katılarak destek vereceğini ifade etmesine rağmen BATİS dışında katılan olmadı.

Kızıl Bayrak/Bursa

-------------------------------------------------------------------------------------

Hikmet Sami Türk'ü protesto eden öğrenci tutuklandı!

Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi'ne bir sempozyuma katılmak için gelen Hikmet Sami Türk ve Cemil Çiçek protestolarla karşılandı. “Eli kanlı işbirlikçilerin üniversitelerde yeri olamaz” diyen ve üniversitelerine sahip çıkan öğrenciler tartaklandı. İki arkadaşımız gözaltına alındı. Bir arkadaşımız (Levent Çakır) tutuklanarak F tipi cezaevine gönderildi.

Devletin terörü SGD, Ekim Gençliği, Öğrenci Kolektifleri ve Özgür Eğitim Platformu tarafından düzenlenen basın açıklamasıyla protesto edildi. Basın açıklaması, “Tutuklu SGD'lilere özgürlük!”, “Kurtuluş yok tek başına, ya hep beraber ya hiçbirimiz!”, “Yaşasın devrimci dayanışma!”, “Yaşasın devrim ve sosyalizm!” sloganlarıyla son buldu.

Açıklamanın ardından tutuklu arkadaşımıza kart atıldı. Eyleme 35 kişi katıldı.

Ankara Ekim Gençliği

-------------------------------------------------------------------------------------

Bursa'da ulaşım zammı protestosu sürüyor

ÖDP Gençliği, Emek Gençliği, Öğrenci Kolektifi ve Liseli Genç Umut 11 Ekim Günü yaptıkları eylem ve şenlikle ulaşım zamlarını protesto ettiler.

Setbaşı Şehir Kütüphanesi önünden Eski Adliye binası önüne kadar yürüyen çoğunluğu liseli 250 öğrenci belediyeyi protesto etti. Sendikaların da destek verdiği eylemde “Yolunacak kaz değiliz!”, “Müşteri değil öğrenciyiz!” sloganlar atan öğrenciler, müzik grubunun konserinin ardından şenliği sonlandırdılar.

Bu eylemi yapan güçlerle ayrışan devrimci öğrenciler ise 12 Ekim günü ayrı bir eylem gerçekleştirecekler.

Kızıl Bayrak/Bursa