16 Mart '02
Sayı: 10 (50)


  Kızıl Bayrak'tan
  İşgal, katliam ve terör politikasına karşı ölümüne direniş sürüyor!
  Halkların katili Cheney Türkiye'den defol!
  Sahte tartışmalar değil birleşik-militan mücadele!
  Büyüyen öfke ve çözüm arayışı
  Sendikal ihanete karşı tabanın örgütlü sesini yükseltelim!
  "Salonlarda değil, alanlarda mücadele etmek istiyoruz!"
  Türkiye'de 8 Mart eylemleri...
  "Anadilde eğitim hakkı"na tutuklama!..
  8 Mart ve burjuva toplumunda kadın hakları
  Hücresinden sıyrılan kadın...
  Emekçi kadını sınıf mücadelesi saflarına kazanacağız!...
  Yurtdışında 8 Mart etkinlikleri...
  Susurluk ordu ve devlettir!
  Direniş tüm saldırılara rağmen kararlılıkla devam ediyor
  Bültenlerimizden...
  Filistin direnişinin öğrettikleri...
  Kürt halkının dostlarına!..
  Fırtınayla gelenler
  Sınıfı örgütlemede her türlü araç ve yöntemi kullanmalıyız!
  Mücadele postası

Bu sayının PDF formatını download etmek için tıklayın

  İstanbul’da 8 Mart...

Çarpık feminist anlayışa anlamlı yanıt:
“Kadın-erkek elele, mücadeleye!”

İstanbul’da çoğunluğunu kadın kurumlarının oluşturduğu platform tarafından 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü mitingi düzenledi. Miting kitlenin saat 10:00’da Perpa önünde toplanmasıyla başladı. Erken saatlerde toplanan kitle uzun süre dağınık şekilde bekledi. Ardından en önde kadın kurumları olmak üzere arkasında devrimci yapılar, sendikalar ve öğrencilerin oluşturduğu kortejler saat 12:00’ye doğru yürüyüşe geçtiler.

Platform un “Kadınlar özgürlüğünüz için dayanışmaya, örgütlenmeye” pankartının arkasından, Barış Anaları İnisiyatifi, Dicle Kadın Kültür Merkezi, Emekçi Kadınlar Birliği, Feminist Kadın Çevresi, Hareket Kadın Platformu, Özgür Kadın, İHD, Halkevleri’nden Kadınlar, KESK’li Kadınlar, Sosyalist Eylemden Kadınlar, Çağrı Dergisi’nden Kadınlar, Zara Kültür Dayanışma Derneği’nden Kadınlar, Divriği Kültür Derneği Kadın Komitesi, Üniversiteli Demokrat Kadınlar, HADEP’li Kadınlar, DSİP’li Kadınlar, GÖÇ-DER’li Kadınlar, TEB İstanbul Eczacılar Odası, TUYAB, TÜMTİS, LİMTER-İŞ, Belediye İş 2 Nolu Kadın Kolu, İşçi Kültür Evleri, ÖMP, Atılım, Devrimci Demokrasi, Partizan, TAYAD’lı Aileler, Odak, Mücadele Birliği, Pir Sultan Abdal Kültür Derneği, EMEP, Anadolu Yaksı Liseli Gençlik Platformu (ALPG), Paralı Eğitim Karşıtı Öğrenciler Platformu, Genç Umut, Öğrenci Koordinasyonu, İDLB pankartlarıyla mitinge katıldılar.

Yürüyüş sırasında, platformun aldığı gerici karar nedeniyle, kadın kurumları ile misafir olarak niteledikleri diğer katılımcılar (erkek ve karma katılımcılar) arasında uzun bir mesafe bırakıldı. Kadın sorununa erkeklere karşıtlık üzerinden bakan bu çarpık anlayışın sahipleri, miting boyunca 8 Mart’ın emekçi karakterini yok sayan bir tutum sergilediler.

Yürüyüş sırasında ve alanda “Cinsel, ulusal, sınıfsal sömürüye son!”, “Kadın erkek elele, mücadeleye!”, “Yaşasın devrim ve sosyalizm!”, “Amerikan askeri olmayacağız!”, “Kahrolsun emperyalizm!”, “İçerde dışarda hücreleri parçala!”, “Devrimci tutsaklar onurumuzdur!”, “Tecridi kaldırın ölümleri durdurun!” sloganlarını haykırdık. Ayrıca HADEP kitlesi demokratik cumhuriyet ve anadilde eğitime ilişkin sloganlar attı.

