ARSIVANA SAYFA
 
21 Ekim '00
SAYI: 39
İçindekiler
Kızıl Bayrak'tan
Teslim olmaktansa ölmeyi yeğleriz
Sefaletin koyulaştırılması nın resmi belgesi
Kamu çalışanları üretimden gelen güçlerini kullanmak zorundadır
Sınıf politikasından yoksunluk
POAŞ’ta toplu işten çıkarma sert tepti
Kazanmak için grev silahından başka yol yok!
“İş güvencesi” yasa taslağı ve sendikalar
Ordunun Kürdistan basın turu ve turdan yansıyanlar
Sezer’e rektörler muhtırası
SES Genel Kurulu’nda devrimci çıkış
Birleşik Metal-İş Kongresi
Gün ölümüne bir kararlılıkla harekete geçme günüdür!
Hücre saldırısı ve yeni zindan direnişi
Öleceğiz ama hücrelere girmeyeceğiz
“Her türlü bedeli ödemeye hazır ve kararlıyız!”
Hücre saldırısı ve devrimci sorumluluk
Ümraniye’de provokasyonlar ve saldırı hazırlığı
Habip ve Ümit’i andık
Emperyalist barış politikası Filistin halkının özgürlük tutkusunu yokedemedi
Barış süreci çifte standarttan ibaret
Kıbrıs’ta TC’nin yıkım programına karşı genel grev
Burjuva basından seçmeler
Bir kitap: “Benden selam söyle Anadolu’ya!”
25 yıl önceki Ulucanlar’da ki vahşetin öyküsü
Ulucanlar davasına çağrı
Mücadele Postası
 



 
 
Habip ve Ümit’i andık


Frankfurt bölgesinde iki önder yoldaşımız için özel bir anma toplantısı düzenledik. Anmaya 60’ın üzerinde emekçi ve devrimci katıldı. Ulucanlar’da şehit düşen on devrimciyi ise daha önce öteki gruplarla ortak olarak gerçekleştirilen bir etkinlikle anmıştık.

İki önder yoldaşımızı anma etkinliğine saygı duruşuyla başlandı. Ardından zindanları, ‘71 devrimcilerinin direniş geleneğini, 12 Eylül sonrası zulmü ve buna karşı direnişleri anlatan bir dia gösterisi yapıldı. Sıra Ulucanlar’da gerçekleştirilen vahşi katliama geldiğinde, Habip yoldaşın Eylül ‘99’da yazdığı ve tok bir biçimde “Partinin bayrağına leke sürmeyeceğiz!” dediği son mektubundan parçalar okundu.

Ardından iki yoldaşımızın politik yaşamları özetlendi. Habip yoldaşın mahkemelerdeki savunmalarından, Ümit yoldaşın kongre kapanış konuşması ve mahkemedeki savunmasından parçalar okundu. Genç bir yoldaşımızın Ümit yoldaşın bir şiirini okumasının ardından politik konuşmaya geçildi. Bu katliamın neden gerçekleştirildiği, devletin bununla neler hedeflediği özetlendi. F tipi cezaevlerinin ne anlama geldiği ortaya konuldu. İki önder yoldaşımızın bu katliamda şehit olmasının anlamı üzerinde duruldu. Ardından TKİP’nin programını anlamaya, okumaya, sindirmeye ve TKİP’nin bayrağı altında toplanmaya çağrı yapıldı.

Habip ve Ümit’i anmaya, onların şahsında kurucusu oldukları partinin ilke ve amaçlarını kitlelere yaymaya devam edeceğiz.

TKİP taraftarları/Frankfurt





Cenevre Halkevi:

Devrimci tutsaklarla dayanışmayı her alanda sürdürüyoruz


Cenevre Halkevi olarak , bugüne kadar bütün gücümüzle devletin cezaevlerindeki katliamları, baskıları, işkenceleri, her türlü insanlık dışı uygulamaları karşısında susmadık ve de susmayacağız. Şunu çok iyi biliyoruz ki; susmak onaylamaktır ve işlenen insanlık suçlarına ortak olmaktır.

Devletin, devrimci tutsaklara yönelik işlediği bütün suçların cezasız kalmaması için, uluslararası insan hakları kuruluşları ve kurumlarının duyarlı olmaları ve tavır almaları için, çok yönlü girişimlerimizi sürdürdük ve sürdürmeye devam ediyoruz.

