8 Temmuz 2006 Sayı: 2006/26
  Kızıl Bayrak'tan
   Kurultay çalışmasının hedefleri ve başarı ölçütleri
  Köhne düzeninizi yeni “terör” yasanız da kurtaramayacak!
  Yeni TMY CHP’nin tam desteğiyle çıktı
  Demokratik hak ve özgürlükler mücadelesini yükseltelim!
  Tersane İşçileri Birliği’nden işçi cinayetini protesto eylemi
  Sivas katliamını unutmayacağız, utturmayacağız!
2 Temmuz eylemlerinden...
DİSK Genel-İş Sendikası 1 No’lu Şube Sekreteri Kemal İkisivri...
Sendikal ihaneti aşmanın yolu
Ludist hareketten ‘’mevzuatiçi’’ sendikacılığa: Y. Akkaya
Reformist solda “Zeytin Dalı” heyecanı
  Gençlik kampında buluşalım!
  Siyonistlerden Filistin halkına toplu cezalandırma...
  Savaş kundakçıları terörist İsrail devletinin kalkanı
  ABD emperyalizmi Nepal halkının iradesini kırmaya çalışıyor
  General Motors işçileri Portekiz’deki sınıf kardeşleriyle dayanışma içinde
  Şakirpaşa İşçi Kültür Evi’nde 2 Temmuz etkinliği...
  TUYAB Ulucanlar’daki kadın tutsaklara saldırıyı protesto etti...
  Mamak’ta 2 Temmuz mitingine çağrı yürüyüşü...
  Partizan ile sınıfın mücadele ve örgütlenmesinin önündeki engeller üzerine konuştuk...
  Çocuklarımıza onurlu bir gelecek bırakmak için...
  Ortadoğu’da çirkin pazarlıklar dönüyor
  Filistin, Afganistan, Irak... Sırada İran var...
  Bir-Kar: Filistin halkıyla dayanışmaya!
  Mücadele Postası

Bu sayının PDF formatını download etmek için tıklayın


 

2 Temmuz gösterileri üzerine...

Sivas katliamını unutmayacağız, utturmayacağız!

Sivas’ta bizzat devlet güçlerinin organize ettiği ve 33 aydının dirir diri yakılması ile sonuçlanan kanlı katliamın üzerinden 13 yıl geçti. Katliamın yıldönümündeki 2 Temmuz anmaları, birçok yerde etkin ve yaygın kitle gösterileri şeklinde gerçekleşti. Bir dizi ilde bir haftaya yayılan eylem ve etkinlik programları yapıldı. Katliama karşı tepki asıl olarak mitinglerde açığa çıktı. Başta Sivas olmak üzere birçok şehirde düzenlenen mitingler geçmiş yıllara göre gerek kitlesellik gerekse de coşku açısından daha ileri bir düzeye tanıklık etti.
Katliamın üzerinden 13 yıl geçmesine ve toplumsal hareketlilik geri bir düzeyde seyretmesine rağmen ülke çapında gerçekleşen eylem ve etkinliklerin toplamına baktığımızda, onlarca kurumun yeraldığı, binlerce kişinin katliama karşı öfkesini haykırdığı eylemler, etkinlikler ve nihayetinde mitingler görüyoruz.
Devrimci siyasal güçler ile birlikte Pir Sultan Abdal derneklerinin rengini verdiği mitinglerde, devletin katliamcı yüzü teşhir edilmiş, planlı ve sistemli bir katliam olduğu her fırsatta vurgulanmıştır. Devletin katliamcı geleneğine, Maraşlar’dan Sivas’a ve cezaevi operasyonlarına kadar belirgin bir tepki ortaya konulmuş, hesap sorma bilinci öne çıkmıştır.
13. yılında gerçekleşen mitinglerin temel şiarlarından biri ‘’Unutmayacağız, unutturmayacağız!’’ olmuştur. Katılımların kitleselliği ve ortaya çıkan irade, bu şiarın yaşamda karşılık bulduğunun somut kanıtı olmuştur.

