2 Mayıs 2008 Sayı: SİKB 2008/18

  Kızıl Bayrak'tan
  2008 1 Mayıs’ı Taksim kararlılığıyla kazanıldı!..
   Kazanan direniş ruhu oldu!
Sendikal ihanete rağmen Taksim kazanıldı!
Adana’da kitlesel 1 Mayıs..
Kırşehir, Sivas, Tokat, Varto ve öteki kentler...
Kürdistan’da 1 Mayıs kutlamaları...
  Faşist ablukaya ve teröre karşı
sokak sokak 1 Mayıs direnişi!..
  Taksim 1 Mayıs gözlemleri...
  İstanbul Ekim Gençliği Taksim 1 Mayıs gözlemleri...
  1 Mayıs’a ODTÜ’den kitlesel ve coşkulu katılım!
  İşçi ve emekçi hareketinden...
  Dünyada 1 Mayıs gösterilerinden...
  Almanya’da 1 Mayıs gösterilerinden...
  Anti-kapitalist bir kitle hareketi:
Anti-Poll Tax mücadelesi
Volkan Yaraşır
  Avrupa’da 1 Mayıs gösterilerinden...
  Mücadele Postası.
Bu sayının PDF formatını download etmek için tıklayın

 

Besleme AKP hükümetinden faşist zorbalığın hesabı sorulmalı!

Faşist ablukaya ve teröre karşı sokak sokak 1 Mayıs direnişi!..

30 Nisan’da akşam saatlerinde Şişli’deki DİSK Genel Merkez binası önünde başlayan 1 Mayıs kutlamaları sabah saatlerinde yerini aralıksız devam eden devlet terörüne bıraktı. Geceyi bina içinde ve önünde geçiren sol, sosyalist, devrimci güçler ve DİSK’e bağlı sendikalar sabah saat 06.30’da panzerler ve çevik kuvvet yığınağı ile karşılandılar.

Saat 06.30... Devlet terörü...

Sabah erken saatte flamaların açılmasıyla coşkulu bir biçimde başlayan gün biraz sonra çevik kuvvet ekiplerinin DİSK Genel Merkez binasının 20-30 metre yakınına konumlanmasıyla devam etti. Sendika yöneticilerinin dışarıda bekleyen kitlenin bina içine sokulacağını söyleyerek yaptıkları pazarlık ise sonuç vermedi. Başından itibaren ortamı terörize etmeyi planlamış olan kolluk güçleri, dışarıda bekleyen kitlenin büyük kısmının içeriye girmiş olmasına rağmen, kırmızı boyalı su ve gaz bombalarıyla saldırıya geçtiler. Bunun üzerine dışarıya çıkan DİSK yöneticileri sloganlar atarak saldırıyı protesto ettiler.

Saat 07.40... Kararlılık artıyor...

DİSK binası önünde bekleyişlerini sürdüren DİSK üye ve yöneticileri bir kez daha saldırıya maruz kaldılar. Saldırıların ardından kitlenin kararlılığı daha da artmaya başladı. Yaşanan saldırı sırasında DİSK üyesi 3 kişi gözaltına alındı. DİSK yöneticileri gözaltıların ardından bekleyişlerini sürdürdüler. Polis terörünü teşhir eden konuşmalar gerçekleştirdiler.

Çelebi: “Taksim’de 1 Mayıs engellenemez!”

Gözaltıların yaşandığı 07.40 saldırısı sonrasında DİSK binası önünen DİSK Genel Başkan Süleyman Çelebi geldi. Çelebi, saldırılara ilişkin basına açıklama yaptı. KESK Genel Başkanı İ. Hakkı Tombul da açıklamaya katıldı. Çelebi saldırıyı kınayarak, saldırının ilk önce DİSK’e yapıldığını söyledi. Sert cümlelerle, yaşanacak her türlü durumdan valilik ve emniyet müdürlüğünün sorumlu olacağını açıkladı ve Taksim’de 1 Mayıs kutlamalarının engellenemeyeceğini ifade etti.

Ardarda yaşanan azgınca saldırılara karşı DİSK binası önünde sürekli olarak “Yaşasın 1 Mayıs!”, “Kahrolsun faşizm, yaşasın mücadelemiz!”, “Faşizme karşı omuz omuza!” sloganları yükseldi. Bina içinde olan kitle ise camlardan attıkları sloganlarla destek verdi.

3. saldırıda yaralanmalar... Saat 08.30

Çelebi’nin konuşmasının hemen ardından, saat 08.30’da günün 3. saldırısı yaşandı. Bu saldırı sonrası kitlenin kararlılığı daha da arttı ve sokağa taştı. DİSK binasından çıkmak isteyen kitleye gaz bombaları atan polise “Baskılar bizi yıldıramaz!”, “DİSK’e kalkan eller kırılır!” sloganlarıyla karşılık verildi. Binanın camlarından ise marşlar ve sloganlar hiç durmadı. Yarım saati aşkın süren 3. saldırı sonrası çatışmada yoğun gaz kullanımından etkilenen DİSK üyeleri oldu. Yaralanan ve gazdan etkilenenler hastaneye kaldırıldılar.

Bu saldırıyla eş zamanlı olarak Halaskargazi Caddesi üzerinde CHP pankartı açan grup sloganlarla Osmanbey tarafına yürüyüşe geçti. 1 Mayıs pankartı arkasında yürüyen CHP kitlesi Şişli Etfal civarına geldiğinde tazyikli su ve gaz bombalı saldırıya maruz kaldı. CHP’liler saldırının ardından ara sokaklarda toparlanıp sloganlar atmaya devam ettiler.

Tez Koop-İş 4 No’lu Şubesi’nden alkışlarla çıkan yaklaşık 60 işçi 20-30 metre yürüdükten sonra polis saldırısıyla karşılaştı. Polisin tazyikli su sıkarak müdahale ettiği işçiler yeniden sendika şube binasına girdiler.

Aynı anlarda Cumhuriyet gazetesi önünde toplanarak yürüyüşe geçen gruba Şişli Emniyet Müdürlüğü önünde saldırıldı. Polisin yoğun gaz bombası kullandığı saldırıda baygınlık geçirenlerin olduğu görüldü.

