15 Haziran'02
Sayı: 23 (63)


  Kızıl Bayrak'tan
  AB ve ABD emperyalizminin kıskacında Kıbrıs
  Derinleşen istikrarsızlık tablosu ve düzenin çözümsüzlüğü
  Sahte tartışmaların ardındaki gerçekler
  İSDEMİR işçisi işyeri komitelerini kurdu!
  DİSK Genişletilmiş Başkanlar Kurulu toplandı...
  Öncüden yoksunluk işçilerin belini büküyor
  Birleşik Metal-İş Genel Temsilciler Kurulu toplantısı ve devrimci görevler
  Sınavsız üniversite, parasız eğitim hakkı istiyoruz!
  Arafat dayatmalara boyun eğiyor
  Gelişme tarihi içinde ve kapitalizmde futbol
  Kapitalizm ve futbol
  Emperyalist stratejilerin kıskacında Türkiye
  TC, AB ve ortaya çıkan çekişmenin gerçek anlamı...
   TMMOB 37. Genel Kurulu toplandı...
   Almanya'da paralı eğitime ve eğitimde özelleştirmeye karşı kitlesel eylemler...
   Avrupa'da paralı eğitim karşıtı eylemler...
   Sefaköy İşçi Kültür Evi açılmadan kapatıldı...
   "Yurtsever Gençlik"ten zorbalık!..
   Enternasyonalle kurtulur insanlık!..
   Komünist kadın önder Clara Zetkin'in anısına...
   Burada, bu kuytuda bir gün
   Mücadele postası

Bu sayının PDF formatını download etmek için tıklayın

 
ALGP’den etkili ve yaygın ÖSS kampanyası...

Sınavsız üniversite,
parasız eğitim hakkı istiyoruz!..

Her eğitim yılının son aylarına doğru gündeme gelen ÖSS sınavı bu sene de yüzbinlerce kişiyi açıkta bırakacak ve umutsuzluğa sürükleyecek.
Liseli gençliğin en ileri unsurları ise bu adaletsizliğe karşı bir ayı kapsayacak bir kampanya örgütlediler. Kampanyada önümüze koyduğumuz hedef, ÖSS sınavını ve paralı eğitimi liselerin gündemine sokmak, güçlerimizi bu yönde seferber etmek ve ALGP’nin sürece bakışını liselilere duyurmaktı.

Kampanyamızı yoğun bir materyal dağıtım ile başlattık. Daha önceki kampanya çalışmamızı aşan bir dağıtım yaptık. Birçok lisede bildiri dağıtımını içerden yaparak etkiyi artırmayı ve güçlerimizi bu yönde motive etmeyi başardık. Aynı şekilde dershanelerde de bildiriyi içerden dağıttık. Kuşlarımızı ise belirlediğimiz liselerde yaparak o yoğunluğu öğrencilere hissettirmeye çalıştık. Kuşlamalarımız da sadece kampanya şiarımızla sınırlı değildi. Yanı sıra yeni YÖK yasa tasarısıyla liselerin har(a)çlandırılması, faşist baskılar, emperyalist savaş ve Filistin sorununu işleyen taleplerimizi içeriyordu. Kuşlarımızın bir kısmını öğrencilerin yoğun kullandığı yollara ve caddeler yaptık. Sınırılı da olsa birkaç okulda içerden afiş çalışması yaptık. Bir lisede de afişimizi sökmeye çalışan öğretmen ve &oum;ğrencilere liseliler tepki göstererek yırtılmasını önlediler.

Çalışmanın yapıldığı okullar yoğun bir polis terörüne maruz kaldılar. Bazı okulların TMŞ’ye bağlı polislerce basıldığı bile oldu. Bu durum hiç de yabancısı olduğumuz bir olay değil, ama bir kez daha devletin tahammülsüzlüğünü herkese gösterdi. Afişlerimizi ise özellikle öğrencilerin çok kullandığı yol, cadde ve E-5 üzerindeki köprü ve geçitlere yoğun bir şekilde yaptık. Afiş çalışmamızda gözaltına alınan arkadaşlarımız da oldu. ALGP’nin çıkardığı bültenin son sayısında kampanya ve ÖSS sınavı ağırlıklı konular olarak işlendi. Bültenimizi ilişkide olduğumuz okullara dağıttık. Ancak okulun son günlerine denk gelmesi dağıtımımızı sınırladı.

