15 Haziran'02
Sayı: 23 (63)


  Kızıl Bayrak'tan
  AB ve ABD emperyalizminin kıskacında Kıbrıs
  Derinleşen istikrarsızlık tablosu ve düzenin çözümsüzlüğü
  Sahte tartışmaların ardındaki gerçekler
  İSDEMİR işçisi işyeri komitelerini kurdu!
  DİSK Genişletilmiş Başkanlar Kurulu toplandı...
  Öncüden yoksunluk işçilerin belini büküyor
  Birleşik Metal-İş Genel Temsilciler Kurulu toplantısı ve devrimci görevler
  Sınavsız üniversite, parasız eğitim hakkı istiyoruz!
  Arafat dayatmalara boyun eğiyor
  Gelişme tarihi içinde ve kapitalizmde futbol
  Kapitalizm ve futbol
  Emperyalist stratejilerin kıskacında Türkiye
  TC, AB ve ortaya çıkan çekişmenin gerçek anlamı...
   TMMOB 37. Genel Kurulu toplandı...
   Almanya'da paralı eğitime ve eğitimde özelleştirmeye karşı kitlesel eylemler...
   Avrupa'da paralı eğitim karşıtı eylemler...
   Sefaköy İşçi Kültür Evi açılmadan kapatıldı...
   "Yurtsever Gençlik"ten zorbalık!..
   Enternasyonalle kurtulur insanlık!..
   Komünist kadın önder Clara Zetkin'in anısına...
   Burada, bu kuytuda bir gün
   Mücadele postası

Bu sayının PDF formatını download etmek için tıklayın

 
Almanya’da paralı eğitime ve eğitimde özelleştirmeye karşı kitlesel eylemler...

“Eğitim meta değildir!”

Almanya’nın Kuzey Ren Westfalya (NRW) eyaletinde üniversite gençliği haftalardır ayakta. Yüksek öğrenim gençliği eyalet hükümetinin 2003 yılından itibaren üniversitelerde harç uygulamasına yönelik planlarına karşı haftalardır eylemli tepkilerini ortaya koyuyorlar.

Eyaletteki hemen tüm üniversite ve yüksekokullarda öğrenciler şehir merkezlerine, eyalet parlamentosuna doğru yürüyüşler düzenliyor, üniversiteleri ve parti binalarını işgal ediyor, dersleri boykot ediyorlar. Bunların yanında iş ve işçi bulma kurumuna giderek kendilerini işsiz olarak bildiriyorlar. Eyalet hükümetine, yerel politikacılara protesto e-mail ve kartları gönderiyorlar. İmza kampanyaları gibi bir dizi değişik protesto biçimleri ile harç saldırısını protesto ediyorlar.

Paralı eğitim saldırısına karşı yaygın eylemlilik

İşte son haftalarda yaygınlaşan eylemlerden bazıları:

* Wuppertal kentinde yüksek öğrenim gençliği 24-31 Mayıs tarihleri arasında boykot eylemindeydi.

* Bielefeld Üniversitesi’nde 1 haftalık boykotun ardından 4 bin kişi paralı öğrenimi protesto etmek için şehir merkezine yürüdü.

* Essen Üniversitesi’nde öğrenciler boykota giderek kampüste çadırlar kurdu.

* 28 Mayıs’ta Köln Üniversitesi genel öğrenci toplantısında “eğitim pazarda satılan meta değildir, aksine temel ve insani bir haktır, bu çerçevede zorunlu bir kamu hizmetidir” denilerek, eğitim harçlarının sınıfsal eşitsizliğin bir yansıması olduğu ve sadece elit eğitimi teşvik ettiği vurgulandı. Ardından, tüm harç planlarının geri alınması, yüksekokul yasasında paralı eğitimin resmen yasaklanması; öğrenci kantinleri, yemekhane ve yurtları için ayrılan ödeneklerin kısıtlanmaması; "Kalite anlaşması" çerçevesinde 2 bin personelin işyerinin yokedilmesi tasarılarından vazgeçilmesi ve çalışanların haftalık çalışma saatlerinin 40’a indirilmesi talepleriyle boykot ilan edildi.

6 Haziran günü ise öğrenimin paralı olmasına ve üniversitelerin ticarethaneye dönüştürülmesine karşı 5 bin kişinin katıldığı bir yürüyüş gerçekleşti. Üniversitede süren boykota 6 Haziran’da Köln’deki diğer yüksekokullar da katıldı.

* Aynı gün Siegen, Münster, Paderborn’un yanısıra, Kuzey Ren Vesfalya eyaleti dışında kalan Trier’de de yüksekokullarda boykot başladı.