Metro otobüs duraklarında CHP üyeleri pankart açtılar. Polis dağılmaları yönünde uyarıda bulundu ancak kitle dağılmadı. Bunun üzerine polis tazyikli suyla saldırarak kitleyi dağıttı.

Ara sokaklarda devrimci avı...

DİSK Genel Merkezi’nin arkasında toplanan kitleye saldıran çevik kuvvet HÖC ağırlıklı kitleyi ara sokaklara kadar gaz bombaları ile kovaladı.

DİSK Genel Merkezi önünde bunlar yaşanırken, Mecidiyeköy ve Şişli’nin değişik yerlerinde toplanma girişimleri gerçekleşti. Saat 10:00 civarında Eğitim-Sen üyeleri Kuştepe-Çağlayan yolu köprü altında toplandılar. “Yaşasın 1 Mayıs!”, “Biji yek Gulan!”, “Faşizme karşı omuz omuza!” sloganlarıyla Şişli’ye doğru yürümek istediler. Polis gaz bombalarıyla saldırarak kitleyi dağıttı. Ancak 10-15 dakika içerisinde Eğitim-Sen üyeleri yeniden toplanmayı başardılar. 1 Mayıs Marşı söyleyerek yürüyen Eğitim-Sen’lilere Genç-Sen’lerin de katıldığı görüldü. Polis bir kez daha saldırarak yürüyüşü engelledi.

Saat 11:00’de İş Bankası önünde toplanan bir grup tazyikli suyla dağıtıldı. Hemen ardından Cumhuriyet gazetesi önünde kitle toplandı. Polis bu grupa 11:45 civarında oldukça sert bir şekilde saldırdı. Polisin çok sayıda kişiyi copladığı ve tekmelediği görüldü.

Aynı dakikalarda Okmeydanı’ndan Şişli yönüne doğru giden bir grup, Şişli EML önünde polisin saldırısıyla karşılaştı. Polis gaz bombalarıyla kitleyi dağıttı.

Polis Cevahir İş Merkezi önünde sloganlarla yürüyen kitleyi de saldırarak dağıttı.

Taksim’e yürüyüş pazarlıkları...

Çatışmalar saat 09.00’a kadar devam etti. Bu andan itibaren DİSK binası önünde Taksim’e yürüyüş hazırlıkları başladı. Karanfillerle yazılmış olan “1 Mayıs” yazısının arkasında toplanmaya ve çoğalmaya başlayan kitlenin içine CHP ve DTP milletvekilleri geldi. Çelebi, milletvekillerini de yanına alarak Taksim’e yürüyüş pazarlığı yapmaya başladı. Bir süre devam eden pazarlıklar sonuç vermedi. DİSK ve KESK yöneticilerinin yaptığı değerlendirme toplantısının ardından DİSK Genel Merkezi’nin yanına çekilen kitleye ses aracından 1 Mayıs kutlamalarının sonlandırıldığına dair açıklama yapıldı. Kitleye DİSK Genel Başkanı Süleyman Çelebi ve KESK Genel Başkanı İsmail Hakkı Tombul seslendi. TGS, T. Harb-İş genel başkanları ve Türk-İş Genel Sekreteri Mustafa Türkel de açıklamada bulundu. Konfederasyon genel başkanları yapılan konuşmalar sonrasında AGOS gazetesi önünde bekleyen Türk-İş ağırlıklı kitleye seslenmek üzere yola çıktılar.

Sendika bürokratları bir kez daha emekçileri yarı yolda bıraktı. Tabanın basıncı ile Taksim’de ısrar eden sendikal bürokrasi, son ana kadar sergilediği tereddütlü tutumunu 1 Mayıs sabahı emekçilere ihanetle tamamladı. DİSK’in önünde bekleyen, Taksim’e yürüme isteği ve azmini taşıyan ve saatlerdir polisin saldırısına uğrayan kitleyi basın açıklamasının ardından dağıttı. Bürokratlar, DİSK’in önünde gerçekleştirdikleri açıklamanın ardından AGOS’un önünde bekleyen Türk-İş’in yanına yöneldiler.

1 Mayıs’ın en çok beklenen korteji ise Türk-İş’ti. Belediye-İş şubelerinin kitleselliğiyle dikkat çeken korteji kısa bir süre sonra azgınca saldırıya maruz kaldı. Belediye-İş üyelerinin kolluk güçleriyle çatışması bir süre devam etti.

AGOS önü...

Ana toplanma yeri olarak planlanan AGOS’un önünde sabah 07.30’dan itibaren eylemciler toplanmaya başladı. AGOS gazetesinin karşısında yer alan CHP binasından da yine erken saatlerden itibaren yüksek sesle “1 Mayıs Marşı”, “Enternasyonal”, “Avusturya İşçi Marşı” gibi devrimci marşlar ve yanısıra Baykal’ın konuşmalarının da yer aldığı CHP seçim şarkıları yayınına başlandı. İlk saatlerde buradaki kitlenin ana gövdesini CHP’liler ile Tek Gıda-İş üyesi işçiler oluşturuyordu. İlerleyen saatlerde Tek Gıda-İş Genel Sekreteri Mecit Amaç, CHP İstanbul Milletvekilleri Çetin Soysal, Mehmet Sevigen ve Bakırköy Belediye Başkanı Ateş Ünal Erzen de CHP önünde bekleyen kitlenin arasına katıldı. Milletvekilleri sık sık AKP karşıtı açıklamalar yaparak sabah saatlerinde DİSK binasına gerçekleştirilen saldırıyı kınadılar.

Eylemcilerin küçük gruplar halinde buluşma yerine gelmesiyle AGOS önünde ağırlığını reformist partilerin oluşturduğu yaklaşık bin kişilik bir kitle toplandı. Belediye-İş de kitlesel biçimde burada yer aldı. Saat 09:30’a doğru kolluk kuvvetleri Harbiye yönünde oluşturdukları barikatı panzer desteği ile birlikte kitleye yaklaştırdılar. Sayısı bini aşan kitlenin üzerine yürüyen polise karşı toplu bir duruş gerçekleştiremeyen grup Şişli yönüne doğru geri çekildi. CHP önünde toplanan gruba dokunmayan polisler henüz toplanamamış olan kitleyi önce alandan uzaklaştırdı, ardından da panzer desteği ile dağıttı. Saldırı sırasında kitle sık sık “Faşizme karşı omuz omuza!” ve “Yaşasın 1 Mayıs!” sloganını haykırdı. Saldırının hedefi olmayan CHP kitlesi de sloganlarla saldırıyı kınadı.