Ön hazırlık sürecinin belirleyiciliği

Eylem ve etkinliklerin kitlesel ve coşkulu geçmesinin gerisindeki en önemli etken, ön hazırlık çalışmalarının kendisidir. 2 Temmuz, ilerici kamuoyunun gündemine erken bir tarihte girmiş, bu doğrultuda gerek tek tek bileşenler, gerekse de organizasyonlar olarak belli bir çalışma yürütülmüştür.
Ancak ön hazırlık çalışmaları yine de istenen düzeyde seyretmemiştir. Hazırlık çalışması kendi içinde bir dizi açıdan zayıflık taşımaktadır. Hazırlıklar mitingin toplam örgütleyicilerine maledilememiş, daha sınırlı güçlerin çabasına konu olmuştur. Miting hazırlıklarının daha geniş kitleye duyurusu, gerek kullanılacak materyaller, gerekse de kitle iletişim araçları üzerinden zayıf kalmıştır. Farklı araç ve etkinlikler yeterince devreye sokulamamıştır. Dolayısıyla ilk elden yarattığı etki de istenilen düzeyde toparlanamamıştır.
Tüm bu eksikliklere rağmen mitingler belli bir katılımla gerçekleşmiştir. Eğer birçok yerde hazırlıklar hakkı verilerek yapılabilmiş olsaydı kuşkusuz sonuç çok daha farklı olacaktı.

Alevi kesimi kendisinin de bir parçası olduğu tartışmalara yanıt vermiştir!

Bu yıl Alevi kurum ve kitle örgütleri cephesinden 2 Temmuz etkinliklerine katılım ve coşku da geçen yıllara nazaran daha belirgin bir artış göstermiştir. Bunun bir nedeni, yukarıda belirttiğimiz gibi, ön çalışma sürecinin erken başlatılmış olmasıdır. Başta Pir Sultan olmak üzere Alevi kurumları tarafından sürecin bizzat örgütlenmesidir.
Alevi kurumlarını bu sene işin başına geçmeye iten neden, Aleviliğin toplumsal kimlik kazanma sürecidir. Kuşkusuz bunda Alevi ağalarının niyet ve misyonunu gözden kaçırmamak gerekiyor. Zira onlar Alevi emekçileri devletçi çizgiye çekmek ve düzene yedeklemek niyetindeler. Ancak ağaların niyeti ne olursa olsun Aleviler devrimcilerle birlikte saf tutabilmişlerdir. Geçmişte olduğu gibi devletin tüm baskıcı, ezici ve yok sayıcı tutumları karşısında devrimci güçlerle kader birliğine gidebilmişlerdir.
Öte yandan, mitingin ortaya koyduğu bir başka gerçek şudur. Alevi emekçileri bir takım talepleri (ibadet özgürlüğünün sağlanması, zorunlu din dersi ve diyanetin kaldırılması vb.) belirgin bir tarzda öne çıkararak, sorunlarını Alevi ağalarının istediği zeminde dile getirmişlerdir.
Mitingde ilişkin söylenebilecek bir diğer nokta, Danıştay saldırısı üzerinden yaratılmaya çalışılan laik-şeriat tartışmalarında Aleviler’in dolgu malzemesi yapılmak istenmesidir. Ancak buna rağmen Alevi emekçiler, örgütlü bir tarzda alanlarda yerlerini alarak, katliamlardan devleti sorumlu tutmuş, dinmeyen öfkesinin dışavurmuştur.

Devrimci güçlerin belirgin ağırlığı

Ön hazırlık sürecinden etkinliklere, mitingden kitle katılımına kadar devrimci güçlerin belirgin ağırlığından bahsedebiliriz. Eylemlerin başarıya ulaşmasında, devrimci güçlerin bir kısmının yoğun emek ve çabasının önemli bir rol oynadığını vurgulamalıyız.
Sadece emek ve çabayla da sınırlı kalmayarak mitinglere en kitlesel katılan, eylemlere devrimci atmosfer ve coşku katan da devrimci kortejler olmuştur. İstanbul’da gerçekleşen mitingde ortaya çıkan tablo bu açıdan dikkate değerdir. Bir kolda reformistler, öbür kolda ağırlıklı olarak devrimci güçler konumlanmıştır. Reformistlerin bulunuduğu kol bin civarında iken, devrimci güçlerin yeraldığı kol 6 bin civarındadır.
Tartışmanın ikinci boyutu da mitinglerin politik çerçevesidir. Diğer illerde Alevi kurumlar belli bir ağırlık kazanırken, İstanbul’da devrimci güçlerin hazırlığı ve sergilediği ortak irade (hazırlanan metinden mitingin her türlü detayına kadar) devrimci güçlere inisiyatif alanı açmış ve mitingin devrimci atmosferde geçmesini sağlamıştır.

