Kızıl Bayrak'tan...
Son günlerde saldırılar artmaya devam ediyor. Devlet eliyle şovenist histeri dalgası kudurganlık düzeyinde tırmandırıldı, faşist güruhların tasmaları çözülerek linç girişimleri tertiplendi. Üniversiteli gençliğe polis denetiminde ve desteğinde satırlı, bıçaklı ve silahlı saldırılar artarak devam ediyor. Kürdistan'da kirli savaş yeniden tırmandırılıyor. Binlerce asker ve köy korucusuyla Kürt kentlerinde operasyonlar başlatılıyor. Kürt halkını imha ve inkar politikası devam ediyor.
SEKA'dan sonra 23 Mayıs sabahı Seydişehir Alüminyum Fabrikası'nın önü 1500 polis ve 4 bin jandarma tarafından ablukaya alınarak işçilere ve işçi yakınlarına cop, biber gazıyla azgınca saldırıldı. Onlarca işçi ve işçi yakını yaralandı. Devlet terörünü yasalaştıran yasalar bir bir meclisten geçiriyor. Genelkurmay'ın talimatıyla Eğitim-Sen'in kapatılma davası kabul ediliyor. Devletin göstermelik çıkardığı AB'ye uyum yasalarının kağıt üzerinde kaldığını birçok uluslararası kurum dile getiriyor.
Sermaya devleti bu çok yönlü saldırılarının hukuksal zeminlerini güçlendirmeye devam ediyor. Meclis, gece-gündüz demeden sermayenin talep ettiği yasaları peşpeşe çıkarmak için canla başla çalışıyor. Kuşkusuz bu yasaların bir kısmı sermayenin güncel ihtiyaçları gereği çıkarılıyor. Ancak asıl önemli bir kısmı ise gelecekteki sınıf ve kitle mücadelelerini önünü bugünden kesmeye dönük hazırlıkların gerektirdiği ihtiyaçtan kaynaklanıyor.
Sermaye devletinin bu hazırlıkları boşuna değil. Yıllardır süren sermaye devletini tahkimatı operasyonlarının devam etmesi geleceğe hazırlanmaktan başka bir anlama gelmiyor. Yukardaki saldırı tablosu bu gerçeği ortaya koyuyor.
Ancak bu saldırılara karşı bugün giderek yaygınlaşan bir sınıf ve kitle tepkisi var. Tüm bu saldırıları boşa çıkarmak mümkün, dahası zorunludur. Bunun yolu ise, SEKA'dan sonra Seydişehir Alüminyum işçilerinin direnişiyle bir kez daha ortaya çıkan sınıf ve kitle mücadelesinin ihtiyaçlarına yanıt vermekten geçiyor. Birleşik, militan ve devrimci bir sınıf hareketi yaratmak için her yerde ve alanda mücadeleyi yüksetmek güncel ve ertelenemez bir görevdir.
Sınıf devrimcileri bu görevi başarıya yerine getirmek için her alanda ve çok yönlü bir yüklenmeyle karşı karşıyadırlar. |