Platformun hazırladığı konuşmalar Türkçe ve Kürtçe yapıldı. Kadınlara ilişkin ekonomik ve demokratik sorunlar ve bu yönlü talepler sıralandı. Eşit işe eşit ücret, silahlanmaya değil eğitime-sağlığa bütçe, tecavüzcülerin yargılanması, erkeğin kadın üzerindeki egemenliğine son verilmesi, sıralanan talepler arasında idi. Kürsüden ayrıca tecridin kaldırılmasına ve “3 kapı-3 kilid”in açılmasına yönelik konuşmalar yapıldı.

Kürsüden sürekli olarak, mitinge katılan erkeklerin alanı kadınlara bırakıp programı arkadan izlemeleri gerektiği uyarısı yapılarak, yürüyüş sırasındaki gerici tutum sürdürüldü. Erkeklerin alanı kadınlara bırakmama tutumu devam ederse, platformu oluşturan bazı kadın kurumlarının bu nedenle alanı terkedeceği söylendi. Bu duyuru yoğun bir tepkiyle, “Kadın-erkek el ele, mücadeleye!” sloganıyla karşılandı. Müzik gruplarının verdiği dinletinin ardından miting sona erdi.

SY Kızıl Bayrak/İstanbul



İzmir’de 8 Mart mitingine 3 bin kişi katıldı...

Emekçi kimliği silikleştiren tutumlar
eylemi gölgeledi

Çeşitli kadın örgütleri ve DKÖ’lerin içinde bulunduğu tertip komitesi tarafından çağrısı yapılan mitinge katılım beklenenden zayıf oldu. 3 bin kişinin katıldığı miting coşkudan uzak bir ortamda gerçekleşti. HADEP’li kadınların oluşturmuş olduğu kortej katılımın üçte ikisini temsil etmekteydi. Polis belirgin bir biçimde kitleyi taciz etti.

Mitingi öncesi yaşanan en büyük olumsuzluk 8 Mart’ın sınıfsal özünden koparılmaya çalışılmasıydı. İzmir’de 8 Mart, “Yaşasın 8 Mart, yaşasın mücadele!” şiarıyla kutlandı. Ancak bu şiar, miting düzenleyicilerinin anlaşmazlığına çözüm için önerilen orta yol olarak kabul edildi. Çünkü eylemi düzenleyen kadın örgütleri ve çevreleri içinde, 8 Mart’ın “emekçi kadınlar” günü mü, yoksa yalnızca “kadınlar” günü mü olarak kutlanması tartışmaları ayrılık noktasına gelmişti. Böylece, 8 Mart’a damgasını vuran emekçi kimliğinin silikleştirildiği bu kısır tartışmaların gölgesinde bir 8 Mart daha kutlandı.

İşçi ve emekçi kadınların mücadelesinde bırakılan boşluğu feminist kadınlar doldurmuştu. Emekçi kavramından özenle kaçan bu burjuva orta sınıf bayanlarının bir diğer önerisi de alana erkeklerin alınmaması idi. Feministler ve onları destekleyen kurumlar, BKİ (Bağımsız Kadın İnisiyatifi), Anti-militarist Kadınlar, yurtsever çevrelerin tüm kurumları, Dicle Kadın, HADEP, MKM, TAY-DER’den oluşuyordu.

Miting, önde kadın grupları, arkada karma gruplar olarak düzenlendi. Oldukça sönük geçen miting birbuçuk saat sürdü. Zayıflığı devlet de gözlemlemiş olacak ki, basın metninin Kürtçe tercümesine bile izin verilmedi. Miting öncesi bir başka tartışma, KESK’in basın metninin Kürtçe çevirisine karşı çıkması, bunu gerekçe göstererek çekilmesiydi. KESK’e bağlı bazı sendikaların tüzüğünde anadilde eğitim hakkının olmasına rağmen bu tavır KESK’in geldiği noktayı ortaya koyuyordu.

