15 Haziran'02
Sayı: 23 (63)


  Kızıl Bayrak'tan
  AB ve ABD emperyalizminin kıskacında Kıbrıs
  Derinleşen istikrarsızlık tablosu ve düzenin çözümsüzlüğü
  Sahte tartışmaların ardındaki gerçekler
  İSDEMİR işçisi işyeri komitelerini kurdu!
  DİSK Genişletilmiş Başkanlar Kurulu toplandı...
  Öncüden yoksunluk işçilerin belini büküyor
  Birleşik Metal-İş Genel Temsilciler Kurulu toplantısı ve devrimci görevler
  Sınavsız üniversite, parasız eğitim hakkı istiyoruz!
  Arafat dayatmalara boyun eğiyor
  Gelişme tarihi içinde ve kapitalizmde futbol
  Kapitalizm ve futbol
  Emperyalist stratejilerin kıskacında Türkiye
  TC, AB ve ortaya çıkan çekişmenin gerçek anlamı...
   TMMOB 37. Genel Kurulu toplandı...
   Almanya'da paralı eğitime ve eğitimde özelleştirmeye karşı kitlesel eylemler...
   Avrupa'da paralı eğitim karşıtı eylemler...
   Sefaköy İşçi Kültür Evi açılmadan kapatıldı...
   "Yurtsever Gençlik"ten zorbalık!..
   Enternasyonalle kurtulur insanlık!..
   Komünist kadın önder Clara Zetkin'in anısına...
   Burada, bu kuytuda bir gün
   Mücadele postası

Bu sayının PDF formatını download etmek için tıklayın

 
Sendikanın ihanetine karşı,

İSDEMİR işçisi işyeri komitelerini kurdu!

İSDEMİR’de çalışan ve Özçelik-İş Sendikası’nda örgütlü olan 4800 taşeron işçi, sendikanın resmi üyesi olmalarına rağmen toplu iş sözleşmesi hakkından faydalanamıyor ve kadrolu işçilerle aynı işi yapmalarına rağmen daha düşük ücret alıyorlardı. İlk önce 820 işçi, örgütlü bulundukları Özçelik-İş Sendikası’nın önerisiyle Dörtyol İş Mahkemesi’nde dava açtılar. Fakat nedense bir süre sonra sendika ağaları işçilere ihanet ederek işverenle elele verdi. Dava açan işçiler üzerinde baskı uyguladı, bunun sonucunda 200 işçi davadan vazgeçti. Fakat geriye kalan 620 işçinin davada ısrar edişi ve davanın da kazanımla sonuçlanması, 2500 yeni işçinin daha dava açmasına yolaçtı.

Davanın kazanılması sonucu, taşeron işçiler kadrolu işçi olma hakkını kazanmışlardır. Böylece toplu iş sözleşmesi ve geriye dönük ücretlerin kazanılması hakkını elde etmişlerdir. Dava işçiler lehine sonuçlandığı halde, İSDEMİR yönetimi işçileri grup grup işten atmıştır. Şu ana kadar atılan işçilerin sayısı 500’ün üzerindedir. İşçi atmalar devam etmektedir. İSDEMİR yönetimi gelişebilecek bir tepkinin birleşik ve örgütlü olmaması için, işçileri birbirine uzak mesafede bulunan ilçelerden 5’er 10’ar işçi atmak şeklinde gerçekleştirmektedir. Ancak işçiler birlik ve dayanışma ruhuyla biraraya gelerek İSDEMİR yönetiminin oyununu bozmuştur. İşten atılanların yerine Karadeniz bölgesinden getirilen işçiler ucuz işgücü olarak kullanılmaktadır.

Mahkemenin ilk gününden beri dava açan işçilerin büyük bir çoğunluğu birlik ve dayanışma ruhuyla duruşmada hazır bulundu. Taşeron işçilerin sendika üyelikleri 1998 yılında başladı. Ancak taşeron işçilerin üyelikleri Bölge Çalışma Müdürlüğü’ne ve işverene bildirilmemişti. Sendika seçimlerinde oy kullanma hakları bile yoktu. Sendika ve İSDEMİR yönetimi, dava açan işçilere baskı ve tehditlerle kadro taahhütünde bulunan evraklar imzalatmaya çalışmaktadır. Ancak metinde işgüvencesi yeralmamaktadır. Kısaca kadroyu dayatmaktadırlar. İşçilerin büyük bir çoğunluğu bu oyuna gelmemiştir.