Sivas’ın ışığının sönmemesi için!..

Sivas katliamının 13. yıldönümünde, haftalara yayılan etkinlikler ve ardından gerçekleşen eylemlerde, Sivas’ın unutulmayacağı, unutturulmayacağı dosta düşmana gösterilmiştir. Önümüzde katliamlara karşı birleşik mücadeleyi büyütme görev ve sorumluluğu duruyor. Sivas’ın ışığının sönmemesi, devletin katliamcı geleneğine karşı dişe diş bir mücadeleyi yükseltmekten geçiyor.

 

-------------------

İzmir’de 2 Temmuz anması...

“Sivas şehitleri ölümsüzdür!”

Bu sene Sivas katliamının yıldönümü geçmiş yıllara göre daha kitlesel ve coşkulu bir protesto eylemine dönüştü. Alevi-Bektaşi Dernekleri Federasyonu tertip komitesini oluşturmasının ardından 2 Temmuz’a az bir zaman kala geçen yılların tersine İzmir’deki devrimci, demokrat kurumları, sendikaları, reformist partileri toplantıya çağırdı. Yapılacak mitingi ortak örgütlemeyi ve bu doğrultuda bir komite kurulmasını önerdi. Henüz mitingin siyasal gündeminin belirlenmemiş olması ve kürsüden okunacak metnin Federasyon merkezinden gelmemiş olması nedeniyle ortak komitenin hangi zemin üzerinden bir ortaklık yakalayacağı konusunu belirsizlikte bırakıyordu. Ancak geniş bir katılımı sağlayabilmek açısından, geçmiş yıllarda alışık olunmadığı şekilde görüş alışverişinde bulunulması gelecek yıllara dönük olumlu bir başlangıç oldu. Yine belirli emekçi semtlerinden ücretsiz otobüslerin kaldırılıyor olması ulaşım açısından kolaylık sağladı. Mitingin bu olumlu yönlerine rağmen ön hazırlık açısından hiçbir çalışmaya konu edilmemiş olması, Sivas katliamının bir kez daha işçi ve emekçilerin gündemine sokulmaması en önemli eksiklikti.
Miting 2 Temmuz Pazar günü saat 15:00’te Bornova Stadı’nın önünde kitlenin toplanmasıyla başladı. Kortejin en önünde Alevi Dernekleri Federasyonu, Pir Sultan Abdal Dernekleri ardından Eğitim-Sen 2 No’lu Şube, Güzel İzmir Temizlik İşçileri, devrimci gruplar, reformist çevreler ve DKÖ’ler yürüdü. Kitlenin yarısından çoğunu oluşturan Alevi örgütlenmelerinin korteji geçmiş yıllarla kıyaslandığında hem daha kitleseldi, hem de daha canlıydı. Eylemdeki tek sendika korteji Eğitim-Sen’e aitti. Kamu emekçileri Eğitim-Sen üzerinden toplam açısından göze çarpan bir katılım sergilediler. İşçi sendikalarının 2 Temmuz katliamına karşı ilgisizliği bu yıl da devam etti. DİSK Genel-İş’te örgütlü oldukları için işten atılan Dokuz Eylül Üniversitesi çalışanı Güzel İzmir Temizlik işçileri kendi imzalarını taşıyan pankartlarıyla eyleme katılmışlardı.
Komünistler olarak eyleme “Katliamların hesabını işçi ve emekçiler soracak!/BDSP!” imzalı pankart ile Sivas şehitlerinin resimlerinin olduğu pankartla ve kızıl bayraklarımızla katıldık. Eylemde “Sivas şehitleri ölümsüzdür!”, “Faşizme karşı omuz omuza!”, “Kurtuluş yok tek başına, ya hep beraber ya hiçbirimiz!”, “Sivas’ın hesabı sorulacak!”, “Katiller halka hesap verecek!” sloganları atıldı.
Eyleme yaklaşık 1200 kişi katıldı.

Kızıl Bayrak/İzmir

----------------------------

Sivas katliamı binlerin katılımıyla lanetlendi...

“Katliamların hesabını emekçiler soracak!”

