2 Mayıs 2008 Sayı: SİKB 2008/18

  Kızıl Bayrak'tan
  2008 1 Mayıs’ı Taksim kararlılığıyla kazanıldı!..
   Kazanan direniş ruhu oldu!
Sendikal ihanete rağmen Taksim kazanıldı!
Adana’da kitlesel 1 Mayıs..
Kırşehir, Sivas, Tokat, Varto ve öteki kentler...
Kürdistan’da 1 Mayıs kutlamaları...
  Faşist ablukaya ve teröre karşı sokak sokak
1 Mayıs direnişi!..
  Taksim 1 Mayıs gözlemleri...
  İstanbul Ekim Gençliği Taksim 1 Mayıs gözlemleri...
  1 Mayıs’a ODTÜ’den kitlesel ve coşkulu katılım!
  İşçi ve emekçi hareketinden...
  Dünyada 1 Mayıs gösterilerinden...
  Almanya’da 1 Mayıs gösterilerinden...
  Anti-kapitalist bir kitle hareketi:
Anti-Poll Tax mücadelesi
Volkan Yaraşır
  Avrupa’da 1 Mayıs gösterilerinden...
  Mücadele Postası.
Bu sayının PDF formatını download etmek için tıklayın

 

İstanbul Ekim Gençliği Taksim 1 Mayıs gözlemleri (1)...

‘Bıji yek gulan, yaşasın halkların kardeşliği!’

Osmanbey Metro çıkışı ve Halaskargazi Caddesi’nden dağıtılan kitlenin büyük bölümünün Rumeli Caddesi üzerinde yeniden toparlanmasıyla binlerce kişilik kitleyle, eylemlerin bu kolunu başlatmış olduk. Bir müddet dağılmadan ve coşkulu sloganlar eşliğinde yüzünü ana caddeye dönen kitle burada polisin tazyikli su ve gaz bombası ile gerçekleştirdiği saldırılara taşlarla, kiremitler ve tuğlalarla karşı koydu. Tekrar eden polis saldırıları sonucu kitle bir miktar dağılarak ara sokaklardan Valikonağı Caddesi’ne geçti. Burada toplanan kitlede emekçi semtlerden gelen gençlerin katılımı oldukça yüksekti.

Yaklaşık 1500 kişi polisin saldırılarına karşı bir arada durmayı başaramadı ve bizim de içinde bulunduğumuz yaklaşık 300 kişi Maçka Parkı’na doğru çekildi. Bu esnada gelen haberler doğrultusunda yönümüzü tekrar Agos’a doğru çevirdik. Teşvikiye’nin ara sokaklarından dolanarak tekrar Valikonağı’na çıktık. Bu sırada ana caddeyi tutmaya çalışan polisle ufak çatışmalar yaşandı.

Valikonağı’nda diğer devrimci güçlerle buluşmamızın ardından bir müddet hedefimizi belirleyebilmek ve dağınık haldeki güçleri toparlayabilmek için marşlar ve sloganlar eşliğinde caddeyi kapattık. ‘Yaşasın 1 Mayıs!’, ‘Yaşasın devrimci dayanışma!’ sloganları gür bir şekilde haykırıldı. Ağırlığı üniversite öğrencisi olan kitle burada Şişli-Nişantaşı yönünden gelen Yurtsever Gençlik kitlesiyle buluştu. Kürt gençliğinin coşkulu katılımıyla birlikte ‘Kürdistan faşizme mezar olacak!’, ‘Yaşasın 1 Mayıs!’, ‘Bıji yek gulan!’, ‘Yaşasın halkların kardeşliği!’ ve ‘Bıji bıratiya gelan!’ sloganları coşkulu bir şekilde atıldı.

