20 yıldır tutsak siyah
devrimci Mamia Abu-Jamalin davası yeni bir aşamaya girdi...
Hukuk devleti ve kokuşmuş
Yeni tanıklar/yeni belgeler Basın açıklamasında, Abu-Jamalin ilk kez yaptığı yeminli ifadesi
açıklandı. Abu-Jamal iddia edilenin aksine polisi öldürmediğini, kendine
savunma hakkının verilmediğini ve savunmasını yapacak avukatın mahkemece
verildiğini, bunun hukuka uygun olmadığı için bugüne değin ifade vermediğini
açıkladı. O gece taksi şöförü olarak çalıştığı sırada bir silah sesi
duyduğunu ve kardeşini polislerin dövdüğünü görünce oraya doğru koştuğunu,
ama kendisine açılan polis ateşinden sonra bir şey hatırlamadığını açıkladı. Avukatların sundukları bir diğer belge, mesleği kiralık katil olan
Beverlynin polis memuru Faulknerin öldürülmesi ile ilgili
yeminli ifadesiydi. Yeraltı örgütü tarafından bir başka kişi ile
birlikte Faulkneri öldürmek için kiralanmıştık. Faulkner hem yeraltı
için, hem de rüşvet ve haraç toplayan polisler için sorun oluyor, illegal
fuhuş kumar ve uyuşturucu ticaretinden aldıkları rüşvet paralarının
akışını engelliyordu diyor ifadesinde Beverly. Beverly ifadesinde
ayrıca; Fulknerin o sokağa geleceğinin ve çevrede birçok polisin
kendilerine yardımcı olmak için bulunacağının daha önceden örgütlendiğini
bildiğini; Faulknere diğer adamın ve kendisinin ateş ettiklerini,
daha sonra Abu-Jamalin olay yerine geldiğini gördüğünü, kendisinin
ise planlandığı gibi polis yardımı ile oradan uzaklaştığını söylüyor.
FBİ ajanı D. Hersingin ifadesinin ise, Mayıs 1999dan beri,
davanın tekrar açılabilmesi durumunda mahkemeye verilmek üzere dosyada
bekletildiği açıklandı. Hersing; Mayıs 81-Kasım 82 yılları arasında, Philadelphiada,
polisin fuhuş ve yasadışı faaliyetlere göz yumarak yasa dışı yollardan
para kazandığı, rüşvet ve haraç topladığı ile ilgili araştırma yapmak
için FBİ ajanı olarak bölgede çalıştığını açıklayarak bir dizi isim
söylüyor ve olayları sıralıyor. Bu anlattıkları bir yandan kiralık katilin
ifadesi ile örtüşüyor, diğer yandan ve en önemlisi ise, Amerikan polisinin
rüşvetçi haraççı zorba kimliğini, bunun en üst kademelere kadar uzandığını
ve bunun yönetim tarafından bilindiğini gözler önüne seriyor. Abu-Jamalin özgürlüğüne kavuşması şimdi federal hakimin yeni
şahitleri mahkemede dinleyip dinlememesine kalıyor. Devrimci kimliğine karşı kirli komplo Abu-Jamal, 81 yılının Aralık ayında tutuklanana değin, Philadelphia
eyaletinde yaptığı radyo yayını ile adından sıkça behsettirmiş devrimci
bir gazeteciydi. Bu yayınlarda korkunç boyutlarda süren ırkçılığı, bölge
polisinin kullandığı şiddeti, rüşvetçi kimliğini ve vahşetini sık sık
konu ediyordu. Bu ise devlet kademelerindeki bazılarını zor durumda
bırakıyor, Abu-Jamale karşı öfkelerini körüklüyordu. Örneğin Vali
Rizzo gibileri, kameraların önünde apaçık biçimde onu tehdit etmişti.
