Paris Komünü:
Toplumsal devrimin şafağı
Komün insanlığın nihai kurtuluşu için başlayan uzun yürüyüşünün son
derece görkemli bir ilk adımı idi. O ne gelip geçici, ne de rastlantının
ürünü bir olaydı. Bunun içindir ki, etkileri ve sonuçlarıyla daha sonraki
dönemleri de derinden etkiledi. Louis Bonaparteın 2 Aralık 1851 darbesinden doğan İkinci İmparatorluk
rejiminin yolaçtığı ağır siyasi ve ekonomik bunalım hazırlamıştı Komünü.
Paris sokakları 19. yüzyıl boyunca kaç kez emekçi yığınların direnişine
ve barikat savaşlarına tanıklık etmişti. Fakat bu en sonuncusunu diğerlerinden ayıran çok temelli farklılıklar
vardı. Bu kez yükseltilen proletaryanın kızıl renkli bayrağı idi. İlk
kez bir hükümete ve kendi silahlı birliklerine sahiptiler ve küçük-burjuva
yığınları da kendi bayrakları altında yürütmeyi başarmışlardı. Komüncüler kendi eylemlerini Paris ile sınırlı görmüyorlar, tüm dünyadaki
emekçi yığınları için mücadele ettiklerine inanıyorlardı. Komün bayrağı
dünya cumhuriyetinin bayrağı olarak kabul ediliyordu. Hedefleri ve talepleri
ne kadar belirsiz ve bulanık olursa olsun tüm dünya üzerinde sarsıcı
bir etki yaratmasının en önemli nedenlerinden biri idi bu. Ve Avrupanın
ve Amerikanın emekçi yığınları üzerinde büyük bir heyecan dalgası
yarattı. Burjuvazi ve basın ise nefret ve kin kusuyor, lanetliyordu. Zira 1871in 18 Martında Pariste gürleyen top sesleri,
yalnızca Fransayı değil tüm dünyayı sarsmıştı. O güne dek hiçbir
devrimin başaramadığını başarmıştı Paris devrimi. 72 gün gibi kısa bir
süreçte tüm kölelik zincirleri kırılıp atılmıştı. Neydi Komünı Olağanüstü bir tarihsel olay, emekçi yığınların tarihsel
girişkenliğinin olağanüstü bir örneği idi. Olağanüstü
bir inisiyatif, kahramanlk, cesaret ve özveri idi. Ve en önemlisi, Komün, devletin yadsınması idi. Komüne
kadar tüm devrimler, sınıf egemenliğinin bir aracı olarak devlet denilen
bürokratik ve askeri mekanizmayı daha da yetkinleştirmişlerdi. Bu kez
bu egemenlik aracının kendisine yönelinmişti. Fakat bu umutsuz bir savaştı. Tarihsel-toplumsal koşullar
bu ilk proleter devletin yaşayabilmesi için yeterince olgunlaşmamıştı.
İşte böylesine elverişsiz koşullarda işçi sınıfının son derece cüretli
bir girişimiydi Komün. İşçi sınıfı burjuvaziyi tarihe gömmeye yetenekli
tek sınıf olduğunu ilk kez bu eylemi ile ortaya koydu. Nesnel ve öznel
koşullardaki tüm olumsuzluklara karşın görkemli bir direnişle son barikatına
kadar savaşan, kızıl bayrağı yere düşürmeyen tek sınıf oldu. Teslim
olmaktansa, onurlu bir biçimde ölmeyi yeğledi. Zira onlar gökyüzünü fethetmeye çıkmışlardı! Burjuvazinin ayaklarını bastığı toprak öylesine derinden sarsılmıştı
ki, yanıtı, dizginsiz bir terör, sınırsız bir vahşet oldu. Sözde uygarlığın
temsilcisi bu sınıf tükenmiş ve çürümeye başlamıştı artık. Adeta devrimi
kökünden kazımak istercesine saldırdı. Vahşet ve katliam barbarlık dönemlerinin
hiç gerisinde kalmadı. Tam bir kitlesel kırım gerçekleştirildi. Komün yepyeni temeller üzerinde kurulacak yeni bir toplumun doğumunun
ilk sancılarıydı. Nesnel koşullardaki elverişsizliğin yanısıra bu ilk
olmanın getirdiği pek çok zaafı ve yanılgıyı da yaşadı. Fakat insanlığın
gelecekteki yürüyüşünün önünü açan, devlet mekanizmasını ele geçirmekle
yetinmeyip onu parçalayan, devlet denilen asalak ura
savaş açan ilk devrim oldu. Ardında son derece zengin bir deneyim bırakarak
toplumsal devrim tarihindeki onurlu yerini aldı. Onun yenilgisi, gelecekteki yengilerin yolunu açtı. Komün ezilse bile, savaşım sadece ertelenecek. Komün ilkeleri
ölümsüzdür ve yokedilemezler; bu ilkeler, işçi sınıfı kurtuluşunu elde
edeceği güne değin kendilerini zorla kabul ettirmekten geri kalmayacaklar. Yaşasın Komün! Eugéne Chatelain
Leninden Komünün
Ama parlak bir zaferin meyvelerini iki yanılgı yok etti. Proletarya
yarı yolda durdu: mülksüzleştiricileri mülksüzleştirmeye girişecek
yerde, ülkede ortak bir ulusal görev ile birleşen yüce bir adaletin
kurulması üzerine düşlere kapıldı; örneğin bankalar gibi kurumlara hiç
dokunulmadı, prudoncu adaletli değişim vb. teorisi, henüz
sosyalistler arasında egemen bulunuyordu. İkinci yanılgı, proletaryanın
çok büyük yüce gönüllülüğü oldu; düşmanlarını ortadan kaldıracak yerde
proletarya, onlar üzerinde sağtörel (moral) bir etkide bulunmaya çalıştı;
iç savaştaki salt askeri eylemlerin önemini savsadı ve Paristeki
zaferini Versailles üzerine gözüpek bir saldırı ile taçlandıracak yerde
oyalandı ve Versailles hükümetine karanlık güçleri toplamak ve kendini
Mayıstaki kanlı ftaya hazırlamak zamanını kazandırdı. Ama tüm yanılgılarına karşın Komün, 19. yüzyılın en yüce proleter
hareketinin en ulu örneğidir. Marx, Komünün tarihsel anlamına
ve önemine çok büyük bir değer veriyordu: Eğer Versaylılar güruhu Paris
proletaryasının silahlarını kalleşçe elde etmeye giriştigi sırada işçiler,
onları savaşmadan bırakmış olsalardı, bu güçsüzlüğün proleter hareket
içinde yolaçacağı göz yılgınlığının zararı, silahlarını savunurken işçi
sınıfı tarafından kavgada uğranılmış bulunan yitimlerden çok daha büyük
olurdu. Komünün uğradığı kayıplar ne kadar ağır olursa olsun,
proletaryanın genel savaşımı bakımından taşıdığı önem buna değerdi:
Komün Avrupadaki sosyalist hareketi derinden derine harekete getirmiş,
iç savaşın gücünü ortaya çıkarmtır; yurtseverce yanılsamaları dağıtmış
ve burjuvazinin ulusal özlemlerine duyulan bönce inancı yoketmiştir.
Avrupa proletaryasına Komün, sosyalist devrim sorunlarını somut olarak
koymasını öğretmiştir. (Komün Dersleri, Sol Yayınları, s.54-55) Kanlı hafta Eugéne Chatelain |
|||||