28 Aralık '02
Sayı: 50 (90)


  Kızıl Bayrak'tan
  Emperyalist savaşa karşı direniş!
  Bunlar vatan haini!
  Hummalı savaş hazırlıkları yalan ve aldatmacalar eşliğinde sürüyor
  "Müslüman" AKP'nin savaş hükümeti...
  Saldırılara ve sendikal ihanete karşı mücadeleyi örelim!
  ABD emperyalizmine karşı öfke büyüyor!
  Kamu çalışanlarının toplu tasfiyesi, sosyal hakların gaspı, ...
  Kıbrıs'ın geleceği satılık değildir!
  Şeker fabrikaları özelleştirme kıskacında
  AKP-YÖK çatışması...
  Ciddiyetsizliğin son perdesi
  Filistin: İşgal, sürgün, katliam ve direniş/2
  Emperyalist küreselleşmede bir dönemin sonu
  Emperyalist savaş karşıtı eylem ve etkinlikler...
  Eylem ve etkinliklerden...
  Venezüella'da Amerikancı darbe girişimi giderek güç kaybediyor
  Amerikan emperyalizminin unutamadığı yenilgi: Küba Devrimi
  Ölüm Orucu Direnişi'nin 102. şehidi: Berkan Abatay
  19 Aralık etkinliklerinden...
  2003'e girerken...
  Şans oyunları: Çürüyen düzenin asalak sektörü
  Biz de yokuz! Hadi bakalım!
  Mücadele postası

Bu sayının PDF formatını download etmek için tıklayın

 
İP’li çete bir kez daha
saldırgan yüzünü gösterdi

Her dönem devrimcilere ve ilericilere yönelik saldırgan tutumuyla gündeme gelen Perinçekçi çete bunun bir örneğini daha sergiledi. Hacettepe Üniversitesi Beytepe Kampüsü’nde gerçekleşen olayda birçok devrimci, demokrat öğrenci yaralandı. 24 Aralık Salı günü saat 15:00 sularında okula gelen 30-35 kişilik eli sopalı grup, Edebiyat Fakültesi içine girerek terör estirdi. Kendilerine müdahale edilmesi sonucu çıkan çatışmada 4 arkadaşımız gözaltına alınırken, 10’a yakın arkadaşımız da yaralandı. 25 Aralık Çarşamba günü, yine Edebiyat Fakültesi önünde bir basın açıklaması yapılarak saldırı kınandı. Biz bu saldırılara karşı geçmişte olduğu gibi, bugün de kararlı bir duruş sergileyeceğiz.

Ancak kararlı bir duruş, devrimci-demokrat akımlara mensup öğrencilerin anladığı gibi bunlara afiş astırmama, çalışma yaptırmama değildir. Komünistler her dönem siyasal tutumu teşhir eden ve bu çeteye karşı ideolojik cephe açan bir tutuma sahip olagelmiştir. Dolayısıyla bu saldırgan güruhla aynı düzeye düşmeyecek, sorunu şiddetle çözmeye çalışmayacağız. Fakat bundan sonra gelişebilecek tüm olayların sorumlusu da yine bu çetedir ve elbette biz de gerekli yerlerde meşru savunma hakkımızı kullanacağız.

Ekim Gençliği/Hacettepe



Devrimci basın susturulamaz!

22 Aralık günü Ekmek ve Adalet dergisinin Adana temsilciliğinin kundaklanması üzerine Atılım, Kızıl Bayrak, Alınteri, Barikat, Devrimci Demokrasi gazeteleri ile İnsan Hakları Derneği’nin katılımıyla bir basın açıklaması yapıldı. Açıklamada şunlar söylendi:

“... 22 Aralık 2002 tarihinde sabah saat 9:20 sıralarında büromuzun bulunduğu işhanının kapısının kırık olduğu, eşyalarımızın bir kısmının yerinde olmadığı, kitaplarımızın ve koltuklarımızın yanmış olduğunu gördük. Dergimizin kapısının zorlanmadan açılmış olması, bazı yerlerin özellikle yakılmış olması, saldırının bilinçli olarak yapıldığını açığa çıkarmaktadır.

“Bu saldırı ilk değildir. Daha önce de 25 Mayıs 2001 tarihinde ‘Vatan’ dergisi olarak yayın yaptığımızda da dergi büromuza yönelik küçük piknik tüpleriyle bir kundaklama girişimi olmuştu. Bu saldırılar da gösteriyor ki bizler doğru olanı yazıyor, doğru yolda ilerliyoruz.

