16 Haziran'01
Sayı: 13


  Kızıl Bayrak'tan
  Kızıl Bayrak 7 yaşında!..
  9 Haziran mitinginin gösterdikleri
  Yeni Ölüm Orucu ekipleriyle direnişi büyütüyoruz!
  ÖO Direnişi 240. gününde sürüyor
  KESK yönetiminin yasak savma çizgisi...
  Kamu emekçileri hareketi
  Meclisten geçen "ek bütçe" krizin faturasıdır!
  Sınıf ve emekçi hareketi
  Özelleştirme saldırısı ve TELEKOM işçilerinin mücadele platformu
  Aymasan işçileri işçi sınıfı adına direndikleri bilinciyle hareket etmelidir!
  Gençlik
  Krizi burjuvazi değil işçi sınıfı ve emekçiler yönetiyor
   Uluslararası hareket
  "Kararlıyız, kazanacağız"
  '84'ten '01'e bir gelenektir zindanlarda direniş!
  Süleyman Yeter davası sürüyor...
  Mücadele Postası

Bu sayının PDF formatını download etmek için tıklayın

 
Ölüm Orucu direnişçilerinden bazılarının sağlık durumları:


Gebze Cezaevi:

Fatime Akalın: Niğde’den ambulansla getirilmiş. Yolculuk bir hayli yıpratmış. 27 kilo. Yürümekte denge kaybı nedeniyle zorluk çekiyor. Gözlerde bulanıklık var. Bilinci açık. Olayları hatırlattıkça ancak hatırlayabiliyor. Konuştuğunu az sonra unutabiliyor.

İzmir Yeşilyurt Hastanesi’nden tahliye edilenlerden

Sevgi Erdoğan: Direnişe dışarıda, Küçük Armutlu’daki direniş evinde devam ediyor. Bilinci açık. 19 kilo. İç organlarında kasılmalardan dolayı ağrılar var. Nefes almakta zorlanıyor. Ayağa kalkamıyor. Günde 3 bardak sıvı alabiliyor.

Gökhan Özocak: Direnişe İzmir’de, TAYAD’lı Abdülbaki Yusufoğlu’nun yanında devam ediyor. Akciğerlerinde ve sırtta ağrılar var. Gözlerinde belli bir yere odaklanma yaşanıyor. Sık sık kalpte çarpıntı ve nefes darlığı mevcut. Yataktan tek başına kalkamıyor.

Serhat Karadumanlı: Direnişe İzmir Yeşilyurt Devlet Hastanesi’nde devam ediyor.

Haseki Hastanesi:

Nurhak Talay: Zorla müdahale edildi. Yanlış kan verildiği için beyin felci geçirdi. Yürümekte güçlük çekiyor.

Veli Güneş: Zorla müdahale edilmeye çalışıldı. Bilinci yerinde.

Kartal Devlet Hastanesi:

Diren Kırkoç: Tedaviyi kabul etmiyor. Gözleri donuk, bulanık görüyor. Kısmi felç geçirdi, sol tarafını hissetmiyor. Yürüyemiyor. Yoğun baş ve eklem ağrıları var.

Ganime Bozlu: Tedaviyi kabul etmiyor. Yerinden kalkamıyor. Deri dökülmesi var. Bir kulağı duymuyor. Tek gözünde sorun var.

Meral Şahin: Tedaviyi kabul etmiyor. Konuşmakta güçlük çekiyor.

Hatice Köşker: Bilinci gidip geliyor. Görme bozukluğu var. Kulakları duymuyor.

Halil Aksu: Zorla müdahale edildi. Bilinç kaybı yaşadı.

İzmit Devlet Hastanesi:

Serdar Salman: ÖO 4. ekibinden. Zorla müdahale edildi. Bilinci kapalı. Konuşamıyor. Etrafa boş boş bakıyor.

Orhan Budak: Bilincini kaybetti. Bugüne ait hiç birşey hatırlamıyor.

