12 Temmuz'03
Sayı: 27 (117)


  Kızıl Bayrak'tan
  Uşaklığı sindirenlerin uşak muamelesinden yakınma hakkı olamaz!
  İŞKUR yasası Meclis'ten geçti...
  "Stratejik uşağın" kırılan "onur"u!
  Sağlık emekçilerinin işgüvencesi ortadan kaldırılıyor...
  "Reform" adı altında sağlık hizmetleri özelleştiriliyor
  Herkese parasız, yaygın ve eşit sağlık hizmeti!
  İşçi ve emekçi eylemlerinden...
  Birleşik Metal-İş Sendikası 1 No'lu Şube Genel Kurulu yapıldı...
  DİSK Tekstil 1 No'lu Şube Genel Kurulu yapıldı
  KESK'in evrimi: Fiili- meşru mücadeleden yasaların ardına/2
  Ekim Gençliği'nden...
  Geleceğimiz için elele mücadeleye!
  Emperyalist tehditler yeniden İran üzerinde yoğunlaştı
  "Yol haritası" ve son gelişmeler
  Emperyalist işgalciler Irak direnişi karşısında çözüm ve çıkış bulamıyor
  Uzanları bitirmek için İmar Bankası'na el konuldu...
  Faşist rejim zindan cephesinde tecridi ağırlaştırıyor ve yeni saldırılara hazırlanıyor
  Direnişteki Ağartıoğlu deri işçileri kardeşlerimize...
  Çiğli İşçi Kültür Sanat Evi'nin 1. kuruluş yılı etkinliğin yüzlerce emekçinin katılımıyla gerçekleşti...
  Mücadele postası

Bu sayının PDF formatını download etmek için tıklayın

 
Direnişteki Ağartıoğlu deri işçileri kardeşlerimize...

Direnişiniz bize güç ve umut veriyor!

Can kardeşlerimiz, merhaba. Bizler İstanbul’un değişik fabrika ve sanayi sitelerinde çalışan işçileriz. Gazetemiz SY Kızıl Bayrak’ta çıkan haberler ve deri işçilerinin yazdıkları yazılardan sizlerin, “artık insan gibi yaşamak istiyoruz” diyerek, “kurtuluş yok tek başına, ya hep beraber ya hiçbirimiz!” şiarını mücadele parolası yaparak fabrikanızın önünde direnişe geçtiğinizi öğrendik. Direnişiniz bizde sevinç ve coşku yarattı. Eyleminizi pür dikkat takip ettiğimiz gibi çalıştığımız yerlerdeki işçi arkadaşlarımıza sizleri anlatıyor, konuşuyoruz. Arkadaşların bize söylediği ilk sözler ise şunlar oldu: “Bravo arkadaş, helal olsun Ağartıoğlu deri işçilerine...”

İzleyebildiğimiz kadarıyla direnişinize dair olan düşünce ve değerlendirmelerimizi sizlerle paylaşmak istiyoruz. Direnişiniz direnişimizdir, diyoruz. Çünkü çıkarlarımız ortaktır bizim. Sizin kazanımınız bizim de, işçi sınıfının da kazanımı olacaktır. Çünkü bizler koskocaman bir ordunun, birleştiğinde hiçbir gücün durduramayacağı işçi sınıfının unsurlarıyız.