Kürsüden yapılan konuşmalarda kadınların karşı karşıya bulunduğu genel sorunların yanı sıra Türkiye’ye özgü sorunlara da değinildi. Savaş, göç, anadilde eğitim hakkı, F tipi cezaevlerine de değinildi. Taşınan pankartlar arasında “Ulusal, sınıfsal, cinsel sömürüye son!” şiarı da bulunmaktaydı. “Hergün 8 Mart, hergün mücadele!”, “Zindanlar boşalsın tutsaklara özgürlük!”, “Yaşasın halkların kardeşliği!”, “Yargılı, yargısız infazlara son!” vb. sloganlar atıldı.

SY Kızıl Bayrak/İzmir



Adana 8 Mart mitingine üçbin kişi katıldı

8 Mart öncesi çalışmalarını sürdüren Adana Kadın Platformu bileşenleri, sendikalar, sol partiler, DKÖ’ler ve devrimci basını ortaklaştırmak için bir çağrı yaptılar. Yapılan toplantıda, 8 Mart’ta yapılacak mitinge çalışanlar katılamayacağı için, KESK ve DİSK 9 Mart’ta bir miting yapılmasını önerdiler. Bu konuda anlaşma sağlanamadığı için platform dağıldı.

8 Mart miting başvurusu kabul edilmeyen HADEP aynı gün basın açıklaması yaptı. Kürt kadınları yöresel kıyafetleriyle Uğur Mumcu Meydanı’nda toplandılar. HADEP yöneticilerinin yaptığı kısa konuşmaların ardından Kadın Kolları adına bir metin okundu. Bu arada kadınlar ağızlarına siyah bant takarak mitinge izin verilmemesini protesto ettiler. İdamın kaldırılması ve barışın gerçekleşmesi için atılan sloganların ardından eylem sona erdi.

KESK ve DİSK’in miting başvurusundan sonra DKÖ’ler ve yasal sol partiler (HADEP dışında) ortak bir basın açıklaması düzenleyerek mitinge çağrı yaptılar. Mitinge çağrı için hazırlanan el ilanları iki gün kala sınırlı bir şekilde dağıtıldı. Yapılan çalışmaların oldukça yetersiz olması mitinge katılımı önemli ölçüde etkiledi.

9 Mart’ta Mimar Sinan’da toplanan kitle buradan yürüyüşe geçti. Yaklaşık 3 bin kişinin katıldığı miting coşkusuz geçti. Eyleme Genel-İş 2 ve 6 No’lu şube yöneticileri ve temsilcileri dışında işçi katılımı yoktu. Mitinge KESK, Eğitim-Sen, DİSK Genel-İş 2 ve 6 No’lu şubeler, TÜMTİS, Emekli-Sen, yasal sol partiler, Tuncelililer Derneği, Hacı Bektaş Derneği, devrimci çevreler, ÇÜ Öğrencileri, EKB ve Halkevi kendi pankartlarıyla katıldılar. Biz sınıf devrimcileri Genel-İş’in arkasında, “İMF’ye, zamlara, işsizliğe, savaşa karşı sosyalizm mücadelesine!” yazılı pankartımızla katıldık. Hemen arkamızdaki Emekli-Sen ve önümüzdeki Genel-İş’le sloganlarımızı ortaklaştırdık.

Yürüyüş esnasında “Cinsel, ulusal, sınıfsal sömürüye son!”, “Zafer direnen emekçinin olacak!”, “İşçilerin birliği sermayeyi yenecek!”, “Kahrolsun ABD kahrolsun emperyalizm!”, “İçerde dışarda hücreleri parçala!”, “İşçi-memur elele genel greve!” vb. sloganlar atıldı. Alanda bir dakikalık saygı duruşunun ardından Eğitim-Sen ve BES’ten birer kadın emekçi, günün anlam ve önemi üzerine birer konuşma yaptılar. Miting esnasında ölüm orucu direnişçisi Yusuf Kutlu’nun şehit düştüğü haberi geldi. Bunun üzerine “Yusuf Kutlu ölümsüzdür!”, “Devrim şehitleri ölümsüzdür!” sloganları haykırıldı. Yapılan konuşmaların ardından miting halaylarla sona erdi.