Muharrem Horoz: 3 Haziran’da bilinci kapanınca hastaneye kaldırılarak müdahale edildi. Kendine geldiğinde serumu çıkarıp attı. Şu an durumu ağır.

Ankara Numune Hastanesi:

Doğan Karataştan: Zorla müdahale sonucu bilinç kaybı var. Ailesi yanına alınmıyor.

Esmehan Ekinci: Aşırı kilo kaybı. Ayaklarını kullanamıyor. Halsizlik, uyuşma, kas ve kemik ağrıları var.

Savaş Kör: Müdahale sonrası son 5-6 yılını hatırlamıyor. Kuyruk kemiğinde delinme var. Yürümekte ve konuşmakta güçlük çekiyor.

Bülent Öner: Vücutta uyuşma, eklem ve baş ağrısı var. Sıvı alımı normal.

Erol Altıokka: Unutkanlık, aşırı kilo kaybı var. Yürüyemiyor.

Ersin Eroğlu: Aşırı halsizlik, baş dönmesi, aşırı kilo kaybı, kulaklarda çınlama var.

Hasan Çepe: Bilinci gidip geliyor. Aşırı kilo kaybı var. Bulanık ve çift görüyor, ışığa ve sese karşı aşırı duyarlılık, göğsünde şişlik var.

Osman Kaan: Kanlı ishal başladı. Halsizlik, baş dönmesi, göz kararması, kas ve kemik ağrıları var.
Edirne Cezaevi:

Muzaffer Acunbay: Görüşe sandalye ile geldi. Gözlerinde problem var. Su ve şeker alabiliyor, ayakta güçlükle durabiliyor.

Uşak Cezaevi:

İnayet Kandemir: Bilinci açık. Kalpte ağrılar var. Gözlerde problem yaşanıyor.

Nuray Özçelik: Yer yer vücutta ağrılar var. Gözlerde sorun yaşanıyor.

Makbule Akdeniz: Kansızlık. Eller su topluyor.




İstanbul üniversitelerinden öğrencilerin ÖO ile dayanışma eylemi..

“Yeni Ölümlere izin vermeyeceğiz!”


Ölüm Orucu’nun 237. gününde İstanbul üniversiteleri öğrencileri bir basın açıklaması ve kart gönderme eylemi düzenlediler.

Saat 14:00’de Emek Sineması’nın önünden sloganlarla yürüyüşe geçen öğrenciler basın açıklaması yapmak istedikleri Galatasaray Lisesi’nin önüne geldiklerinde devletin kolluk güçleri ile karşı karşıya geldiler. Polis öğrencilerin basın açıklamasını okumasını engelledi. 30’un üzerinde öğrenci “Yaşasın Ölüm Orucu Direnişimiz!” sloganlarıyla yaka paça göz altına alındı.

Eylemde, “Yeni ölümlere izin vermeyeceğiz!”, “İçerde, dışarda hücreleri parçala!” sloganları atıldı.

SY Kızıl Bayrak/İstanbul




İstanbul üniversiteleri öğrencilerinin Galatasaray eylemindeki açıklaması...

“İçerideki, dışarıdaki hücrelere karşı durmak
hak ve görevimizdir”


230’lu günleri aşan Ölüm Oruçları, yeni ekiplerin de katılımıyla devam ediyor. 53 tutsağın yaşamanı yitirdiği direnişte, tutsakların, tamamen insani ve demokratik talepleri, devlet tarafından yok sayılıyor. Yine duyarlı kamuoyunun tepkilerine rağmen, aynı tavrını sürdüren devlet, hem kamuoyunda bir moral bozukluğu, umutsuzluk havası estirmeye çalışmakta, hem de katliam ve işkencelerine yenilerini eklemek istemektedir. Devrimci tutsakların insani ve demokratik talepleri yok sayılmakta ve böylece yeni ölümlerin, yeni sakat kalmaların önü açılmaya çalışılmaktadır.