Ardından DİSK önünde kitlenin yeniden toplanmaya başladığı ve yürüyüşün zorlanacağı haberinin gelmesi üzerine Şişli’ye destek vermeye karar verdik. Ancak gidiş esnasında örgütlü davranılamadı ve kitlenin büyük bir bölümü dağınık bir halde hareket etmeye başladı. Yolda Şişli’nin de dağıldığı haberinin gelmesi üzerine aralarında devrimci dostlarımızın da bulunduğu yaklaşık 30 kişiyle tekrar Agos önüne doğru yöneldik ve ara sokakta Topkapı İşçi Derneği pankartı arkasında barikat önünde konuşlanmış olan binlerce kişilik kitleyle buluştuk. Barikatı aşarak ana caddeye girdiğimizde pankartımızı açarak alandaki yerimizi aldık.

Sendika bürokratlarının, milletvekillerinin peşi sıra kürsüye çıkıp yarım saat boyunca sınıfa ihanetlerini aymazlıkla dile getirmelerine karşılık alanda bulunan işçi ve kamu emekçisi yoldaşlarımızla birlikte ‘Taksim’e’ ve ‘Kahrolsun sendika ağaları!’ sloganlarını haykırdık ve Topkapı İşçi Derneği’yle birlikte pankartlarımızın yönünü Taksim’e çevirdik. Bürokratların eylemin bittiğini açıklamasının ardından Devrimci 1 Mayıs Platformu’nun kararı olan Taksim buluşmasına gitmek üzere yola çıktık. Ana caddenin yoğun bir polis ablukası altında olmasından kaynaklı Kurtuluş yönünden Dolapdere’ye yürümeye başladık.

Kitlenin dağılmayıp bir arada hareket etmesiyle birlikte dağınık olarak kurguladığımız yürüyüşümüz atılan sloganlarla birlikte coşkulu bir eyleme dönüştü. Mahalle halkı tarafından alkışlarla ve coşkuyla karşılanan kortejimiz ara sokaklardan Dolapdere’ye indi. Burada sayımız 2000’i aşıyordu. Burada ÖDP’lilerin kitleden ayrılmasının ardından Dolapdere Caddesi üzerinde sadece devrimci güçler kaldı. Cadde başındaki polisin saldırısına taşlarla karşılık verdik ancak kitlenin dağılmasının önüne geçemedik. Tarlabaşı’ndan ara sokakalarda eylemler sürerken, platformun eylemi bitirdiği kararını öğrenmemizin ardından biz de kalan tüm yoldaşlarımızla alanı terkettik.

Bizim bulunduğumuz güzergâhlarda gençliğin 1 Mayıs direnişine katılımı hareketin açık bir yansıması şeklindeydi. Gençliğin belirli bir ağırlık oluşturmasına karşın katılımın önemli bir kısmını semt gençliği oluşturuyordu. Kürt gençliğinin coşkulu ve militan katılımı da dikkat çekiyordu.

İstanbul Ekim Gençliği

Lise Öğrencileri 1 Mayıs’ı anlatıyor…

Taksim ruhuyla kavga alanlarında liselilerin sesi olmayı sürdüreceğiz!

Devletin kitleleri korkutmaya yönelik yürüttüğü güçlü psikolojik saldırılara ve yaratmaya çalıştığı olumsuz atmosfere rağmen 1 Mayıs devrimci güçlerin, işçi ve emekçilerin iradesi ile anlamlı bir sürece konu oldu. Bizler de İstanbul Liseli Gençlik Platformu (İLGP) olarak 1 Mayıs’a yönelik çalışmalarımızı güçlü bir şekilde ördük ve bulunduğumuz tüm yerellere ve yeni yönelimimiz olan Meslek Liselerine 1 Mayıs’ta Taksim’de olma çağrımızı taşıdık.

