Otomobil İşçileri Danışma Konferansı
Sonuç Bildirgesi
(25 Haziran 2000 tarihli Köln açıklaması)
2. Otomobil İşçileri Danışma Konferansı, 24-25 Haziran 2000 tarihinde, 7 ülke ve 32 işyerinden 275 kişinin katılımı ile Kölnde başarı ile gerçekleştirildi. Orası otomobil sektöründe yaşanan sorunlar ve tecrübelerimizin danışıldığı bir konferanstı.
Biz tüm otomobil işçilerini mücadeleci inisiyatiflere katılmaya çağırıyoruz-Enternasyonal!
Yıkıcı sonuçlarıyla beraber uluslararası otomobil üretiminin yeniden düzenlenmesi!
Dünya ölçeğinde tekellerin parçalara bölünmesi, üretim alanlarının kapatılması gösteriyor ki: Başarılı yapısal dönüşüm sabun köpüğü gibi infilak etti. Otomobil sektörü de işçiler ve aileleri için yıkıcı sonuçları olan derin bir yapısal krize saplanmış durumda. Büyük miktarda sermaye yokedilmek zorunda kalınıyor. Her yatırımda yeni işyerleri yaratılmıyor, varolanları yokediliyor. İşyerlerinin kapanması ve rekabet kudreti parolası altında yıllardır reel ücretler ve sosyal haklar budanıyor. Almanyada otomobil sektöründe her çalışan kişi başına elde edilen ciro 1990dan 1999 yılına kadar iki katı artarak, 262.120 marktan 526.910 marka yükseldi. Modern üretimde çalışanların özgüvenleri gelişti. Raporlu hastalara yapılan eşine rastlanmayan takip, çalışma hızının sürekli artması, esnek çalışma süresi, süreli sözleşmeler ve işyerlerinin yokedilmesi işçileri ve aileleri zorluyor.
Aynı zamanda bu yapısal krizin yükü devlet tarafından bizim üzerimize yıkılıyor. Emeklilik kesintileri artıyor, çevre vergisi benzin fiyatlarının fırlamasına neden oluyor. Milyarları bulan sübvansiyonlarla federal hükümet bu süreci teşvik ediyor. Hükümet tekellerin daha kolay birleşmeleri ve birbirlerini satın almalarını kolaylaştıran yeni yasalar çıkarıyor. Devlet kasası talan edilmeye devam ediliyor. Düzen partilerine güvenin yokolmasına şaşmamalı. Giderek artan sayıda işçi, politik yeni yönelimlere başladı.
Avrupada son 5 ayda sürümün gerilemesi hemen hemen tüm tekelleri sardı. İktisadi kalkınma yalanları su yüzüne çıkıyor. Otomobil tekelleri aşırı üretim kapasitesini yoketmek için, işyerlerini kapatarak ve başka yerlere naklederek, yükü çalışanların sırtına yıkmaya uğraşıyor.
Sosyal anlaşmalı işyeri tasfiyesi olamaz!
Geçtiğimiz yıl işyerlerinin yokedilmesi, işyerine özgü koşullardan işten çıkarılmadan sözde feragat etme adı altında gerçek işyerlerinin yokedilmesi örtbas edildi. Kısa süreli çalışma ve düşük ücretle çalıştırma giderek artıyor. Almanyada 11.5 milyon tam günlük işyeri açığı mevcut. Ama özellikle de kısa süreli çalışılan geçici işlerle insanların yaşamlarını sürdürebilmeleri mümkün değil. Hergün biraz daha fazla insan toplumsal yaşamın dışına atılıyor.
Başarılı Opel grevi işçiler için bir sinyal oldu:
Bekleme, mücadeleye geç!
Opel işçileri General Motorun Fiat ile birliğinin kendilerini nasıl etkileyeceğini anlamak için beklemediler. Bilinçli olarak kendiliğinden greve gittiler. 13 bin iş arkadaşımız 14-15 Haziran tarihleri arasında iki gün süresince işçilerin birliği ve kazanılmış hakları için grev yaptılar. Ve dünyanın en büyük tekeline karşı kazandılar. Şimdiye değin olduğu gibi süresiz eşit ücret ve çalışma koşulları geçerli sayılacak.
Ama grevin önemi maddi bir başarının daha da ötesinde. İşçilerin mücadele gücünün bölünmesine ve zayıflamasına izin vermedikleri için, grev politik bir karaktere sahip. Grev, GM patronlarının planlarını daha uzun yıllar uygulamaya koymalarını zora sokuyor.
Grev ilk andan itibaren uluslararası bir önem kazandı. Bir gün içinde Avrupanın birçok Opel işletmesinde üretim durdu. Diğer işyerlerinde çalışan işçilerin dayanışması her geçen saat arttı.
Bochumlu Opel işçisi arkadaşlarımız işverenin tüm işyerlerini kapatmak ile ilgili politik baskı uygulamaları karşısında da diz çökmediler. Gençlik bu grevde muazzam bir rol oynadı.