İSDEMİR yönetimi ve fabrikada örgütlü Özçelik-İş Sendikası’nın işbirliği ile ilk işten atılan yaklaşık 400 taşeron işçi (şu an atılanların sayısı 500’ü aşmıştır), atılmakla tehdit edilen işçiler ve onlara destek olan sendikacılarla birlikte toplanarak mücadele komiteleri kurdular. Özçelik-İş Sendikası’ndan bağımsız, fabrikanın her ünitesinden ve değişik ilçelerden işten atılan işçilerle oluşturdukları komitelerde temsilciler seçerek mücadele etme kararı aldılar. Komiteler öncelikli olarak bildiri dağıtma ve fiili eylem yapma kararı aldı. Bildiri dağıtma girişimleri Emniyet Müdürlüğü tarafından yasaklandı. İşten atılan işçilerin sendikaya yürüyüş yaparak siyah çelenk bırakma eylemi yine polis tarafından engellendi. İşçiler Dörtyol’da yaklaşık 200 işçinin katıldığı bir basınaçıklaması düzenledi. Katılımın az olmasına karşın eyleme coşku ve öfke hakimdi. Bu işçilere güven ve moral aşıladı.

Komitenin aldığı karar doğrultusunda 8 Haziran cumartesi günü yaklaşık 200 taşeron işçi atıldıkları fabrikanın önünde çadırlar kurarak haklarını alana kadar oturacaklarını ifade ettiler. Eylem sırasında jandarma ablukası dikkat çekiyordu. Dörtyol Kaymakamı’yla işçi temsilcileri görüştü. Kaymakam “14 Haziran Cuma gününe kadar bize mühlet verin, bu işi yasal yollardan çözeceğiz” dedi. İşçi temsilcileri ise, Cuma gününe kadar işçilerin lehine olumlu bir gelişme olmazsa daha kitlesel bir şekilde fabrikanın önünde çadır kuracaklarını ifade ettikten sonra çadırları sökme kararı aldılar.

İşçi sınıfı mücadelesindeki en önemli araçlardan biri olan işyeri komitelerinin kurulmuş olması olumlu bir adımdır. Sıra bu komiteleri işlevli hale getirebilmenin yol ve yöntemlerini tartışarak alınan kararların pratiğe geçirilmesindedir. İSDEMİR işçisi kuşkusuz birleşik, örgütlü ve süreklilik arz eden fiili eylemlilikler yapmalıdır. Sermayenin saldırılarına karşı güçlü bir karşı koyuşun temel koşullarından biri de budur.

SY Kızıl Bayrak/Antakya



İŞÇİLERİN BİRLİĞİ, HALKLARIN KARDEŞLİĞİ PLATFORMU
AVRUPA İŞÇİ SENDİKALARI
AVRUPA İŞÇİ TEMSİLCİLERİ
AVRUPA KAMUOYU
AVRUPA İNSAN HAKLARI KURULUŞLARI’NA ÇAĞRIMIZDIR!..

Bugün İSDEMİR’de biz taşeron işçilere karşı işveren tarafından oldukça kapsamlı saldırılar yöneltilmektedir. Örgütlü bulunduğumuz Özçelik-İş Sendikası ise patronla ortak hareket etmektedir. Biz taşeron işçiler yıllarca bu fabrikaya emek vermemize karşın insan yerine konulmuyoruz. Kadro statüsü ve dolayısıyla TİS haklarımızı almak uğruna iş mahkemesine açtığımız davayı kazandık, ancak buna rağmen işveren dava açan yaklaşık 600 işçiyi grup grup işten atmaktadır.

Hepimiz aç ve perişan durumdayız. Oysa ki yıllarca bu fabrikaya emek veren biz işçilerin insanca yaşama hakkımız var. Türkiye’de halen insanlık dışı olaylar, işçi kıyımları yaşanmaktadır. Buna rağmen Türkiye Avrupa Birliği’ne girme hayaliyle yaşamaktadır. Önce işçilerin haklarını versinler, insanca yaşam olanakları sağlasınlar ondan sonra AB’yi hayal etsinler.

Sizlerden sorunlarımıza duyarlı olmanızı ve en kısa zamanda Türkiye’ye gelip İSDEMİR’de inceleme yapmanızı, bize maddi ve manevi her türlü desteği yapmanızı talep ediyoruz.

İşten atılan İSDEMİR işçileri



İskenderun İHD’den işçilere destek

İSDEMİR tarafından işe alınmış 6 yıllık, 12 yıllık değişik işlerde çalışan işçiler, İSDEMİR’de kadrolu işçilerle aynı işi yaptıkları halde eşitsiz ücret almaktalar; ayrıca sendikalaşma ve toplu iş sözleşmesi haklarından yararlanamamakta ve taşeron firması adı altında gösterildikleri için yasal ve sosyal haklardan hiçbir şekilde faydalanamamaktalar. Bugün bu işçilerden 200’ünün işine son verilmiştir. Üstelik hiçbir gerekçe gösterilmeden işten çıkarılan ve Özçelik-İş Sendikası’nın resmi üyesi olan bu işçilere, Özçelik-İş Sendikası namus sözü vererek yanlarında olacağını söylemesine rağmen, işten çıkarıldıktan sonra yalnız bırakarak sermayenin, işverenin yanında olmuştur.