1 Mayıs sabahı günün erken saatlerinden itibaren okul önlerinde toplandık. Ardından toplu olarak Şişli’ye doğru yola çıktık. Anadolu Yakası ve Avrupa Yakası İLGP olarak Şişli’de 10.00 sularında buluştuk. Burada Şişli Adliyesi önünde toplanan kitleye katılarak, attığımız sloganlarla 1 Mayıs eylemine güç kattık. Şişli Adliyesi’nin geçtiği caddede bulunduğumuz yer iki taraftan polis barikatı ile kapatılmış, ara yollar dışında çıkış yolu bırakılmamıştı, bu alanda süren çatışmalara katıldık. Gelen gaz bombalarını, barikatlara attığımız taşlarla karşılayarak, zaman zaman da ara sokağa çekilerek burada 45 dakikaya yakın kaldık. Sonunda polis yığınağının daha fazla güçlenmesi sebebiyle olduğumuz yeri tutma şansımız kalmadı. Bunun üzerine yolun alt tarafında toplandık. Burada bir barikat kurularak caddeye çıkan iki sokak zorlandı. Yukarıda çatışıp sonra barikata dönüyorduk. Ama bizim için hedef Taksim’di. Bu durumda buradan yol yürüyemeyeceğimiz belli olunca kitle yön değiştirdi. Tek bir yürekten gelen, tek bir vücuda bürünen sloganlar ile Şişli’nin sokak ve caddeleri devrimcilerin 1 Mayıs- Taksim kararlılığı ile yankılandı.

Uzunca bir yürüyüşün ardından tekrar polis saldırısıyla karşılaştık. Mümkün olduğunca dostlarımızdan kopmamaya özen göstererek yürüyüşü sürdürdük. İLGP için bu eylem önemli bir sınav oldu. Böylesi bir çatışma ortamında, deneyimsiz olan birçok liseli arkadaşımız, buna rağmen hiç tereddüt etmeden polisle çatışmaya girerek, anlamlı bir duruş sergilediler. Kitleyi attırdıkları sloganlarla motive eden, yeri geldiğinde barikata yüklenmek üzere çağrı yapanlar arasında yine İLGP’li liseliler vardı. Her fırsatta polise taş atan, gaz bombasını tekmeleyenlerden birileri liseliydi. Bu, liselilerin mücadele inancının ve devrimci kararlılığın bir yansımasıdır.

Epey kitlesel bir kortejle yürüyüşümüz Taksim’e girmek için devam etti. Yer yer çatışma yaşansa da en yakın teması ÖDP binasının etrafındaki sokaklarda yaşadık. Burada polisi bir ara sıkıştırıp taş yağmuruna bile tuttuk. Kalkanlarından kafalarını bile çıkaramadılar. Fakat ellerimizdeki taşlar bitip, tekrar yüklenmek için hazırlanırken ani bir saldırı yedik. Atılan gaz bombalarına, bu saldırı ile birlikte yoğun plastik mermi eşlik etti. Bu sırada kitlenin ikiye bölünmesi ile beraber liselilerin korteji de ikiye bölünmüş oldu.

Bize ulaşan Devrimci 1 Mayıs Platformu’nun İstiklal’e geçiş kararı üzerine 2’li 3’lü gruplara ayrıldık. Taksim kararlılığımız son ana kadar sürdü. Neredeyse hiçbir yoldan Taksim’e geçmek mümkün değildi ama tüm yolları zorladık. Bir grup liseli arkadaşımız ara yollardan ve polis barikatlarından geçerek İstiklal’e geçmeyi başarırken, öteki ekibimiz daha uzun bir yoldan dolandığı için diğer liselilerle buluşamadı. İstiklal’e giremeyen grup Taksim İlk Yardım Hastanesi önünde çatışanlarla buluştu. Burada uzun süren çatışmalara katıldık. Polis fazlaca sıkıştırmış olmasına rağmen ilk süreçte kitleyi tam anlamıyla dağıtamamış olsa da, sonrasında EFE adı verilen panzerin son anda gelen desteği ile 1 saat sonra kitleyi dağıtabildiler.

Burada polisin kitleyi dağıtmasının ardından gelen haberle Devrimci 1 Mayıs Platformu’nun eylemleri bitirdiğini öğrendik. Diğer liseli arkadaşlarla buluşmalar kararlaştırarak Taksim’den daha güçlü eylemlerde buluşmak üzere diyerek ayrıldık.

