27 Mart'04
Sayı: 2004/04


  Kızıl Bayrak'tan
  Bir seçim dönemiyle birlikte ayrışan konumlar, netleşen saflar!
  Sermaye hükümeti grev hakkını gaspediyor...
  Ekonomi düzeliyor yalanları sürüyor...
  Bir anketin gösterdikleri ve gizledikleri
  Faşist katil Haluk Kırcı serbest...
  Newroz'un gösterdikleri...
  Newroz kutlamaları
  BDSP seçim çalışmalarından...
  BDSP seçim çalışmalarından...
  BDSP seçim çalışmalarından...
  BDSP seçim çalışmalarından...
  BDSP seçim çalışmalarından...
  Liberal solun yerel seçim perişanlığı.../4 "Sosyalist" reformizm ya da sosyal-demokrasi
  Irak'ı harabeye çeviren işgal birinci yılında...
  Irak savaşının 1. yıldönümü... Alanları dolduran yüzbinler ve "barış hareketi"nin çıkmazı
  Dünyada ve Türkiye'de savaş karşıtı eylemler...
  HAMAS'ın dini lideri Şeyh Ahmed Yasin katledildi... Saldırı Filistin halkının direnişçi kimliğinedir
  İzmir'de sınıf hareketi...
  Baskılar artıyor, gençlik susmuyor!
  BİR-KAR 4. Gençlik Kampı 11-17 Nisan tarihlerinde Wuppertal'da yapılıyor...
  Mücadele postası

Bu sayının PDF formatını download etmek için tıklayın



 
BİR-KAR 4. Gençlik Kampı 11-17 Nisan tarihlerinde Wuppertal’da yapılıyor...

“Sömürüye, baskıya ve sosyal yıkıma karşı elele, mücadeleye!”

BİR-KAR, 11-17 Nisan tarihlerinde Almanya’nın Wuppertal kentinde yeni bir gençlik kampı düzenleyecek. BİR-KAR 4. Gençlik Kampı’na bu sene daha fazla gencin katılması hedefleniyor. BİR-KAR Gençlik Komisyonu bu hedefe ulaşmak ve kampta gerçekleştirilecek etkinlikler hakkında en geniş gençlik kitlesini bilgilendirmek amacıyla Almanca ve Türkçe çağrılar çıkartmış bulunuyor. Kampa dönük çağrıların yaygın bir şekilde dağıtılması hedefleniyor.

Eğitsel, sosyal, kültürel ve sportif vb. etkinliklerin gerçekleştirileceği kamp bir haftalık süreyi kapsayacak. BİR-KAR 4. Gençlik Kampı Avrupa’da işçi ve emekçi gençliğe dönük iktisadi, sosyal, siyasal, kültürel saldırıların yoğunlaştığı, öte yandan Avrupa’nın hemen her yerinde saldırılara karşı işçilerin, emekçilerin ve gençliğin mücadelesinin geliştiği koşullarda yapılmaktadır. Doğal olarak kampın ana gündemi gençliğin saldırılara karşı mücadelesi, mücadelenin sorunları ve sorumlulukları olacak. Bu yönde yürütülen tartışmalarla geleceğe dönük bir takım sonuçlar çıkartılması planlanıyor.

Gençlik Komisyonu kampın son günü çeşitli bölgelerdeki gençlik gruplarının hazırladıkları, yanı sıra kampta ortaklaşa hazırlanacak olan kolektif ürünlerin sergileneceği bir final gecesi gerçekleştirecek. Bu etkinliğe başta Wuppertal olmak üzere çevre kentlerden emekçilerin ve gençlerin katılımının sağlanması hedefleniyor. Bu amaçla çevre illere dönük yaygın bir seslenme çalışması yürütülecek. Her kamp süresince yaşadığımız son derece anlamlı üretim, paylaşım, birlikteliği işçi ve emekçilerle paylaşmak bakımından bu son gece etkinliğine önem veriyoruz.

Gençlik Kampı’nın F. Engels’in doğum yeri olan kentte (Wuppertal) yapılıyor olması nedeniyle Engels’in müze haline getirilen evinin ziyaret edilmesi de kamp etkinlikleri arasında yer almaktadır. Bu ziyaret pek çok gençte şimdiden hissedilen bir meraka yolaçmış bulunuyor.

Tüm gençleri “Bir ağaç gibi tek ve hür ve bir orman gibi kardeşçesine” bir yaşamı bizimle paylaşmak üzere kampa çağırıyoruz.

BİR-KAR Gençlik Komisyonu



109. ÖO şehidi Günay Öğrener’in
son isteği yerine getirildi...

“Su hayattır, o yüzden toprağa değil
suya gömülmek isterdim...”

21 Mart günü Trabzon Ganita’da sahil kenarında Ölüm Orucu direnişinin 109. şehidi Günay Öğrener’in son isteği gereği saçları ve mezarından alınan toprak Karadeniz sularına bırakıldı. Yapılan konuşmada şunlar söylendi: “... Günaylar Amerikan emperyalizmi ve uşaklarının dayatmalarına karşı halkların nasıl direneceğinin göstergesidir. Günayların yüreği Filistinli çocukların sapanındadır. Şimdi Günaylar’ın gözleri Irak’taki direnişçilerin yüzünde parıldar. Anadolunun dört bir yanındaki 109 can halklarımızın yenilmezliğinin ilanıdır. Günay Öğrener son mektubunda: ‘Su hayattır. O yüzden toprağa değil suya gömülmek isterdim. Sevdiğim herşey suda var ve sevdiğim herşeyde su var. Dünyayı, insanı seviyorum... Anadolu’ya hayranım... Bunların hepsinin dörtte üçü su... Akdeniz’de doğdum. Ege’de çalıştım. Bir Karadeniz kaldı. Saçlarım Karadeniz’e atılsın istiyorum. Böylece Anadolu’yu dolaşmış olurum’ ifadesi yer alıyordu.”

