06 Ekim '01
Sayı: 29


  Kızıl Bayrak'tan
  Savaşa karşı mücadele

  Emperyalizme karşı mücadeleyi yükseltelim!

  Emperyalist saldırganlığa karşı öfke büyüyor...

  Yaşasın işçilerin birliği halkların kardeşliği!

  Emperyalizmin hizmetinde daha aktif bir rola arayışı
  Emperyalizme karşı mücadelede geçmişin devrimci deneyimleri...
  Deri işkolunda çalışma ve meslek hastalıkları
  Tekel'de mevsimlik kadın işçiler eylemde

  Savaş, anti-emperyalist mücadele ve Parti Programı

  Gençlik hareketi
  Habip gül yoldaş şahsında ON'lar anıldı...
  Ölüm Orucu Direnişi 352. gününde sürüyor...
  Sahte umutlar, boş çırpınışlar

  Ortak açıklama: Emperyalist savaşa hayır!

  Belçika'da kitlesel işçi yürüyüşü
  Che; uluslararası devrime adanmış bir yaşam
  Açıklamalardan...
  Mücadele Postasi

 Tüm yazılar

Bu sayının PDF formatını download etmek için tıklayın



 

Che; uluslararası devrime adanmış bir yaşam...

İki, üç, dört, daha fazla Vietnam!..

Ölülerimiz...
Sesleri dünyamız kadar bilge.
Birazdan kalkacakmış gibi
uzanıp bir sipere
koyulaşan
Ölülerimiz...
Bakışları
Uçmaya hazırlanan bir kartal kadar çevik
vurgunum
gizleyemem.
Sen bağrımı amansızca zorlayan siyahlık
Unutma
Öldürmekten daha kuvvetlidir ölebilmek.

Nihat Behram

14 Haziran 1928'de Arjantin'in Rojario şehrinde doğan Che Guevara önce Arjantin'i, sonra bütün Latin Amerika'yı dolaştı. Dok işçiliği, gemi tayfalığı, hekimlik, bulaşıkçılık yaparak yurdunun ve kıtasının gerçeklerini yakından tanıdı. 1953 yılında tıp fakültesini bitirdi. Peru'da yerliler hakkında daha önce yayınlanan bir incelemesi nedeniyle kısa süreli olarak cezaevinde yattı.
Ekvator'da avukat Ricardo Rojo'yla tanışması hayatının dönüm noktası oldu. Rojo onu ilerici bir hükümetin başta bulunduğu Guatemala'ya götürdü. Che Guatemala'daki dağ köylerinde doktorluk yaptı. İlerici Arbenz hükümeti emperyalistler tarafından beslenen sağcı bir hükümet darbesiyle devrilince, Arjantin Büyükelçiliği'ne sığınmak zorunda kaldı.

Daha sonra devrimcilerin safına katıldı. Gençlik örgütlenmesindeki etkili rolünden dolayı elçilikten atıldı. Guatemala'da kalmayı tehlikeli bularak Meksika'ya gitti. Meksika'da Fidel Castro ve arkadaşlarıyla tanışarak Küba devrimcilerine katıldı. Küba Devrimi'nin en ön saflarında yer aldı.

Küba'daki görevleri sırasında öteki Latin Amerika ülkelerine geziler yapan Ernesto Che Guevara, buralarda yeni devrimci eylemlerin örgütlenmesi gereğine inanarak Eylül 1965'te Küba'daki bütün görevlerinden istifa etti.

Nereye gittiği bilinmiyordu. Dünya basınında çeşitli varsayımlar yürütüldü. Adı birkaç kez öldüye çıktı. Kayboluşundan dört ay sonra, 1966 Ocak ayında Havana'da toplanan Üç Kıta Konferansı'na gönderdiği demeçle sesi bir kez daha duyuldu. "Amaç, iki, üç, dört, daha fazla Vietnam yaratmak" diyen bu demeç, "Ölüm nereden ve nasıl gelirse gelsin..." diyen o ünlü dizelerle sona eriyordu.

Bolivya'daydı Che! Bu ülkede bir gerilla savaşı örgütlemekteydi. Niçin Bolivya seçilmişti? Stratejik konumu bu seçimde etkili olmuştu. Bolivya, Güney Amerika'nın merkezinde yer alır. Peru, Şili, Paraguay, Arjantin ve Brezilya ile sınırları vardır. Bu ülkede başarıya ulaştırılacak bir devrim bütün Güney Amerika'yı sarabilirdi. Ancak siyasal açıdan durum biraz daha farklıydı, Che'nin mücadele alanı olarak seçtiği Bolivya'nın tarım bölgelerinde, 1953 toprak reformundan hayli kazançlı çıkanlar yaşıyordu. Bu ülkedeki asıl devrimci güç maden işçileriydi. Bunlar ise Ourdorde Oldo Piaro'da toplanmışlardı. Temel güç olarak köylüleri almak Che'ye pahalıya mal olacak bir yanlıştı.