İLGP olarak yürüttüğümüz güçlü 1 Mayıs kampanyasının sonucunu alanda gördük. 35 kişilik katılımımız ve kitlemizin tüm çatışma anlarındaki tutumu bizim haklı gururumuz oldu. İLGP olarak kavga alanlarında liselilerin sesi olmayı sürdüreceğiz.

İstanbul Liseli Gençlik Platformu


İstanbul Ekim Gençliği Taksim 1 Mayıs gözlemleri (2)...

Sendikal bürokrasinin oyunlarına rağmen Taksim saatlerce zorlandı!

2008 1 Mayıs’ına dönük devlet terörü ilk olarak sabahın erken saatlerinde Şişli’deki DİSK binasında kendini gösterdi. Yürüyüş güzergâhının tek kola indirilmesiyle birlikte, Taksim eylemi için ana toplanma merkezi DİSK binası olmuştu. Bu eksende DİSK binası, bir gece öncesinden yüzlerce işçi ve emekçinin konakladığı bir alan haline gelmişti. Biz sabah saat 5.45 civarında DİSK genel merkezi önüne geldik. Ve bizim girişimizden kısa bir süre sonra binanın çevresi ablukaya alınarak müdahaleler başladı.

Sabahın erken saatleriyle birlikte bina önündeki hareketlilik başlamış oldu. DİSK’e bağlı bazı sendikaların pankart ve flamalarının yanısıra devrimci örgütlerin de pankart ve flamaları bina önüne yerleştirilmeye başlandı. Saat 06:15 civarı bina önündeki yol çıkışı, çevik kuvvet ekipleri ve panzerler tarafından tutuldu. Bu arada yapılan ajitasyonlar ile birlikte bina içindeki kitle giriş tarafına çağrıldı. Sendika yöneticilerinin ‘bekleyen kitlenin bina içine sokulacağı’ söylemli pazarlıkları sürerken polis ekipleri kitleye önce tazyikli su, sonrasında ise biber gazları ile saldırdı. İşçilerle birlikte bina içerisine çekilen kitle saldırıya sloganlarla cevap verdi. Tazyikli su bina giriş kapısına uzun süre boyunca sıkıldı, atılan gazlar binanın üst katlarında bulunanları da etkiledi.

Polis ekipleri 07:40 civarında bina önünde bir kez daha saldırarak gözaltı gerçekleştirmeye çalıştı. Gözaltılı bu saldırı girişiminin hemen sonrasında saat 08:00 civarında Süleyman Çelebi bina önüne gelerek saldırıları kınayan bir basın açıklaması gerçekleştirdi.

DİSK yöneticilerinin büyük oranda bina içerisinde kalınmasını söylemelerine rağmen kitle 08:30 civarı bir kez daha girişteki yol üzerinde konumlanarak yüzünü polis barikatına döndü. Kısa bir süre sonra çevik kuvvet ekipleri kitleye tekrardan saldırdı. Yine tazyikli ve boyalı su kullanan çevik kuvvet ekipleri, peşi sıra yoğun bir biçimde biber gazı kullandı. Binadan tekrar çıkmak isteyen kitlenin üzerine sürekli bir biçimde gaz atıldı. Bilhassa bina giriş katı yoğun bir biçimde biber gazı doldu. Atılan gazlar sonrasında rahatsızlanan birçok kişi hastanelere kaldırıldı. Kullanılan yoğun gaz, kısa sürede binanın diğer katlarına da yayıldı. İçeride rahatsızlanan birçok kişi daha oldu. Bu saldırıya paralel bir biçimde, DİSK ön ve arka bina cephelerinde ek saldırılar da oldu. Bina içerisinde biriken işçiler gerek aşağıdaki saldırılar esnasında gerekse sonrasında camlardan sürekli sloganlar attılar, ajitasyonlar çekerek marşlar söylemeye çalıştılar. Bu süreçte genel itibariyle DİSK yöneticileri, koordinasyon kurmak ve inisiyatif sağlamaktan oldukça uzak tutumlar aldılar.