Adana Emekli-Sen’de 8 Mart etkinliği

Emekli-Sen 6 Mart günü sendika binasında, 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü dolayısıyla, üye eşleri, sendikalar ve DKÖ’lerin katıldığı bir basın açıklaması yaptı. Açıklamada 8 Mart’ın tarihçesi anlatıldı ve günümüzde kadının yaşadığı sorunların değişmediği, o dönemde hakların mücadele ile alındığı, bugün de de mücadele edilmesi gerektiği vurgulandı. Konuşmanın ardından şiir ve müzik dinletisi sunuldu. Etkinliğe katılan kadınlar düşüncelerini ifade ettiler. Ölüm orucu direnişçisi bir tutsak anası da yaşadığı sorunları ve hücre saldırısını dile getirdi. 9 Mart’ta yapılacak mitingte buluşmak üzere etkinlik bitirildi.

SY Kızıl Bayrak/Adana



Çeşitli kentlerde 8 Mart...

Ulusal, sınıfsal, cinsel sömürüye son!

Ankara’da basın açıklaması

8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü, Ankara’da Barış İçin Sürekli Kadın Platformu’nun Yüksel Caddesi’nde gerçekleştirdiği bir basın açıklamasıyla kutlandı.

Saat 12:30'da başlayan basın açıklaması platform bileşenlerinin hem ortak, hem de ayrı ayrı basın metinlerini okumalarıyla devam etti. Eylemde “Gülüşü çalınmış kadınlar için sürekli barış, hemen şimdi her yerde/Barış İçin Sürekli Kadın Platformu”, “Özgürlük sokakta, kadınlar kavgada/Cemre Kadın Dergisi”, “Onurlu bir yaşam için yoksulluğa, savaşa, tecrite karşı mücadeleye/Emekçi Kadınlar Birliği” ve HADEP Kadın Komisyonları pankartları açıldı.

Eylemde sık sık “Tacize ve tecavüze son!”, “Yaşasın 8 Mart!”, “Her gün 8 Mart, her gün mücadele!”, “Cinsel, ulusal, sınıfsal sömürüye son!”, “Vardık, varız, var olacağız!” sloganları atıldı. Eyleme 400 civarında bir katılım gerçekleşti. (SY Kızıl Bayrak/Ankara)

Kayseri’de 8 Mart etkinlikleri

Kayseri'de 8 Mart etkinliği çalışmaları KESK Kadın Komisyonu tarafından yürütüldü. KESK’li kadınlar çalışmalarına bir hafta öncesinden başladılar. Bizler de KESK’li emekçi kadınlarla 8 Mart’ın nasıl bir gün olması gerektiği üzerine sohbetler yaptık. Komisyon 8 Mart günü basın açıklaması ve film gösterimi, 9 Mart günü ise Köy Hizmetleri Düğün Salonu’nda bir etkinlik düzenlemeyi planladı.

8 Mart günü İHD’de bir basın açıklaması gerçekleştirildi. Yaklaşık 70 kişilik bir kitle ile aşağı inildi ve polis engeli ile karşılaşıldı. Polis açıklamaya izin vermeyeceğini söyledi. Bir süre bekleyen kitle alkışlarla protesto ederek dernek binasına çıktı. Basın açıklaması burada yapıldı. Bir üst katta bulunan Eğitim-Sen binasında ise KESK’li kadınların açıklaması yapıldı.

İHD’nin basın açıklaması, bazı Eğitim-Sen yöneticileri ve üyeleri tarafından KESK’in etkinliğini provoke etmek şeklinde değerlendirildi. Eğitim-Sen’in bu tutumu şaşkınlıkla karşılandı.

Ertesi gün Köy Hizmetleri Salonu’nda gerçekleştirilen etkinliğe ise saygı duruşu ile başlandı. 8 Mart’a yönelik konuşmalar yapıldı. Şiir dinletisi verildi ve Yunus Emre Kültür ve Dayanışma Derneği halk oyunları ekibi gösteri sundu. Ardından Grup Yön türküleriyle kitleyi coşturdu. Onu Yaşar Uçurum ve grubu izledi.

