Kızıl Bayrak
7. yaşında!..
Daha güçlü ve işlevli bir Kızıl Bayrak
için!..
Kızıl Bayrak; sadece devletin baskı ve terörü karşısında
değil, tasfiyecilik ve teslimiyetin devrimci saflarda yaygınlaştırılması
çabalarına karşı da sistematik bir mücadele yürüttü. Her türlü tasfiyeci
cereyanı zamanında teşhis etti ve bunlara cepheden bir tutum aldı. Devrimci
saflarda tasfiyeciliğe ve teslimiyetçiliğe karşı mücadelenin bayrağını
taşıdı. Tasfiyeciliğin bayrağını taşıyanlara karşı amansız bir mücadele
yürütürken, devrime ve sosyalizme ait olan ne varsa sahiplenmek ve yeni
devrimci kuşaklara maletmek için yoğun bir çaba gösterdi. Kızıl Bayrak; ideolojik ve sınıfsal kimliklerindeki zayıflıklardan
dolayı tasfiyeci ve teslimiyetçi güçlerin yarattıkları cereyana kapılan,
yalpalayan devrimci güçlere karşı da büyük bir ciddiyet ve sorumlulukla
davrandı. Tasfiyeci-teslimiyetçi saldırıları cepheden göğüslerken, devrim
saflarında da kendini gösteren bu türden zayıflıklara karşı ilkeli ve
yapıcı bir mücadele yürüttü. Kızıl Bayrak; işçi sınıfı davasının bayrağını taşırken,
sınıfın devrimcileştirilmesi ve sermayenin saldırılarına karşı mücadelesinin
örgütlenmesi doğrultusunda kesintisiz bir yayın çizgisi izledi. Bu anlamıyla
komünist faaliyetin elinde gerçek bir silah işlevi gördü. Sınıfın temel
tarihsel çıkarlarını ve sınıf hareketinin devrimci ihtiyaçlarını temel
alan yayın çizgisini, sınıfa dönük politik açılımlarla birleştirdi. Her
dönem sınıfın devrimcileştirilmesi doğrultusunda devrimci politikaların
taşıyıcısı oldu. Bu anlamıyla hem komünistlerin sınıf çalışmalarında politik
bir yolgösterici, hem de sınıf kitlelerinin mücadelesine ışık oldu. Kızıl Bayrak; siyasal ve toplumsal olaylar ve gelişmeler
karşısında her zaman bir taraf olarak durdu. Bu, işçi sınıfının siyasal
temsilcisi olmanın, sınıf ve devrim davasının sözcüsü olarak siyasal mücadele
sahnesine çıkmanın doğal bir sonucuydu. Siyasal-toplumsal gelişmeleri
kendi içerisinde tartışmak ve yorumlamak yerine, bu gelişmeler karşısında
devrimci siyasal-sınıfsal bir tutumun sahibi/temsilcisi oldu. Bu tutumunu
devrimci pratik bir çaba ile birleştirdi. Grevlerde, direnişlerde ve mücadele
alanlarında sınıf ve emekçi kitleleriyle buluştu. Sınıf ve emekçilere
dönük her saldırının karşısında durdu. Kızıl Bayrak; her türlü saldırı ve engele karşın yayınını
7 yıldır sürdürüyor. Başlangıçta 15 günlük bir periyodla başladığı yayın
hayatını, 97 yılı Martından itibaren (yani dört yılı aşkın
bir süreden beridir) düzenli haftalık bir periyoda oturtarak anlamlı bir
başarının sahibi oldu. Bu başarıyı daha da anlamlı ve önemli kılan, bunun
oldukça zor ve sancılı bir dönemde elde edilmiş olmasıdır. Kızıl Bayrakın 7 yıllık yayın yaşamı boyunca; onlarca
çalışanı ve okuru gözaltına alınıp işkencelerden geçirildi, onlarcası
tutuklandı. Hemen hemen her sayısı devletin toplatma saldırılarına hedef
oldu. Tüm bunların yanısıra ve elbette bu saldırıların doğrudan etkisi
altında, geçici yol arkadaşları saldırı ve zorlukları göğüsleyemeyerek
