Adana
Zindanlardaki direniş, sokaklarda büyütülüyor!
19 Aralıkta eli kanlı sermaye iktidarı, katliamlarına bir yenisini ekledi. Büyük bir arsızlıkla Şefkat operasyonu adı altında sunulan katliamı kınamak amacıyla İHD, ÖDP, EMEP, SİP, DBP, saat 12:30da İHD önünde yaklaşık 200 kişinin katıldığı bir basın açıklaması yaptılar.
Basın açıklamasında; yapılmaya çalışılanın bir katliam olduğu, Ölüm Orucundaki tutsakları hayata döndürme operasyonunun tam bir hayata kastetme operasyonuna dönüştüğü, hücrelere karşı devrimci tutsakların yanında olunacağı söylendi.
Açıklama sırasında Devrimci tutsaklar onurumuzdur!, Katil devlet hesap verecek!, Bedel ödedik, bedel ödeteceğiz!, Hücreleri parçala, tutsaklara sahip çık!, Yaşasın Ölüm Orucu direnişimiz!, Anaların öfkesi katilleri boğacak! sloganları atıldı.
İHD yönetiminin ve siyasi partilerin basın açıklamasını bir an önce bitirmedeki acelecilikleri, yanısıra operasyon sonrası kitlenin kafasında oluşan toz bulutu sonucu, bu basın açıklaması yeterince değerlendirilemedi. Kitlenin bir kısmı aşağıda kalıp slogan atmaya devam ederken bir kısmıysa yukarı çıkmaya başladı. Operasyon öncesi gövde gösterisi yapıp, intikam naraları atan çevik kuvvet eyleme müdahale etmek için sahneye çıktı. Aşağıda kalan kitleyi iterek İHD binasına soktu. Eylem 1 kişinin gözaltına alınmasıyla sona erdi.
Tutsaklara selam, direnişe devam!
Öğlenki eylemin ardından, bazı cezaevlerindeki operasyonlar ve direniş devam ederken, katliamın kanlı bilançosu belirmeye başlamıştı. Böylece, katliamın ilk anda kafalarda oluşturduğu toz bulutu yavaş yavaş dağıldı. Olumsuz hava yerini, akşam bir eylem daha konulması gerektiği, zindanlarki direnişin ancak alanlara çıkılarak büyütülebileceği düşüncesine bırakmıştı. Bunun için akşam saatlerinde, meşalelerle sokağa çıkılarak yürünmeye başlandı. Yaklaşık 100 kişinin katıldığı yürüyüş İHDnin önünden başlayarak Çakmak Caddesinden, 5 Ocak Meydanına kadar müdahale olmaksızın devam etti.
Yürüyüş boyunca Katil devlet hesap verecek!, Anaların öfkesi katilleri boğacak!, Bedel ödedik bedel ödeteceğiz!, Devrimci tutsaklar teslim alınamaz!, Devrim şehitleri ölümsüzdür!, Hücreleri parçala tutsaklara sahip çık!, Tutsaklara selam, direnişe devam! sloganları atıldı.
5 Ocak Meydanında bir süre için yol trafiğe kapatıldı. Uzun bir aradan sonra 5 Ocak Meydanı ilk defa böyle bir eyleme sahne oldu. Yolun karşı tarafına geçildiğinde sivil ve resmi polisler saldırarak 17 kişiyi gözaltına aldı. Gözaltına alınanların 7si mahkemeye çıkarılmadan, 10u ise izinsiz yürüyüş ve gösteri yasasına muhalefetten mahkemeye çıkarıldıktan sonra, gözaltına alındıklarının ertesi günü serbest bırakıldılar.
Adanada tutuklamalar ve yasaklamalar...
Tüm medya kurumlarına...
Operasyonun dışarı ayağında tutuklamalar...
Faşizme karşı omuz omuza!
Katliamcı devlet, zindanlardaki kanlı operasyonunu dışarıda sürdürdüğü terörle tamamlıyor. 2 Ocak tarihinde Dayanışma-Der başkanı Şule Sakaoğlu, Vatan temsilcisi, Vatan muhabiri ve Türkmen gazetesi temsilcisi örgüt üyesi oldukları gerekçesiyle tutuklanarak Kürkçüler Cezaevine konuldu. 1 kişininse arandığı, hakkında tutuklama kararı olduğu öğrenildi.
Bu saldırıyı katliamın bir devamı olarak görüyor, faşizme karşı omuz omuza şiarını daha güçlü bir biçimde yükseltiyoruz.
Katliam genelgesi uygulanıyor...
Radyo Arkadaş kapatıldı!