Dağılmanın ardından polis kısmen geri çekildi ve alana yeniden küçük gruplar halinde gelişler oldu. Buradaki sayı ve coşku artarken Nişantaşı yönünden gelen bin kişilik bir kitle Osmanbey girişinde polis barikatına yüklendi. Taşlarla polise saldıran kitleye polis gaz bombaları ve ardından tazyikli su ile karşılık verdi. Polis saldırısına rağmen dağılmayan ve kararlılıkla barikata yüklenerek taş atan kitle atılan gaz bombalarını da polise geri fırlattı. Yarım saati bulan çatışmanın ardından kitle geldiği istikamette geri çekildi.

Saat 10:30’a geldiğinde polis AGOS önündeki kitleye yeniden su ve biber gazı ile saldırdı. Bu kez saldırıdan CHP kitlesi de nasibini aldı. CHP İstanbul milletvekili Çetin Soysal gaz ve tazyikli sudan etkileneler arasındaydı. Saldırı sonrası kitlenin bir kısmı dağılırken CHP kitlesinin büyük bölümü parti binasına girdi.

Her sokakta çatışma!

Bu saldırının ardından polis takviye kuvvet de getirerek AGOS’un baktığı alanın tüm girişlerini ablukaya aldı ve bireysel geçişleri yasakladı. Alana girmek için yalnızca Harbiye yönünde bir sokak açık bırakıldı. Buradan gerçekleşen girişlerle meydandaki kitlenin sayısı yeniden artmaya başladı. Bu saldırı ve ablukanın ardından polis 15-20 dakika arayla buradaki kitleye saldırdı, alanda sürekli arbede yaşandı. Buna rağmen geri çekilmeyen kitle coşkuyla atılan sloganlarla birlikte Taksim kararlılığını dile getirdi ve dağılmadı.

Aynı saatlerde Şişli Cami ile AGOS arasında oldukça sık aralıklarla barikat kuran polis ara sokaklarda toplanarak Halaskargazi Caddesi’ne çıkmak isteyen gruplara biber gazı ile müdahale etti. Caddeyi kesen tüm sokaklardan defalarca yüklenen ilerici ve devrimci güçler, polis saldırısının ardından her seferinde yeniden toplanarak farklı sokaklardan caddeye girişi zorladılar.

Saat 11:00 sıralarında AGOS’un bulunduğu binanın yanındaki sokaktan gelen kalabalık bir grup polis barikatı ile engellendi. Grubun en önünde Topkapı İşçi Derneği imzalı “Yıkalım bu köhne düzeni, biz başka alem isteriz!” pankartı açıldı. Alana girmesine izin verilmeyen kitle içerdeki kitle ile birlikte uzun süre “Barikat açılsın!” sloganını haykırdı. Yarım saat süren bekleyişin ardından barikat açıldı ve kitle birleşti. Burada Haber-İş, Tüm Bel-Sen, TÜMTİS, Belediye-İş gibi pek çok sendika ile DTP, Ekim Gençliği, Topkapı İşçi Derneği, Feministler, EHP ve CHP pankartları açıldı.

Saat 11.30’da DİSK Genel Merkezi önünde TÜRK-İŞ, DİSK, KESK adına yapılan açıklamanın ardından aralarında CHP Milletvekilleri, ÖDP milletvekili ve Genel Başkanı Ufuk Uras, DİSK Genel Başkanı Süleyman Çelebi, TÜRK-İŞ Genel Sekreteri Mustafa Türkel ve SODEV Genel Sekreteri Mehmet Tüm’ün de olduğu bürokrat takımı DİSK Genel Merkezi önünden çıkarak polis şefleri ile kolkola AGOS önüne geldiler. Önleri defalarca kesilen grup pazarlıklar sonucunda barikatları açtırarak AGOS önünde toplanmış olan kitleye katıldılar. Alanda bulunan binlerce kişi sendikacıları alkışlar ve “Taksim!” sloganları ile karşıladı.

Buluşma yeri olarak sürekli Agos gazetesinin anılmış olmasına rağmen bürokrat takımı kitleye seslenmek için karşıdaki CHP binasının önünü seçti ve açıklamayı burada bulunan ses aracının üzerinde yaptı. Şişli’de yapılan açıklamaya benzeyen konuşmalar yapıldı. İlk olarak TÜRK-İŞ Genel Sekreteri Mustafa Türkel söz aldı. Türker devletin önce saldırıp sonra “provokasyon olur demiştik” diyeceğini belirterek, buna izin vermemek için Taksim’e yürünmesinden vazgeçildiğini söyledi. Türkel’in konuşması yuhalamalar ve “1 Mayıs alanı Taksim’dir!”, “Söz bitti, sıra Taksim’de!” sloganları ile karşılandı. Yine konuşma boyunca kitleden öne çıkan işçiler sık sık bürokratları eleştirdiler, sendika ağalığı ve kitleyi satmakla suçladılar.

Türkel’in ardından söz alan Çelebi de benzer bir konuşma yaptı ve her yerin Taksim alanı haline geldiğini belirterek Taksim yürüyüşünün iptal edildiğini söyledi. Çelebi ayrıca hükümetin kendilerine önerdiği çelenk koyma eylemini de gerçekleştirmeyeceklerini söyledi.

Çelebi’nin konuşmaları da sloganlar, yuhalamalar ve protestolar eşliğinde gerçekleşti. Taksim’den vazgeçildiğinin açıklandığı sırada CHP binasından karanfillerin atılması da kitle tarafından sert tepkiye konu oldu. Pek çok kişi tepkilerini sert sözlerle dile getirdi. Bürokrat takımı eylemin sona erdiğini açıklayarak CHP binasına girdi. Dağılma çağrısı yapılmasına rağmen binlerce kişi dağılmadı ve topluca Taksim istikametine yöneldi. Harbiye’ye girmelerine izin verilmeyen binlerce kişi ara sokaklardan Dolapdere’ye doğru ilerledi. Coşkulu sloganlar eşliğinde yürüyen binlerce kişi Dolapdere Caddesi’nde polisin gaz bombalı saldırısına uğradı. Kitle buradan Harbiye yönüne doğru yürümeye başladı. Ara sokaklardan Hilton’a çıkan kitle burada yaşanan saldırı sonrasında büyük ölçüde dağıldı.

