Ordu buyurdu, cüppeliler ipi çekti, Eğitim-Sen'e kapatma kararı verildi...
Mühürlerinizi kırarak kurduk, mahkeme kararlarınızı yırtarak savunacağız!
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu, bir yılı aşkın süren hukuk oyununun sonunda Eğitim-Sen'i kapatma davasına son noktayı koydu. Sendikanın tüzüğünde yeralan “anadilde eğitim” talebi gerekçe yapılarak alınan bu kararla yüzbinlerce eğitim emekçisinin örgütlenme hakkı gaspedildi. Bu kararla kamu emekçilerinin büyük bedellerle kurdukları ve türlü saldırılara karşı bugüne kadar yaşattıkları sendikalarına kilit vuruldu.
Eğitim-Sen'i kapatma kararını mahkemeler değil düzenin temel yönetici gücü olan ordu vermiştir. Mahkemelere de bu kararı uygun zamanda ve koşullarda tescilleme görevi düşmüştür. Amaç işçi ve emekçilere gözdağı vermek ve teslim almaktır. Amaç kurulu düzene tam teslim olmuş sendikalar yaratmak ve aksi yönde davranma eğiliminde olanları faşist zorbalıkla cezalandırmaktır. Amaç inkar ve imha politikaları karşısında Kürt halkını yalnızlaştırmaktır. Amaç özerk-bilimsel-demokratik ve ana dilde eğitim mücadelesini boğmak, ezilen yığınları karanlığa ve yozluğa mahkum etmektir.
Eğitim-Sen'i kapatmakta amaç bu kadar açıkken ve saldırı yaklaşık bir yıldır gündemde iken yazık ki karşı koyacak güçte bir mücadele cephesi oluşturulamamıştır. Bundan dolayı 200 bin emekçinin örgütlü olduğu bir sendikayı kapatmaya yeltenenler cesaret bulmuşlardır. Dolayısıyla Eğitim-Sen'in kapatılması kararının sorumluluğunu sermaye iktidarıyla aynı ölçüde, Eğitim-Sen'i sahiplenmekten uzak duran ve AB hayalleriyle avunan KESK yönetimi ile işçi sendikalarının başındaki hain sendika ağaları birlikte paylaşmaktadırlar.
Fiili-meşru mücadeleyle kurulan mevziler ancak fiili-meşru mücadeleyle savunulabilir. Sınıf mücadelesinin bu basit gerçeği, bu saldırıyla birlikte yeniden kanıtlanmıştır. Eğitim-Sen'i kuran ve iktidarın türlü saldırısına ve yasalarına rağmen bugünlere getiren kamu emekçilerinin iradesi mühürleri olmalıdır. Böyle bir irade olmaksızın ve yasal-icazetçi bir sendikacılık anlayışıyla Eğitim-Sen'leri ne kurmak ve ne de yaşatmak mümkündür. Kapatma kararı bu bakımdan son derece uyarıcı bir ders olmuştur.
Sınıf mücadelesinin bu basit gerçeklerinin bilincinde olan ve fiili-meşru mücadele geleneğine sahip çıkan kamu emekçileri için kapatma kararının herhangi bir meşruluğu yoktur. Eğitim-Sen geçmişte nasıl savunulduysa bundan sonra da öyle savunulacaktır. Geçmişte sendikanın kapısına konulan mühürler nasıl kırıldıysa, bu son kapatma kararı da öyle çöpe atılacaktır.
Sosyalist Kamu Emekçileri işte bu bilinçle, başta kamu emekçileri olmak üzere tüm işçi ve emekçileri, sermayenin bu faşist saldırısına karşı kapatma kararını tanımayarak Eğitim-Sen'i sahiplenmeye ve fiili-meşru mücadele bayrağını yükselterek direnişe geçmeye çağırmaktadır.
Sosyalist Kamu Emekçileri |