Genç-Sen içerisindeki özneler de tercihi bir biçimde iradi ve ortak tutum almaktan uzak durdular denilebilir. Öncesinde yapılan tartışmalar ve ifade edilen söylemler böyle bir tabloyu az çok tanımlamaktaydı. Bizim müdahale çabalarımıza ve “pankartı aşağıda açalım” dememize rağmen, pankart yukarıda asılı zaten türünden cevaplar üretmeye çalışan Genç-Sen ‘yöneticileri’ de oldu.

Saat 10:00’a gelindiğinde binada bulunanlara aşağıya inme çağrıları yapılarak, bina önünde tekrardan toplanılmaya başlandı. Sendika bürokratları Taksim yolunu açacak ‘tek kilit’ olarak gördükleri milletvekilleriyle birlikte polisle pazarlığa girişti. Ancak yapılan pazarlıkların olumlu sonlanmamasıyla birlikte kitle DİSK binasının yanına çekildi. Saat 11:30 gibi burada ses aracından konuşmalar yapıldı. Burada sendikal bürokrasi kendini bir kez daha gösterdi. Taksim iddiasıyla toplanan işçilerin ve eylemin örgütleyicisi devrimci öznelerin iradesi çok açık ki boşa düşürülmek istendi. ‘Artık tüm alanlar Taksim alanı olmuştur’ gibi ‘cilalı’ sözlerle kitleye seslenen yöneticilere, birçok işçiden ciddi tepkiler de geldi.

Devrimci 1 Mayıs Platformu’nun kararı doğrultusunda Taksim yönüne doğru harekete geçildi. Polis tarafından Taksim’e gidişteki ana hatların büyük oranda kapatılması nedeni ile ara sokalara yöneldik.

Pangaltı güzergahıyla birlikte Dolapdere’ye geçilmeye çalışıldı. Saat 12:30 civarı, Dolapdere üzerinden Taksim’i zorlamak isteyen yaklaşık 300 kişi ile sloganlar eşliğinde ara sokaklar üzerinden Dolapdere’ye ulaşıldı. (Halkevleri, Alınteri, Çağrı ,Yurtseverler ve bizden oluşan bir kitle vardı). Burada Dolapdere’ye ulaşan diğer kitleyle de birleşilerek binin üzerinde bir sayıya ulaşıldı. Dolapdere ana cadde üzeri yol kesilerek trafiğe kapatıldı. Buradan Taksim’e çıkış için yapılan zorlama polis barikatıyla engellenmeye çalışıldı. Ana cadde üzerinde bulunan kitleye çok sayıda polis yoğun gaz bombası kullanarak saldırdı. Saldırıya sloganlarla ve taşlarla karşılık verildi, kontrollü olarak Dolapdere ara sokaklarına çekilindi. Kitlede sayısal olarak ciddi bir dağılma yaşansa da ara sokaklarda tekrar toplanılarak polis noktalarına yüklenmeye çalıştık. Genel olarak Bilgi Üniversitesi etrafı polis tarafından yoğun ablukaya alınarak, Taksim’e geçiş engellenmeye çalışıldı.

Ara sokaklara çekilmenin hemen sonrası yaklaşık Dopladere üst caddede sloganlar atarak tekrar toplandık. Bu noktaya da kısa sürede çevik kuvvet müdahalesi gerçekleşti. Panzerlerin yanı sıra tekrar yoğun bir biçimde gaz bombaları kullanıldı. Saldırıya taşlarla karşılık verilerek tekrar geri çekilindi. Sonrasında ara sokaklarda bir saat içerisinde üç müdahale daha gerçekleştirildi. Burada da çevik kuvvetin saldırısına sloganlarla ve taşlarla karşılık verildi, yer yer sapanlar kullanıldı. Gaz kullanımıyla birlikte müdahaleler kapsamında yaralanmalar ve gözaltılar oldu. Yoğun gaz kullanımı neticesinde mahallelilerden de rahatsızlananlar oldu.