Hedef Taksim!

Saat 12:00’den sonra eylemler Taksim civarında ve İstiklal Caddesi bölgesinde yoğunlaştı. İstiklal Caddesi’ne çıkan ara sokaklarda toplananlar bir çok kez İstiklal’e, buradan da Taksim’e çıkma girişiminde bulundular. Kolluk güçlerinin tazyikli boyalı su ve gaz bombalarıyla saldırısı karşısında geri çekilerek taşlarla yanıt verdiler. İlk dağıtılan eylemden sonra, saat 12.30’da tekrar polis barikatlarına doğru sloganlarla yürüyüşe geçen kitle tekrar ara sokaklara dağıldı. 13.05’te İstiklal Caddesi’nde toplandı. Tekrar gaz bombalarıyla ve tazyikli suyla kitle dağıtıldı. Bu arada 8 kişinin gözaltına alındığı bildirildi. Bir emekçi kadın kolluk güçlerinin gaz bombaları sonucu bayıldı. Kitle uzun süre ara sokaklarda bir araya gelerek meydana doğru yürüme çabalarını sürdürdü. Ağırlıklı olarak Devrimci 1 Mayıs Platformu ve diğer devrimci güçler tarafından gerçekleştirilen girişimler her seferinde polisin sert müdahalesiyle karşılaştı.

Komünistler bulundukları her yerde çatışmanın parçası oldular!

Komünistler de İstanbul 1 Mayısı’na yoğun bir tempoyla hazırlandılar. Sanayi havzalarında, işçi ve emekçi semtlerinde “1 Mayıs’ta Taksim!” çağrısını güçlü bir biçimde yansıttılar. 1 Mayıs’a dönük gerçekleştirilen bu güçlü ön hazırlık süreci (piknik, etkinlikler vb. araçlarla) 1 Mayıs’taki tabloyu da özetliyordu. Maltepe-Kartal-Pendik’ten, Ümraniye’den, Tuzla’dan, Topkapı’dan, GOP’tan, Sefaköy’den ve Esenyurt’tan sınıf devrimcileri 1 Mayıs sabahı alanlarda yerlerini aldılar. Devletin Taksim iradesini parçalamaya yönelik mühadelesi ise BDSP’nin farklı bölgelerde dağınık biçimlerde 1 Mayıs’a katılım göstermesine neden oldu.

Sabah saat 09.30’tan itibaren Şişli Cami ve Osmanbey arasındaki bölgede yeralan BDSP’liler bulundukları yerlerde pankartlarını açtılar, polisle çatıştılar. Burada yaşanan çatışmalarda yoğun gaz bombasına ve tazyikli suya rağmen ana caddeye çıkarak Taksim’e ilerlemek hedeflendi ve bu doğrultuda hareket edildi.

Sabah saatlerinde Şişli’ye gelmek üzere yürüyen BDSP’liler polisin tazyikli sularla saldırması sonucu Gayrettepe tarafında ara sokaklarda çatışmalar eşliğinde Şişli’ye ilerlemeye çalıştılar.

Çatışmaların bir bölümünün yaşandığı bir diğer alan olan Mecidiyeköy son duraklarda da BDSP kitlesi çatışmalarda yer aldı. Birçok kez gerçekleştirilen (Şişli Camii önünde yaşanan dağılmanın ardından) sert müdahalelerin arkasından toparlananan BDSP kitlesi pankart açıp Osmanbey’e doğru yöneldi. Kolluk güçleriyle ara sokaklara kadar varan bir çatışma içine girdi. Bu bölümde hedeflenen Osmanbey AGOS önüne ulaşmaktı. Polisin ara sokakları gaza boğduğu saldırı sırasında Maçka’ya, oradan da Ihlamur’a doğru geriye çekinildi.

Sınıf devrimcilerinin diğer devrimci yapılarla beraber uzun süre çatıştığı bir diğer yer Kurtuluş-Dolapdere bölgesiydi. BDSP pankart açılarak Perpa’nın alt sokağına doğru ilerlendi. Burada diğer ilerici devrimci, demokratik yapılarla yapılan görüşmeler sonucunda ortaklaşılan “Taksim’e yürüme kararı!” doğrultusunda Dolapdere civarında yaşanan sert çatışmada kolluk güçlerine taşlarla cevap verildi.

Sürekli olarak Taksim iradesinin ışığında davranan BDSP kitlesi parçalı da olsa tek bir hedefe yöneldi.

Yine Taksim-Cihangir tarafında Taksim’e ulaşan BDSP’liler, diğer devrimci yapılarla beraber Cihangir Cami önünden başlayarak Kazancı Yokuşu’ndan Taksim’e yürüme kararı aldılar. Polis saldırısı ile başlayan çatışmanın ilerleyen bölümünde barikat kurularak çatışma böylece devam etti. Çatışma daha sonraki dakikalarda ara sokaklarda Tophane’ye doğru çekilerek sürdü.

BDSP’liler hemen her yerde polisin sert müdahalesiyle karşı karşıya kalmış olsalar da gün boyunca gerek kendi içlerinde gerekse de diğer devrimci yapılarla koordineli bir tarzda Taksim’e yönelen bir tutum sergilediler. Bulundukları yerdeki çatışmalarda direnme kararlılıklarını ortaya koydular.

Bir kez daha devrimci irade kazandı!

Devletin sergilediği faşist zorbalık ve sendikal bürokrasinin ihanetçi tutumu sonucu kitlesel bir şekilde Taksim’e çıkışın engellenmesine rağmen, binlerce emekçi sabah saatlerinden itibaren Şişli-Taksim arasındaki bölgede yaşanan çatışmalarda Taksim’e çıkma isteğini ve bu isteği hiçbir zorbalığın engelleyemeyeceğini göstermiştir. 2007’nin ardından bir kez daha Taksim’de devrimci irade ve kararlılık kazanmıştır.


GOP’tan işçiler 1 Mayıs’ı anlatıyor...

Omuz omuza Taksim direnişindeydik!..