Son olarak hazırladığımız 10 sayfalık “Devletin Suç Dosyası” raporunu yaklaşık 500 kurum, kuruluş, BM yetkililerine, Avrupa parlamenterlerine ve dünyanın önde gelen basın kuruluşlarına ilettik. Ayrıca topladığımız 3000 imzayla Avurpa Parlamentosu’na F tipi cezaevlerinin yapımının derhal durdurulması, sağlık sorunları olan tutsakların tedavilerinin acilen yapılması ve bugüne kadar devrimci tutsaklara yönelik olarak işlenen suçların sorumlularının yargılanması için başvuruda bulunduk.

Cenevre HALKEVİ, internet de hazırladığı "SİYASİ TUTSAKLARLA DAYANIŞMA KOMİTESİ" web sayfasıyla, devrimci tutsaklarla dayanışmayı bu alanda da sürdürmektedir.

Sayfanın adresi: http://stdk.anatoli.com

24 Ekim 2000 tarhinde Ankara Adliyesi’nde asıl katillerin yerine sanık sandalyesine oturtulan devrimcilere sahip çıkmak ve dayanışma insanlık görevidir.

TUYAB’ın (Tutuklu ve Hükümlü Yakınları Birliği) mücadelesini devrimci coşkuyla selamlıyoruz.

18.10 .2000
Cenevre Halkevi






İHD Genel Kurulu’ndan notlar...


* İHD Genel Kurulu 14-15 Ekim tarihinde Ankara’da yapıldı. Katılımcılar arasında Filistin, İtalya, İspanya, Finlandiya, Hollanda, İsveç, İngiltere, Fransa, Bulgaristan, Irak büyükelçileri vardı. Ayrıca birçok kurum temsilcisi de genel kurula katılmıştı.

* Açılış konuşmasını Hüsnü Öndül yaptı. Kısaca, İHD’nin her zaman ezilen insanların yanında yer aldığından, barışın savunucusu olduğundan sözetti. Diğer konuşmacılar da hemen hemen aynı şeyleri söylediler. Kuşkusuz kendi bakışaçılarını ön plana çıkartarak... Dikkat çekici olan ise konuşmacıların nerdeyse hiçbirisinin F tipi cezaevine değinmemiş olmasıydı. (Çağdaş Hukukçuların temsilcisi ile bir tutsak babası dışında).

Bu arada hummalı bir kulis çalışması da devam ediyordu.

* İkinci gün ise konuşmak isteyenler söz isteyerek görüşlerini bildirdiler. Genel Kurul’un devamında karar alınması için çeşitli önergeler verildi.

Bu önergelerden kabul edilenler şunlardı:

- Cezaevleriyle ilgili yapılacak çalışmalara İHD bütçesinden pay ayrılması,

- F Tipi uygulamalara karşı verilen mücadeleye aktif katılınması,

- 24 Ekim’deki Ulucanlar davasına bütün yönetici ve delegelerin katılımının sağlanması,

- Genel af için mücadele,

- “Onurlu barış” için mücadele.

Bunların dışında birçok başka önerge de verildi. En çok üzerinde durulan F tipi cezaevleriydi.

* Önergelerin ardından Ankara İHD’nin yeni aldığı, her ayın 15’inde siyah giysili oturma eylemi kararı doğrultusunda Yunus Emre Kültür Merkezi önünde bir oturma eylemi yapıldı.

* Oturma eyleminin arkasından oylamaya geçildi. Yönetim için iki liste çıktı. “Kırmızı liste”de Alınterimiz ve D. Mücadele, “Beyaz liste”de ise; EMEP, ÖDP, HADEP, Atılım ve YÖN’cüler vardı. Yeni yönetimi Hüsnü Öndül başkanlığındaki “Beyaz liste” kazandı.





RİVAYET


Diyor ki şair
sulamıyorsa şiirim
çoraklığını ülkelerin,
boşadır dizelerim

Diyor ki aydın
yontamıyorsa
yozlaşmış kafaları düşüncelerim
boşadır düşlerim

Diyor ki işçi
kıramıyorsa zulmün zincirini
ellerim
haketmiyor alınterini
emeğim

Ve diyoruz ki hep beraber
proleter bilincin ışığında
kuramıyorsak iktidarımızı
zulüm ıslık çalarak
sürecektir saltanatını

          Cihan Ekin