Biz insan hakları yönetimi olarak Özçelik-İş Sendikası’nın ikiyüzlü tutumunu kınıyoruz. İşveren İSDEMİR tarafından hiçbir teminat verilmeden kapının önüne konulan işçiler yargıya başvurarak haklı olduklarını kanıtlamışlardır. İşverenle şu anda beraber olup işbirliği yapan Özçelik-İş Sendikası, hukuksal haklarını arayan işçileri işverenle beraber baskı altına almak istemektedir. Biz İskenderun insan hakları yönetimi olarak işverenle birlik içinde Özçelik-İş Sendikası’nı ve işvereni şiddetle kınıyoruz. İşten çıkarılan işçilerin bir an önce işlerine dönmelerini hukuksal olarak talep ediyoruz.

İskenderun İHD Şube Başkanı
Sadullah ÇAĞLAR



400 işçiden kararlılık örneği “Sonuç Bildirgesi”:

Patrona ve ona uşaklık eden sendikaya
boyun eğmeyeceğiz!..

Bizler İSDEMİR’de yıllardır üretim yapıp değerler üreten ve asgari ücretle çalışan 2. sınıf muamele gören işçileriz. Uzun dönem demir çelik bünyesinde işçi olduğumuzu kabul etmediler. Buna bağlı olarak ekonomik ve sosyal haklarımız gaspedildi. En ağır ve can alıcı yerlerde işi bilen kişiler olarak özelleştirme ve taşeronlaştırma gereği İSDEMİR yetkilileri “Bu işçiler bize ait olmayıp taşeron firma adına geri hizmetlerde iş yapıyoruz” demiştir. Bizler demir-çelik işçisi yerine konmayarak, inkar edildik.

Buradaki esas hedeflenen ise, ucuz emek gücü yaratarak, en çok kâr ve rant elde edilecek ortamı yaratmaktır. Yıllardır çıplak asgari ücretle çalışarak bütün sosyal ve ekonomik haklarımızın verilmediği koşullarda hep ürettik, çileyi ve zulümleri biz çektik ve halen üvey evlat muamelesi görmekteyiz. Sendika ve işveren el ele vererek bizleri bölmek istiyor. Bir kısmımıza aday adaylığı vererek, bir kısmımıza yaş ve tahsil farkı koyarak, kadrolu ve kadrosuz ayrımı yaparak birliğimizi bozmak istiyor. Bu tür oyunlara gelmeyeceğiz. Hak ve mücadele örgütü olması gereken sendika, bizlere sırtını dönerek patronla işbirliği yaptı. Asli görevini ve alanını terketti. Bu ihaneti hiçbir çalışan affetmeyecektir. Özçelik-İş’e %11 hisse verilerek, bir vakıf altında işçi üzerinden saltanat sürmesine müsade etmeyece&curen;iz.

Sonuç olarak; artık İSDEMİR’de yol ayrımına gelindiğini, bundan böyle işçilerin sendikayı bir kenara koyarak kendi öz gücüne ve iradesine dayalı hareket edeceğini, başta kendi haklılığına inanarak gerçekler üzerinden fiili ve meşru mücadeleyi kararlı bir şekilde sürdüreceğini; bundan başka bir imkanın olmadığını bilelim ve sorunlarımızı başkalarına asla havale etmeyelim. Çözümün bizde olduğunu bilelim.

Hepsinden önemlisi, tüm işçiler elele verip kenetlenerek işverenin ve ruhunu şeytana satmış sendikanın bizleri bölmesine izin vermeyeceğiz. Bundan böyle haklı ve onurlu mücadelemizi işçi tarzıyla, bütün gücümüzle, haklılığımızla biz çalışanlara yapılan bu haksız ve kanunsuz işten atılan arkadaşlarımızın tekrar işe dönmelerinin sağlanması için sonuna kadar ve tüm halkımızın desteğini alarak mücadele edeceğimizi buradan haykırıyoruz.

(Yaklaşık 400 taşeron işçinin saldırılara karşı mücadele komiteleri kurduğu toplantının “Sonuç Bildirgesi”dir... Başlık tarafımızdan konulmuştur- SY Kızıl Bayrak)



İsdemir’den işten atılan öncü bir işçiyle konuştuk:

“Sendika yönetimi İSDEMİR yönetimiyle elele verip bize ihanet etti!..”