Gaziosmanpaşa İşçi Platformu ve Gaziosmanpaşa İşçi Derneği olarak, semaye devleti sözcülerinin 1 Mayıs öncesinde ortamı sabote etmeye yönelik açıklama, baskı ve tehditlerine rağmen bulunduğumuz her yeri 1 Mayıs alanına çevirme perspektifi ile hareket ettik. Eylem sabahı Elmabahçesi fabrika bölgesinde İlbek direniş çadırının bulunduğu alanda erken saatlerde toplandık.

Eylem günü 1 Mayıs’a başlangıcımızı işçilere seslenerek, işçileri Taksim’e çağırarak gerçekleştirdik. “İşçi sınıfı savaşacak, sosyalizm kazanacak!“ yazılı ve “GOP İşçi Derneği” imzalı pankartımızla fabrikalar içerisinde sloganlarla yürüdük ve işçileri 1 Mayıs’a çağırdık.

Daha sonra toplanma yeri olan Şişli’ye doğru harekete geçtik. Şişli Adliyesi’ne geldiğimizde dağınık duran kitleyi toparlamak ve Taksim ısrarını örgütlemek için barikat önünde pankartımızı açarak sloganlar ve ajitasyon konuşmaları ile sermaye düzeninin faşist yüzünü teşhir etmeye başladık. Bu çıkışımız çok geçmeden alanda bir toparlanma sağladı ve barikat önündeki coşkuyu arttırdı.

Alandaki bu toparlanmadan rahatsız olan sermaye bekçisi kolluk güçleri üzerimize azgın bir şekilde saldırdılar. Saldırıya orada bulunan emekçilerle birlikte yanıtımız kararlı bir direniş oldu. Her saldırıdan sonra tekrar tekrar barikatın önüne dönüldü ve her dönüşte kitle sayısı daha da arttı. Devletin tüm provokasyonlarına karşı emekçiler Taksim iradesini saldırılara rağmen haykırdı.

Bu esnada sendika yöneticilerinin Agos Gazetesi önünde basın açıklaması yapmakla yetinileceği haberi gelince, bu konuda toplanan kitleye teşhir konuşmaları yaptık. “Taksim hedefimizde engel kalmamıştır, Taksim’i istiyoruz!” diyerek işçilerin moralini tekrar arttırmaya çalıştık. Ve sendikaların bu tutumuna rağmen alandaki kitlenin sayısı, yeni gelenlerle birlikte 2500 kişiyi buldu. Gaz, su, cop ve yorgunluk demeden bu kitle Şişli’den Kurtuluş’a, Kurtuluş’tan Dolapdere’ye, Dolapdere’den Tarlabaşı’na tüm barikatları zorlayarak, polisin saldırılarını saatler süren bir direniş ile boşa düşürerek, sermaye devletinin tüm tehdit ve baskılarına karşı dim dik bir duruş sergiledi.

Binlerce emekçi sermaye devletine alanda hak ettiği yanıtı verdi. Haftalar öncesinden işçileri binbir yalanla korkutmaya, 1 Mayıs’ın altını oymaya çalışanlar, cevaplarını bir kez daha Taksim barikatlarında aldılar.

Onlar işçilerden korkmakta haklıydılar!.. Her yeni 1 Mayıs onları bu korkularında tekrar tekrar haklı da çıkaracak!

GOP İşçi Platformu

 

Topkapı İşçi Derneği’nden işçiler anlatıyor...

“Taksim iradesi sokak sokak çatışılarak gösterildi”

Topkapı İşçi Derneği olarak Taksim için sabah dernek önünde toplanarak hareket ettik. Mecidiyeköy’e vardığımızda burası polis ablukasındaydı. Abluka içerisinden Şişli yönüne doğru ilerledik. Osmanbey civarında ana caddeye çıkarak pankartımızı açtık. Polisin müdahalesiyle geri çekildik. Bu civarda bir süre ana caddeye çıkışlarımız sürdü. Her defasında da gaz bombalı saldırılarla karşılaştık. Saat 11.00 civarında Agos gazetesinin önünde toplanan Belediye-İş ağırlıklı kitleyle buluşmak için alana inmeye çalıştık. Fakat burada da polis barikatıyla önümüz kesildi. Pankartımızı açarak burada bir süre sloganlarımızla bekledik.

Başlangıçta az sayıda insan arkamızdaydı, fakat giderek yüzleri bulan işçilerden ve devrimcilerden oluşan bir kitle toplandı. Bu arada alandaki kitleyle polis barikatının kaldırılması yönünde sloganlar atıldı. Bir süre sonra barikat açıldı ve ana kitleyle birleştik. Burada yarım saat kadar bekledik. Bu sırada milletvekilleriyle birlikte Çelebi ve Tombul’un da içinde olduğu kitle alana geldi. Sendika yöneticileri burada artık eylemin bittiğini açıkladılar. Bunun üzerine bizim de içinde olduğumuz kitle, “Taksim’e” ve “Kahrolsun sendika ağaları!” sloganlarını haykırdı. Bir yerden sonra da Ekim Gençliği ile birlikte pankartlarımızın yönünü Taksim’e çevirerek sloganlarımızı attık.

Daha sonra alandaki kitlenin dağılmasıyla birlikte Kurtuluş yönünden Dolapdere’ye doğru yürümeye başladık. Önce dağınık başlayan yürüyüş daha sonra sloganların atılmasıyla birlikte bir eyleme dönüştü. Mahalle aralarında sayısı binleri bulan kitle, mahalle halkı tarafından alkışlarla karşılandı. Dolapdere’ye indiğimizde, burada bir kez daha polisin saldırısıyla karşılaştık. Taşlarla yanıt verildi. Fakat kitle burada da dağıldı.

Daha sonra, bir araya gelebildiğimiz az sayıda arkadaşla İstiklal Caddesi’ne doğru yürüdük. İstiklal’e vardık, ama burası tam bir abluka altındaydı. Bu noktada da birkaç kez ara sokaklarda toplanıp slogan attık. Her girişimimiz polisin anında müdahalesiyle boşa çıkarıldı. Daha sonra eylem komitesinin eylemi sonlandırdığı haberini almamız üzerine bölgeyi terk ettik.

Bu vesileyle bir kez daha belirtmek isteriz ki, sermaye devletinin zorbalığı sökmedi. Tüm zorbalığına karşın Taksim iradesi sokak sokak çatışılarak gösterildi. Bu yanıyla aslında kazanan biz olduk. Gelecek 1 Mayıs’larda Taksim’de olacağız.

