24 Ağustos'02
Sayı: 33 (73)


  Kızıl Bayrak'tan
  Emperyalizme ve işbirlikçi burjuvaziye karşı işçi sınıfının bağımsız çizgisi
  Düzen siyaseti ve sendikal ihanet
  CHP solda değil sağda, işçi ve emekçilerin değil sermayenin safındadır!
  ABD'nin Ortadoğu halklarına yönelik tehdidi ve Arap ülkeleri
  Ebu Nidal'in ölüm haberleri ve "sahibinin sesi" medyanın Filistin düşmanlığı
  Sendika ağaları ihanette sınır tanımıyor
  Emperyalist savaşa ilişkin çatlaklar
  Hacıbektaş şenlikleri ve komünistlerin müdahalesi...
  Hacıbektaş şenliklerine yapılan müdahalenin anlamı, önemi ve sonuçları
  Devrimci basına baskın ve gözaltı terörü...
  Seçim gündemi ve burjuva siyaset arenasına yansıyanlar
  Onbini aşkın kamu emekçisinin coşku ve kararlılık dolu eylemi
  Ankara Öncü İşçi-Emekçi Platformu Bülteni'nden...
   Mevzi direnişlere devrimci müdahalenin önemi
   Anadolu Yakası İşçi-Emekçi Platformu Bülteni'nden...
   Metal işçilerinin TİS döneminde sorunları ve görevleri
   İspanya'da iç savaş ve Federico Garcia Lorca
   Güney Kürdistan ve devrimci yurtsever görevler
   İş güvencesi yasası seçim malzemesi
   Melek Birsen Hoşver zorla müdahale sonucu şehit düştü
   Mücadele postası

Bu sayının PDF formatını download etmek için tıklayın

 
Hacıbektaş şenliklerine yapılan müdahalenin anlamı, önemi ve sonuçları

Her yıl olağan biçimde yapılan Hacıbektaş şenliklerine devlet bu yıl bütün gücüyle, elinde bulundurduğu en etkin araçlarıyla müdahale etti. Düzen partileri de Kasım ayındaki seçim nedeniyle önceki yıllara oranla şenliklere daha fazla ilgi gösterdi. Zira söz konusu olan, on binlerce Alevi işçi ve emekçisine dolaylı olarak ulaşma olanağı idi. Bu olanağı değerlendirmemeleri düşünülemezdi. Alevi işçi ve emekçilerinin gözünde önemli oranda teşhir olmuş MHP de dahil tümünün cesaret edip Hacıbektaş Meydanı’na çıkmasının nedeni de bu idi.

Sosyal reformizmin her yıldan daha fazla olan ilgisi de gene seçim kaygısıyla doğrudan bağlantılıydı.

Birkaç devrimci siyasal yapının ilgisi ise stand açmayla sınırlı kaldı. Ekmek ve Adalet, Devrimci Demokrasi standlarda yayınlarının tanıtımı ve satışlarıyla sınırlı bir faaliyet yürüttü. Atılım ve Kaldıraç ise Alevi işçi ve emekçilere seslenmede bildiri aracını da kullandılar.

Komünistler Hacıbektaş şenliklerine onbinlerce Alevi işçi ve emekçiye doğrudan seslenme, yüzbinlercesine ise dolaylı olarak ulaşma yolunda önemli bir olanak olduğu bilinciyle yöneldiler. Bu politik kaygıyla bağlıntılı olarak şenliklere aylarca öncesinden hazırlandılar. Propaganda ve ajitasyon materyallerini bu kaygıyla bağlantılı olarak planladılar.

Materyallerin içeriğinde Alevi işçi-emekçilerin tarihsel arka fonu güçlü olan duyarlılık alanlarını gözettiler. Tarihsel olarak öne çıkmış kişilikler üzerinden politik mesajlarını vermeyi hedeflediler. Bunda da önemli oranda başarılı oldular.

Komünistlerin kullandığı bülten ve bildiri önemli oranda Alevi işçi ve emekçiler tarafından okundu. Kendi aralarında yapmış oldukları konuşmalara konu edildi, tartışıldı. Gösterilen ilginin diğer bir önemli yanı ise sürekliliği ve istikrarı sağlanan, yılllardır kesintisiz olarak sürdürülen politik müdahaledir. Yaratılan politik etki Alevi işçi ve emekçilerin kendi aralarında yaptıkları konuşmalara da yansıyordu. “Adamlar bizlere Pir Sultanlar’ın kahramanlığını Hızır Paşalar’ın ise ihanetini hatırlatıyor. Gidip Hızır Paşalar’ın konuşmalarını dinlemenin yanlış olduğunu düşünüyorum.” diyerek düzen partilerine duydukları nefreti dile getiriyorlardı.

Bu tür konuşmalara komünistler birçok kez tanık oldular. Bu bile yapılan müdahalenin yarattığı politik etkiyi göstermeye yeter de artar bile.

