16 Haziran'01
Sayı: 13


  Kızıl Bayrak'tan
  Kızıl Bayrak 7 yaşında!..
  9 Haziran mitinginin gösterdikleri
  Yeni Ölüm Orucu ekipleriyle direnişi büyütüyoruz!
  ÖO Direnişi 240. gününde sürüyor
  KESK yönetiminin yasak savma çizgisi...
  Kamu emekçileri hareketi
  Meclisten geçen "ek bütçe" krizin faturasıdır!
  Sınıf ve emekçi hareketi
  Özelleştirme saldırısı ve TELEKOM işçilerinin mücadele platformu
  Aymasan işçileri işçi sınıfı adına direndikleri bilinciyle hareket etmelidir!
  Gençlik
  Krizi burjuvazi değil işçi sınıfı ve emekçiler yönetiyor
   Uluslararası hareket
  "Kararlıyız, kazanacağız"
  '84'ten '01'e bir gelenektir zindanlarda direniş!
  Süleyman Yeter davası sürüyor...
  Mücadele Postası

Bu sayının PDF formatını download etmek için tıklayın

  Kızıl Bayrak 7. yaşında!..

 

Daha güçlü ve işlevli bir Kızıl Bayrak için!..


Kızıl Bayrak;
işçi sınıfına devrimci temelde yolgöstericilik, kapitalizme ve emperyalizme karşı her alanda ideolojik ve politik savaşım, Türkiye’nin geçmiş devrimci mirasını geleceğe taşıma ve devrimin tüm birikimlerini işçi sınıfının kızıl bayrağı altında birleştirme misyonunu taşıyarak, 7 yıl önce (1994 Haziran’ında) yayın hayatına başladı. Gücünü işçi sınıfı davasından alıyor, meşruluğunu devrim mücadelesinin tarihsel haklılığına dayandırıyordu. 7 yıllık yayınıyla bu çizgisine uygun hareket etti. Düzenin yasak, baskı ve terörü karşısında asla geri adım atmadı. Dönemin tüm zorluklarına, devletin baskı ve terörüne göğüs gerdi, zorlu sınavlardan başı dik çıktı. Yayın çizgisinden en küçük bir ödün vermeden yürüttü kavgasını.

Kızıl Bayrak; sadece devletin baskı ve terörü karşısında değil, tasfiyecilik ve teslimiyetin devrimci saflarda yaygınlaştırılması çabalarına karşı da sistematik bir mücadele yürüttü. Her türlü tasfiyeci cereyanı zamanında teşhis etti ve bunlara cepheden bir tutum aldı. Devrimci saflarda tasfiyeciliğe ve teslimiyetçiliğe karşı mücadelenin bayrağını taşıdı. Tasfiyeciliğin bayrağını taşıyanlara karşı amansız bir mücadele yürütürken, devrime ve sosyalizme ait olan ne varsa sahiplenmek ve yeni devrimci kuşaklara maletmek için yoğun bir çaba gösterdi.

Kızıl Bayrak; ideolojik ve sınıfsal kimliklerindeki zayıflıklardan dolayı tasfiyeci ve teslimiyetçi güçlerin yarattıkları cereyana kapılan, yalpalayan devrimci güçlere karşı da büyük bir ciddiyet ve sorumlulukla davrandı. Tasfiyeci-teslimiyetçi saldırıları cepheden göğüslerken, devrim saflarında da kendini gösteren bu türden zayıflıklara karşı ilkeli ve yapıcı bir mücadele yürüttü.

Kızıl Bayrak; işçi sınıfı davasının bayrağını taşırken, sınıfın devrimcileştirilmesi ve sermayenin saldırılarına karşı mücadelesinin örgütlenmesi doğrultusunda kesintisiz bir yayın çizgisi izledi. Bu anlamıyla komünist faaliyetin elinde gerçek bir silah işlevi gördü. Sınıfın temel tarihsel çıkarlarını ve sınıf hareketinin devrimci ihtiyaçlarını temel alan yayın çizgisini, sınıfa dönük politik açılımlarla birleştirdi. Her dönem sınıfın devrimcileştirilmesi doğrultusunda devrimci politikaların taşıyıcısı oldu. Bu anlamıyla hem komünistlerin sınıf çalışmalarında politik bir yolgösterici, hem de sınıf kitlelerinin mücadelesine ışık oldu.