* Haziran ayında Dortmund, Bochum, Bonn, Aachen, Düsseldorf, Niederrhein üniversitelerinde yapılan genel öğrenci toplantılarında boykot kararları alındı. Öğrenciler derslere girmediler ve kampüslerden kent merkezlerine yürüdüler.

* 5 Haziran’da Münster’deki tüm üniversite ve yüksekokullarda 1 haftalık boykot kararı alındı. Öğrencilerin bu boykotu profesörler ve doçentler tarafından da destekleniyor. 13. sömestriden sonra ödenmesi planlanan 650 Euro, Münster’de okuyan öğrencilerin %27’sini kapsıyor.

* 4 Haziran’da Aachen’de okuyan öğrenciler, öğrenimin paralı olması ile birlikte eğitim sisteminin sadece zenginlerin okumasına olanak tanıdığını; yüksekokullarda zaten sayıları giderek azalan yoksul ve emekçi çocuklarının yeni saldırıların ardından eğitim yapabilmesinin iyice zorlaşacağını söyleyerek, paralı eğitime karşı çıktıklarını bildirdiler ve bir dizi eylemin yanında boykota gittiler.

* Düsseldorf’ta 1700 öğrencinin katıldığı toplantıda ezici çoğunluğun aldığı karar çerçevesinde öğrenciler 4 Haziran tarihinde boykota gittiler. Öğrenciler günlerdir değişik eylemlerle paralı öğrenimi protesto ediyorlar. Onlarca öğrenci sosyal yardım dairesine giderek kendilerinden harç olarak istenilen 650 Euro’yu ödeyebilmek için yardım talep ettiler. 500’ün üzerinde öğrenci eyalet parlamentosu önünde korsan bir gösteri koydu. Bir politik bilimler profesörü öğrencilerine Deutsche Bank şubesinde 30 dakikalık korsan ders verdi.

"Karşı çıkmayan satılır"

Üniversite gençliği, Mayıs ayında başlayan ve Haziran ayına devrilerek süren protesto eylemlerini, 8 Haziran günü "Karşı çıkmayan satılır" şiarı altında onbinlerce kişinin katıldığı çoşkulu ve renkli bir yürüyüş ile taçlandırdılar.

Eyalet başkenti Düsseldorf sokaklarında sel gibi bir gençlik kitlesi aktı. Polisin verdiği bilgiye göre 20 bin, düzenleyicilerin verdiği rakamlara göre 80 bin kişilik bir gençlik ordusuydu akan.

Yürüyüş çağrısını yapan "Education not for sale" (Eğitim satılık değildir) inisiyatifinin yanında, Üniversiteler Öğrenci Temsilcilikleri (Asta), Paralı Eğitime Karşı Eylem Birliği, Anti-kapitalist kortej, küreselleşme karşıtı Attac, Eğitim ve Bilim Sendikası GEW, Hizmet Sendikası ver.di, Orta-öğrenim Eyalet Öğrenci Temsilcilikleri katıldılar.

Taşıdıkları dövizlerle, pankartlarla, dağıtılan bildirilerle, atılan şiarlar ve yapılan konuşmalarla harç uygulamaları, eğitimde özelleştirmeler ve kısıtlamalar, Kuzey Ren Wesfalya eyaletinde iktidarda bulunan sosyal demokrat SPD ve Yeşiller hükümeti protesto edildi.

8 Haziran’da gerçekleşen büyük görkemli yürüyüşün ardından yükseköğrenim gençliğinin eylemleri hızını kesmeden, tersine daha da radikalleşerek sürüyor. Öğrenciler boykota devam kararlarının yanında, protesto eylemlerini üniversite işgalleri, parti binalarını işgaller, korsan gösterilerle sokakları ve rayları işgal ederek trafiği saatlerce kapatma gibi eylemlerle sürdürüyorlar. Düsseldorf Üniversitesi öğrencileri, 18-21 Haziran tarihleri arasında boykot ilan ederek, aynı günlerde kararın tartışılacağı eyalet parlamentosu önünde eylemlerini sürdürme kararı aldılar.

Kuzey Ren Wesfalya eyaletinde, 2003 yaz sömestrisinden geçerli olmak üzere, öğrencilere her sömestri ödenen normal sosyal aidatın yanında şimdi de 50 Euro öğrenim ücreti ödeme zorunluluğu getiriliyor. Bunun dışında normal öğrenim süresini 4 sömestri aşanlardan ve ikinci bir bölümü okuyanlardan 650 Euro alınacak.

Kuzey Ren Wesfalya’da ilk, orta ve lise öğreniminde yaklaşık 2.8 milyon öğrenci bulunuyor. 500 bin öğrenci de üniversite ve yüksekokullarda öğretim görüyor. Üniversite ve yüksekokul öğrencilerinin yaklaşık yüzde 70’i öğrenim görürken çalışmak zorunda kalmaktalar. Bu yeni uygulama ile çalışmak zorunda kalan öğrencilerin öğrenimlerini tamamlamaları daha da zorlaşacak. Öğrenimini sürdürmek için öğrenciler çalışmak zorunda kalacak, böylece de öğrenimleri uzayacak, öğrenimleri uzadığı için de (bunun 4 sömestriyi bulması halinde) öğrenciler 650 Euro ek harç ödemek zorunda bırakılacaklar vb.