KESK Kadın Komisyonu’nun etkinlik öncesi sendika ve dernekleri dolaşarak çalışma yapmasına rağmen etkinliğe 200 kişi katılması bir zayıflık göstergesiydi. Oysa KESK kendi tabanına yönelik sınırlı bir çalışma yapmış olsaydı, çok daha fazlasını kolaylıkla etkinliğe katabilirdi. (SY Kızıl Bayrak/Kayseri)

Kırşehir’de KESK’in 8 Mart etkinliği

KESK tarafından düzenlenen Emekçi Kadınlar Günü etkinlikleri 8 Mart günü okullardaki kadın öğretmenlere kırmızı karanfil dağıtılması ile başladı.

Akşam ise Öğretmen Evi’nde düzenlenen etkinlik, 8 Mart’ın tarihsel içeriğine değinen, günümüz toplumunda kadının yeri ve emekçi kadınları mücadeleye çağıran bir konuşma ile başladı. Açılış konuşmasının ardından şiirler ve türkülerle etkinliğe devam edildi. Yaklaşık 300 kişinin katıldığı etkinlik iki saat sürdü.

Etkinliğin açılış konuşmasında 8 Mart’ın tarihçesine değinildikten ve bugün kadının yüzyüze bulunduğu sorunlar ortaya konulduktan sonra şunlar söyledi:

“Son yıllarda yaşanan krizin faturasını, biten ve yaklaşan savaşın faturasını en çok biz emekçi kadınlar ödedik, ödeyeceğiz de. Kriz koşullarında ilk işten atılanlar bizler olduk. Sofraya her geçen gün küçülen ekmeğin hesabını yaparak getirilenler de yine bizlerdik. ... Hem ezilen bir cins, hem de ezilen bir sınıf olarak, biz emekçi kadınlar zincirlerimizden kurtulmak için bugün mücadelenin neresindeyiz? Bizler aktif olarak sendikalarda, kitle örgütlerinde yer almazsak, yani biz politikada olmazsak, yığınların hakları için mücadele edeceğini düşünmek saflık olur...” (SY Kızıl Bayrak/Kırşehir)

Antakya ve ilçelerinde 8 Mart

8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü 9 Mart'ta Antakya Arkeoloji Müzesi önünde yapılan basın açıklamasıyla selamlandı. Hatay Kadın Platformu tarafından düzenlenen basın açıklamasına ilgi yoğundu. Eylem coşkulu geçti.

Müze önünde toplanan kitle sık sık sloganlar atarak halaylar çekti. Ayrıca fabrika işçisi kadınların sorunlarının anlatıldığı bir skeç oynandı. Skeçin ardından basın açıklaması metni okundu. Açıklamada şunlara yer verildi: “Renginden, dilinden, dininden, cinsel kimliğinden ve düşüncesinden dolayı kimsenin acı çekmesini istemiyoruz. Anneler'in 40 günlük bebeklerini evde bırakarak işe gitmelerini istemiyoruz. Evde, sokakta, işyerinde, gözaltında, savaşta şiddete, tacize uğramak istemiyoruz. Her yıl 8 Mart'ın tatil edilmesini istiyoruz, yarım değil tam medeni yasa istiyoruz, çocuklarımıza parasız eğitim istiyoruz, üç kapı üç kilidin açılmasını istiyoruz, özgürce düşünmek ve özgürce ifade etmek istiyoruz...”

Basın açıklaması okunduktan sonra Antakyalı devrimci Yusuf Kutlu'nun Ölüm Orucu direnişinde şehit düştüğü haberi geldi. Kitle hep bir ağızdan "Yusuf Kutlu ölümsüzdür!" sloganını attı.

Antakya/Serinyol:

10 Mart günü Pir Sultan Abdal Dayanışma Derneği’nde 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü ile ilgili bir etkinlik düzenlendi. Etkinlikte 8 Mart’ın önemi ve nasıl doğduğu anlatıldı. Ardından bu uğurda şehit düşen emekçi kadınlar için bir dakikalık saygı duruşunda bulunuldu. Şiir sunumu yapılan etkinlikte müzik dinletisi de verildi. Daha sonra “Boran” filminin gösterimi yapıldı. Etkinlikten sonra huzurevine gidilerek kimsesiz ve emekçi kadınlar ziyaret edildi.