Kızıl Bayrak; siyasal ve toplumsal olaylar ve gelişmeler karşısında her zaman bir taraf olarak durdu. Bu, işçi sınıfının siyasal temsilcisi olmanın, sınıf ve devrim davasının sözcüsü olarak siyasal mücadele sahnesine çıkmanın doğal bir sonucuydu. Siyasal-toplumsal gelişmeleri kendi içerisinde tartışmak ve yorumlamak yerine, bu gelişmeler karşısında devrimci siyasal-sınıfsal bir tutumun sahibi/temsilcisi oldu. Bu tutumunu devrimci pratik bir çaba ile birleştirdi. Grevlerde, direnişlerde ve mücadele alanlarında sınıf ve emekçi kitleleriyle buluştu. Sınıf ve emekçilere dönük her saldırının karşısında durdu.

Kızıl Bayrak; her türlü saldırı ve engele karşın yayınını 7 yıldır sürdürüyor. Başlangıçta 15 günlük bir periyodla başladığı yayın hayatını, ‘97 yılı Mart’ından itibaren (yani dört yılı aşkın bir süreden beridir) düzenli haftalık bir periyoda oturtarak anlamlı bir başarının sahibi oldu. Bu başarıyı daha da anlamlı ve önemli kılan, bunun oldukça zor ve sancılı bir dönemde elde edilmiş olmasıdır.

Kızıl Bayrak’ın 7 yıllık yayın yaşamı boyunca; onlarca çalışanı ve okuru gözaltına alınıp işkencelerden geçirildi, onlarcası tutuklandı. Hemen hemen her sayısı devletin toplatma saldırılarına hedef oldu. Tüm bunların yanısıra ve elbette bu saldırıların doğrudan etkisi altında, geçici yol arkadaşları saldırı ve zorlukları göğüsleyemeyerek çürüyüp kokuşmak üzere düzen saflarına kayıp gittiler. Bazen provokasyonlarla ve ihanetlerle karşılaşıldı. Ama herşeye karşın Kızıl Bayrak dalgalanmaya devam etti, devam ediyor. Üstelik her zamankinde daha güçlü ve güvenli bir biçimde.

Kızıl Bayrak’ı dalgalandıran elbette partili kimlik ve bunun sağladığı misyon bilincidir; buradan alınan güç ve cesaret, bunun sağladığı cüret, inat ve ısrardır. Bu, işçi sınıfı davasının temsilcisi ve taşıyıcısı olan komünistlerin, bu kimliğe uygun bir ciddiyet ve sorumluluğa sahip olduklarının da yeni bir kanıtıdır. Tüm zayıflıkları ve eksikliklerine karşın, sadece yayının sürekliliği açısından bakıldığında dahi, bu gerçek kendisini yeterli somutlukta göstermektedir. Partili kimlik, siyasal pratiğinin odağına kendi dar ihtiyaçlarını değil, sınıf hareketinin ve proletarya devrimi mücadelesinin ihtiyaçlarını koymaktadır. Buradan bakmakta, tüm güç ve olanaklarını bu ihtiyaçlar üzerinden değerlendirmektedir. Bu anlamıyla 7 yıllık kesintisiz yayın faaliyeti ve mücadelesi, partili kimlik ve birikimin somut bir ifadesi sayılmalıd.

Kızıl Bayrak, elde ettiği tüm birikime ve kazandığı başarılara karşın, bugün halen önemli zayıflık, yetersizlik ve eksikliklere de sahiptir. Kendi alanında bugünün öncelikli görevi de bu yetersizlik alanlarının ortaya konulması, irdelenmesi ve aşılmasıdır. Hedef çok daha yetkin ve güçlü bir Kızıl Bayrak’tır. Komünist faaliyetin temel araçlarından biri olarak ve sınıf hareketinin ihtiyaç duyduğu politik önderlik ihtiyacına uygun bir düzeyde, Kızıl Bayrak’ı yeniden örgütlemek, yeni bir düzeyde güçlendirmektir.

Öncelikle belirtmek gerekir ki, nasıl ki Kızıl Bayrak’ın sahip olduğu tüm güçlü yanlar partili kimliğin ve birikimin doğrudan ifadeleridir, aynı şekilde eksiklik ve zayıflıklar da bu ilişki ve bütünlük içerisinde anlaşılmak durumundadır. Bu, Kızıl Bayrak’ın içeriğinden kullanımına kadar, bir dizi alanda yaşanan sorunların tamamı için geçerlidir. Çözümü de doğal olarak bütünsel bir müdahaleyi ve gelişimi zorunlu kılmaktadır.

***

Kızıl Bayrak, partili birikimin somut bir ifadesidir. Ama partili düzeyle arasında halen önemli bir mesafe sözkonusudur. Bu mesafeyi kapatmak da herşeyden önce örgütlü yaşamın her alanında partili bir bilinç ve sorumlulukla davranmaktan geçmektedir. Partili bilinç, işçi sınıfının davasını temsil etmek ve toplumsal-siyasal planda bu bilinçle davranmaksa, Kızıl Bayrak da içeriğinden biçimine buna göre şekillendirilmek durumundadır.