Birer köle kampı gibi çalışan serbest sanayi bölgelerinden biri de sizin çalıştığınız Menemen Deri Organize Sanayi bölgesidir. İnsan hakları dışında herşeyin mübah sayılarak serbest olduğu ve her türlü kaçakçılığın “serbestçe” döndüğü bu bölgelerde, işçilere bir eşya kadar bile değer verilmiyor. Sizler bunu her gün saat saat, dakika dakika yaşıyorsunuz. Çok olmadı, daha bir ay önce 200 milyonluk bir “hayati zorunluluğu olan” masrafı yapmaktan kaçınan SE-SA patronunun, Niyazi Doğan ve Yavuz Akbay kardeşlerimizin canına kıymış olması yakın bir örnektir. Yaşanan bu son olay bir kez daha göstermiştir ki, bizlerin patronlar sınıfının gözünde zerre kadar bir değeri yoktur. Bir akşam yemeği ya da kedi ve köpeklerine Avrupalar’dan mama almak için yığınla para harcarlarken, bizlr sefalet koşullarında yaşamaya, çalışmaya ve yok olmaya mahkum ediyorlar. Depolarında stokladıkları malları satamadıkları koşullarda insanlığın yaşamsal ihtiyacı bile olsa çürütür atarlar ama emekçi halkımıza dağıtmazlar. Çünkü onların düşündüğü tek şey vardır: Kâr ve para. Yaşamları ve sistemleri kanımız ve canımızın öğütülmesi üzerine kurulu.

Sizin de bildiğiniz gibi İzmir Karabağlar’da kurulu Dönmez Deri işçileri de sizinle aynı kaderi paylaşıyorlar. Deri-İş Sendikası’na üye oldukları için önce 9 işçiyi işten atan Dönmez Dericilik patronu Kemal Dönmez, sonrasında ise 90 işçiyi daha kapı önüne koydu. Patronun burada tek amacı var: Sendikal örgütlülüğü dağıtmak, işçileri sefalet ücretlerine razı ederek örgütsüz bırakmak. Ancak tüm bu saldırılara karşı Dönmez Dericilik işçileri de, “ekmeğimiz, onurumuz ve geleceğimiz için” diyerek, sizin gibi fabrikalarının önünde direnişe geçtiler

Arkadaşlar, kardeşler!

Direnişimizin başarıya ulaşması için geçmiş deneyimlerden dersler çıkartmak zorundayız.

* Birkaç yıl önce gene Menemen Serbest bölgede Savranoğlu Deri işçileri Deri-İş Sendikası’na üye oldular. Patron bunu duyar duymaz birçok işçiyi işten atti. İşçiler fabrikaya yakın bir yerde masa kurarak direnişe geçtiler. Direniş başarısızlıkla sonuçlandı. Çünkü Savranoğlu Deri işçileri beklemekle başarıya ulaşma düşüncesindeydiler. Ne miting, ne basın açıklamaları ve etkinliklere katıldılar, ne de başta Menemen halkı olmak üzere İzmir işçi sınıfına direnişlerini anlatıp destek istediler. Sendikanın pasif tavrını ve işçilerin sendika üzerindeki denetim eksikliğini de vurgulamak gerekiyor.

* Bir başka önemli bir deneyim ise, patronların saldırılarına karşılık İstanbul’un üç ayrı yerinde olan Reslan, Tıbset ve Brandi fabrikalarında direnişe geçen işçilerin, sınıf devrimcilerinin önerileri doğrultusunda direnişlerini, “Ortak komite ortak direniş” perspektifiyle birleştirmesidir. Böylece hem güçleri daha da büyüdü, hem de sesleri daha da fazla çıkmaya başladı. Ortak afiş ve bildiriler çıkartıp diğer işçi kardeşlerinin kapılarını bir bir çalarak bilgilendirdiler ve desteklerini aldılar. Ortak etkinlikler ve dayanışma geceleri düzenleyip, miting ve basın açıklamalarına ortak katıldılar, kamuoyuna sürekli ortak basın açıklamaları yaptılar. Böylece hem Türkiye’deki diğer sınıf kardeşlerinin gündemlerine girmeyi başardıkları gibi gördükleri sınıf dayanışması da büyüdü, hem de topyekûn yönelen sdırıları ortak göğüslediler.