Topkapı İşçi Derneği’nden işçiler


Komünist militanlar 1 Mayıs’ı anlatıyor...

“Direne direne Taksim’i kazanacağız!”

Taksim’e ulaşmak için sokak sokak çatıştık!

Sabah 09:30 civarında DİSK binasının bulunduğu alana ulaştık. DİSK’in önünde biriken kitleyle birleşmek hedefiyle hareket ederek buraya açılan yolları zorlamaya başladık. Fakat alana girebilmenin koşulu yoktu. Polis bütün girişleri ve sokakları tamamen ablukaya almıştı.

Bizim alana varmamızla birlikte saldırılar da başladı. İlk olarak 100’ün üzerinde bir kitle “Direne direne Taksim’i kazanacağız!”, “1 Mayıs kızıldır, kızıl kalacak!” sloganları eşliğinde polis barikatına doğru yürüyüşe geçtik. Polis hemen gaz bombaları ve panzerlerle saldırıya geçti. Kitle polise taşalarla karşılık verdi. Polisin saldırısına taşlarla direnildi. Yoğun bir biçimde kulanılan gaz bombaları sonucunda kitle farklı sokaklara doğru dağıldı. Fakat kimse alanı terketmedi. Kitle sokaklarda yeniden toparlanma fırsatı buldukça yine polis barikatına yöneldi.

Bulunduğumuz alana sürekli yeni güçlerinde gelmesiyle bir süre sonra hemen hemen bütün sokaklarda polis barikatı zorlandı.

Burada bulunan kitlenin büyük kısmı Devrimci 1 Mayıs Platformu’nun kitlesiydi. Yanısıra çeşitli sendikalardan işçiler de vardı. Her sokakta gruplar halinde çatışılıyordu. Çatışmalar 2 saate yakın sürdü.

Saat 11:30’dan sonra bine yakın bir kitleyle Taksime doğru yürüyüşe geçildi. Bundan sonra helikopterle takibe alındık. Taksim’e yaklaştığımızda ise polis arkadan saldırıya geçti. Bu saldırıda da kitle bir dağınıklık yaşamadan Tarlabaşı’nın alt tarafına doğru geçti. Burada her sokak başınada yine polis barikatıyla karşılaşıldı. Bu sokaklarda da bir süre çatışmalar devam etti. Polis her yönden kitleyi kuşatarak saldırdı. Burada yaşanan saldırıların sonucunda kitle dağıldı.

Bir BDSP’li / İstanbul


İşte 1 Mayıs! İşte Taksim!

Taksim’e çıkacağız!.. Başından itibaren bu inaç ve kararlılık içindeydik. Halen de öyleyiz...

1 Mayıs’ı kazanacağımız inancı ve inadıyla, devletin tüm barbar tutumuna karşı, geçen yılın da kazanılan ruhuyla Taksim’deydik. Yıllardan sonra, geçen yıl Taksim ısrarı, gecikmiş de olsa, aşılması noktasında ciddi bir kazanımdı. Bu sene de tüm engellemelere, vahşice saldırılarına rağmen Taksim’i zorladık.

Sermaye devleti kitlenin bir araya gelmemesi için her türlü zorbalığı pervasızca uyguladı. Fakat biz de tüm müdahalelerine rağmen, inatla zorladık. Bunu da ciddi bir kazanım olarak görmek lazım.

Lütfen gücümüzü görelim. Çaresizlik saldırganlaştırır. Onlar, bizim gücümüzden ve örgütlülüğümüzden korktukları için insana benzeyen ama, hiçbir insani değer taşımayan robotlarını üstümüze salıyorlar. Her geçen gün artan hak gasplarına, yozlaşan ilişkilere, düzenin tüm kirli dayatmalarına karşı nasıl sessiz kalabiliriz ki?

Kalamayız, kalmadık, kalmayacağız!

Topkapı’dan bir emekçi

 

Tersane işçileri 1 Mayıs’ı anlatıyor:

“Bunca teröre rağmen Taksim iradesinin zaferi tartışmasızdır!”

TİB-DER’li tersane işçileri olarak sabahın erken saatlerinden itibaren İçmeler Tren İstasyonu’nda toplanmaya başladık. Burada “Yaşasın 1 Mayıs!/TİB-DER” imzalı pankartı açarak kitleye ajitasyon konuşmaları gerçekleştirdik. 1 saat boyunca hem gelecek işçi arkadaşları hem de otobüsümüzü bekledik. İşçi arkadaşlar peyder pey TİB-DER pankartının arkasında birikmeye başladı.

Saat 08.00’e doğru İçmeler istasyonundan TİB-DER’e doğru sloganlarla yürüyüşe geçtik. Burada attığımız coşkulu sloganlarla Derneğin önündeki cami önünde otobüsü beklemeye başladık. Kısa bir süre sonra polisin otobüsümüze el koyduğunu öğrendik. Kendi imkânlarımızla toplanma alanı olan Şişli Meydanı’na doğru hareket ettik.

Mecidiyeköy’e vardığımız zaman polisin kitleye müdahale etmiş olduğunu gördük. Her tarafta insanlar dağınık bir şekilde sloganlar atarak bekliyorlardı. Polis bir araya gelen her gruba vahşi bir şekilde saldırıyordu.

Bizler tersane işçileri olarak buradaki çatışmaların bir parçası olduk. Yer yer konuşmalar yaparak insanları bir araya getirmeye çalışıyorduk. Polis olağanüstü bir güç kullanıyordu. Zaman zaman ara sokaklara çekilip buralarda polisle çatışıyorduk. Her yeri gaz bombasına boğan polislere karşı ara sokaklardan çıkarak taşlarla karşılık veriyorduk.

Bu arada bir grup yolu trafiğe kapattı. Polis bir kez daha azmış bir şekilde saldırdı. Polisin tazyikli su ve gaz bombalarına karşı çatışa çatışa ara sokaklardan Cevahir alışveriş merkezine doğru ilerledik. Burada polisin güçlü bir ablukası vardı.

Ara sokaklarda öğrenci arkadaşlarla karşılaştık. “Siz TİB-DER’li misiniz?” diye sordular. “Evet karşılığını alınca, “Biz de sizinle beraber davranacağız” diyerek bize katılıp güç verdiler. Ara sokaklarda bulunan kitleyle beraber burada sloganlar atmaya başladık. Polisin bir kez daha yoğun gaz saldırısından sonra kitle geri çekildi.