Derinleşen ekonomik ve rejim kriziyle birlikte sarsılan egemenler, düzlüğe çıkabilmek için daha da saldırganlaşıyorlar. Her alanda (ekonomik, siyasal, kültürel, ahlâki vb.) emekçi halkı biraz daha uçurumun dibine itiyorlar. İşsizlik, yoksulluk, zamlar, KHK’lar, grev yasakları, sahte sendikalar, özelleştirmeler, basına sansür, işkenceler, gözaltılar, tutuklamalar ve yine biz öğrencilere, haraç zamları, eğitime ayrılmayacak bütçeler, soruşturmalar ve kışlaya çevrilen üniversitelerle yapılmak istenen, halkın yaşamını cendereye alıp hücreleştirmektir. Cezaevlerinde de tutsaklar hücrelere atılarak düzene hiçbir zararı dokunmayacak, egemenliklerine karşı çıkmayacak, tredmanlarla uysallaştırılmış, insan olmaktan çıkmış insanlar yaratılmak isteniyor. Direniş şehitlerle ve sakat kalmalarla devam ediyor. Devlet, zorla tıbbi müdahale yöntemini kuanarak, tutsakları ömür boyu yaşayacakları sakatlık ve hastalıklara mahkum ediyor. Ölümlerine izin vermeyerek, her günü, her saati, her anı ölümden beter bir hale getiriyor. Zorla müdale ederek 50’nin üstünde tutsağın sakat kalmasına neden oluyor. Böylece vahşi katliamlarına zorla müdahale işkencesini de ekleyerek nasıl bir barbarlık düzeninde yaşadığımızı gösteriyorlar.

Yine artık ömürleri boyunca normal bir insan olamayacak, yalnız yaşayamaz hale gelen tutsakların cezaları ertelenerek; hem kamuoyunda yanılsama yaratılmaya çalışılıyor, hem de tutsakların ve yakınlarının yaşamları işkenceye çevriliyor. Süren Ölüm Oruçları, her gün, her saat, her an yeni ölümlere ve sakat kalmalara gebe. Biz gençler, tutsakların haklı ve meşru taleplerine sahip çıkacak ve bunları her fırsatta dile getireceğiz. Tutsakların taleplerinde somutlanan insani yaşam hakkıdır. İnsani yaşam hakkımızı savunuyor, geleceğimize sahip çıkıyoruz. Hücrelere atılmak istenen tüm toplumdur. Bu yüzden hücrelere girmeyeceğiz, direneceğiz! İçerideki, dışarıdaki hücrelere karşı durmak hak ve görevimizdir. Çağdaş, demokratik bir kimlik ve kişilik açısından bu noktada hiçbir tereddüt olmaz, olmamalıdır.

Tüm demokrasi güçlerini ve duyarlı halkımızı, tutsakların taleplerini sahiplenmeye, yaşanan ölümlere ve sakat bırakılmalara seyirci kalmamaya çağırıyoruz.

İstanbul Üniversiteleri Öğrencileri




İstanbul üniversiteleri öğrencilerinin Galatasaray eylemindeki açıklaması...

İzmir Hücre Karşıtı Platform’un eylemi


2 Haziran Cumartesi günü İzmir Hücre Karşıtı Platform tarafından düzenlenen Cumartesi eylemine yaklaşık 100 kişi katıldı.

Eylem saat 13.30’da Konak Sümerbank önünde saygı duruşuyla başladı. Okunan basın metninde cezaevlerinde yaşanan son durum aktarıldı.

Eylemde; “Devrimci tutsaklar onurumuzdur!”, “İçerde, dışarda hücreleri parçala!”, “Kurtuluş yok tek başına, ya hep beraber ya hiç birimiz!”, “Yaşasın devrimci dayanışma!”, “Zindanlar yıkılsın tutsaklara özgürlük!” vb. sloganlar atıldı.

SY Kızıl Bayrak/İzmir