28 Aralık '02
Sayı: 50 (90)


  Kızıl Bayrak'tan
  Emperyalist savaşa karşı direniş!
  Bunlar vatan haini!
  Hummalı savaş hazırlıkları yalan ve aldatmacalar eşliğinde sürüyor
  "Müslüman" AKP'nin savaş hükümeti...
  Saldırılara ve sendikal ihanete karşı mücadeleyi örelim!
  ABD emperyalizmine karşı öfke büyüyor!
  Kamu çalışanlarının toplu tasfiyesi, sosyal hakların gaspı, ...
  Kıbrıs'ın geleceği satılık değildir!
  Şeker fabrikaları özelleştirme kıskacında
  AKP-YÖK çatışması...
  Ciddiyetsizliğin son perdesi
  Filistin: İşgal, sürgün, katliam ve direniş/2
  Emperyalist küreselleşmede bir dönemin sonu
  Emperyalist savaş karşıtı eylem ve etkinlikler...
  Eylem ve etkinliklerden...
  Venezüella'da Amerikancı darbe girişimi giderek güç kaybediyor
  Amerikan emperyalizminin unutamadığı yenilgi: Küba Devrimi
  Ölüm Orucu Direnişi'nin 102. şehidi: Berkan Abatay
  19 Aralık etkinliklerinden...
  2003'e girerken...
  Şans oyunları: Çürüyen düzenin asalak sektörü
  Biz de yokuz! Hadi bakalım!
  Mücadele postası

Bu sayının PDF formatını download etmek için tıklayın

 
Ölüm Orucu Direnişinin 102. şehidi: Berkan Abatay

Tecrit son bulmadığı sürece bu irade
direnmeye devam edecek!

Berkan Abatay, ölüm orucunun dördüncü ekibindendi.

Dördüncü ekipler, ölüm orucuna 11 Mayıs 2001’de başlamıştı.

Ne aylar, ne mevsimler, ne yılın 12 ayı bu hesabı yapmaya, bu iradenin gücünü ifade etmeye yetmez. Düşünceleriyle, inançlarıyla yaşamaya kararlı devrimciler var zulmün karşısında.

Bakın! Bakın bu iradeye;

Berkan Abatay, 1997’de tutsak düşmüş bir devrimcidir. Ağır işkencelerden geçirildi. İşkence sırasında yüksek bir yerden atıldı. Bu işkenceler sonucu, dokuz ay boyunca defalarca mide kanaması geçirdi. Aylarca yürüyemedi, hem ayağında, hem belinde sakatlık oluştu.

Berkan’ın gördüğü zulüm bitmedi. 19 Aralık 2000’deki katliam saldırısında, Berkan Ümraniye hapishanesindeydi. Gaz bombalarının ortasında kaldı. Sıkılan binlerce kurşundan üçü de O’nun bacağına saplandı. Ağır yaralı olarak hastaneye kaldırıldı.

Zulüm bitmedi. F Tipinin tabutluklarına atıldı. Sayımlarda, aramalarda her türlü işkenceye maruz kaldı. Ölüm orucuna başladığında bıraktırmak için sayısız fiziki, psikolojik işkence uygulandı.

Kıramadılar direnişini. Zorla müdahale için hastaneye kaldırdılar.

Aylar ve yıllar boyunca, zulmün her biçimine direnerek şehit düştü Berkan Abatay.

(...)

Berkan ABATAY yoldaşımız, 1975 yılında İstanbul Şişli’de doğdu. Aslen Erzurumlu, Kürt alevi bir ailenin çocuğudur. Yoksulluk içinde büyüdü. İki kardeşi yoksulluktan dolayı yeterince bakılamadığı için zatürreden öldü. Berkan da, sadece ilkokulu okuyabildi. Elektriği, suyu olmayan kondularda oturdular yıllarca. Berkan ilkokuldan sonra, hep değişik işlerde çalışarak geçim sorununu çözmeye çalıştı. Gecekondu gençlerimizin önemli bir kısmının yaşadıklarını yaşadı. Bir dönem fanatik bir futbol taraftarı olarak Beşiktaş Çarşı grubuna katıldı. Tribünlerde, maç sonralarında kavgalar ettiler. Bu dönemde yine değişik işlerde çalışmaya devam etti. Büyük bir şirkette güvenlik işi buldu. Ücreti iyiydi, ama bu işi sevemedi, patronlara korumalık yapmak ona göre değildi. İşte bu sıralarda gecekondu halkının mücadelesini örgütleyen Yemliha Kaya’yla tanıştı. (Yemliha Kaya, daha sonra 1996 ölüm orucunda şehit düşen yoldaşlarımızdandır.) Yemliha’yla birlikte devrimciliği, mücadeleyi, Devrimci Sol’u tanıdı.

Bu arada Okmeydanı’na taşınmışlardı. Semtinde mücadele ve örgütlenme içinde yer almaya başladı. Dergi dağıtıyor, pankart asıyor, evleri dolaşıyor, öğreniyor, öğrendiklerini çevresindekilere anlatıyordu. Hep bir şeyler yapma çabası içindeydi.

Bu sürecin sonunda örgütlü oldu. İradi ilişkiler içinde yer aldı. Silahlı bir ekipte istihdam edildi.

1997’nin 7 Kasımında gözaltına alındı ve tutuklandı.

O günden bu yana, hapishanelerde baskılara, zulme karşı devrimci düşüncelerini, ideallerini savunarak yaşadı. Hayatının rotasını çoktan çizmişti o: Devrimci olmak, devrimci yaşamak, devrimci ölmek... istiyorum diyordu.

Öyle yaşadı, öyle öldü, öyle ölümsüzleşti.

DHKC açıklamasından...



Berkan Abatay güneşe uğurlandı...

Ölüm Orucu Direnişi’nin 4. ekibinin son direnişçisi Berkan Abatay direnişinin 489. gününde şehit düştü.

Berkan Abatay’ın cenazesi 22 Aralık günü saat 12:00’da sloganlarla Adli Tıp’tan alınarak Gazi Cemevi’ne getirildi. Cemevi’nde Berkan’ın yoldaşları ve onu uğurlamaya gelen yaklaşık 300 kişi bekliyordu. Adli Tıp’taki kitlenin gelmesiyle birlikte kitle sayısı 500’e yükseldi.

“Berkan Abatay yoldaş ölümsüzdür!”, “Kahramanlar ölmez halk yenilmez!”, “Bedel ödedik, bedel ödeteceğiz!”, “Yaşasın Ölüm Orucu direnişimiz!”, “Devrim şehitleri ölümsüzdür!”, “19 Aralık şehitleri ölümsüzdür!” sloganları sıklıkla atıldı. Kitle Berkan’ın partisinin bayrağına sarılı tabutu ile cenaze arabasına kadar yürüdü. Otobüslere binilerek Cebeci Mezarlığı’na gidildi. Mezarlık girişinde “Kahramanlar ölmez halk yenilmez!/HÖP” ve “Berkan Abatay ölümsüzdür!” pankartları açılarak, defnedileceği yere kadar kızıl bayraklarla yürüyüş yapıldı. Yürüyüş boyunca sloganlar atıldı.

Berkan Abatay defnedildikten sonra tüm devrim şehitleri için saygı duruşu yapıldı. Yapılan konuşmanın ardından 19 Aralık şehitlerinin mezarları ziyaret edilerek tören bitirildi.

SY Kızıl Bayrak/İstanbul