Şenlikler aynı zamanda yoldaşça paylaşmanın, birlikte iş yapmanın, yapılan işin Alevi işçi ve emekçiler üzerinde yarattığı etkiyi görmenin oluşturduğu atmosferde saflarımıza yeni katılan bir çok arkadaş da dahil tüm güçlerimizin omuzlarının daha da güçlenmesinin, kendilerine olan güvenin artamasının, Parti’ye olan inançlarının pekişmesinin de zeminini güçlendirdi.

Görev şimdi çürüyen düzenin, onun çürümüş partilerinin teşhiri, parti programımızın binlerce popüler araçla geniş işçi emekçi kesimlerine ulaşması yolunda seçim sürecinde müdahale etmektir. Devrimci programımızın adayları ile seçimlere müdahale etme görevi önümüzde duruyor. Görevimiz sermayeden bağımsız, işçi ve emekçilerin politik mücadelesi ise her şeyiyle bağlı, bağımsız sosyalist adaylarla sürece müdahale edip işçi ve emekçilerin çaresiz olmadığını göstermektir.

Kırşehir’den komünistler



Hacıbektaş Şenlikleri ve devletin tutumu

Her yıl kitleselliğini biraz daha yitiren Hacıbektaş anma etkinlikleri, içinin boşaltılması anlamında da olumsuz bir süreç izliyor. Pek çok bürokratın katıldığı açılış törenine katılan 15-16 bin kişi bu gerçeği değiştirmeye yetmiyor.

CHP’nin gövde gösterisine ve seçim propagandasına dönen açılış töreni devrim şehitleri ve Atatürk’e saygı duruşuyla başladı. İki saat kadar süren törenin sonuna doğru okunan mesajlar sırasında Devlet Bahçeli’nin mesajı protokol’deki birkaç kişi dışında kimse tarafından alkışlanmadı. Tescilli bir katil olan Ramazan Mirzaoğlu’nun kürsüye çıkmasıyla birlikte meydanda ve kurulan platformda bürokratlar, basın ve polis dışında kimse kalmadı.

Açılış törenindeki bu gelişmeler ne düzen partilerinin devrimcileri sahiplendiği, ne de Alevi işçi ve emekçilerin düzen solundan hala medet umduğu anlamına geliyor. Tabii ki bunlar küçük de olsa olumlu gelişmelerdir. Hele ki sol partiler için oy deposu olan, ancak son dönemde sağ için de bir potansiyel oluşturan Alevi-Bektaşiler söz konusu olduğunda.

Aleviliğin özünü paylaşım ve haksızlıklara karşı mücadele geleneği oluşturur. Bu yüzdendir ki Aleviler’in ilk tercihi her zaman sol olmuştur. Bu, düzen partilerinin onları neden bu kadar önemsediği, üzerine teoriler geliştirip oyunlar oynadığını açıklamaya yeter. Sindirilmiş olmanın verdiği dışa kapalılıkla gelenek ve kültürlerini koruyabilmiş olan Aleviler, kapitalizmin vahşiliğinden paylarına düşeni almış, kültürlerinden, geleneklerinden, özünden sıyrılma aşamasına gelmiştir. Bunda en büyük pay düzen içi sol partilerdir.

Deniz Baykal’ın söylediği gibi, dergahtaki koca kazan yoksullara yardım dağıtan devlet kazanı değil komün kazanıdır. Kolektif çalışmaya dayalı tarzları kapitalizmin yozlaştırıcı özelliği karşısında ayakta duramamıştır. Bu özellik artık yalnızca bu tür etkinliklerde kendini göstermektedir. Alevilik, düzen tarafından kuşatılma, kâr hırsı, sınıf atlama hayalleri sayesinde her geçen gün biraz daha yokolan bir kültür olarak çıkıyor karşımıza.

Alevi kültür ve geleneğinin özünü oluşturan değerlerin bizim değerlerimizle örtüşen bir yanı olduğu gibi, Alevi işçi ve emekçilerinin ilerici-devrimci kimlikleri gözardı edilemez. Bizim Hacıbektaş şenliklerine verdiğimiz özel önem de buradan kaynaklanıyor. Bundan dolayıdır ki, devlet her yıl çok özel güvenlik önlemleri alarak devrimcilere engel olma yolunu seçiyor, Alevi işçi ve emekçileri devrimcilerden yalıtmaya çalışıyor.

Düzen nereden ve nasıl saldırırsa saldırsın, Alevi işçi ve emekçiler ne yok olmayı sindirebileceklerdir içlerine, ne de yozlaşmayı. Yoksulluğu, işsizliği, sömürüyü her geçen gün daha da ağırlaşan koşullarda yaşayanlar, kanları üç kuruşa ABD emperyalizmine satılanlar, kapitalist düzen gerçekliğini her geçen gün daha iyi anlamaktadırlar.

SY Kızıl Bayrak/Kırşehir