Türk-İş Başkanlar Kurulu toplantısının gösterdikleri...
İşbirliğine, uzlaşmaya ve ihanete devam... Türk-İş Başkanlar Kurulunun geçtiğimiz hafta Ankarada yaptığı toplantı Türk-İşin uzlaşmacı ve işbirlikçi kimliğini bir kez daha gözler önüne serdi. Türk-İşin başına çöreklenmiş bürokrat takımının koltuk kavgası, başkanlık çekişmeleri toplantının ana gündemini oluşturdu. Öte yandan kurulan yeni saldırı hükümeti ve İş Kanununun çıkması durumunda Türk-İşin alacağı tavır konusunda yapılan açıklamalar, Bayram Meralin giderayak sarfettiği sözler, gelecek saldırılarda da Türk-İşin gerçek niyetini ortaya koyuyordu. Başkanlar Kurulunun açılış konuşmasını yapan Türk-İş Genel Sekreteri Hüseyin Karakoç, TİSK Başkanı Refik Baydurun yaptığı açıklamalara karşı, işçinin emeğiyle oynayanlara Türk-İşin gerekli yanıtı vermekten geri durmayacağını bildirdi. Zira Baydur, Büyük bir işçi grubu arkadaşımızın işinden ve ekmeğinden olacağını şimdiden belirtmek istiyorum diyerek, yeni iş yasasının, iş güvencesinin yürürlülük tarihi olan 15 Mart 2003ten önce yasalaşmadığı takdirde işten atmalara yolaçacağı tehdidini savurmuştu. Baydur hükümeti bir an önce kendi sınıfsal çıkarlarına hizmet için iş başına davet etmektedir.. Baydurun sınıfsal konumu gereği bu kadar kararlı ve uzlaşmaz tutumuna karşı Türk-İş bürokratları nasıl bir tutum almışlardır? Sınıf adına söz söyleme hakkına sahip olan bu hainler takımı her zamanki gibi uzlaşma ve diyalog yolu ile kazanılmış hakları koruyacakları nutku atmışlardır. Çözümün diyalogda olduğunu söylemişlerdir. Refik Baydurun iş yasasını dayatan ve işçileri tehdit eden açıklamalarına Hüseyin Karakoç, Türk-İş sorunların diyalog yoluyla çözülmesinden yanadır. Ancak işçinin ekmeğiyle oynamaya kalkışanlara diyalog yolu kapalıdır cevabını vermekle yetiniyor. Ancak Karakoçun gerçek niyetini anlamak için Başkanlar Kurulu toplantısına ve Türk-İş Genel Eğitim Sekreteri Salih Kılıçın açıklamalarına da bakmak gerekiyor. Toplantıda başkanların 1475 sayılı iş yasasında yapılmak istenen değişikliklerinde işverenle diyalog yoluyla gerçekleştirilmesini talep ettikleri bildiriliyor. Salih Kılıç ise Baydurun açıklamalarını talihsizlik olarak değerlendirerek Türk-İşin alacağı tavır konusunda o gün gelince ne yapacağımızı söyleriz diyerek, uzlaşmacı ve işbirlikçi bir tutum takınılacağınışimdiden belirtiyor. AKPnin tek başına iktidara gelmesinin istikrar açısından olumlu olduğunu iddia eden Karakoça sormak gerekiyor. İşçi ve emekçilere saldırı için daha ilk günden kolları sıvayan, İMFye bağlılık yemini eden, patronlara hizmette kusur etmeyen AKP hükümetinden çıkmayacak mı bu saldırı yasası? İMF politikalarını dayatanlarla nasıl bir diyaloğa ve uzlaşmaya gideceksiniz? Bayram Meral gibi ruhunuzu sermayeye satarak, onunla uzlaşma masalarında işbirliği yaparak mı? İşçi sınıfı siz ve sizin gibilerin sendikalar üzerinde oynadığınız oyunun farkındadır ve saltanatınızı tuzla buz edecek güce de sahiptir. Yeter ki biriken tepki ve öfkeleri eyleme dönüşebilsin. Gün gelecek, işbirlikçiliğinizin ve uzlaşmalarınızın hesabını soracaktır. |
|||||