ARSIVANA SAYFA
 
21 Ekim '00
SAYI: 39
İçindekiler
Kızıl Bayrak'tan
Teslim olmaktansa ölmeyi yeğleriz
Sefaletin koyulaştırılması nın resmi belgesi
Kamu çalışanları üretimden gelen güçlerini kullanmak zorundadır
Sınıf politikasından yoksunluk
POAŞ’ta toplu işten çıkarma sert tepti
Kazanmak için grev silahından başka yol yok!
“İş güvencesi” yasa taslağı ve sendikalar
Ordunun Kürdistan basın turu ve turdan yansıyanlar
Sezer’e rektörler muhtırası
SES Genel Kurulu’nda devrimci çıkış
Birleşik Metal-İş Kongresi
Gün ölümüne bir kararlılıkla harekete geçme günüdür!
Hücre saldırısı ve yeni zindan direnişi
Öleceğiz ama hücrelere girmeyeceğiz
“Her türlü bedeli ödemeye hazır ve kararlıyız!”
Hücre saldırısı ve devrimci sorumluluk
Ümraniye’de provokasyonlar ve saldırı hazırlığı
Habip ve Ümit’i andık
Emperyalist barış politikası Filistin halkının özgürlük tutkusunu yokedemedi
Barış süreci çifte standarttan ibaret
Kıbrıs’ta TC’nin yıkım programına karşı genel grev
Burjuva basından seçmeler
Bir kitap: “Benden selam söyle Anadolu’ya!”
25 yıl önceki Ulucanlar’da ki vahşetin öyküsü
Ulucanlar davasına çağrı
Mücadele Postası
 



 
 
Tutsak devrimcilerden açıklama...

Ümraniye’de provokasyonlar ve saldırı hazırlığı


Ümraniye Zindanı’nda yapılmak istenenlere yabancı değiliz.

Tarih 26 Eylül ‘99. Yer, Ulucanlar Zindanı. Ulucanlar katliamına gerekçe olarak sunulan: “Tünel bulundu.”

Tarih 5 Temmuz 2000. Yer, Burdur Zindanı. Burdur saldırısının gerekçesi olarak sunulan: “Mahkemeye çıkmıyorlar.”

Tarih 26 Temmuz 2000. Yer, Bergama Zindanı. Bergama saldırısının ve gerginliğinin gerekçesi olarak sunulan: “Tünel bulundu.”

Yukarıda sıraladığımız senaryoların benzeri Ümraniye Zindanı’nda devreye sokulmuş durumda. ‘99 yılının sonundan itibaren hapishane çevresinde periyodik olarak “tünel arama” amaçlı kazı çalışmaları yapılmaktadır. Yine o dönemde, “firara önlem” adı altında bazı tutsakların fotoğrafları dış nizamiyeye ve hapishanenin muhtelif yerlerine asılarak hedef gösterilmiştir.

Bu senaryo hala devam etmektedir. Son 15-20 gündür hapishanenin dört bir yanında ve yakın çevresinde yoğun kazı çalışmaları sürmektedir. İstanbul Valisi’nin, İstanbul Emniyet Müdürü’nün, İstanbul Alay Komutan’ının katıldığı çeşitli olağanüstü toplantılar yapılmıştır. Ailelere, yeni tutuklananlara “içerde tünel bulduk” vs. yalanları söylenmektedir. Yine hapishane ve çevresine komando ve özel tim yerleştirilmiştir.

Tüm bu gelişmelerin zemini, provokatörlük görevini, yalan haber yazma sorumluluğunu başkalarına kaptırmamak için yoğun çaba sarfeden Sabah gazetesinin 14 Eylül tarihli sayısında çıkan haberle hazırlanmıştır. Haberde idareye sığınan iki kişinin “tünel kazıyorlar” şeklindeki ihbarı üzerine idare tarafından yapılan araştırmalar sonucu, “kanalizasyonda toprak bulunduğu”, ayrıca hapishanede (yakında açlık grevine başlayacağı için) tutsakları şeker stoku yaptıkları vb., tamamen uydurma bilgiler yer almaktadır.

Periyodik olarak yapılan aramalardan sonra (ki son aramadan bir hafta sonra), Ümraniye Hapishanesi idaresi, bakanlıktan gelen talimatla “tünel şüphesi” üzerine, arama yapmak istediğini söylemiştir. Ümraniye Hapishanesi’ndeki tutsaklar arama vermemiştir. Hapishane idaresi 2 Ekim günü arama yapmıştır. Tüm bu gelişmelerden sonra basına yansıyan “Ümraniye Cezaevi’nde tünel bulunduğu”na ilişkin çeşitli spekülatif haberlerin devam etmesi oldukça dikkat çekicidir.

F tipi zindan uygulamasının gündemde olduğu ve hazırlıklarının yapıldığı bu süreçte çıkan yayılan haberler hiç tesadüfi değildir. Yine F tipi zindan uygulamasını meşrulaştırmak ve olası bir saldırı veya katliamı kamuoyunda kabul edilebilir kılmak için “tünel bulduk”, “sayım vermiyorlar”, “isyan çıktı” gibi yalan haberler yaymaktadırlar. Biliyoruz ki, devlet, mafya-çete hesaplaşmalarını bilinçli olarak F-Tipi zindan uygulaması için kullanan, hatta zaman zaman bu tür olayları özellikle yaratarak ve körüklüyerek, sonradan siyasi tutsakları hedef göstererek, “cezaevlerinde devlet otoritesini kuramıyoruz” demagojilerine çevirmektedir.

Ümraniye zindanında yaşanan gelişmeler, yaratılan gerginlik ve olası bir saldırı ve katliamın sorumlusu, başta Adalet Bakanlığı olmak üzere, Ümraniye Hapishanesi idaresi ve jandarma, İstanbul Valiliği, Emniyet Müdürlüğü olacaktır. Bu kurumları yalan ve uydurma senaryolara son vermeye, spekülatif haberleri durdurmaya çağırıyoruz. Keza, “tünel şüphesi” ile yapılan arama sonrası, hapishane çevresindeki kazı çalışmaları ve olağanüstü gelişmeler son bulması gerekirken, tüm hızı ile devam etmektedir. Bu gelişme başlı başına, devletin yeni saldırılar ve senaryolar peşinde olduğunu göstermektedir.

Halkımızı, yeni Ulucanlar katliamı yaşanmaması için F tipi zindan saldırısına karşı gelişen eylemliliklere katılımı yaygınlaştırmaya, devletin faşist yüzünü teşhir etmeye çağırıyoruz.

Hiçbir saldırı, provokasyon ve demagoji biz devrimci tutsakları yıldıramaz. Tüm kararlılığımızla, işçi sınıfı ve emekçi halkımızdan aldığımız güçle, F-Tipi zindan saldırılarını püskürteceğiz.
Devrimci tutsaklar teslim alınamaz!
Hücrelere girmeyeceğiz, direneceğiz!
Kahrolsun faşizm, yaşasın mücadelemiz!


TKP/ML, DHKP-C, TKP(ML), MLKP, TDP, MLSPB,
TKİP, TİKB, TKEP/L ve TKP-Kıvılcım dava tutsakları