Kızıl Bayrak’ın yaşadığı zayıflık ve yetersizliklerin temelinde, bir yanıyla, partili güçlerin onu işlevine uygun bir bilinç ve sorumlulukla gereğince sahiplenememeleri ve etkili bir silah olarak kullanamamaları zaafı bulunmaktadır. Bu sorun, yapılacak katkıdan dağıtımına, gazetemizin işçi ve emekçilere bizzat ulaştırılmasına kadar bir dizi alanda kendisini göstermektedir. Kızıl Bayrak’ın yeni bir düzeyden örgütlenebilmesi de, bir yanıyla bu sorunun sağlıklı bir biçimde çözümüne bağlıdır. Sorun esasta, bir kez daha politikanın pratikle birleştiği alanda yaşanmaktadır. Bu alanda Kızıl Bayrak’ın etkin bir silah olarak kullanılıp kullanılmadığı sorusuna verilecek yanıt ve buradan doğru yapılacak müdahaleyle, sorunun sağlıklı çözümünün önü de açılacaktır.

Kızıl Bayrak, her dönem sınıf hareketinin durumu ve ihtiyaçları konusunda belli bir politik netliği taşıdı. Sınıf ve kitle hareketinin durumunu ayrıntılı değerlendirmelere konu etti. Aynı şekilde, sınıfa ve emekçilere dönük saldırılar karşısında bir politik açıklığa ve bu açıklık üzerinden devrimci bir tutuma sahip oldu. Bu açıdan Kızıl Bayrak, mevcut sol ve devrimci yayınlar arasında apayrı bir yere sahiptir. Ancak politik açıklık ve tutumun pratik bir tutum/çalışma ile birleştirilmesi alanında yaşanan göreli zayıflıklar, Kızıl Bayrak’ın yayın yaşamını, gücünü ve etkisini de yakından etkiledi. Bu nedenle de, elde edilen birikimler ve zaman zaman tutturulan ileri yayın çizgisi gereğince süreklileştirilemedi.

Bir yayının işlevine uygun bir biçimde çıkarılması, onun ne derece işlevine uygun biçimde kullanılıp kullanılmadığına sıkı sıkıya bağlıdır. Elbette ki, tersi de doğrudur. Ama Kızıl Bayrak’ın yayın süreci dikkatle izlenirse, zaman zaman ileri bir yayın çizgisinin yakalanmasına karşın, bunu süreklileştirmekte sıkıntı yaşandığı görülecektir. Eğer Kızıl Bayrak işlevine uygun bir biçimde kullanılırsa, beraberinde yayın düzeyi de gelişip güçlenecektir. Sağlam, etkili ve sürekli bir devrimci pratiğe dayanmayan, bundan güç alıp beslenemeyen bir devrimci yayının kendi üstünlüklerini koruması olanaklı değildir.

Bununla beraber mevcut birikim ve olanakların işlevli bir yayın düzeyine ulaşmak için örgütlenmesi temel önemde bir zorunluluktur. Tüm birikim ve olanaklarımız işlevli bir yayın için örgütlenmeli ve seferber edilmelidir.

Kızıl Bayrak’ın kapak ve orta sayfaları komünistlerin güncel ve dönemsel faaliyetlerine yolgösterici bir nitelikte hazırlanmaktadır. Bundan dolayı kapak ve orta sayfa yazıları bu gözle incelenmeli ve buradan bir takım pratik sonuçlar çıkarılmalıdır. Eğer bu yeterince gözetilir, ve bizzat alanlar üzerinde karşılaşılan sorun ve durumlar tersinden Kızıl Bayrak sayfalarına taşınırsa, bu daha güçlü bir yayının yolunu açacaktır. Böylelikle hem alan çalışmaları güçlenecek, hem de tersinden alanlardan akacak bilgi, değerlendirme ve gözlemler yayını zenginleştirmekle kalmayacak, Kızıl Bayrak’ı politik önderlik planında güçlendirecektir.

Bugün Kızıl Bayrak’ın daha işlevli, güçlü ve yetkin bir biçimde yeniden örgütlenmesi için koşullar giderek olgunlaşıyor. Bunun çok yönlü olanaklarına, düşünsel ve pratik birikimine, bugün her zamankinde çok daha fazla sahibiz. Bu doğrultudaki çabaya omuz vermek tüm komünistlerin önünde güncel bir görev ve sorumluluk alanı olarak duruyor.

7 yıllık zor ve çetin bir dönemde Kızıl Bayrak şahsında dalgalandırdığımız bayrağımızı, bu süre zarfında sağladığımız çok yönlü birikimden de güç alarak artık daha yukarılara yükseltmenin zamanıdır.