çürüyüp kokuşmak üzere düzen saflarına kayıp gittiler. Bazen provokasyonlarla
ve ihanetlerle karşılaşıldı. Ama herşeye karşın Kızıl Bayrak
dalgalanmaya devam etti, devam ediyor. Üstelik her zamankinde daha güçlü
ve güvenli bir biçimde. Kızıl Bayrakı dalgalandıran elbette partili kimlik
ve bunun sağladığı misyon bilincidir; buradan alınan güç ve cesaret, bunun
sağladığı cüret, inat ve ısrardır. Bu, işçi sınıfı davasının temsilcisi
ve taşıyıcısı olan komünistlerin, bu kimliğe uygun bir ciddiyet ve sorumluluğa
sahip olduklarının da yeni bir kanıtıdır. Tüm zayıflıkları ve eksikliklerine
karşın, sadece yayının sürekliliği açısından bakıldığında dahi, bu gerçek
kendisini yeterli somutlukta göstermektedir. Partili kimlik, siyasal pratiğinin
odağına kendi dar ihtiyaçlarını değil, sınıf hareketinin ve proletarya
devrimi mücadelesinin ihtiyaçlarını koymaktadır. Buradan bakmakta, tüm
güç ve olanaklarını bu ihtiyaçlar üzerinden değerlendirmektedir. Bu anlamıyla
7 yıllık kesintisiz yayın faaliyeti ve mücadelesi, partili kimlik ve birikimin
somut bir ifadesi sayılmalıd. Kızıl Bayrak, elde ettiği tüm birikime ve kazandığı başarılara
karşın, bugün halen önemli zayıflık, yetersizlik ve eksikliklere de sahiptir.
Kendi alanında bugünün öncelikli görevi de bu yetersizlik alanlarının
ortaya konulması, irdelenmesi ve aşılmasıdır. Hedef çok daha yetkin ve
güçlü bir Kızıl Bayraktır. Komünist faaliyetin temel
araçlarından biri olarak ve sınıf hareketinin ihtiyaç duyduğu politik
önderlik ihtiyacına uygun bir düzeyde, Kızıl Bayrakı
yeniden örgütlemek, yeni bir düzeyde güçlendirmektir. Öncelikle belirtmek gerekir ki, nasıl ki Kızıl Bayrakın
sahip olduğu tüm güçlü yanlar partili kimliğin ve birikimin doğrudan ifadeleridir,
aynı şekilde eksiklik ve zayıflıklar da bu ilişki ve bütünlük içerisinde
anlaşılmak durumundadır. Bu, Kızıl Bayrakın içeriğinden
kullanımına kadar, bir dizi alanda yaşanan sorunların tamamı için geçerlidir.
Çözümü de doğal olarak bütünsel bir müdahaleyi ve gelişimi zorunlu kılmaktadır. *** Kızıl Bayrak, partili birikimin somut bir ifadesidir. Ama
partili düzeyle arasında halen önemli bir mesafe sözkonusudur. Bu mesafeyi
kapatmak da herşeyden önce örgütlü yaşamın her alanında partili bir bilinç
ve sorumlulukla davranmaktan geçmektedir. Partili bilinç, işçi sınıfının
davasını temsil etmek ve toplumsal-siyasal planda bu bilinçle davranmaksa,
Kızıl Bayrak da içeriğinden biçimine buna göre şekillendirilmek durumundadır. Kızıl Bayrakın yaşadığı zayıflık ve yetersizliklerin
temelinde, bir yanıyla, partili güçlerin onu işlevine uygun bir bilinç
ve sorumlulukla gereğince sahiplenememeleri ve etkili bir silah olarak
kullanamamaları zaafı bulunmaktadır. Bu sorun, yapılacak katkıdan dağıtımına,
gazetemizin işçi ve emekçilere bizzat ulaştırılmasına kadar bir dizi alanda
kendisini göstermektedir. Kızıl Bayrakın yeni bir
düzeyden örgütlenebilmesi de, bir yanıyla bu sorunun sağlıklı bir biçimde