Biz de ara sokaklardan Şişli’ye çıkmaya çalışıyorduk. Bu arada Şişli Etfal Hastanesi önüne geldik. Burada daha önce pankart açan sağlık emekçilerine polis vahşi bir şekilde saldırmıştı. Kitle dağınık bir şekilde duruyor, yer yer güçlü sloganlar atılıyordu. Sokak başında bir panzerle beraber yoğun bir polis ablukası vardı.

Tersane İşçileri Birliği olarak burada inisiyatif geliştirerek pankartımızı açtık. Pankartımızın arkasında yüzlerce kişi toplandı. Ardından polis ablukasına doğru sloganlarla yürüyüşe geçtik. Burada polis panzeri bir kez daha tazyikli su ile saldırıya geçti. Tazyikli su saldırısı TİB-DER pankartına bir adım bile geri adım attıramayınca bu sefer gaz bombaları devreye girdi. Geriye çekilerek taşlarla karşılık verdik. İmkânlarımız sınırlı olmasına rağmen saldırganları taş yağmuruna tuttuk. Panzer ve robokoplar geri çekilmek zorunda kaldı.

Hemen yanımızda TTB mensupları “Sağlık hakkı için yaşasın 1 Mayıs!” pankartını açarak direnişimize güç verdiler. Polis her fırsatta gaz bombaları ve tazyikli suyla saldırıyordu. Biz de kitle halinde beraber direniyorduk. Polisin azgın saldırısı sonucu hastaneye birçok gaz bombası atıldı. Birçok hasta gazlardan olumsuz etkilendi. Bu vahşi saldırılarına karşı gerçekleşen militan direniş polisi zor durumda bırakıyordu.

Bu sıcak çatışmalar yaklaşık 1 saat sürdü. Polis bir ara ablukasını güçlendirerek bir kez daha saldırıya geçti. Biz taşlarla karşılık vererek hastane bahçesine geri çekildik. Polis bahçeye girmeye çalışıyordu, ancak hastane kapısına doktor ve hemşirelerden oluşan 10 kişilik bir grup barikat kurdu. Polis hastane bahçesine giremedi ve geri çekildi. Bu arada çevik kuvvet bir hemşireye vahşi bir şekilde saldırdı.

Burada sık sık “Tersaneler cehennem, işçiler köle kalmayacak!”, “Taksim bizimle özgürleşecek!”, “Faşizme karşı omuz omuza!” sloganlarını attık. Bir kez daha küfürler savuran polis barikatına doğru yürüdük. Burada oldukça coşkulu sloganlar attık. Bu arada Devrimci 1 Mayıs Platformu’nun saat 12.30’da İstiklal Caddesi’nde toplanma kararı aldığını duyduk. Biz de buradaki eylemimizi bitirmiş dağılırken, polis bir kez daha gazlarla saldırıya geçti. Sloganlarla karşılık vererek geri çekildik. Şişli Etfal Hastanesi’nin arka sokaklarından dolanarak Taksim İstiklal’e gitmeyi hedefliyorduk.

Saatler süren çatışmalarda yüzümüz sürekli Taksim’e dönüktü. Ara sokaklardan Taksim’e gitmek için Beşiktaş tarafına yöneldik. Buradaki ara sokaklarda polis bir kez daha aniden gaz bombalarıyla saldırıya geçti. Bir arkadaşımız yaralandı ve hastaneye kaldırıldı. Kitle daha içlere çekilirken biz, Beşiktaş tarafından Taksim’e doğru gidiyorduk. İnönü Stadı’nın bulunduğu bölgede polis yoğun bir abluka gerçekleştirmişti. Tek tek gelen insanları dahi gözaltına alıyordu...

Bu arada platformun eylemi sonlandırdığı haberini alarak Tuzla’ya geri döndük.

Devletin sıkıyönetimine, binlerce asker ve polisine, gözaltı terörüne, bombaları ve tazyikli sularına rağmen İstanbul’un her tarafında sokak sokak çatışmalar yaşandı.

Bunca teröre rağmen Taksim iradesinin zaferi tartışmasızdır.

Tersane İşçileri Birliği’nden işçiler

 

OSİM-DER’den işçiler direnişi anlatıyor...

İşçi sınıfının 1 Mayıs bayrağını tüm onuru ile taşıdık!..

OSİM-DER’li işçiler olarak sabah saat 7.00’den itibaren dernek binasında toplanmaya başladık. Son hazırlıklarımızı gözden geçirerek Taksim’e ulaşma planımızı yaptık.

Saat 8.00’e geldiğinde tüm hazırlıklarımızı tamamlayarak yola çıktık. Mecidiyeköy’e ulaştığımızda saat 9:30’a yaklaşıyordu. Mecidiyeköy’de yoğun bir polis ablukası vardı. Buradan gruplar halinde Şişli tarafına doğru hareket ettik. Geçtiğimiz her sokakta toplanmak için bekleyen eylemcilerle karşılaşıyor, kendiliğinden bir şekilde onları da yanımıza katarak Şişli’ye doğru ilerliyorduk. Saat 10.00’a geldiğinde yaklaşık 100 kişilik bir kitle ile birlikte Teşvikiye’ye ulaştık ve burada ağırlığını HÖC’lülerin oluşturduğu yaklaşık 200 kişilik bir kitle ile bir araya geldik. Artık eyleme başlama zamanı gelmişti.

Ön tarafa doğru yanaştık ve “Yaşasın 1 Mayıs!” sloganı ile Halaskargazi Caddesi’ne doğru yürüyüşe geçtik. Bulunduğumuz sokağın caddeyle birleştiği noktada panzerlerle desteklenmiş yoğun bir çevik kuvvet yığınağı vardı. Bu katiller sürüsü yürüyüşe geçtiğimiz ilk andan itibaren üzerimize defalarca gaz bombası yağdırdılar. Her gaz bombasını tekmelerle sahiplerine geri gönderirken bir miktar geri çekildik ve gazın etkisinin dağılmasının ardından tekrar caddeye doğru yürüyüşe geçtik. Bu tablo burada en az 5-6 kez tekrarlandı. Kitlenin dağılmaya niyeti olmadığını anlayan saldırgan güruh bu sefer sokağa panzerini sokarak tazyikli su ile saldırıya geçti. Bu arada BDSP pankartı açılarak bu saldırıya da meydan okundu. Sokaktaki gaz yoğunluğunun iyice artması ile birlikte bizler de tüm kitle ile birlikte artık bu sokaktan ayrıldık. Yan sokaklardan zorlama girişimlerimize devam ettik.

