- Yapı Yol-Sen, 14 Eylül’de otoyol ve köprülerde iş yavaşlatma eylemi gerçekleştirdi ve bu eylem basında ve kamuoyunda geniş yankı buldu. Şimdi de Yapı Yol-Sen’in önünde bu eylemle bağlantılı olarak yeni hedefler var. 14 Eylül’den bugüne kadarki süreci aktarır mısınız?

Halil Tümtürk: Yapı Yol-Sen, aşağı yukarı 7-8 aydır fiili hizmet zammıyla ilgili, çalışanlarımızın çalışma koşullarının geliştirilmesiyle ilgili çalışmalar yapıyor. Önceki süreçte Bakanlık önünde açlık grevi yapıldı. Biz, bu eylemlerin pasif eylemler olduklarını biliyorduk. Bunu çalışanlara yansıtmayı, çalışanları eylemlerin içine almayı 14 Eylül Gişeciler Komisyonu Toplantısı’nda karara bağlayarak 14 Eylül günü iş yavaşlatma eylemi gerçekleştirdik. Eylem, basında umduğumuzdan çok daha iyi yeraldı, yankı buldu.

Doğru işler yaparsanız, doğru hedefler koyarsanız sonuç alabiliyorsunuz. Şöyle ki; 14 Eylül öncesinde otoyollara yapılan zamları ilk açıklayan genel başkanımız Bedri Tekin oldu. Açıklama sabah saatlerinde yapıldı, saat 15.30’a kadar Karayolları’ndan hiçbir basın kuruluşu haber alamadı. 15.30’da, söylenenlerin doğru olduğu görüldüğü zaman bunun yansıması da basın tarafından çok iyi kullanıldı.

Bizim bu süreçte yapılan zamla eylem sürecinin çakışmasını çok iyi kullandığımızı düşünüyorum. Bu elbette tesadüfi bir çakışmaydı. Böyle bir şeyi planlama şansımız elbette yok, zammın ne zaman geleceğini bilemeyiz. İkisi birlikte açıklanınca basın konunun üzerinde daha çok durdu. Çünkü bu aynı zamanda halkçı bir istemdi. Yapılan zammın geri alınmasından çok otoyol ve köprülerin karayollarının hizmet üretme niteliğine sahip olması sebebiyle otoyol ve köprülerin ücretsiz olmasını talep ediyoruz. Otoyollar ücretsiz olmalı, köprü ve otoyollardaki gişeler kalkmalıdır. 14 Eylül eylemi öncesinde ve sonrasında yansıyanlar çok çok olumluydu. Çalışanlarımızdan ve emekçilerden olumlu tepkiler aldık. Olumlu tepkiler almamızın sebebi yapılan zamların haksız olmasıydı. Eyleme öncesinde bilgilendirme afişleri asıldı. Bilgilendirme yazıları çalışanlarımız tarafından sürücülere dağıtıldı, önce halk alıştırıldı.

- Bu eylemle beraber yeni hedefler kondu...

Halil Tümtürk: 14 Eylül’de KESK’in 2001 yılından beri yapmak istediği ama yapamadığı, 4688 sayılı yasayı delmek isteyip de içine hapsolduğu ve bu alanı giderek daralttığı, kendi içinde kısır döngüler yaşadığı bir dönem yaşanıyordu. 15 Ağustos’ta toplu görüşmelerden çekilme kararında aslında bunun sinyalleri vermeye başlandı. Bizim yerimiz sokaklardı ve bunu ciddi anlamda hayata geçiren ilk Yapı Yol-Sen oldu, 14 Eylül eylemiyle beraber. Biliyorsunuz, 14 Eylül günü köprüye Bayındırlık Müsteşarı Sabri Erbakan geldi. 12.00’a kadar yapılması planlanan eylem aşağı yukarı 2-2,5 saatte bitirildi. Biz orada Sabri Erbakan’a “Biz buradayız, verdiğiniz sözlere uyup uymayacağınızı Aralık ayına kadar göreceğiz” demiştik ve iki aylık bir süre tanımıştık. Verilen sözlere istinaden Aralık ayına kadar süre verdik ve eylemi 2-2,5 saatte bitirdik.

- Peki bugüne gelinceye kadar neler yapıldı?

Halil Tümtürk: Bakanlıkla iki kere görüşme yapıldı, bakanlık olumlu sinyaller verdi. Yasa tasarısı hazırlandı, “ek ödeme tazminatı” adı altında bir tazminat çalışması yapıldı. Ama görüşmeler şu aşamada tıkanmış durumda, yani oyalama taktiği uygulanıyor. Biz de iki hafta önce Cumartesi günü İzmir’de Gişeciler Komisyonu’nu topladık. Gişeciler Komisyonu 13 Aralık’ta 14 Aralık KESK eylemiyle bütünleştirmek adına KESK’in elini kuvvetlendireceğini düşünerek 13 Aralık’ta eylem yapma kararı alındı. Yapı Yol-Sen olarak 13-14 Aralık’ta iş yavaşlatacağız. Balık hafızalı olmadığımızı, süreci takip ettiğimizi gerekli yerlere göstereceğiz.

- Bölge toplantılarında alınan kararların eyleme dönük kararların çalışanlara yansıması nasıl?

