Devletin tutuklama terörü devam ediyor... Anadilde eğitim hakkına tutuklama!.. Eğitim-Sen İstanbul 4 Nolu Şube Başkanı Ahmet Korkmaz, anadilde eğitimle ilgili yaptığı basın açıklamasından dolayı, çalıştığı okuldan gözaltına alınarak TMŞye götürüldü. İki gün sonra DGMye çıkarılan Korkmaz tutuklandı. Ahmet Korkmazla aynı gün okulundan gözaltına alınan Cafer Polat ise serbest bırakıldı. Medya TVde yayınlanan bir programa telefonla katılarak anadilde eğitimle ilgili görüşlerini açıklayan Cihan Polat isimli bir kişinin aslında Cafer Polat olduğunu, programa katılırken isim değiştirdiğini iddia eden polis, Cafer Polatı iki gün TMŞde sorguladı. Korkmaz ise 6 Martta, delillerin yeterince toplanamadığı gerekçesiyle tutuklanarak, Bayrampaşa Cezaevine gönderildi. 4 Martta gözaltına alınan Korkmaz ve Polatın ertesi gün DGMye çıkarılacağını duyan eğitim emekçileri mahkemeye geldiklerinde, gözaltı süreleri dolmadığı için arkadaşlarının bir gün daha TMŞde tutulacağını, mahkemenin 6 Martta yapılacağını öğrendiler. 6 Mart günü sabah saatlerinden itibaren DGM önünde toplanan yaklaşık 60 eğitim emekçisi tutuklama kararını alkışlarla protesto etti. Olayı protesto etmek için, 7 Martta KESK binası önünde, 60a yakın emekçinin katıldığı bir basın açıklaması yapıldı. Açıklamada, Eğitim-Senin; parasız, demokratik, bilimsel, laik ve anadilde eğitimi yıllardır savunduğuna ve savunmaya devam edeceğine değinilerek şunlar söylendi: Ahmet Korkmazın tutuklanmasına gerekçe gösterilen düşünce ve görüşler, kamu emekçilerinin oluşturduğu görüşlerdir. Bizler bu görüşleri her zaman, her yerde savunmayı demokrasinin, düşünce özgürlüğünün gereğinin yerine getirilmesi olarak algılıyoruz. Bu uygulamaların insan haklarına, özgürlüklere, demokrasiye ve bilime tahammülsüzlüğün ürünü olduğunun bilinciyle özgürlük, barış, kardeşlik, insan hakları ve demokrasi yürüy&uul;şümüzü daha da yükselteceğimizin bilinmesini istiyoruz. Açıklamada ayrıca tutuklamanın keyfi, hukuksuz ve siyasi olduğu belirtildi. Dün F tipi cezaevleri ile aslında bastırılmak, sindirilmek ve teslim alınmak istenenin işçi ve emekçilerin hak arama mücadelesi ile tüm ezilenler olduğu, devrimci tutsaklar başta olmak üzere DKÖler, aydınlar, odalar, sendikalar tarafından dile getirildi. Bugün anadilde eğitim hakkına yönelik gözaltı ve tutuklama terörü bu tespitin doğrulanmasıdır. Saldırı bu kadar kapsamlı iken, dün F tipi saldırısında olduğu gibi bugün anadilde eğitim talebini sahiplenmeyen ve bu talep karşısında devletin uyguladığı teröre karşı mücadele etmeyenler, yarın sıranın kendilerine de geleceğinden kuşku duymamalıdırlar. Kurtuluş yok tek başına, ya hep beraber ya hiçbirimiz! Bir eğitim emekçisi/İstanbul
Gözaltı ve tutuklama terörü devam ediyor... Güvensizlik ortamı dilekçelerin geri Çukurova Üniversitesinde Kürtçenin seçmeli ders olması talebiyle toplanan 1030 dilekçe nedeniyle rektörlük soruşturma açtı. Finallerin son haftasında 33 kişilik ilk gruba açılan soruşturmalar, tatil döneminde kalan bin kişiyle devam etti. Polisle işbirliği yapan rektörlük aynı zamanda ailelere de bir metin göndererek onları çocuklarına karşı kullanmaya çalıştı. Aile baskısı ve güvensizlik ortamı, dilekçe veren birçok öğrencinin imzasını geri almak için dilekçe vermesine neden oldu. Savunmaların alınmasından önceki hafta ev baskınları, gözaltılar ve tutuklamalar gerçekleşti. 1 Mart Cuma günü üniversitede yaklaşık 250 kişinin katılımıyla bir toplantı yapıldı. Toplantıda soruşturmaların üniversitedeki hak ve özgürlüklerin gaspedilmesine yönelik olduğu, bunu YÖK yasa tasarısı gibi yasaların izleyeceği anlatıldı. İmzaların arkasında toplu bir şekilde durabilmenin anlam ve önemi vurgulandı. 4-8 Mart tarihleri arasında alınacak savunmalarda, savunma yapılacak binanın önünde oturma eylemi yapılması kararlaştırıldı. Fakat bu kararın da arkasında tam anlamıyla durulmadı. Eyleme katılanların sayısı 30-40 kişiyi geçmedi. Yapılan eylemler insanlara güven vermedi. Hatta imzalarımızın arkasındayız diyenler dahi ortadan kaybolmuşlardı. İnsanlar tam anlamıyla tek başlarına bırakıldılar. Okula gelen çevik kuvvet aralarında ağırlıklı olarak devrimcilerin bulunduğu 23 kişiyi gözaltına aldı. Bu olayın arkasından gözaltına alınanlar imzalarını çekmeye başladılar. Şu anda herkes imzalarını çekiyor. YÖK yasa tasarısının gündemde olduğu bir dönemde öğrenci gençlik üzerindeki bu karamsarlık ve güvensizlik bize düşen sorumlulukları daha da artırıyor. SY Kızıl Bayrak/Adana |
|||||