Tüm bunlar, bu mücadelenin ulaştığı büyük başarının teminatı oldular. Grev kendiliğinden, mücadeleci ve yüksek bir politik bilinç ile yürütüldü. Mücadeleye atılmak için, bu grevin öğretilerini kendimizinmiş gibi ele alalım.
Grevin zayıf yönlerinden öğrenmek de buna dahil: Grevi kendimiz nasıl başarıyla örgütleyebiliriz, kendiliğinden başlayan grevlerde nasıl hemen grev komitesi oluşturabiliriz, nasıl grev dayanışma komiteleri kurabiliriz, mücadeleyi tekel içinde ve uluslararası düzeyde nasıl koordine edebiliriz, politik saldırılara politik karşı koyuşu nasıl örgütleyerek cevap verebiliriz?
Artık otomobil işçilerinin inisiyatifi ellerine alması gerekiyor. Otomobil sektörünün uluslararası planda yeniden örgütlenmesinin sonuçlarına karşı mücadele daha aktif biçimde sürmeli...
* Tam ücret karşılığı haftada 30 saatlik işgünü için-esnek çalışma saatlerine karşı!
* Her tarafta ve tam yasal grev hakkı için!
* İşveren kârlarının sübvansiyonları durdurulsun! Çalışma koşullarına uygun uygulamalar geliştirilsin! Her işyeri için verilen mücadeleyle dayanışma!
* Tüm dünyada eşit işe eşit ücret! Standart iş sözleşmesi!
* Sendikalar mücadele örgütleri olmalıdır! İş için birlikten dışarı!
* Ağır sanayi ve kamu sektöründe %10 meslek yeri kotası için! Meslek öğreniminden sonra süresiz işe alınma!
* Tüm süreli iş sözleşmelerinin süresiz hale getirilmesi! Çalışma teşvik yasasının buna uygun düzenlenmesi!
* Mücadeleci kadın ve gençlik hareketi ile birlik!
* Sınıf mücadelesinin uluslararası dayanışmasının sağlanması, koordinesi ve daha yüksek boyutlara çıkarılması!
* İnisiyatifimizin temel taşlarından biri toplumsal alternatifler üzerine objektif tartışmadır!
Biz daha iyi yaşayabilmek ve kendi geleceğimiz için sorumluluğu beraberce taşıyabileceğimizi hissediyoruz!
Uluslararası otomobil üretiminin yeniden düzenlenmesinin sonuçlarına karşı enternasyonal otomobil işçileri inisiyatiflerini destekle! İmza topla ve yerel inisiyatif grupları kur!
Bizimle kenetlen!
Dünyadan kısa kısa...
Güney Kore: Otomobil işçileri grevlerinin yanısıra sağlık alanında da protestolar yükseliyor. Haziranın son haftası sağlık alanında yapılan değişiklikleri protesto etmek için onbinlerce doktor tüm ülkede süresiz greve başladılar. Ülke genelinde özel kliniklerin %90ı çalışmazken, devlet hastanelerinde sadece acil servislerde çalışıldı.
28 Haziranda sağlık sigortasında çalışan 2 bin kişi ücretlerinin yükseltilmesi, yeni çalışanların işe alınması ve yoksul ailelerin düşük aidat ödemeleri talepleriyle ulusal sağlık sigortasını işgal etmişlerdi. Ayrıca şef menejerini rehin tutuyorlardı.
1 Temmuzda azgınca saldıran polisin 1.600 kişiyi gözaltına almasıyla işgal sona erdirildi.
Avustralya: Haziranın son haftası tüm ülke genelinde 100 ocakta 20 bin maden işçisi greve gitti. Kötü çalışma koşullarına karşı başlayan grev 3 gün sürdü. Yasadışı olarak yapılan grevle hükümetin çıkardığı yeni çalışma yasası protesto edildi.
İtalya: Haziranın son haftasında ülke genelinde tır şoförleri, yükselen yakıt fiyatlarını ve vergi yükünü protesto için greve gittiler. Sürücüler yolları işgal ettiler. Birçok yerde gıda maddelerinde sıkıntı başgösterdi.
Norveç: Petrol işçileri 10 Hazirandan beri grevde bulunuyor. Kuzey Denizindeki petrol platformunda çalışan işçiler 63 yaşında emekli olabiliyorlar. İşçiler ise emeklilik yaşının 57ye indirilmesini talep ediyorlar.
Norveç, Suudi Arabistanın ardından petrol ihracatında dünyada ikinci sırada bulunuyor. Grev ile iki petrol platformunda üretim durdu. Petrol İşverenler Birliği tüm sendikalı işçilere karşı lokavt uygulayacağı yönlü tehdit ediyor. Bu da tüm petrol platformlarının çalışmaması demektir. İşverenler bununla hükümetin ulusal çıkarları gözeterek grevi yasaklamasını hedefliyorlar.
|