Öğrenime yeni başlayacaklardan alınması düşünülen 50 Euro’luk harç ise ilk etapta çok az gibi görünse de, paralı eğitimin ilke olarak uygulamaya konulmasının, böylece meşrulaştırılmasının ilk adımı olacağı için ardından bu miktarın sürekli artacağı kesin. Ayrıca öğrencinin bölüm değiştirmesi durumunda da yine 650 Euro harç ödemesi gerekecek.

Sosyal demokrat ve Yeşiller hükümeti ayrıca, eyalet bütçesinde oluşan 1.4 milyar Euro’luk açığın yaklaşık 120 milyon Euro’sunu, üniversitelere ayrılan bütçelerin kısıtlanmasıyla ve öğrencilerden alınacak harçlar ile kapatmayı planlanlıyor.

Eyalet bütçesindeki sözkonusu boşluk ise, eyalet hükümetinin 2001 yılında tekelci sermaye gruplarına 3.2 milyar Mark geri ödeme yapması ile oluştu. Federal maliye bakanlığınca, tekelci büyük işletmelere, zarar etmeleri durumunda bunu vergilerinden sınırsız olarak düşürebilmeleri için büyük kolaylıklar tanındı. Bunun üzerine Kuzey Ren Wesfalya eyaleti Maliye Bakanlığı, örneğin Bayer ilaç tekeline, ödedeği verginin 500 milyon Markını gerisin geri iade etti. Ayrıca 1.4 milyar Mark Alman Telekomu’na, 800 milyon Mark elektrik kurumuna, yarım milyonun üzerinde bir tutar ise telekomünikasyon tekeli Vodafoon’a geri ödendi. Her kapitalist ülkede olduğu gibi Almanya’da da sermayeye aktarılan kaynakların yarattığı açıklar emekçilerin cebinden karşılanıyor. Eğitim harçları ve paralı eğitim saldırısı da bunun bir par&ccedi;ası.

Kuzey Ren Wesfalya eyalet hükümeti, Dortmund-Düsseldorf arası işleyecek olan ve sadece 2-3 dakikalık daha hızlı bir ulaşım anlamına gelecek olan anlamsız bir prestij projesi durumundaki tren hattı “transrapid” için milyarlarca Euro harcıyor. Yine olimpiyatlara kendisini önerebilmek için büyük harcamalar yapıyor. Eyelat bütçesindeki dev açıklar da böylece oluşuyor. Yani büyük tekellere yasalarla büyü meblağlar tutan vergi hediyeleri yapılırken, boşalan kasaları yeniden doldurmak için işçi ve emekçiler soyuluyor.

Eğitim ve sağlık sektörünün bütçe sorunları, sosyal alanda kısıtlamalar, kamu alınında özelleştirmeler ve nihayet işten atmalar ile çözülmesi planlanıyor. Hükümet son paralı eğitim saldırısı ile işçi ve emekçi çocuklarının ceplerine ellerini sokarken, bu sektörde yapılan kısıtlamalardan dolayı üniversitelerde, kantinlerde, yemekhanelerde, yurtlarda çalışan binlerce emekçiyi de işten atmaya hazırlanıyor. Böylece 200 milyon Euro’luk bir kazanç elde etmeyi hedefliyorlar.

Şimdiye değin zaten kitaplar, öğrenim için gerekli araç-gereçler, yaşamak için gerekli olan temel maddeler öğrencilerin yüzde 75’inin öğrenimini çalışarak finanse etmesini zorluyordu. Bu ise birçok öğrencinin öğrenimini ancak daha fazla sömestride tamamlayabilmesine neden oluyordu.

Öğrenciler ağzına kadar dolu amfilerde ortaçağdan kalan öğrenim materyalleriyle öğrenim yapmak zorunda kalırken, öğretim görevlileri giderek daha çok serbest piyasanın sponsorluğuna bağlanıyor. Böyle olunca onlar da halkın çıkarlarından daha çok kopuyorlar ve bağlandıkları sermaye sınıfının çıkarlarına göre öğrenci eğitiyorlar. Sermaye ise her zaman olduğu gibi sadece kâr getiren şeylere ilgi duyuyor. Kim öğrenim yapmak istiyorsa, para da kazandırabilmeli. Yani öğrenim yine elitler için geçerli olurken, işçi ve emekçi çocukları için giderek lüks bir alan halini alıyor.