Ölüme, zulme, işkenceye
karşın sürüyor direniş!..
Zorla müdahale sonucu sakat bırakılan Ankara Eğitim ve Araştırma Hastanesi Haydar Baran: Zorla müdahale sonucu hafızasını kaybetti. Korsakoff
tanısı konuldu. Halen durumunda bir ilerleme yok. Ramazan Çiçek: Zorla müdahale sonucu hafızasını kaybetti. Bilinci
halen kapalı. Yaşar Demircan: Zorla müdahale sonucu hafızasını kaybetti. Halen
durumunda bir ilerleme yok. Ayşe Baştimur: Zorla müdahale sonucu hafızasını kaybetti. Atilla Selçuk: Zorla müdahale sonucu hafızasını kaybetti. Korsakoff
tanısı konuldu. Atılcan Saday: Zorlam müdahale sonucu hafızasını kaybetti. Korsakoff
tanısı konuldu. Acilde tutuluyor. Barış Kaya: Zorla müdahale sonucu hafızasını kaybetti. Korsakoff
tanısı konuldu. 9 yaşından sonrasını hatırlamıyor. Başak Otlu: Zorla müdahale sonucu hafızasını kaybetti. Bilinci
gidip geliyor. Fatime Akalın: Zorla müdahale sonucu hafıza kaybı var. Ancak
bazı şeyleri hatırlayabiliyor. Bilinci açıldıktan sonra tedaviyi reddedip
ölüm orucuna devam ettiği için Ulucanlar Cezaevine gönderildi Mehmet Şahin: Zorla müdahale sonucu hafızasını kaybetti. Bilinci
kapalı. Korsakoff tanısı konuldu. Mahmut Mete: Zorla müdahale sonucu hafızasını kaybetti. Korsakoff
tanısı konuldu. Gözleri görmüyor. Sinan Gül: Zorla müdahale sonucu hafıza kaybına uğradı. Korsakoff
tanısı konuldu. Bilinci gidip geliyor. Savaş Kör: Zorla müdahale sonucu hafıza kaybına uğradı. El ve
ayaklarından yatağa kelepçeli olarak tutuluyor. bilinci kayıp, durumu
ağır. Yılmaz Karakaş: Zorla müdahale sonucu hafıza kaybına uğradı.
Korsakoff tanısı konuldu. Yeliz Türkmen: Zorla müdahale sonucu hafıza kaybına uğradı.
Bilinci gidip geliyor. Hatice Yazgan: Zorla müdahale sonucu hafıza kaybına uğradı.
Durumu ağır, hiçbir şey hatırlamıyor. Eylem Yeşilbaş: Zorla müdahale sonucu hafıza kaybına uğradı.
En son yedi yaşında olduğunu hatırlıyor. Hasan Çepe: Zorla müdahale sonucu hafıza kaybına uğradı. Erdal Doğan: Zorla müdahale sonucu hafıza kaybına uğradı. Edirne Devlet Hastanesi Nihat Göktaş: Zorla müdahale sonucu hafıza kaybına uğradı. Bilinci
gidip geliyor. İsmet Sınağ: El ve ayaklarından kelepçelenerek zorla müdahale
edildi. hafızasını kaybetti. Korsakoff tanısı kondu. (Tekrar cezaevine
götürüldü.) Erkan Erdem: Zorla müdahale sonucu hafızasını yitirdi. Son iki
yılını hatırlamıyor. Erdal Gökoğlu: Zorla müdahale sonucu hafızasını yitirdi. Bilinci
kapalı. Davranışları çocukça, kimseyi tanımıyor. Ayfer Açıl: Zorla müdahale edildi, bilinci halen kapalı. Bedia Ergün: Zorla müdahale sonucu hafıza kaybına uğradı. Bilinci
kapalı, korsakoff tanısı konuldu. Gönül Karagöz: Zorla müdahale sonucu hafıza kaybına uğradı.
Bilinci kapalı. Son beş yılı hatırlamıyor. Hamit Vayiç: Zorla müdahale sonucu hafıza kaybına uğradı. Korsakoff
tanısı konuldu. Son on yılını hatırlamıyor. Kocaeli Devlet Hastanesi Orhan Budak: Zorla müdahale sonucu hafıza kaybına uğradı. Genel
durumu ağır. Tamer Çadırcı: Zorla müdahale sonucu hafıza kaybına uğradı.
Algılamada yetenek kaybına uğradı. Ahmet Candemir Özdemir: TAYADlı Ölüm Orucunda olan
aile. Zorla müdahale sonucu sakat bırakıldı. (Taburcu edildi.) Mehmet Zincir: Zorla müdahale sonucu hafıza kaybına uğradı.