çözümüne bağlıdır. Sorun esasta, bir kez daha politikanın pratikle birleştiği
alanda yaşanmaktadır. Bu alanda Kızıl Bayrakın etkin
bir silah olarak kullanılıp kullanılmadığı sorusuna verilecek yanıt ve
buradan doğru yapılacak müdahaleyle, sorunun sağlıklı çözümünün önü de
açılacaktır. Kızıl Bayrak, her dönem sınıf hareketinin durumu ve ihtiyaçları
konusunda belli bir politik netliği taşıdı. Sınıf ve kitle hareketinin
durumunu ayrıntılı değerlendirmelere konu etti. Aynı şekilde, sınıfa ve
emekçilere dönük saldırılar karşısında bir politik açıklığa ve bu açıklık
üzerinden devrimci bir tutuma sahip oldu. Bu açıdan Kızıl Bayrak,
mevcut sol ve devrimci yayınlar arasında apayrı bir yere sahiptir. Ancak
politik açıklık ve tutumun pratik bir tutum/çalışma ile birleştirilmesi
alanında yaşanan göreli zayıflıklar, Kızıl Bayrakın
yayın yaşamını, gücünü ve etkisini de yakından etkiledi. Bu nedenle de,
elde edilen birikimler ve zaman zaman tutturulan ileri yayın çizgisi gereğince
süreklileştirilemedi. Bir yayının işlevine uygun bir biçimde çıkarılması, onun ne derece işlevine
uygun biçimde kullanılıp kullanılmadığına sıkı sıkıya bağlıdır. Elbette
ki, tersi de doğrudur. Ama Kızıl Bayrakın yayın süreci
dikkatle izlenirse, zaman zaman ileri bir yayın çizgisinin yakalanmasına
karşın, bunu süreklileştirmekte sıkıntı yaşandığı görülecektir. Eğer Kızıl
Bayrak işlevine uygun bir biçimde kullanılırsa, beraberinde yayın
düzeyi de gelişip güçlenecektir. Sağlam, etkili ve sürekli bir devrimci
pratiğe dayanmayan, bundan güç alıp beslenemeyen bir devrimci yayının
kendi üstünlüklerini koruması olanaklı değildir. Bununla beraber mevcut birikim ve olanakların işlevli bir yayın düzeyine
ulaşmak için örgütlenmesi temel önemde bir zorunluluktur. Tüm birikim
ve olanaklarımız işlevli bir yayın için örgütlenmeli ve seferber edilmelidir. Kızıl Bayrakın kapak ve orta sayfaları komünistlerin
güncel ve dönemsel faaliyetlerine yolgösterici bir nitelikte hazırlanmaktadır.
Bundan dolayı kapak ve orta sayfa yazıları bu gözle incelenmeli ve buradan
bir takım pratik sonuçlar çıkarılmalıdır. Eğer bu yeterince gözetilir,
ve bizzat alanlar üzerinde karşılaşılan sorun ve durumlar tersinden Kızıl
Bayrak sayfalarına taşınırsa, bu daha güçlü bir yayının yolunu
açacaktır. Böylelikle hem alan çalışmaları güçlenecek, hem de tersinden
alanlardan akacak bilgi, değerlendirme ve gözlemler yayını zenginleştirmekle
kalmayacak, Kızıl Bayrakı politik önderlik planında
güçlendirecektir. Bugün Kızıl Bayrakın daha işlevli, güçlü ve yetkin
bir biçimde yeniden örgütlenmesi için koşullar giderek olgunlaşıyor. Bunun
çok yönlü olanaklarına, düşünsel ve pratik birikimine, bugün her zamankinde
çok daha fazla sahibiz. Bu doğrultudaki çabaya omuz vermek tüm komünistlerin
önünde güncel bir görev ve sorumluluk alanı olarak duruyor. 7 yıllık zor ve çetin bir dönemde Kızıl Bayrak şahsında dalgalandırdığımız bayrağımızı, bu süre zarfında sağladığımız çok yönlü birikimden de güç alarak artık daha yukarılara yükseltmenin zamanıdır. |
|||||