ARSIVANA SAYFA
 
06 Ocak '01
SAYI: 01
İçindekiler
Kızıl Bayrak'tan
Tüm güç ve olanaklar seferber edilmelidir!...
Direniş sürüyor, zafer bizimdir!
20 yıldır teslim alamadılar asla teslim alamayacaklar!
Zindan katliamı: Bir kontr-gerilla operasyonu
Devrim yürüyüşümüz daha da güçlenecek!..
2001 kavga yılı olacak!
2001 yıkım programına karşı direnişi örelim!
2000'de sınıf hareketi...
"Hakkımızı ancak mücadele ederek alabiliriz"
Ücret asgari, sefalet azami!
Kontra devlet katliamda kirli medya psikolojik savaşta
Faşizmin zindanlarında katledildiler!
Katliam ve direniş/1
Devrimciler ölmez, devrim davası yenilmez!
Katliamı protesto gösterileri
Zindanlardaki direniş, sokaklarda büyütülüyor!
Yurtdışında katliamı protesto gösterileri
Zindan direnişine uluslararası destek
Tutsak temsilcileri ile heyetler arasında yapılan görüşmeler
PKK-Devrimci Çizgi Savaşçıları: Devrimci tutsaklar teslim alınamaz!
Zindan direnişiyle uluslararası dayanışma
Vahşi işkenceler, kırılamayan devrimci irade!
Bu vahşet zulüm düseninin çöküşünün de habercisidir!
Mücadele Postası


Bu sayının
PDF formatını download
etmek için tıklayın



 
 

 

2001 yıkım programına karşı direnişi örelim!

Geçtiğimiz haftalarda toplanan TÜSİAD’ın, Yüksek İstişare Konseyi (YİK) Başkanı B. Eczacıbaşı, B. Ecevit ve ekonomiden sorumlu bakanları taleplerinin bir an önce yerine getirilmesi için emirlerde bulundu:

"IMF’nin 2001 yılı programına göre özelleştirmeler bir an evvel yapılmalıdır. Meclisten geçmesi gereken yasal değişiklikler ise bir an evvel yürürlüğe girmelidir."

TÜSİAD bundan birkaç ay önce hükümetin ekonomik tedbirlerine alkış tutuyordu. Büyüme hızı yükseliyor diye hükümetin sırtını sıvazlıyordu. Ardından birkaç bankanın batması, faizlerin yükselmesi, borsa krizi ile Türkiye ekonomisi birdenbire tepetaklak oluverdi. Güya sermayenin bütün hayalleri suya düşmüştü. Fakat faiz artışlarıyla paylarına düşeni fazlasıyla aldılar. "Galata bankerleri olmadıklarını" hükümet de biliyor. Son birkaç aylık kârları kadar kazançlarının % 25’ini gecelik faizlerden kopardılar. Yatırım alanına akmayan sermayeleri daha da arttı. 6-7 milyar doları bir gecede yurtdışına çıkardılar. Ecevit’in ekonominin ağır hasara uğratıldığı yönündeki itirafı sermayeye karşı verilen sözleri yerine getirememenin acısını taşıyordu.

2001 yılının yıkım bütçesi meclisten geçti. Artan orandaki vergiler sağlıkta, eğitimde özelleştirmenin hızlanması, İMF tarafından zorunlu görülmektedir. Sonuç yine emekçi kesimlere fatura edilmiştir. Varolan işsizlik daha da artacak, kamu emekçilerini işten atmak daha da kolaylaşacaktır.

2001 yılının sınıf mücadelesi açısından sıcak bir yıl olacağı şimdiden bellidir. Kamu emekçileri ile işçi sendikalarının ortak eylemi genel grev, pasifize etme çabalarına rağmen onbinlerin işyerlerinden alanlara akmasıyla gerçekleşti. Bunun, sendikaların basit bir hava boşaltma eylemi olup olmadığını süreç içerisinde işçi ve emekçilerin kararlılığı gösterecektir.

Yabancı sermayeyi, hükümetin istikrarsızlığından çok sınıf hareketi ilgilendirmektedir. Özelleştirilecek KİT’lerde yabancı sermaye öncelikle siyasi istikrar aramaktadır. Bu istikrarsızlığı gördüğü koşullarda yatırımlarını daha fazla kâr elde edeceği, kendilerine güven veren ülkelere kaydırmaktadır.

2000 yılının başlarından itibaren yabancı sermaye akışı kısa süreli hızlanmış, yılın ilk altı ayında 1.2 milyar dolar sermaye girişi olmuştur. Bunun 603 milyon doları İş Bankası ile Telekom İtalian ortaklığı, 360 milyon doları İskenderun Yatırım A.Ş., 109 milyon doları TOYOTA SA, 90 milyon doları İzmir Elektrik Üretim A.Ş. tarafından olmuştur.

Şimdi de İMF’nin 10.4 milyar dolar aktaracağı sıcak para sermayenin iştahını kabartmaktadır. Hükümetin direktifiyle bu paranın bir an evvel gerekli yerlere aktarılması istenmektedir. TÜSİAD özelleştirmelere kimsenin karşı çıkmamasını, pürüz yaşanmamasını istiyor. Mecliste ve bakanların çatlak seslerine en küçük bir oyalamaya taviz vermek istenmemektedir. Zaten özelleştirmeye karşı çıkan ne bir bakan ne de bir milletvekili vardır. Sorun kimin ne kadar pay alacağıdır.

2001 yılında ilerici sendikalar ve sınıf devrimcileri, sınıf hareketindeki kıvılcımı iyi değerlendirme, sermayenin saldırılarına karşı genel grev örgütleme göreviyle karşı karşıyadır..