Bültenimiz ve yaptığımız afişler oldukça ilgi gördü.

Kampanya çalışmamızın diğer ayağı olan pikniğimizi ise 55 kişilik bir katılımla yaptık. Piknikte kampanyamızı ve liselerin mücadelesine bakış açımızı anlatmaya çalıştık.

Piknikte 2 farklı tiyatro oyunu oynandı. Birinci oyunda YÖK Yasası’na karşı öğrencilerin yaptığı 18 Mayıs Kızılay eylemi anlatıldı. Oyunun gözaltı sahnesinden etkilenen bir izleyicinin polis rolünde oynayan arkadaşların üzerine yürümesi oldukça anlamlıydı. Halayların çekildiği, oyunların oynandığı piknik bir tartışmayla bitirildi. Tartışmada ağırlıklı olarak ÖSS, YÖK Yasası ve liselerin mücadelesi konuları konuşuldu.

Arkadaşlarla yaptığımız değerlendirmede, pikniğin bir takım eksiklerine rağmen iyi geçtiğini dile getirdiler. Böyle pikniklerin ve etkinliklerin tekrarlanmasını istediler.

Sonuç olarak:

Kampanyamızın bir dizi eksikliği olsa da, hedeflediğimiz liseli kitlesinin gündemine ÖSS sınavını sokmayı başardık. Bildirileri okuyan öğrencilerin “durum bu kadar kötü mü?” demeleri, liselerin ÖSS adaletsizliğini fazlaca bilmediklerini göstermektedir. Güçlerimizin sınırlılığına rağmen oldukça etkili ve cüretli bir çalışma yaptık. Bu kampanya çalışmamızla liselerde etki bıraktığımızı düşünüyoruz. Diğer liseli örgütlenmelerinin ise ÖSS ve paralı eğitimle ilgili ciddi bir kitle çalışması ve propaganda-ajitasyon faaliyeti yoktu.

ALGP olarak ÖSS ve paralı eğitim sorunu önümüzdeki süreçte de faaliyetimizi temel gündemlerinden birisi olmaya devam edecektir. ÖSS sınavı sadece sınav günü yaklaştığında karşımıza çıkan bir sorun olmadığının bilincindeyiz. Aynı şekilde YÖK yasası ve liselerin har(a)çlandırılmasına karşı eylemli süreçlerle birleştirerek devam edeceğiz. Kampanyadan çıkardığımız deneyimler ışığında çalışmalarımızı genişleterek sürdüreceğiz. Gelecek dönemde hedefimiz ise daha sıkı, etkili ve yaygın bir çalışmayla propaganda-ajitasyon sınırlarını aşıp yaratılan etkiyi örgütlülüğe dönüştüren bir çalışma yapmaktır.

-Sınavsız üniversite, parasız eğitim hakkı istiyoruz!
-ÖSS kaldırılsın, herkese sınavsız üniversite!
-Herkese her düzeyde parasız eğitim hakkı!
-Eşit, bilimsel, demokratik ve anadilde eğitim hakkı!

ALGP (Anadolu Yakası Liseli Gençlik Platformu)



Bıçaklı faşist saldırıya karşı protesto...

Liseli gençlik mücadelesinin önündeki engellerden biri olan faşist saldırılara bir yenisi daha eklendi. Kartal Endüstri Meslek Lisesi’nin çıkışında 4 ilerici öğrenciye eli bıçaklı 15 kişilik faşist bir grup saldırdı ve içlerinden 3 kişiyi bıçaklayarak yaraladı.

Bunun üzerine saldırıya uğrayan arkadaşlarla görüşerek bir basın açıklaması yapmaya karar verdik. Tüm devrimci basını gezerek basın açıklaması yapacağımızı söyledik. Yasal sol partilerden de (EMEP, ÖDP, TKP) basın açıklamasına destek vermelerini istedik. 11 Haziran Salı günü Kartal 5 No’lu Eğitim-Sen Şubesi’nde bir basın açıklaması yaptık. Açıklamaya yaklaşık 45 kişi katıldı. Basın metnini saldırıya uğrayan arkadaşlar okudular.