Antakya/Aknehir:

10 Mart Pazar günü Aknehir’de bir etkinlik düzenlendi. Etkinlik açılış konuşmasıyla başladı. Konuşmanın ardından müzik ve şiir dinletisi verildi. Şiir dinletisine Nazım Hikmet'in "Bizim Kadınlarımız" şiiriyle başlandı. Sonra semah gösterisi yapıldı. Etkinliğe Aknehirli emekçi kadınların katılımı ve ilgisi yoğun oldu. (SY Kızıl Bayrak/Antakya)

Amasya'da 8 Mart etkinliği

8 Mart dolayısıyla Eğitim-Sen tarafından bir etkinlik düzenlendi. Etkinliğe yaklaşık 150 kişi katıldı. Katılım açısından herşeye rağmen sağlanan başarı içerik açısından tatmin edici değildi. İlk olarak folklor ekibi kısa bir gösteri sundu. Ardından Eğitim-Sen Amasya Şubesi Başkanı bir konuşma yaptı. Konuşmasında özetle 8 Mart’ın anlamı ve tarihsel önemine değindi.

Ardından panel düzenlendi ve eğitimci Hasan Özgüneş bir konuşma yaptı. Diğer konuk, şair-yazar Gülsüm Cengiz panele yetişemedi. Daha sonra üniversite ve lise öğrencileri bağlama ile kısa bir dinleti verdi, fakat ses sisteminin arıza yapması nedeniyle sahnede çok kısa kalabildiler. Bu arıza nedeniyle etkinlik istenilen düzeyde amacına ulaşamadan sona erdi.

Sivas’ta 8 Mart etkinliği

8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü’yle ilgili Sivas Halk Eğitim Merkezi’nde 9 Mart'ta bir etkinlik düzenlendi. KESK'e bağlı Eğitim-Sen ve SES'in düzenlediği etkinlik emek mücadelesinde şehit düşenler için bir dakikalık saygı duruşuyla başladı, 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü’nün tarihçesinin anlatıldığı bir konuşma ile açıldı. 4 kadın panelistin katıldığı etkinlik şiir ve müzik dinletisinden sonra sona erdi. 

Bursa’da 8 Mart...

Bursa Kadın Platformu’nca Setbaşında yapılan basın açıklamasına yaklaşık 100 kişi katıldı. Basın açıklamasında kadının sınıfsal, ulusal, cinsel sömürü maruz kaldığı ve buna karşı mücadelenin önemi vurgulandı. “Cinsel, sınıfsal, ulusal sömürüye son!”, “Kapılar açılsın ölümler son bulsun!” sloganlarının atıldı ve açıklamadan sonra yürüyüşe geçildi. Alkışlarla devam eden yürüyüşü engellemek isteyen polise karşı gösterilen kararlı tavır sonucu yürüyüşe devam edildi. Yürüyüş sırasında basın metni halka dağıtıldı ve bayan tutsaklara mektup gönderilerek eylem bitirildi.

12 Mart Gazi katliamını protesto etmek amacıyla İHD tarafından, Meclis İnsan Hakları ve Adalet Komisyonu’na postaneden mektup gönderildi. Katılımın düşük olduğu eylemde polis yoğun güvenlik önlemi dikkat çekiciydi. (SY Kızıl Bayrak/Bursa)

Niğde’de 8 Mart

8 Mart Niğde ili Kemerhisar Beldesi’nde geniş katılımlı bir salon etkinliğiyle kutlandı. Etkinlik öncesi Kemerhisar Kadın Komisyonu mahallelerde geniş katılımlı toplantılar yaptı. Bu toplantılarda günün anlam ve içeriği anlatıldı, program hakkında bilgi verilerek çağrı yapıldı.

9 Mart günü 4 saat üzerinden hazırlanan program çerçevesinde, katledilen emekçi kadınlar için saygı duruşuyla etkinliğe başlandı. 8 Mart’ın tarihsel sürecini anlatan konuşmadan sonra gençlerin hazırlamış olduğu müzik ve şiir dinletisi sunuldu.

Annesinin Habip Gül’e yazdığı mektubu emekçi bir kadının okuması, emekçi kadınlarda büyük bir coşku ve sevgi seline neden oldu. Ayrıca yerel ozanın sunduğu dinleti beğeni kazandı. Önceki yıllarda yapılan etkinliklerde yaşanan sıradanlık bu yılki etkinlikte aşılmış oldu.