- İşten atılmanızın sebebi nedir?

Özçelik-İş Sendikası’na üyeliğimiz 1998 yılında noter kanalıyla yapıldı. Sendikanın resmi üyesi olduğumuz halde kadrolu işçilerden daha az ücret alıyoruz. Toplu iş sözleşmelerinden faydalanamıyorduk. Sendika seçimlerinde bile oy kullanma hakkımız yoktu. Eşit işe eşit ücret talep ediyoruz. TİS’den faydalanmak istiyoruz. Bunun için Dörtyol İş Mahkemesi’ne dava açtık, davayı da kazandık. Buna rağmen fabrikaya giremiyoruz. Şu ana kadar dava açan 500’ün üzerinde arkadaşımız işten atıldı.

- Örgütlü bulunduğunuz Özçelik-İş Sendikası’nın bu konudaki tavrı ne oldu?

Aslında dava açılması fikri Özçelik-İş Sendikası’nın önerisiydi. Avukatlarımız olayı inceledi. O doğrultuda dava açıldı. Sendika bizim yanımızda olacağına dair namus sözü verdi. Mahkemede davayı kazandığımız müjdesini sendika bize verdi. Aynı sendika iki gün sonra davamızı geri çekmemizi istedi. İSDEMİR yönetimiyle elele verip bize ihanet etti. Ocak ayında İSDEMİR yönetimi değiştikten sonra sendika da işçiler üzerinde baskı yapıyor. Davanızdan çekilin diyor.

- Sendikanın ihanetçi tutumuna karşı işten atılan ya da halen çalışmakta olan taşeron ve kadrolu işçilerin tavrı ne olmuştur?

Kadrolu işçilerin tavrı bizden yana, ancak taşeron işçilerle kadrolu işçiler arasında belirli bir ayrım var. Bunu da işveren yaratıyor. İşçileri bölmeye çalışıyor. Bu oyun bazen tutabiliyor. Kadrolu işçiler de bize destek vermek konusunda tereddüt yaratabiliyor. Taşeron işçilerin tavrı ise şöyle: Davayı açan 820 işçiden 200’ü tehdit, baskı ve binbir türlü dalavere ile davadan vazgeçirildiler. Ancak çalışan 2500 taşeron işçisi daha dava açtı. Gücümüz iki kat arttı. Sendika ve işverene karşı savaş açtık. İşveren ve sendika ortak çalışıyor.

Fabrika müdürü dünya standartlarına uyum için fabrikaya yeni sistem getireceğini söyledi. Çalışanların eğitim düzeyi yüksek olmalı diyor. Karşıdakileri koyun, bilgisiz sanıyor. Türkiye’de işsizlik var. Okumuş gençleri burada 200 milyona çalıştırırım diyor. Bunlar ucuz köle arıyor. İşten atılan işçilerin yerine Trabzon’dan, Rize’den işçiler getiriyor. Amaçları işçileri birbirine kırdırtmak. Çok ciddi oyunlar oynanıyor. Türkiye’nin en büyük mafyasının işine çomak sokuyoruz. İnsanların uyanması gerekiyor. Bugüne kadar koyun gibi yaşadığımız yeter. TC, sokağa atılan aç, perişan işçileri bir kez olsun insan yerine koymalı. İSDEMİR’de yaşananları duymayan kalmadı. Ankara bu olaya duyarsız kalıyor. Davamız şu an yargıtayda. İşveren davanın aleyhimize sonuçlanması için yargıtaya baskı yapabilir.

- Çalışan ve işten atılan taşeron işçiler mücadele komitesi kurdu, nasıl kararlar aldı? Bu kararların ne kadarı yaşama geçirilebildi? Bundan sonra neler yapılacak?

Komitemiz öncelikli olarak bildiri dağıtma ve fiili eylem kararı aldı. Bildiri polis tarafından yasaklandı. Sendikaya yürüyüş ve siyah çelenk bırakma eylemimiz, komite toplantılarına sızan sendika ajanlarının sendikaya bildirmesi ve sendikanın da polise bildirmesi sonucu engellendi. Ancak Dörtyol’da sendikanın ve işverenin tutmunu teşhir eden bir basın açıklaması yaptık. Fabrika önüne çadır kurduk. Jandarma yoğun yığınak yaptı. Yasadışı olduğunu söyledi. Kaymakamla görüştük. 14 Haziran Cuma gününe kadar süre tanıyarak çadırı söktük . Bundan sonra komite olarak toplanıp eylem kararları alacağız.

SY Kızıl Bayrak/Antakya