Can dostlar, özelleştirmelerin, tensikatların arttığı, 1475 sayılı İş Kanunu’nda yapılan değişikliklerle yüz yıllık tarihsel kazanımlarımızın gaspedildiği, toplumun öncü ve devrimci güçlerinin F tipi “hücre” hapishanelerde tecrit altında tutularak katledildiği ve zaten sınırlı olan her türlü demokratik hakkımızın “reform” adı altında gaspedildiği bir dönemde direniyorsunuz. Sizleri 2 Temmuz anmasında ve TEKEL, PETKİM işçilerinin eylemliliklerinde de görüyoruz. Fakat bunlar önemli ilk adımlar olmasıyla birlikte yeterli değil. Dönmez Deri işçileri de şu an sizinle aynı durumdalar. Aynı sorumluluk Dönmez Deri işçilerine de düşmektedir. Diğer sınıf kardeşlerinizle eylemli sınıf dayanışmasını kazanabilmek için öncelikle kendi eylemli birlikteliklerinizi “Ortak komite, ortak direniş!” perspektifiyle birleştirmek durumunsınız. Ortak çıkartacağınız bildirilerle başta deri işçileri olmak üzere, diğer sınıf kardeşlerimizin kapılarını çalarak bilgilendirmek, basın açıklamaları, dayanışma etkinlikleri gerçekleştirmek ve en önemlisi sendikanızın üzerinden denetiminizi bir an bile eksik etmemek gibi görevleriniz var. Ayrıca bildiri ya da yazılarınızla, gazetemiz SY Kızıl Bayrak aracılığıyla, gerek yurtdışı gerek diğer illerdeki sınıf kardeşlerimiz addi ve manevi destek çağrıları yapabilirsiniz. Bu perspektifle hareket ettiğimiz koşullarda kazanmamamız için hiçbir neden yoktur. Kazanacağınıza dair olan inancımızla yüreklerimizi direnç dolu yüreklerinizin yanına gönderiyoruz.

Ortak komite, ortak direniş!
Ağartıoğlu işçisi kazanacak!
Dönmez deri işçisi kazanacak!
Zafer direnen emekçinin olacak!

SY Kızıl Bayrak okuru işçiler/İstanbul



İzmir’den kısa kısa...

Türk-İş bürokratlarından deri işçilerine ziyaret...

7 Temmuz günü Türk-İş bürokratları, eylemlerini 1.5 aydır Menemen Serbest Bölge girişinde sürdüren Ağırtıoğlu işçileri ile Karabağlar’da eylemlerinin 3. haftasına giren Dönmez Deri işçilerini ziyaret ettiler. İlk ziyaret Ağartıoğlu işçilerine yapıldı. Daha sonra Ağartıoğlu işçi temsilcilerinin de katılımıyla Karabağlar’a gidildi. Her iki ziyarette de bürokratlar “yanınızdayız”, “arkanızdayız” vb. alışıldık lafları tekrarladılar.

Ziyaretler sırasında “Yaşasın sendikal mücadelemiz!”, “Yaşasın sınıf dayanışması!”, “Direne direne kazanacağız!” vb. sloganlar atılırken, her iki deri fabrikasının işçileri de sendikal haklarını kazanıncaya kadar mücadele etmekte kararlı olduklarını ifade ettiler.

23 yıl aradan sonra ilk lokavt...

İzmir Torbalı’da kurulu Polkima polyester metal fabrikasında örgütlü olan DİSK Birleşik Metal-İş Sendikası ve işveren arasında yürütülen TİS görüşmeleri esnasında patron lokavt ilan etti. Bunun üzerine Birleşik Metal-İş Sendikası tarafından bir protesto gösterisi yapıldı. Alsancak Garı’nda toplanan 80 kadar Polkima işçisi “Lokavt insanlık suçudur!” pankartı açarak Çalışma Bölge Müdürlüğü’ne kadar yürüdü. Burada bir basın açıklaması yapan Birleşik Metal yöneticileri Çalışma Bölge Müdürlüğü’ne itirazda bulundular.

SY Kızıl Bayrak/İzmir