Birkaç yan sokaktan gerçekleştirilen bir zorlama ile Halaskargazi Caddesi’ne indik. Yaklaşık 50 kişilik bir kitle caddeye inerken kitlenin önemli bir bölümü ara sokakta kaldı. Caddeye inen kitlenin her iki tarafında da binlerce kişilik polis yığınağı bulunuyordu. Bir süre cadde üzerinde sloganlarımızı attıktan sonra polisler bir kez daha saldırıya geçtiler. Burada kitle ikiye bölündü. Bir kısmı Osmanbey metrosunun altına inerken, bir kısmı da Şişli tarafında kaldı. Burada toplam kitle ile birlikte bizim kitlemizde ikiye bölündü. Bu saatten sonra OSİM-DER’li işçiler olarak bir bütün halinde olmasak da Taksim’e giden tüm yolların bir parçasıydık.

Osmanbey tarafında kalan arkadaşlarımız burada bulunan kitle ile birlikte bir süre DİSK’ten çıkacak işçiler ile AGOS önünde buluşmak için bekledi. Sendika bürokrasisinin bir kez daha bildik ihanetçi tutumunu sergilemesi ile birlikte yönünü Devrimci 1 Mayıs Platformu’nun çağrısı ile Taksim’e çevirdi. Burada bulunan kitle ile birlikte düzenli kortejler oluşturarak Dolapdere Caddesi boyunca yürüyüşe geçildi.

Bu sırada Şişli tarafında kalan arkadaşlarımız da Şişli sokaklarındaki irade savaşında yer aldılar. Sokak sokak devlet terörüne meydan okuyan arkadaşlarımız Şişli Etfal önünde de TİB-DER pankartı arkasında militan bir direniş sergilediler. Bu direnişin ardından burada da hedef Taksim’e ulaşmak olarak şekillendi.

Osmanbey tarafından yürüyüşe geçen kitlenin önü birkaç yüz metre sonra binlerce polis tarafından kesildi. Yaşanan kısa süreli çatışmanın ardından kitle ara sokaklara doğru dağıldı. Dolapdere’nin ara sokaklarından defalarca Harbiye tarafından bir kez daha Halaskargazi Caddesi’ne çıkış zorlandı. Girilen her sokakta yaşanan saldırıların ardından ara bir sokaktan Hilton önüne çıkış sağlandı. Burada ağırlığını EMEP ve TKP’lilerin oluşturduğu yaklaşık 500 kişilik bir kitle vardı. Onlar ise açıklama yapıp dağılma hazırlığında idiler. Geriye kalan ufak bir grupla birlikte buradan Taksim tarafına polis barikatına doğru yürüyüşe geçtik ve bir kez daha karşı saldırı geldi. Yoğun gaz bombası ve tazyikli su saldırısının ardından kitle bir kez daha ara sokaklara çekildi. Buradan barikatın zorlanarak sonuç almanın imkansızlığı ve saat 12:30’da İstiklal’den zorlama yapılacağı kararı nedeni ile artık parça parça İstiklal Caddesi’ne doğru harekete geçtik. Bu sırada Şişli tarafında kalan arkadaşlarımız da Osmanbey tarafına geçerek Dolapdere’den Taksim’e doğru harekete geçtiler. Her ne kadar ufak gruplar halinde Taksim’e doğru yola çıksak da her sokakta kitle yeni katılımlarla büyüyor, helikopter takibi ile birlikte ise toplanan her kitle bir kez daha saldırıya uğruyordu.

Dolapdere ve Kuştepe civarında da yaşanan saldırı ve direnişlerin ardından parça parça da olsa Taksim’e ulaşmayı başarabildik. Taksim’in arka tarafından İstiklal Caddesi’ne girdiğimizde ise İstiklal Caddesi de dört bir yandan kuşatılmış durumdaydı. Tünel’den Galatasaray’a geçişi önlemek için de Galatasaray Lisesi önünde oldukça yoğun bir polis ablukası vardı ve insanların diğer tarafa geçişi engelleniyordu. Galatasaray’ın diğer tarafına geçişi nasıl gerçekleştireceğimizi planladığımız sırada İstiklal Caddesi üzerindeki eylemlerin eylem saatini beklemeden başladığı ve gerçekleştirilen 3 zorlamanın ardından geri çekilindiği haberini aldık. Bu sırada ilk saldırıda Şişli tarafında kalan arkadaşlarımız da Taksim’e uluşmış ve bir kez daha arkadaşlarımızın büyük çoğunluğu ile bir araya gelmiştik. Birkaç arkadaşımız ise Şişli’deki irade savaşında farklı noktalardan gözaltına alınmıştı.

Bulunduğumuz noktada eylem yapacak yeterli kitlenin bulunmaması ve İstiklal’den yapılacak zorlamaların da gerçekleştirilmiş olması nedeni ile bu noktadan sonra eylemimize son vererek Taksim’den ayrıldık.

Son ana kadar 1 Mayıs alanına ulaşmak için yoğun bir çaba sarf ettik, büyük bir direniş sergiledik. Şişli’de, Dolapdere’de, Harbiye’de, Tarlabaşı’da defalarca uğradığımız saldırılarda işçi sınıfının kanıyla suladığı 1 Mayıs bayrağını tüm onuru ile taşıdık. Belki Taksim Meydanı’nı zapt edemedik ama işçi sınıfının devrimci iradesinin hiçbir koşulda teslim alınamayacağını bir kez daha dosta düşmana gösterdik. Tersanelerden, Küçükçekmece’den, Topkapı’dan ve daha İstanbul’un onlarca bölgesinden işçilerin gür haykırışına İMES işçilerinin soluğunu kattık. 2008 1 Mayıs’ında da tüm teröre ve ihanetlere rağmen irade savaşını bir kez daha biz kazandık.

OSİM-DER’den işçiler