Konuşmanın ardından Günay Öğrener’in son isteği yerine getirildi. TAYAD’lı Aileler’in düzenlediği, Ekim Gençliği ve Özgür Gençlik’in desteklediği eylem “Günay Öğrener ölümsüzdür!”, “Yaşasın Ölüm Orucu direnişimiz!”, “İçerde, dışarda hücreleri parçala!”, “Yaşasın devrimci dayanışma!” sloganları atılarak bitirildi.

Ekim Gençliği/Trabzon



Cengiz Soydaş: 19 Aralık sonrası susku
duvarına sıkılan ilk kurşun

21 Mart Demirci Kawa’nın zulme karşı isyan ve mücadele ateşini yaktığı gündür. 21 Mart 2001’de Newroz ateşi daha güçlü harlandı. Ateşi harlayan Cengiz Soydaş’dı. 19 Aralık katliamının ardından şehit düşen ilk Ölüm Orucu Direnişçisi’ydi Cengiz Soydaş. Yani 19 Aralık sonrası örülen susku duvarına sıkılan ilk kurşundu.

Sincan hücrelerine getirilişimizin üzerinden 3 ay geçmişti. Dışarıda örülen susku duvarının ancak şehitlerle yıkılacağına inanıyorduk. Bu yüzden tüm Ölüm Orucu direnişçileri olarak susku duvarına sıkılan kurşunlar olmak istiyorduk. Cengiz’in haberini aldıktan sonra üzüntüden çok bu yiğit devrimciyi kıskanmıştık.

Susku duvarına 19 Aralık şehitleriyle birlikte 108 kurşun sıktık. Duvar delik deşik. Ne var ki halen yıkılmış değil. Duvarın hala yıkılmaması, sağlam örülmüş olmasından değil, içerden sıkılan kurşunlara rağmen, dışarıdan yeterli darbe vurulmamış olmasındandır. Sık sık vurguladığımız deyimle; düşman güçsüzlüğümüz oranında güçlü.

Güçsüzlüğümüz ise, dışarıda içeriye oranla çok daha yoğun hücrelerin örülmüş olmasıdır. Hücreleri parçalayacak yoğun bir hoşnutsuzluk var. Bunun güce dönüşmesi, birleşik mücadeleyi yükseltmekle mümkün. Bu aynı zamanda dışarıdaki hücrelerin parçalanması anlamına geliyor.

Cengiz Soydaş 19 Aralık sonrasında susku duvarına sıkılan ilk kurşundu. Bu duvarı ve hücreleri mutlaka yıkacağız.

TKİP davası 1. Ekip Ölüm Orucu direnişçisi



Kolluk güçleri Yaşamevi’ni bastı

Yaşamevi 12 Mart günü sağlık sorunları nedeniyle tahliye edilmiş olan Hüsne Davran’ı aramak bahanesiyle basıldı. Hüsne Davran’ı bulamayan kolluk güçleri Wernike Korsakoff hastası olan Ömer Ünal’ı askerlik bahanesiyle gözaltına aldı. Ömer Ünal beş gün boyunca gözaltında tutuldu. Ancak bastonla yürüyebilen Ömer Ünal’ın yakınları askerlik işlemlerini yürütmek üzere polise teminat vermelerine rağmen Ünal serbest bırakılmadı. Polis Yaşamevi’nde bulunan diğer devrimcileri de sorgulamak istedi. Avukatların müdahalesi ile sorgu sonlandırıldı.

Ömer Ünal askeri hastaneye sevkedildi. Hastanenin 1 Nisan’a randevu vermesi sonucu bırakıldı. Ünal 5 gün boyunca sandalye ve beton üzerinde tutuldu.

Kızıl Bayrak/İstanbul



TAYAD’lı Aileler’in eylemi

F tipi cezaevlerini protesto etmek amacıyla bedenini tutuşturan ve hayati tehlikesi bulunan Vedat Düşküner’in durumuna dikkat çekmek, tecrit ve izolasyonu protesto etmek amacıyla TAYAD’lı Aileler tarafından 22 Mart günü Sümerbank önünde bir basın açıklaması yapıldı. “... 107, 108, 109 Tecridin kalkması için daha kaç insan ölecek!/TAYAD’lı Aileler” pankartının açıldığı eylemde “Anaların öfkesi katilleri boğacak!”, “Bedel ödedik bedel ödeteceğiz!”, “Katil devlet hesap verecek!”, “Yaşasın ölüm orucu direnişimiz!” sloganları atıldı. (Kızıl Bayrak/İzmir)



Söyleşiye çağrı

12 Eylül’den günümüze ülkemizde hapishaneler gerçeği

* Yeni İnfaz Yasa Tasarısı Neler Getiriyor?

- Tek Tip Elbise, Zorunlu Çalışma...

* 399. Maddeden tahliyelerle ilgili son gelişmeler

KATILIMCILAR

Av. Gülizar Tuncer

Dr. Veysi Ülgen (TOHAV)

Ümit Efe (İHD)

Hasan Coşar (Tek Tip elbise uygulaması tanıklarından)

Seza Mis (TUYAB)

Yer : TMMOB (Katip Mustafa Çelebi Mah. İpek Sok. No: 13 Beyoğlu-İstanbul)
Tarih : 4 Nisan 2004 (Pazar)
Saat : 16:00

TUYAB
(Tutuklu ve Hükümlü Yakınları Birliği)