2 Temmuz 1993 yılında Sivas Madımak Oteli’nde 33 aydın, devrimci sanatçının “Şeriat isteriz” sloganları eşliğinde ve devlet gözetiminde diri yakılmasının üzerinden 13 yıl geçti. Ancak katliam hala hafızalardaki yerini koruyor. Katliamı lanetlemek, faşist sermaye devletinin katliamcı geleneğini işçi ve emekçilere anlatmak için bu yıl 50’ye yakın ilerici, devrimci, demokrat kurum biraraya geldi ve 2 Temmuz mitingini örgütledi. Kadıköy’de yapılan miting 7 bin kişinin katılımıyla coşkulu bir atmosferde gerçekleşti.
2 Temmuz günü saat 14:00’de Numune Hastanesi önü ve Haydarpaşa Garı olmak üzere iki kolda toplanan kitle saat 15:00’te yürüyüşe geçti. Numune kolunda toplanan devrimci kurumların ve alevi derneklerinin bu seneki 2 Temmuz anma mitingine etkin katılımı aynı zamanda mitingin havasını da belirledi. Mitingde bugün kebapçı olarak işletilen Madımak Oteli’nin müze yapılması talebi öne çıktı.
Numune kolunda en önde Alevi Bektaşi Fedarasyonu yürüdü. Ardından Pir Sultan Abdal Kültür Derneği şubeleri (Ümraniye, Maltepe, Pendik, Kadıköy, Kartal, Eyüp, Alibeyköy, Sarıyer, Sultanbeyli) coşkulu ve kitlesel kortejleri ile göz doldurdu. Yanısıra yöre ve köy dernekleri de bu seneki 2 Temmuz mitingine etkin bir katılım sağladılar. Sivas’ta yaşamını yitirenlerin fotoğraflarının taşındığı, yöresel kıyafetlerin giyildiği kortejler canlı görünümleriyle mitingin ilgi odağı oldular. Özellikle tüm PSA şubelerinin attığı “Dün Çorum’da, bugün Sivas’ta çözüm faşizme karşı savaşta!” gibi sloganlar politik olarak anlamlı mesajlar veriyordu. Pir Sultan Abdal Dernekleri’nin ardından devrimci, demokrat grupların kortejleri yürüdü. Bu kortejlerin içerisinde özellikle HÖC ve Yurtsever Cephe kitesel katılımları ile dikkat çekti.
Komünistler de mitinge Numune kolundan “Çorum, Maraş, Gazi, Ulucanlar, Sivas... Katliamların hesabını emekçiler soracak!/BDSP” imzalı pankart arkasında kızıl bayrakları ile katıldılar. Sık sık katliamların sorumlusunun sermaye devleti olduğunu vurgulayan sloganlar atıldı ve ajitasyon konuşmaları yapıldı. Numune kolu 6 bin kişiye yakın katılımı ve coşkusu ile mitingin ana gövdesini oluşturmaktaydı.
Haydarpaşa kolunda ise reformist çevreler ve kitle örgütlerinin katılımının zayıflığı göze çarpıyordu. Bu kolda TMMOB, İHD İstanbul Şubesi, DTP, SDP, EMEP, SHP, SODAP, ÖDP’nin oluşturduğunu kortejler eyleme oldukça cılız bir katılım sağlamışlardı. Toplam 1000 kişinin yürüdüğü bu kol cansızlığıyla dikkat çekti.
Miting saat 16:00 sularında tüm kortejlerin alana girmesi ile başladı. Programa Sivas’ta şehit düşen 33 can şahsında tüm devrim ve demokrasi şehitleri için bir dakikalık saygı duruşu ile başlandı. Saygı duruşunun ardından okunan ortak metinde “2 Temmuz bir devlet katliamıdır, yıllardır komünizme karşı ‘din elden gidiyor’ diye gericiliği; Kürt halkına karşı ‘Türkiye bölünüyor’ diye miliyetçiliği ve şovenizmi, körükleyen devlet 2 Temmuz 1993’te 35 canımızı katletmiştir” denildi. Katliamın sorumlusunun devlet olduğunun vurgulandığı metnin ardından  PSAKD- GYK üyesi Erdal Yıldırım bir konuşma gerçekleştirdi. Konuşmasında Sivas katliamında yaşananların unutulmadığını ve unutulmacağını vurgulayan Erdal Yıldırım katliamcı geleneğe karşı toplumun tüm kesimleri ile beraber karşı koyma ve mücadeleyi yükseltme çağrısı yaptılar.
Ardından Madımak Otel’inde şehit düşen Nesimi Çimen’in eşi ve Madımak gazisi Makbule Çimen söz aldı. Katliamı lanetleyen Makbule Çimen, katliamların hesabının ancak birlik ve beraberlik ile sorulacağını vurguladı. Miting Grup Vardiya ve Grup Yorum’un marşları, türküleri ve çekilen halaylar ile son buldu.