Durumu düzelmediği halde cezaevine geri götürüldü. Serkan Aydoğan: Zorla müdahale sonucu hafıza kaybına uğradı.
Durumu düzelmediği halde cezaevine geri götürüldü. Ailesini dahi tanımıyor. Eyüp Kendir: Zorla müdahale sonucu hafıza kaybına uğradı. Durumu
düzelmediği halde cezaevine geri götürüldü. Ferhat Ertürk: Zorla müdahale sonucu hafıza kaybına uğradı.
Durumu düzelmediği halde cezaevine geri götürüdü. Celal Gezer: Zorla müdahale sonucu hafıza kaybına uğradı. Durumu
düzelmediği halde cezaevine geri götürüdü. Murat Acar: Zorla müdahale sonucu hafıza kaybına uğradı. Durumu
düzelmediği halde cezaevine geri götürüldü. Barış Kaya: Zorla müdahale sonucu hafıza kaybına uğradı ve felç
oldu. Durumu düzelmediği halde cezaevine geri götürüldü.
Sendika ve kitle örgütlerinin Ankara
yürüyüşü... Tutsaklarla görüşülsün, talepler kabul
edilsin!
23 Mayısta aralarında İHD, ÇHD, TUYAB, ÖDP, HADEP, Halkevleri,
Belediye-İş, Aydın-Sanatçılar ve kurum temsilcilerinin de bulunduğu
bir heyet Ankaraya uğurlandı. Taksim-TÜYAP Kitap Fuarı önünde yapılan uğurlamaya 500 kişi katıldı.
Saat: 21:00de fuar önünde buluşan kitle İçerde-dışarda hücreleri
parçala!, Tutsakların talepleri kabul edilsin!, Devrimci
tutsaklar onurumuzdur! sloganlarını gür bir şekilde haykırdı.
İHD İstanbul Şube Başkanı Eren Keskin bir açıklama yaptı. Mum yakılarak
yapılan açıklamada Yaşar Kemalin Zor bir iş için gidiyorsunuz,
sizleri destekliyorum. Yolunuz açık olsun mesajı coşkuyla karşılandı. Keskin, her türlü engellemeye karşı Ankarada Adalet Bakanı ve
ilgili yerlerle görüşüleceğini, tutsakların bir an önce muhatap alınarak
görüşme yapılması gerektiğini belirtti. Açıklamanın ardından Katil
devlet hesap verecek!, Devrimci tutsaklar yalnız değildir!,
Bedel ödedik, bedel ödeteceğiz! İçerde-dışarda hücreleri
parçala!, Anaların öfkesi katilleri boğacak! sloganları
atılarak yürüyüşe geçildi ve temsilciler otobüslere binerken alkış ve
sloganlarla uğurlandı. Devletin her türlü baskı ve gözaltı terörüne rağmen uzun süren suskunluk
sonrası devrimci ve demokrat kitle örgütlerinin ortak bir eylemde buluşabilmesi,
bundan sonrası için yol açıcıdır. Devrimciler, bu gücü de arkalarına
almak ve şanlı direnişin zafere ulaşması için alanlara çıkışın önünü
açmak durumundadırlar. SY Kızıl Bayrak/İstanbul
17-31 Mayıs Kayıplar Haftasında
12 Martta Gazi halkının direnişinden sonra Hasan Ocak gözaltına
alınıp kaybedildi. Ailesinin ve arkadaşlarının günlerce aramasının ardından
cesedi 17 Mayısta Kimsesizler Mezarlığında bulundu. Sonraki
günlerde kaybedilen insanların ailelerinden oluşan bir grup 27 Mayısta
başlamak üzere her Cumartesi günü Galatasaray Lisesinin önünde
kaybedilenleri andılar ve katilleri aradılar. Böylece 200 hafta sürecek
olan Cumartesi Annelerinin oturma eylemi başlamış oldu. Kayıplara karşı mücadele Hasan Ocakın cesedinin bulunduğu 17
Mayıs tarihinden bir yıl sonra yapılan Kayıplar Kurultayıyla uluslararası
bir boyut kazandı. Kurultayla 17-31 Mayıs Kayıplar Haftası ilan edildi
ve Gözaltında Kayıplara Karşı Komitenin (ICAD) kurulması kararlaştırıldı. 27 Mayıs 95te başlayan Galatasaray Lisesi önündeki Cumartesi
eylemi mücadele tarihimize Cumartesi Anneleri eylemi olarak geçti. 200
hafta boyunca, yoğun olarak son 7 aylık süreçte, devletin sürekli tehdit,
baskı ve gözaltı uygulamalarıyla yüzyüze kalan Cumartesi Anneleri devrimci
kamuoyunun yoğun bir desteğini kazandı. Kayıp olayları sermaye devletinin bütün kirli ve kanlı faşist politikaları
gibi, toplumsal muhalefeti, devrimcileri, işçi-emekçileri sindirme ve
susturma yöntemi olarak kullanılıyor. Bugün dayatılan F tipi hücreler
de aynı hesabın ürünüdür. Dünya Kayıplar Haftasında devrimci tutsakların gösterdiği kararlılıkla
faşist katillerden hesap soralım. Kayıpları unutmayalım ve unutturmayalım!