“Devrimci basının önünde engel olmak, bizleri yıldırmak amaçlı bilinçlice yapılan bu saldırıların hiçbiri şimdiye kadar amacına ulaşamamıştır ve bundan sonra da ulaşamayacaktır.

“Bizler Ekmek ve Adalet Dergisi olarak kararlılığımızdan ödün vermeden yine doğruları yazmaya ve aynı yolda ilerlemeye devam edeceğimizi ve bu saldırılar karşısında sessiz kalmayacağımızı belirtiyoruz.”

Devrimci basın susturulamaz!
Baskılar bizi yıldıramaz!

Adana Ekmek ve Adalet Dergisi
Temsilciliği/Erhan Bingöl



Sınıfı örgütlü bir güç haline getirmeliyiz

Sınıfın örgütlenmesi ve devrimci siyasal sınıf çalışmasının işçi sınıfı genelinde yankı bulup yayılması emek-sermaye çelişkisinin net bir şekilde ortaya konulması ile doğru orantılıdır.

Sosyalist kültür ve bilincin işçi sınıfı içinde yaygınlaşıp gelişmesi proleter önderlerin yaratılmasına önemli katkılar sağlayacaktır. Bugün en büyük sorun sınıfın kendi proleter önderlerini yaratmaması, mücadele içinde zaman zaman yarattığı mevzileri koruyamaması, mücadeleyi ekonomik taleplerle sınırlaması, demokratik hak ve özgürlük taleplerini sürekli olarak ikinci plana itmesidir. Sınıf çalışması ve örgütlenmesinin aciliyetini ve önemini iyi kavratmak zorundayız. Bunu başarma sorumluluğuyla hareket etmeliyiz.

Dün olduğu gibi bugün de reformist partiler ve hain sendika ağaları sınıfı bölen ve mücadelenin önü tıkayan bir rol oynamaktadırlar. Bize düşen görev ihanetçi sendikacı takımının gerçek yüzlerini ortaya çıkarmak ve onları işçi sınıfı içinde teşhir etmektir. Ve işçi sınıfını devrimci temeller üzerinden örgütlemek, sınıfın güncel ve temel talepleri doğrultusunda mücadeleye seferber etmektir. Bu doğrultuda sınıfı örgütlü bir güç haline getirmektir.

Bunun için izlenecek yol sendikaların işçi sınıfı tarafından sıkı bir şekilde denetlenmesini sağlamak, sınıfın bilinçlenmesi yönünde propaganda-ajitasyon çalışması yürütmek, bu konuda seminer ve paneller düzenlemek, mücadele alanlarında sınıfla omuz omuza direnerek devrimci bir odak yaratmaktır. Bunun için sınıfı örgütleme çalışmasında sosyalist değer ve ilkelerden asla ödün vermeden çalışmaktır.

Bir okur/İkitelli



Savaşsız, sömürüsüz bir dünya
senin ellerindedir!

Emperyalist savaşlara ve faşist devlet terörüne karşı direnmeyi mücadele etmeyi insanlık onurunun olmazsa olmaz koşulu olarak gören ve kabul eden devrimciler bu mücadelelerini devlet terörü, baskı, işkence ve katliamları rağmen sürdürmeye kararlıdır.

Bugün ABD emperyalizminin çıkarları ve emirleri doğrultusunda kardeş Irak halkına karşı hazırlanan istila ve katliam savaşı insanlık suçlarının en büyüğü olarak tarihte yerini alacaktır. İnsanlar acı ve gözyaşına boğulacak, analar babalar evlatlarını yitirmenin ızdırabını yaşayacak.

Ey halk, ayağa kalkman, bu katliam ve zulme dur demen için daha ne olması gerekiyor? Yarın sıra sana geldiğinde yalnız kalmamak için, insanlık onurunu kurtarmak için bu katliamlara dur demek için ayağa kalk! Gün bugündür yarın çok geç olabilir. Emperyalist savaşa, emperyalist ve kapitalistlerin istila ve katliamlarına karşı çıkmak, mücadele etmek bütün insanların birinci görevidir. Bu görevini yerine getirmek acılara, zulme ve her türlü insanlık dışı uygulamalara son vermek için mücadeledeki yerini al. Emperyalist savaş karşıtı platformları örgütleme çalışmalarına katıl. Sorunlarını çözecek, özgürlüğünü kazandıracak senin kendi gücündür, bunu asla unutma.

Yaşasın işçilerin birliği halkların kardeşliği!

Bir okur/Sefaköy