Basın açıklamasının çalışması 1 gün gibi kısa bir sürede yapılmasına rağmen katılım beklenin üzerindeydi. Saldırıya uğrayan arkadaşlarla açıklamadan önce konuştuğumuzda “intikam almak gerekir” düşüncesi hakimdi. Biz ise olayın sağ-sol çatışması değil, devletin bir politikası olduğunu ve bunu politik bir biçimde ele alıp öğrenci kitlesine teşhir etmek gerektiğini söyledik.

Bu olayın yaşandığı okulda birkaç reformist grup olduğu halde bunların olaya müdahale etmemesi, onların olaylara nasıl baktığının da bir göstergesidir.

Bu deneyim bize yaşanan ani bir olaya karşı müdahale reflekslerimizin gelişmesi gerektiğini ve sorunlara karşı öncü tutumla müdehale edildiğinde anlamlı sonuçlar elde edilebileceğini göstermiş oldu.

Okullarda faşist saldırılara geçit yok!

Kartal’dan ALGP’liler



Saldırıya uğrayan öğrencilerin açıklaması...

Sivil faşist, polis, idare işbirliğine son!..

Her yıl olduğu gibi bu yıl da okulların kapanmasına az bir zaman kala liselerdeki faşist saldırılar çoğalmaya başladı. Bu saldırılardan birini de 3 Hazian Pazartesi günü kendi okulumuzda yaşadık. Saat 15:00 civarında okuldan çıkmakta olan 4 arkadaşımız, çoğu dışarıdan gelen yaklaşık 15 kişilik faşist bir grup tarafından saldırıya uğradı. Saldırı sonrası bir arkdaşımız bacağından ağır bir yara alırken, başka bir arkadaşımız da bacağından, bir diğer arkadaşımız ise vücudunun çeşitli yerlerinden yaralandı. Bıçakla yaralanan arkadaşlarımızdan birisine 3 günlük iş göremez raporu alınmıştır.

Artık klasikleşmiş olan polisin geç gelme vakasına bir yenisi daha eklenmiştir burada. Üstüne üstlük bir de saldırıya uğrayan arkadaşlarımızın hepsi gözaltına alınmıştır. Saldıran faşistlerden ise sadece bir alındı, o da arkadaşlarımızı bıçaklayan kişi değildi. Gözaltına alınan arkadaşlarımız ifadelerini verdikten sonra bırakıldılar. Saldırgan faşist ise herhangi bir muamele görmeden serbest bırakılarak bir dahaki saldırısı için cesaretlendirildi.

Saldırıdan sonraki günlerde arkadaşlarımıza saldıran faşist öğrenciler ellerini kollarını sallaya sallaya okulda dolaşmaya devam ettiler. Bu faşistlere, bırakalım polisi, okul idaresi tarafından da herhangi bir soruşturma açılmamış olması, saldırının planlı gerçekleştiği düşüncemizi doğrular niteliktedir. Sivil faşist, polis, idare işbirliğiyle saldırıların yaşandığına sık sık rastlıyoruz. Yaşadığmıız bu saldırıda bunun yeni bir örneği mi!

Bizler yaşadığımız bu saldırının ülkemizde yaygınlaştırılmaya çalışılan saldırı politikalarından bağımsız yaşanmadığını düşünüyoruz. Bizler biliyoruz ki saldırının tek hedefi duyarlı öğrenciler değildir. Asıl hedef eğitimin paralılaştırılmasına, faşist disiplin yönetmeliklerine karşı verilen mücadeledir. Bu yönüyle eşit, parasız, bilimsel, demokratik anadilde eğitim hakkımız ve bu haklarımıza yönelen saldırılara karşı mücadele etmek, en başta öğrenci arkadaşlarımız olmak üzere eğitim emekçilerinin ve ailelerimizin de sorumluluğudur.

Bütün insanları duyarlı olmaya çağırıyoruz.

Kartal Endüstri Meslek Lisesi’nden
devrimci demokrat öğrenciler