Abu-Jamal tutuklanmadan önce, Siyah Panter Örgütünün (Blacak Panther
Party) kurucusu olarak biliniyor, militan ve dili sivri gazeteciliğinden
dolayı devlet düşmanı olarak tanınıyordu. Abu-Jamal davası başlı başına bir hukuk skandalı Mahkemede Abu-Jamalin polislere ateş ettiğini gördüğünü anlatan
fahişe Whitein durumu buna bir örnek. Whitein verdiği bu
ifadenin karşılığı olarak kendine açılan davaların kapandığı ve mesleğini
polisin koruması altında sürdürme ile mükafatlandırıldığı, 1996 yılında
ortaya çıktı. Yine ilk ifadesinde olay yerinden kaçan iki kişiyi gördüğünü
açıklayan bir şahit ise, polisin tehditleri sonucu ifadesinden vazgeçtiğini
daha sonraki yıllarda açıklayacaktı. Olayı araştıran savcı ilk soruşturmasında Giordano isimli bir polisin
de ifadesini almıştı. Bu polis olay gecesi tesadüfen orada olduğunu
ve Abu-Jamalin yaralı iken kendisine polisi vurduğu silahı arabanın
yanına attığını söylediğini anlatmış, ama bu zat mahkemeye çıkarılmamıştı.
Çünkü onun Abu-Jamal hakkında kararın açıklanmasından bir gün sonra
rüşvet ve haraç almaktan meslekten atıldığı ortaya çıkacaktı. Polis
memuru Giordanonun şefi ise, özel tim şefi olarak Abu-Jamali
Blacak Panther Party döneminden beri izliyordu. O ve yardımcısının olay
gecesi orada bulunduklarını söylemeleri ise ayrıca ilginç bir durumdu. Philedelphia polisinin sicili kirli 1973 yılında bir Amerikan mahkemesi Philedelphia kentinde polis saldırılarının
sistemli olarak yapıldığına karar vermişti. 1978 yılında yapılan bir
araştırma sonuçlarına dayanan bir Pensylvania milletvekili, Philadelphiada
polis saldırılarının öldürücü boyutlar aldığını açıklamak zorunda kalmıştı.
Açıklamada, 1970-74 yıllarında 143ü silahsız 226 kişiye ateş edilmiş,
bunlardan 80i ölmüştü. 1974-78 arası ise bu sayı 290 olarak açıklanıyor. 1979 yılında, Amerika tarihinde ilk kez Amerika Adalet Bakanlığınca,
artan ırkçı polis saldırılarına gözyummaktan Philadelphia valisi Rizzo
hakkında dava açıldı. Araştırmalar polisin rüşvet aldığı, haraç topladığı,
yalancı şahitliğe zorlama ve şahitlere zor kullanma ve tehdit vb. marifetlerini
su yüzüne çıkardı. Philadelphia yüksek mahkemeye giderek itiraz etti.
Mahkemede, Philadelphiada polisin davranışının diğer yerlerden
biçim ve kapsam olarak daha farklı olmadığına karar verdildi. İnsan hakları örgütlerinin 1972-93 raporunda ise, polisin gözaltına
aldıklarını sistematik olarak döverek, boğmaya çalışarak ve elektrik
vererek, işkenceden geçirdiği yeralıyor. Sorun Abu-Jamalin suçsuzluğunu ispat etmekten çıkmıştır Mamia Abu-Jamalin davası bir hukuk skandalıydı. Ama gelinen yerde
açıklanan son belgeler, olayın bir başka perdesini daha aralıyor. FBİnin
(Federal polisin) gizli arşivlerinde, Amerikan polis kurumunun tehdit
ve zorla rüşvet almak ve haraç toplamak, yeraltı dünyasının faaliyetlerine
ve fuhuşa iltimas geçmek gibi bir sürü gerçeğin kayıtlı olduğu ortaya
çıktı. Ve yeni avukatlarla birlikte, Abu-Jamalin özgürlük mücadelesi
politik bir havaya girdi. Artık sorun onun suçsuzluğunu ispat edip etmemeyi
aştı. Mamia Abu-Jamal, o mücadeleci kimliğiyle, bugün kendi davası ile
rüşvet ve yalan çukurunun üstünü açmak istiyor. |
|||||