Bir saati aşkın yüklenmelerden sonra az sayıda kalan kitle, Devrimci 1 Mayıs Platformu’nun eylemi bitirme kararı da dikkate alınarak, dağılmış oldu.

İstanbul Ekim Gençliği

 


Türkiye Komünist İşçi Partisi Taksim kararlılığını selamladı!

Şişli’nin ara sokaklarında polis ile yürütülen kıyasıya mücadele sırasında komünistler de barikatların başında yerlerini aldılar. Tüm devlet terörüne rağmen direniş merkezleri “İşçi sınıfı savaşacak, sosyalizm kazanacak!”, “Ya barbarlık ya sosyalizm!”, “Yaşasın 1 Mayıs!”, “Yaşasın proletarya enternasyonalizmi!” şiarlı, TKİP imzalı kuşlarla donatıldı.


 

Genç-Sen: “Üniversitelerimize, geleceğimize sahip çıkıyoruz!”

Genç-Sen alanda “Üniversitelerimize, geleceğimize sahip çıkıyoruz!” pankartıyla yer aldı. Pankartın arkasında yaklaşık 90 öğrenci yürüdü. Genç-Sen korteji disiplinli ve coşkuluydu. Öğrenciler “Her yer Taksim, her yer direniş!”, “Üniversiteler bizimdir bizimle özgürleşecek!”, “DTCF, Tandoğan faşizme mezar olacak!” vb. sloganları güçlü bir şekilde haykırdılar. Yürüyüş sırasında Gündoğdu marşı hep bir ağızdan söylendi. Genç-Sen kortejinde DTCF, Tandoğan ve Beytepe Genç-Sen’li öğrenciler yürüdü.


“Cebeci Öğrencileri” pankartı arkasında 45 kişi yürüdü

Ankara Üniversitesi Cebeci kampüsünde 1 Mayıs’ta alanlara çıkma çağrısı yapıldı. Eğitim, Hukuk ve İletişim öğrencileri “Cebeci Öğrencileri” pankartının arkasında birleşse de, okulda 1 Mayıs havası yaratılması ve çalışmanın bu fakülteler arasında birleştirilmesinde eksik kalındı. Cebeci’de Genç-Sen üyelerinin bir kısmının Taksim’e gitmesi nedeniyle, daha önemlisi yerellerde 1 Mayıs’ın kutlanması ve alanlara çıkılması gerektiğini düşününler olarak hem çalışmalarda hem de alanda ortaklaştık. Ancak bu ortaklaşmada SBF öğrencileri yer almadılar. SBF-DER pankartı, ortak açılan Cebeci Öğrencileri pankartı arkasında değil, ODTÜ öğrencileri arkasında açıldı.

Cebeci öğrencileri 12.30’da Cebeci kampusunda bir 1 Mayıs eylemi gerçekleştirdiler. Yaklaşık 20 kişilik öğrenci grubu fakülteleri ve yemekhaneyi sloganlarla dolaşarak öğrencileri 1 Mayıs eylemine çağırdılar.

Cebeci öğrencileri alana “Yaşasın 1 Mayıs, Biji yek gulan” pankartıyla çıktı. Pankartın arkasında 45 kişi yürüdü. Yürüyüşte Eğitim Öğrencileri, Cebeci Genç-Sen ve Hukuk Fakültesi Öğrenci Derneği imzalı dövizler taşındı. Dövizlerde “Diplomalı işsiz olmayacağız!”, Üniversitemizde kamera, turnike, polis istemiyoruz!”, “Yaşasın işçilerin birliği halkların kardeşliği!” , “Gençlik gelecek, gelecek sosyalizm!” şiarları yer aldı. Miting alanına kadar “YÖK, polis, medya bu abluka dağıtılacak!”, “Faşizme karşı omuz omuza!”, “Yaşasın devrim ve sosyalizm!”, “Yaşasın 1 Mayıs, biji yek gulan!” sloganları atıldı.

Cebeci Ekim Gençliği