Ekim Gencligi ARSIVKIZIL BAYRAK
 
Ekim 2002
Sayı: 54
 İçindekiler
  Ekim Gençliği'nden...
  Seçim oyununu boşa çıkarmak için görev başına!
  Sermayenin çözümü seçimde, gençliğin çözümü devrimde!.
  Yeni dönem artan sorunlarla başladı
  ODTÜ'de alternatif açılış şenliği örgütledik!
  Yeni dönem çalışması; görev ve sorumluluklar
  Bir Amerikancı düzen partisi olarak CHP
  İÜ açılış şenliklerine kitlesel katılım
  Seçimler, reformist blok ve parlamentarist hayaller
  Geleceğimize sahip çıkalım!
  Emperyalist saldırganlığı ve savaşı durduralım!
  Kürt gençliğine çağrımızdır: Düzenin oyunlarını bozalım!
  ABD'nin savaş hazırlıkları ve Türk burjuvazisinin hesapları
  Ulucanlar: Görkemli bir direnişin adı
  Düzenin "yeni" kahramanları
  Hacıbektaş şenliğinde yoldaşça paylaşım
  Yaz dönemi çalışmamız
  Bu şehir ayağa kalkacak bir gün...
   Üniversitelerde polis, idare ve sivil faşist işbirliğine son!
  Bir emperyalist baskı ve sömürü birliği: AB
  Tüm Filistinli çocuklara...
  Üretime katılmanın önemi
  YTÜ'de dağıtılan bildiriden...
  Okur mektupları



 
 
Üniversitelerde polis, idare ve
sivil faşist işbirliğine son!

Selçuk Üniversitesi'nde, ülkücülerin silahlı saldırısına uğradıktan sonra can güvenliklerinin sağlanması için rektörlüğe dilekçe veren öğrenciler hakkında soruşturma açılırken, saldırıyı düzenleyen öğrenciler hakkında herhangi bir soruşturma açılmadı.

7 Mayıs'ta yaşanan saldırıda kafasına kuru sıkı tabancayla ateş edilen öğrencilerden Mehmet Zana Kibar'ın yüzde 90 görme kaybına uğradığı ve kör olma tehlikesiyle karşı karşıya bulunduğu belirtildi.

Saz çalan öğrencilere saldırı

7 Mayıs günü Selçuk Üniversitesi Alaaddin Keykubat Kampüsü bahçesinde bir araya gelerek saz çalan sol görüşlü 15 kişilik öğrenci grubuna karşıt görüşlü kalabalık bir grup saldırdı. Üniversitede "reis" olarak bilinen Yusuf Narin'in, kuru sıkı tabancayla Mehmet Zana Kibar, Serhat Erol ve Alaattin Çiçek isimli öğrencileri yaraladığı öne sürülen saldırıda bazı öğrenciler de dövüldü ve bıçaklandı. Saldırının ardından polis olaya karıştığı belirlenen toplam 6 öğrenciyi gözaltına aldı. Saldırıya önderlik eden ve silah kullanan Yusuf Narin de olaydan 3 gün sonra Kırşehir'de yakalandı. Savcılığa çıkarılan 7 zanlı, tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakıldı.

Öğrencilerin basın açıklaması

Saldırının ertesi günü konuyla ilgili basın açıklaması yapan mağdur öğrenciler, üzerinde "Bilim yuvasında terör istemiyoruz" yazılı siyah çelengi rektörlük binası önüne bıraktı. Daha sonra üç öğrenci, can güvenliklerinin sağlanmasını talep eden 65 dilekçeyi okul idaresine verdi.

Dilekçeci öğrencilere soruşturma

Selçuk Üniversitesi Rektörlüğü, açıklamadan iki hafta sonra, yani, 22 Mayıs günü dilekçelerde imzası bulunan 65 öğrenciye tebligat yapıp haklarında soruşturma açıldığını duyurdu. Öğrencilere iletilen tebligatlarda, "Çeşitli sloganlar atarak rektörlük binasına siyah çelenk bıraktığınızdan 2547 sayılı YÖK Kanunu Yüksek Öğretim Kurumu Öğrenci Disiplin Yönetmeliği'nin ilgili maddesi uyarınca hakkınızda soruşturma açılmıştır" denildi.