Halil Tümtürk: 14 Eylül’den sonraki süreçte çalışanlarda büyük umutlar oluştu. Elbette bu hiçbir şeyin başlangıcı veya sonu değildi. Yani birtakım kazanımlar elde edebileceğimiz gibi, hiçbir şey kazanmadan da yeni eylemlere yelken açabiliriz. Bu, bir mücadele süreciydi. Oyalama taktiğini aslında çalışanlar da görüyor. Gişeciler Komisyonu Yapı-Yol Sen’in içinde bulundurduğu her bölgedeki gişecilerden oluşuyor. İller Bankası, kadastro çalışanları hariç bu komisyonda. Komisyonu oluşturan arkadaşlar gişecilerin önderleri konumunda olan, arkadaşlarını iyi analiz eden arkadaşlar. Gerçekten çalışanlardan da “en kısa zamanda iş yavaşlatalım!” talebi var. 13 Aralık’taki eylemi planlarken de bunları konuştuk, tartıştık.

- İş durdurma kararına nasıl bakılıyor çalışanlar arasında?

Halil Tümtürk: Daha önce otoyol ve köprülerde iş bıraktık. Bu senenin Şubat ayına kadar devlete 75-80 milyar civarında ceza ödedik. Yani 4,5-5 yıldır Yapı Yol-Sen olarak devlete ceza ödüyoruz. Bu dava şu anda AİHM sürecinde. Yani ödediğimiz paranın geri dönüşümü htimali çok yüksek ama bunu süreç belirleyecek. İş bıraktığımızda geçen araçların sayısı net olarak bilinebildiği için devlet cezayı sendikaya kesiyor. İş yavaşlatmayı bu yüzden düşünüyoruz. İş bıraktığımız zaman bunun bedeli çok ağır oluyor.

- Devlet hem oyalama taktiği izliyor hem de bir takım yerel engellerde daha etkili eylem tarzlarıyla mücadeleyi geriletmeye çalışıyor.

Halil Tümtürk: Şimdi bir iş yavaşlatmadan bu kadar ürken, mesela Sabri Erbakan’ı gönderen Bayındırlık Bakanlığı değil, sonradan öğrendiğimize göre Başbakan Yardımcısı Mehmet Ali Şahin’miş. “KESK 15 Ağustos’ta toplu sözleşme masasından kalktı. Bakın bakalım bu adamlar ne istiyor?” diyerek Sabri Erbakan’ı göndermiş. Sabri Erbakan da genel başkanımızı arıyor ve görüşme talep ediyor. Başkan da “tamam görüşelim bizim yerimiz belli, eylem alanında basına açık olarak görüşürüz, gizli kapılar arkasında görüşmeyiz” diyerek görüşme yapılıyor. Şimdiki çalışmalara dönersek tüm basın kuruluşlarından destek istiyoruz. Her kuruma, kitle örgütüne ayrı ayrı hazırlanmış basın bildirilerimiz var. Basın bildirilerimizi e-maillerimizi gönderiyoruz. Telefonda bilgi veriyoruz. Gişelerden sürücülere dağıtılmak üzere gişecilerin çalışma koşullarını anlatan mektuplar hazırlandı. Bir önceki eylemden daha fazla ön plana çıkarttığımız, gişelerin ücretsiz hale getirilmesi talebidir. Şimdi ‘gişeler kalkmalıdır’ı daha net söylüyoruz. Son olarak tüm herkesi 13-14 Aralık’ta Otoyol ve köprülerde yapacağımız iş yavaşlatma eylemine destek vermeye çağırıyoruz.

Kızıl Bayrak/İstanbul

Yapı-Yol Sen 13-14 Aralık’ta iş yavaşlatma eylemine hazırlanıyor...

Yapı-Yol Sen 14 Eylül’de otoyol ve köprülerde iş yavaşlatma eylemi gerçekleştirmişti. Bu eylemin ardından Bayındırlık ve İskan Bakanlığı ile görüşerek çalışanlarının çalışma koşullarının ve ücretlerinin iyileştirmesi talebini iletmişti

Ancak bakanlık yapılan görüşmelerde sendikayı oyalayan bir tutum sergiledi oyaladı. 14 Eylül eyleminden sonra işyerlerinde toplanan 5 bin imzayı gerçekleştirdikleri bir eylemle TBMM Başkanlığı’na ilettiler. Yapı-Yol Sen üyeleri yaptıkları bölge ve işyeri toplantılarıyla 13-14 Aralık tarihlerinde otoyol ve köprülerde iş yavaşlatma eylemi kararı aldı. 14 Aralık tarihinde KESK’in 1 günlük hizmet üretmeme eylemiyle iş yavaşlatma eylemini birleşitirme hedefiyle hareket eden Yapı-Yol Sen üyeleri, 13 Aralık günü Camlıca gişelerinden KESK Genel Başkanı İ. Hakkı Tombul ve Yapı-Yol Sen Genel Başkanı Bedri Tekin’i karşılayarak başlayacaklar.

İş yavaşlatma eylemi Fatih Sultan Mehmet Köprüsü’nde yapılacak eylemle devam edecek. Eylem süresince gişelere ses düzeni kurularak yayın yapılacak, bildiri dağıtılarak sürücüler bilgilendirecek ve köprülerde basın açıklamaları gerçekleştirecekler.