Kızıl Bayrak/İstanbul

---------------------

Ankara’da kitlesel 2 Temmuz mitingi...

“Sivas’ın katili sermaye devleti!”

Bu yılki 2 Temmuz etkinlik ve anmaları geçen yıllara oranlar daha canlı ve kitlesel geçti. Bu yılın daha kitlesel olmasını 2 Temmuz’u önceleyen sürecin iyi değerlendirilmiş olmasına bağlayabiliriz.
Uzun bir süredir öncesinde yapılan etkinlikler 1 haftalık zaman dilimine yayılıyor. Fakat bundan önceki yıllarda birkaç siyasal özneyi saymazsak gerçek anlamda bir kitle çalışmasından sözetmek mümkün değil.
Bu yıl 2 Temmuz’a yönelik kitle çalışmasını yapan siyasal öznelerin artışı ve buna uygun bir kitle çalışması pratiği sergilenmesi eylemin kitlesel geçmesindeki en büyük etken oldu. Ayrıca, mitingin örgütlenmesi için toplantıların Nisan ayının ortalarından itibaren başlaması da bir başka olumluluktu. Böylece 2 Temmuz Sivas katliamı DKÖ’lerin, sendikaların ve siyasal grupların, partilerin gündemine erken sayılabilecek bir tarihte sokulmuş oldu.
Mitingin örgütlenmesindeki bir diğer olumluluk ise devrimci grupların belirleyeceği bir temsilcinin tertip komitesinde yeralmasıydı. Fakat hazırlanacak olan metinlerin yeterli düzeyde tartışılmaması, bunun göstermelik bir tutum olduğunu gösterdi. 
Eylem kitlenin saat 16:00’da Toros Sokak’ta toplanmasıyla başladı. En önde Sivas şehitlerinin resimlerinin olduğu pankart taşındı. Bu kortejde Sivas şehitlerinin aileleri bulunuyordu. Arkada Pir Sultan Abdal Kültür Derneği Genel Merkezi geliyordu. Peşi sıra sendikalar ve yöre dernekleri yürüdü. İşçi sendikalarından Genel-İş ve TÜMTİS vardı. Katılımları zayıftı. KESK’in katılımı diğer sendikalara oranla daha kitleseldi. Fakat KESK’in Ankara kitlesi düşünüldüğünde katılım yine de zayıftı. Yöre derneklerinin katılımı ise geçen yıllara oranla daha kitleseldi.
Öncesinde 2 Temmuz’u işleyen ve etkinliklere konu eden siyasal örgütlenmeler alana kitlesel katılım sağlayabildiler. Özellikle BDSP, HÖC, Halkevleri ve Aka-Der’in katılımı bu yanıyla dikkat çekiciydi.
Katılımın yoğun olması nedeniyle eylem belirlenen saatten biraz gecikmeli başladı.
Komünistler eyleme “Bağımsız Devrimci Sınıf Platformu” pankartı ve “Pir Sultan’dan Madımak’a asanda yakanda devlettir!/Mamak İşçi Kültür Evleri” imzalı pankartlarıyla katıldılar.
Yürüyüş sıcak havaya rağmen coşkulu geçti. Eylemde “Sivas’ın ışığı sönmeyecek!”, “Sivas şehitleri ölümsüzdür!”, “Sivas’ın katili sermaye devleti!”, “Kurtuluş yok tek başına, ya hep beraber ya hiçbirimiz!”, “Yaşasın devrim ve sosyalizm!” sloganları sıklıkla atıldı. Yürüyüş kolu Abdi İpekçi Parkı’na geldiğinde miting programına geçildi. Gelen her kortej kürsüden selamlandı. Kortejlerin alana girmesi ile birlikte saygı duruşuyla miting programı başladı.
Kitle miting alanına sığmadı. Ardından konuşmalara geçildi. Kürsüden CHP milletvekilleri de konuştular. Miting Moğallar’ın konseri ile sona erdi.
Mitinge yaklaşık 5 bin kişi katıldı.

Kızıl Bayrak/Ankara