RTÜK 3 Ocak tarihinde, Radyo Arkadaşı 180 günlüğüne kapattı. Grup Yorumun Cemo adlı parçasının çalınmasını gerekçe göstererek radyoyu kapatan RTÜKü Radyo Arkadaş çalışanları ve Yönetim kurulu üyesi Melih Eroğlu bir basın açıklaması yaparak protesto etti. Açıklamada RTÜK denilen kurumun yasal olmadığı, yasaları çiğnediği, anayasanın eşitlik ilkesine aykırı davrandığı söylendi. Açıklama, Biz Arkadaş Radyo olarak radyomuzun 180 gün kapatılmasını kınıyor, bütün iletişim araçları yöneticilerini, RTÜKü protesto etmeye çağırıyoruz. Özgür basın susturulamaz. RTÜK kapatılsın, demokrasi mücadelesi yükselsin sözleriyle bitirildi.
Tutsak yakınları tüm ilerici kurumlara çağrı yaptı...
Hücrelere karşı mücadeleyi yükseltelim!
Tutsak yakınları 2 Ocak günü İHDde yaptıkları sözlü bir basın açıklamasıyla, 3er günlük dönüşümlü açlık grevine başladıklarını duyurdular.
Tutsak yakınlarından birinin yaptığı açıklamada, devletin cezaevlerine saldırmasının evlatlarını katletmek, yoketmek için olduğu belirtildi. Ayrıca devletin tutsakları hücrelere atmak, teslim almak için bu katliama giriştiğini, tutsaklarınsa teslim olmaktansa ölmeyi yeğlediğini, onlarcasının öldüğü, yüzlercesinin yaralandığını ve bu halde hücrelere atıldığı söylendi. Devrimci tutsakların atıldıkları hücrelerde SAG ve ÖOna devam ettiklerini, ailelerininse onların yanında olduklarını söyleyen tutsak yakını, ilerici, demokrat, devrimci kamuoyuna hücrelere karşı mücadeleyi yükseltme çağrısında bulundu.
Katliam lanetlendi, direniş selamlandı!
Faşist sermaye iktidarının zindanlardaki direnişi kırmak amacıyla yaptığı katliam sonrasında, 20 Aralık tarihinde Ç Ünde de bir yürüyüş gerçekleştirildi. Kitlesel bir şekilde sınıflar, kantinler dolaşılarak, devletin cezaevlerinde yaptığı katliamın teşhiri yapıldı. Ceyhan Cezaevinden getirilen ağır yaralı bir tutsağın Balcalı hastanesinde olduğunun öğrenilmesi üzerine, hastaneye kadar yürünerek orada bir basın açıklaması yapılması kararlaştırıldı.
Yürüyüş sırasında Katil devlet hesap verecek!, Devrimci tutsaklar onurumuzdur!, Devrim şehitleri ölümsüzdür!, Bedel ödedik bedel ödeteceğiz!, Yaşasın Ölüm Orucu Direnişimiz!, Hücreleri parçala tutsaklara sahip çık!, Tutsaklara selam direnişe devam!, Anaların öfkesi katilleri boğacak! sloganları atıldı.
Kampüs çıkışına gelindiğinde yol trafiğe kapatıldı. Sivil polis ve çeviklerin engelleme girişimlerine ve müdahalelerine rağmen, hastane girişinde basın açıklaması metni okundu. Açıklamada devletin yaptığı operasyonun zindanlardaki direnişi kırmaya, tutsakları katletmeye, teslim almaya yönelik olduğu, onları hücrelere atmaya çalıştığı, devrimci tutsaklarınsa Öleceğiz ama asla teslim olmayacağız şiarıyla katillere tok bir cevap verdikleri söylendi. İlerici, demokrat güçlere çağrıda bulunularak açıklama bitirildi.
Açıklamanın ardından yol trafiğe kapatılarak tekrar yürüyüşe geçildi ve kampüse girildi.
Hücrelerde açlık grevimiz sürüyor
Sabah saat 05:00-05:30 sularında arama yapma bahanesiyle jandarma ve gardiyanlar içeriye girdiler. Kollarımızı arkadan kelepçeleyerek 4er kişilik hücrelere koydular. Operasyon sırasında bütün eşyalarımız talan edilmiş ve ıslatılmış olduğu için, ilk üç gün hücrelerde ıslak ve hiçbir insani ihtiyacımız karşılanmadan bırakıldık.
İlk üç gün sayım almak bahanesiyle gelip sürekli dövüyorlar ve sözlü olarak hakaretle tacizde bulunuyorlardı. Bulunduğumuz hücre dışında hiçbir arkadaşımızla görüştürülmüyoruz ve kimin ne durumda olduğuna dair bir bilgi edinemiyoruz. Görüş saatlerimiz bir saate düşürüldü. Görüşe gelenler insanlık dışı üst aramalarıyla karşılaşıyorlar. Bundan sonra da, koşullar değişene, F hücre tipi cezaevleri kapatılana kadar, girdiğimiz açlık grevini sürdüreceğiz.
Komünist bir tutsak/Ermenek Cezaevi
|