Kadın komisyonu etkinlik sonrası değerlendirme toplantısı yaptı. Toplantıda eksiklik, hata ve zaaflar tespit edilerek sonraki etkinliklerde bunların giderilmesi için bazı kararlar alındı. Etkinliklerin sadece 8 Mart, 1 Mayıs ve yerel kültür şenliklerinde en geniş kitleyle buluşmakla sınırlı kalmaması, buluşulan kitlenin siyasallaşması, bunun için de yapılacak faaliyetlerin 1 yıl gibi bir sürece yayılması gerektiği kararı alındı. (SY Kızıl Bayrak/Niğde)



Niğde/Kemerhisar Kadın Komisyonu’nun etkinlikte okunan metni:

Biz kazanacağız! İşçi sınıfı ve
emekçiler kazanacak!

Yıl 1857. Yer Amerika’nın New York kenti. Dumanlar yükseldi dokuma fabrikalarının tezgahlarından... Onbinlerce tekstil işçisi kadın baş kaldırdı. İnsanca onurlu bir yaşam için gerekli olan yetebilir ücret, insanlık onuruna yakışır çalışma koşullarını talep ediyorlardı. İşsizliğin, açlığın, sefaletin, kadının ikinci sınıf konumda bulunmasının sorumlusu olan sömürücü asalaklar emir verdi, hizmetkarı olan devlete... “Vurun, öldürün, ama durdurun başkaldırı dalgasını!.”

Sonuç; 129 canımız, 129 kadın işçi yakılarak katledildi. Gömüldü dokuma tezgahlarına... Kan kokuyordu fabrikalar, sokaklar.

Ve hala EKMEK, ÖZGÜRLÜK VE GÜL de isteyen yüreklerimiz parçalanıyor katlediliyoruz.

NİÇİN KATLEDİLDİK? İnsanca çalışma koşulları ve yetecek insan onuruna yaraşır ücret istediğimiz için.

NİÇİN KATLEDİLDİK? Yaşamın yarısıyız dedik, üretimin de... Dünyanın da eşit ve özgür insanları olmak istediğimiz için...

NİÇİN KATLEDİLDİK? Ekmeğimizi büyütme, özgürlüğümüzü kazanma mücadelesinin onurlu evlatları olduğumuz için...

NİÇİN KATLEDİLDİK? Dünyayı cennete çevirme mücadelesinin onurlu neferleri olduğumuz için...

NİÇİN KATLEDİLDİK? Gecelerinde aç yatılmayan, gündüzlerinde sömürülmeyen bir dünya istediğimiz için...

Aradan tam 145 yıl geçti ve hala fabrikalarda, tarlalarda, işyerlerinde sömürülüyor, cinsel tacize, baskı ve şiddete maruz kalıyoruz yaşamın her alanında...

Ama hala geleceği kazanmaya dair inancımızı yitirmedik. Ve hala insanların eşit ve özgür, emeğin iktidar olduğu bir ülke umudumuzu yitirmedik.

Umutluyuz, geleceği kazanmaya dair mücadelemizin onurunu taşıyoruz yaralı yüreklerimizde. Kazanmaya dair inancımızı büyütmek boynumuzun borcudur. Kurtuluşun tek başına olmayacağı bilinciyle sömürü ve açlığın sonuçlarını birlikte paylaştığımız emekçi erkeklerle birlikte kaçınılmaz olan zaferi kazanacağımıza olan inancımızı daha da büyütüyoruz.

Yaşamın hücreleştirilmesine karşı "Ölürüz ama teslim olmayız!" haykırışıyla bedenlerini ölüme yatıran onurlu evlatlarımız gücümüze güç, umudumuza umut katıyor.

Biz geleceğiz. Biz sömürüsüz, baskısız, insanlığın güzel geleceği yolunda yürümeye kararlıyız. Ekmek, gül ve özgürlük dünyasını yaratana değin yürüyeceğiz fırsatçının, hayının, sömürücünün üstüne...

Hepinizi yüreğimin olanca sıcaklığıyla selamlıyorum.

Biz kazanacağız! İşçi sınıfı ve emekçiler kazanacak! Ve güzelim memleketimizde hürriyet elini kolunu sallaya sallaya dolaşacak işçi tulumuyla...