Faşist rejim saldırganlıkta sınır
tanımıyor Türk Tabipler Birliğine de dava
açıldı
Böyle bir saldırganlığın ilk hedeflerinden biri Tüm Yargı-Sen yönetici
ve üyeleri olmuştu. Sürgün, gözaltı, tutuklamalar yeterli görülmemiş
olmalı ki, şimdi bu sendikayı tümüyle tasfiye etmeye çalışıyorlar. Kamu
çalışanları için hazırlanan sahte sendika yasası yargı emekçilerinin
sendika hakkını ortadan kaldırıyor. Türk Tabipler Birliği baştan itibaren Ölüm Oruçları karşısında tutumunu
ortaya koydu. Devletin tüm saldırılarına rağmen, meslek onurunu zedeletmeyecek
bir tutum içinde olmaya çaba gösterdi. Hekim eliyle işkence
anlamına gelen zorla tedavi dayatmasına boyun eğmedi. Bu konudaki görüşlerini
açıklamaktan da kaçınmadı. Sistemin düşmanlığını kazanmak, hışmını üzerine
çekmek için bu kadarı bile yeterliydi. Dahası TTBnin kimi il yönetimleri
meslek etiği dışındaki konularla da ilgilendiler. Devrimci tutsakların
taleplerini sahiplendiler. Devletin cezaevlerinde giriştiği katliama
karşı çıktılar. Kısacası, TTB şahsında hekimler devletle bütünleşmeyi kabul etmediler,
suskun kalarak onaylama tutumuna yanaşmadılar, karşısına geçtiler ve
bunu kamuoyuna açıkladılar. Devlet açısından en affedilmezi de bu oldu. Tabiplere, avukatlara, yargı çalışanlarına yönelik bu saldırılar, devletin,
sadece içerideki devrimci tutsakları değil, dışarıdaki devrimci-demokratik
muhalefet odaklarını da bitirme çabasının ifadesi. Türk
Tabipler Birliği, sistemin yargılama terörü karşısında yalnız bırakılmamalı,
dayanışmanın her yol ve aracıyla desteklenmelidir.
İzmir Hücre Karşıtı Platformun
eylemleri
19 Mayıs Cumartesi: Her hafta yapılan Cumartesi eylemine bu hafta 100ü
aşkın kişi katıldı. Konak Sümerbank önünde yarım saat süren eylem saygı
duruşuyla başladı. Devrim şehitleri ölümsüzdür!, Şehit
namırın!, Anaların öfkesi katilleri boğacak!, Gün
gelecek, devran dönecek, katiller halka hesap verecek!, Devrimci
tutsaklar onurumuzdur! vb. sloganlar atıldı. Basın metnini Limter-İş
Genel Başkan Yardımcısı Mehmet Barındık okudu ve eylem sloganlarla bitirildi. SY Kızıl Bayrak/İzmir
Zindanlardan kısa kısa...
İnsan Hakları Derneği İstanbul Şubesi F tipi cezaevlerindeki yaşanan
insanlık dışı uygulamaları oturma eylemi yaparak protesto etti. 22 Mayıs
Çarşamba günü İstiklal Caddesinde Ölümleri görün, çığlıkları
duyun, susmayın! başlıklı özel sayı dağıtarak, Ölüm Oruçlarında
215. güne girildiğini belirttiler. Açıklamada Yeni ölümler istemiyoruz.
F tipi cezaevlerini kapatın denildi. Adem Kepeneklioğluna 3 yıl hücre cezası Minerva Hukuk Bürosu tarafından yapılan yazılı açıklamada, Tekirdağ
F Tipi Cezaevinde bulunan müvekilleri Adem Kepeneklioğlunun
1988 yılında firar ve 1993 yılında da firara teşebbüs ettiği gerekçesiyle
3 yıl kesintisiz hücre cezasına çarptırıldığı belirtildi. Ve bu zaman
zarfı içinde Kepenklioğlunun havalandırmaya çıkartılmayacağı ve
ailesiyle 15 günde bir sadece 1 saat görüştürüleceği, mektuplarının
da aynı aralıkla verileceği bildirildi. |
|||||