23 Mart 1967 günü, ilk silahlı çatışma ile Bolivya'da gerilla mücadelesi başladı. Ancak zamansız bir başlangıçtı bu, gerillaların eğitimi yeterli olmaktan uzaktı. Sonraki haftalarda çatışmalar çoğaldı. Mücadelenin yankısı sınırlarını aşarak bütün Amerika'ya ulaştı. "İkinci Vietnam" doğmak üzereydi sanki. Ancak gerillaların durumu iyi değildi, iki gerillanın hastalanması üzerine grup ikiye bölünmüştü.

Kuzey bölgesinde eylemlerini sürdüren Che'nin içinde bulunduğu grup Samaipato şehrini birkaç saat için ele geçirerek en önemli zaferini kazandı. Ancak Samaipato eylemi ile Bolivya gerillasının yükselme dönemi kapandı. Ordu kendini toplamaya başlamış, ABD duruma el koymaya karar vermişti. Samaipato işgalinden birkaç gün sonra kıstırma harekatı başladı. Bunun üzerine gerillalar birleşme kararı aldılar. Fakat güneyden kuzeye gitmeye çalışan grup, bir köylünün ihbarıyla tuzağa düşürülüp toplu olarak öldürüldü. 7 Ekim 1967 gecesi ise Kuzey grubu Higyeraa yakınlarında pusuya düşürüldü. Che bacağından yaralı olarak ele geçirildi. 8 Ekim'de Bolivya'lı bir çavuşun kurşunlarıyla efsaneleşti.

Sözü Che ile bitirelim:

"Yeni ülkelerin neşeli klarnet sesiyle
alıyorum karşıdan geniş etkisini
Lenin'in icra ettiği ve halkların söylediği
Marks ve Engels şarkılarının."

İren Deniz

 


 

"Proletarya enternasyonalizmi hem bir görev
hem de devrimci bir zorunluluktur."

Ernesto Che Guevara

(...) Ülkemizde birey, içinde yaşadõğõ dönemin fedakarlõk dönemi olduğunu bilir; feragata alõşõktõr. Fedakarlõk ilk kez Sierra Maestra'da ve daha sonra savaşõlan her yerde öğrenildi; sonra da bütün Küba onu öğrendi. Küba Amerika'nõn öncüsüdür ve öncü görevi yaptõğõ için, Latin Amerika halklarõna tam özgürlüğün yolunu gösterdiği için fedakarlõk yapmak zorundadõr.
Ülkede, önderlik öncü rolünü de yüklenmelidir ve kişinin kendini tümüyle adadõğõ ve hiçbir maddi ödül beklemediği gerçek bir devrimde, devrimci öncülük görevinin, aynõ zamanda hem şerefli hem de kahredici olduğu büyük bir içtenlikle söylenebilir.

Okuyucuya acayip gelse de, gerçek devrimciyi harekete geçirenin büyük bir aşk olduğunu söyleyebilirim. Bu nitelikten yoksun büyük bir devrimci düşünülemez. Bir önderin karşõlaştõğõ en karmaşõk durumlardan biri, tutkularõyla soğukkanlõlõğõnõ birleştirmek zorunda oluşu ve kõlõ kõpõrdamaksõzõn en zor kararlarõ alabilmesidir. Öncü devrimcilerimiz, bu halk sevgisini yüceltmeli ve bu en kutsal davayõ tek ve bölünmez hale getirmelidirler. Onlar, günlük duygularõn ufak kõrpõntõlarõyla sõradan insanlarõn sevgilerinin düzeyine inemezler.

Devrimin önderlerinin yeni yürümeye başlayan, babalarõnõn adlarõnõ bile öğrenemeyen çocuklarõ, devrimin tamamlanmasõ için hayatlarõndaki genel fedakarlõklarõn bir parçasõ olarak ayrõ kalmak zorunda olduklarõ karõlarõ vardõr; arkadaş çevreleri kesinlikle devrimci yoldaşlarõnõn sayõsõyla sõnõrlõdõr. Onlar için devrimin dõşõnda başka bir hayat yoktur.

Bu koşullarda, kişi, büyük bir insanlõk sevgisine ve aşõrõ dogmatizm ve soğuk bir skolastisizme düşmemek, kitlelerden kopmamak için güçlü bir adalet ve gerçekçilik duygusuna sahip olmalõdõr. Bu insanlõk sevgisinin günlük bir işe, örnek olacak eylemlere, harekete geçirici bir güce dönüşmesi için her gün çaba göstermeliyiz.

Devrimin ideolojik itici gücü olan devrimci sosyalizmin kuruluşunun dünya ölçüsünde tamamlanmasõna kadar ancak ölümüyle bitecek olan kesintisiz çalõşmasõ içinde tükenir gider. En acil görevler yerel ölçüde tamamlandõğõnda devrimci çabalarõnõ yavaşlatõr ya da proletarya enternasyonalizmini unutursa, önderlik yaptõğõ devrim, esinlendirici bir güç olmaktan çõkar ve devrimci amansõz düşmanõmõz olan emperyalizmin çok iyi yararlanacağõ rahat bir uyuşukluğa düşer. Proletarya enternasyonalizmi hem bir görev hem de devrimci bir zorunluluktur. Biz halkõmõzõ böyle eğitiyoruz.
(...)