06 Ekim '01
Sayı: 29


  Kızıl Bayrak'tan
  Savaşa karşı mücadele

  Emperyalizme karşı mücadeleyi yükseltelim!

  Emperyalist saldırganlığa karşı öfke büyüyor...

  Yaşasın işçilerin birliği halkların kardeşliği!

  Emperyalizmin hizmetinde daha aktif bir rola arayışı
  Emperyalizme karşı mücadelede geçmişin devrimci deneyimleri...
  Deri işkolunda çalışma ve meslek hastalıkları
  Tekel'de mevsimlik kadın işçiler eylemde

  Savaş, anti-emperyalist mücadele ve Parti Programı

  Gençlik hareketi
  Habip gül yoldaş şahsında ON'lar anıldı...
  Ölüm Orucu Direnişi 352. gününde sürüyor...
  Sahte umutlar, boş çırpınışlar

  Ortak açıklama: Emperyalist savaşa hayır!

  Belçika'da kitlesel işçi yürüyüşü
  Che; uluslararası devrime adanmış bir yaşam
  Açıklamalardan...
  Mücadele Postasi

 Tüm yazılar

Bu sayının PDF formatını download etmek için tıklayın



 

Tekel'de mevsimlik kadın işçiler eylemde

Sermayenin tasfiye planında ilk sıralarda bulunan Tekel işletmelerinde saldırıya ilk maruz kalanlar mevsimlik işçiler oldu. Bu saldırının İzmir'deki ayağı Bornova yolu üzeri Salhane'de kurulu olan Tekel fabrikasında yaşandı. Beş-altı aylık mevsimlik işçi olarak çalışan kadın işçiler, kendilerine seneye işbaşı yapamayacaklarının duyurulması üzerine eyleme geçtiler. On gün boyunca çeşitli biçimlerde tepkilerini ortaya koyan işçiler, son üç gündür fabrika önünde bekleme eylemi yaptılar.

Buradaki Tekel fabrikasında sürekli çalışmakta olan erkek işçiler de mevcut. Kapatılmak istenen ve mevsimlik kadın işçilerin çalışmakta olduğu bölümdeki çalışanların hepsi Tek Gıda-İş Sendikası üyesi.

Şu an eylemde olan kadın işçilerin sayısı ikiyüzkırk. Talepleri ise; işletme kapıtılsa bile yine İzmir Balatçık'ta kurulu olan Tekel fabrikasında geçici işçi statüsünde çalışmaya seneye de devam etmek. Üç gün boyunca bekledikleri fabrika bahçesinin parmaklıklarına astıkları dövizlerde şunlar yazılıydı: "İzmir Tekel işçileri, eşitlik istiyoruz, çalışmak istiyoruz! ", "Geçici değil, kalıcı çözüm istiyoruz!", "Tekel halkındır satılamaz!", "Tekel bizimdir, bizim kalacak!", "İMF nerede yoksulluk orada!", "Üreten biziz, yöneten de biz olacağız!".

SY Kızıl Bayrak/İzmir

 


 

Pamuk işçilerinin başarılı
iş bırakma eylemi

Adana'nın boydan boya uzanan pamuk tarlaları uzun zamandan beri tarım işçilerinin eylemine tanık olmamıştı. Tarım işçileri pamuk toplama zamanı, Diyarbakır, Antep, Urfa, Antakya, Maraş ve Adana'nın köylerinden, kadını, yaşlısı, çocuğuyla Çukurova'ya akın ederler. Tek geçimleri tarım işçiliğidir. Hiçbir sosyal güvenceleri yoktur. Birkaç ay kazandıklarıyla bir kışı geçirmek zorundadırlar. Çalışma saatleri oldukça uzundur; sabahın beşinden gün kararana kadar sürer. Akşam bitkin vaziyette çadırlarına dönerler. Burada da günlük işler vardır; yemek, çamaşır, bulaşık vb. Birkaç saatlik uykunun ardından, sabah günün ilk ışığıyla tarlanın yolunu tutarlar.

Bu yıl tarım işçileri yılların sessizliğini yırtıp attılar. Pamuk toplama ücretlerinin yükseltilmesi talebiyle 25 Eylül'de yapılan bir günlük iş bırakma eylemine binlerce tarım işçisi katıldı. Pamuk toplama ücretinin kilo başına 70 bin lira olması talebine karşılık kilo başına 45 bin lira belirlenmesinin üzerine, Tarım Aracıları Derneği aynı gün basın açıklaması yapmak istedi. Buna jandarma izin vermedi, dernek yöneticileri ve birçok tarım işçisi gözaltına alındı. Valilik eylemi duyunca toplama ücretlerini 61 bin liraya yükseltti, işçilerin elçilere verdiği pay ise kilo başına %10'un altına çekilerek 4 bin lira olarak belirlendi. Üretimden gelen güçlerini kullanan tarım işçilerinin eylemi böylece başarıyla tamamlanmış oldu.

Tarım işçileri ücretlerini belirlemede hiçbir zaman söz sahibi olmamıştır. Bu ücreti belirleyen komisyonların içinde birçok kuruluş vardır. Ziraat Odaları Birliği, Çiftçiler Birliği gibi işveren örgütlerinin yanısıra kimi devlet kuruluşları da buralarda temsil ediliyorlar. Temsil edilmeyen sadece işçiler. Tarım işçilerinin şimdiye kadar içinde bulundukları pasif tutum nedeniyle işverenin gönlünden ne koparsa o yılki toplama ücreti o düzeyde belirleniyordu. Fakat bu yıl bu oyun tutmadı. Tarım işçileri seslerini yükselttiler ve istediklerini belli ölçülerde aldılar.

Ancak elde edilen kazanım toplama ücretlerinin bir miktar yükseltilmesiyle sınırlıdır. Tarım işçilerinin dağ gibi yığılmış sorunları çözülmeyi beklemektedir. Bunların başında da sağlıklı çalışma ve yaşam koşullarının olmayışı gelmektedir. İçilen sular her türlü hastalığa yol açmaktadır. Hiçbir sosyal güvenceleri yoktur. İş kazasına uğrama riskleri çok fazladır. Hepsinden önemlisi, neredeyse tümüyle örgütsüzdürler. Sendikalara üye olan mevsimlik tarım işçisi çok azdır.

Pamuk işçileri, toplama ücretlerinin yükseltilmesi talebiyle yaptıkları eylemlerinin sonucunda tutmaları gereken yolun ne olduğunu görmüş ve göstermiş oldular. Örgütlenmek, bilinçlenmek ve seslerini yükseltmek. Pamuk üreticisi hem kapitalistlerin yoğun sömürüsüne, hem de devletin tarımda yıkım politikalarına karşı mücadele etmek zorundadır. Bu daha fazla geciktirilemeyecek bir görevdir.