Saldıran öğrenciye soruşturma yok

Ancak, öğrencilerin eylem yapmasına neden olan saldırıya karışan ülkücüler hakkında herhangi bir soruşturma açılmadı. Haklarında soruşturma açılan öğrenciler, okul yönetiminin saldırgan öğrenciler hakkında herhangi bir işlem yapmamasına tepki gösterdi:

“Okul yönetmeliğine göre ateşli silah ve kesici alet taşımak, üniversite kampüsüne sokmak, okuldan atılma cezasını gerektirdiği halde saldırganlar elini kolunu sallaya sallaya okulda gezmeye ve etrafa tehdit savurmaya devam ediyorlar. Aynı kişiler daha önce de benzer olaylara karıştığı halde hiç bir soruşturmaya uğramadı.”

Anmaya katılan öğrenciler de "soruşturuluyor"

Bolu İzzet Baysal Üniversitesi'nde ülkücülerin 4 yıl önce öldürdüğü Kenan Mak için düzenlenen anma törenine katılan 30 öğrenci hakkında da, Bolu Cumhuriyet Savcılığı soruşturma başlattı. Mak için 2 Mayıs günü kampüs içinde yapılan anmaya katılan 30 öğrenci hakkında, jandarma karakolunun savcılığa yaptığı suç duyurusu üzerine 2911 sayılı "Toplantı ve gösteri yürüyüşleri yasasına muhalefet ettikleri" iddiasıyla soruşturma açıldı.

Mehmet Zarif/BİA Haber Merkezi
(Başlık Ekim Gençliği’ne aittir...)



Rektörler yine parasızlıktan yakınıyorlar!

Geçen yıl meclis alt komisyonlarında görüşülen YÖK yasa tasarısı seçimlerden sonra meclise gelecek.

Bilindiği gibi YÖK yasa tasarısı rektörlerin doğalgaz, elektrik, su borçlarını ödeyebilecek paraya bile sahip olmadıkları gerekçesi ile gerçekleştirdikleri bir dizi eylemin ardından hazırlanmış ve kamuoyuna sunulmuştu. İlk başta “zengin çocuklarından para alınıp, fakir çocuklarının okutulacağı” gibi iddialarla sunulsa da birkaç gün içinde cilası döküldü. Süslü yalanların altından eğitimin finansmanının tamamıyla ailelerinin üzerlerine yıkılması ve okulların emekçi çocuklarına kapatılması hedefi ortaya çıktı. Özellikle ODTÜ rektörü Ural Akbulut bir panelde, “Öğrenciler üniversiteyi kazandıklarında üniversitelerin karşısında yazan fiyat tarifelerine göre seçim yapacaklar (yani parası olan ODTÜ’ye, parası olmayan taşra üniversitelerine girebilecek) böylece de parasızlıktan dolayıkimse eğitimden vazgeçmek zorunda kalmayacak” diyerek, bütün yorumları gereksiz kılacak bir pervasızlıkla amaçladıklarının ne olduğu ortaya koymuş oldu.

Eğitim döneminin ilk günlerini yaşadığımız bugünlerde üniversite rektörleri faaliyetlerine tekrar başladılar. 27 Eylül tarihli Radikal gazetesine konuşan rektörler yine parasızlıktan dert yanıyorlar, daha fazla kaynak (devletten değil tabii ki) ve daha fazla yetki istiyorlar. İki yıl öncesinin sızlanmalarının YÖK yasa tasarısını gündeme getirdiği düşünülürse, bu defaki sızlanmaların da “hayra” vesile olmayacağı açıktır.

Seçim nedeniyle yasa tasarısı mecliste görüşülmese de, bizim açımızdan seçim ve savaş gündemlerinin yanısıra paralı eğitim karşıtı mücadelenin gündemin başında yer alması gerekliliği açıktır. Özellikle YÖK yasa tasarısının mecliste beklediğinin unutulmaya başlandığı koşullarda, bu ayrı bir önem taşıyor. Genç komünistler olarak, çalışmasını yaptığımız ve geri püskürtmeyi hedeflediğimiz paralı eğitim saldırısı temel bir gündemimiz olmayı sürdürecek.