27 Ekim 2006 Sayı: 2006/42 (42)
  Kızıl Bayrak'tan
   Kimliksizleştirilme saldırısına karşı
“Sınıfa karşı sınıf!” çizgisi
  İMF yine bütçemizi belirledi ve kaçıp gitti!
  Beklenen oldu, Türk Metal satış sözleşmesini imzaladı... Sömürü ve
ihanete geçit vermemek için bu sözleşme
yırtılmalıdır!
  Kapitalist toplumu şiddet yönetiyor
6 Kasım tartışmaları ve İstanbul Ekim Gençliği’nin çağrısı
İLGP: “Ortadoğu’da işgalci, okulda müşteri olmayacağız!”
İÜ Rektörlüğü'nden “Parlak” soruşturmalar!
 Kapitalizmde özgürlük ve eşitlik üzerine/ Yüksel Akkaya
  Bütçe soygununa ve yeni hak gasplarına
karşı mücadeleyi yükseltelim! (Orta sayfa)
  Sınıf hareketinin sorunları ve İstanbul İşçi
Kurultayı üzerine işçilerle konuştuk
  Sendikalaştıkları için işten atılan AL-CO
Tencere işçileri ile direnişin deneyimleri
üzerine konuştuk
  Dünyadan
  Almanya'da güçlü ama yaptırımdan yoksun eylemler... Sosyal yıkım
saldırılarına karşı öfke büyüyor
  Leyla hasta, tabibi ortada yok... Ortadoğu halkları birbirine kırdırılmak isteniyor
  İşçi sınıfının ruhu: Sovyetler / Volkan Yaraşır
  Köln'de “21. Yüzyılda Yeni Ekimlere” gecesi
  Eylemlerden
  Mücadele Postası

Bu sayının PDF formatını download etmek için tıklayın


 

Almanya'da güçlü ama yaptırımdan yoksun eylemler...

Sosyal yıkım saldırılarına karşı öfke büyüyor

‘'Sosyal devlet''e çoktan veda eden Alman devleti, kalan son hak kırıntılarını da gaspetmek için saldırılarını aralıksız sürdürüyor. “Reform” adı altında tekellerin çıkarları doğrultusunda ardı arkası kesilmeyen saldırılar sonucu emekçi kitlelerin yaşamı gün geçtikçe çekilmez hale getiriliyor.

Daha önce eğitimi özelleştiren ve paralı hale getiren, fabrikaları kapatarak üretimi işgücünün ucuz olduğu ülkelere taşıyarak işsizliği arttıran, gençler için meslek alanlarını gittikçe sınırlayan, emeklilik yaşını 67'ye çıkartarak mezarda emekliliği dayatan, haftalık çalışma saatlerini 38'den 40-42 saate çıkaran Alman devletinin en son saldırısı ise ‘'sağlık reformu'' oldu. Henüz resmen yürürlüğe girmeyen bu yasaya göre, tedavi ve ilaç masraflarının önemli bir kısmı hastalara ödettirilmek istenmektedir. Yanısıra vergi kanununda da önemli değişikliklere gidildi. KDV oranı %16'dan %19'a çıkarıldı. Böylece patronlardan daha az vergi alınırken, emekçilerden alınan vergiler arttırılmaktadır.

İşçi ve emekçilerin yaşamını gittikçe zorlaştıran bu saldırılara karşı toplumda bir öfke de birikmektedir. Biriken bu öfkeyi arkasına alarak işçi ve emekçilerin haklarını savunması gereken sendikalar ise, bırakalım mücadele etmeyi, mücadelenin önünde gerçek birer engel konumundadırlar. Onlar iki karşıt sınıfı uzlaştırmakla meşguller. Nitekim sürekli ifade ettikleri gibi onlar ‘'reform'' adı altında yapılan saldırılara karşı çıkmamakta, sadece bu ‘'reformların'' daha adil olmasını istemektedirler.

21 Ekim Cumartesi günü Alman Sendikalar Birliği'nin (DGB) çağrısı ile Almanya'nın beş ayrı merkezinde yapılan eylemler de hava boşaltma eylemi olmaktan öteye gidemedi. Taban basıncı ve gittikçe artan üye kaybı korkusu olmadıkça sendikalar bu tür eylemlere başvurmuyorlar.

DGB'nin, ‘'Daha iyi olur ama yalnız olmaz!'' ve ‘'Almanya'nın sosyal yenilenmesi için!'' sloganıyla düzenlediği ve 12 kurumun da destek verdiği, Berlin, Münih, Stuttgart, Frankfurt ve Dortmund kentlerinde gerçekleşen eylemlere 220 bini aşkın işçi ve emekçi katıldı. Sendikalar Birliği taleplerini ise 10 euro saat ücreti, 30 saat çalışma haftası ve 500 euro işsizlik II parası'' şeklinde formüle etti. Eylemin duyurusu basın ve yayın yolu ile nispeten geniş yapılırken, fabrika ve işyerlerinde eyleme katılımı örgütlemeye dönük çabalar oldukça zayıf kaldı.

Dortmund'daki eylem saat 11.00'de Westfallen'da başladı. Otobüslerden inerek, Dortmund merkezinde yapılacak miting yerine doğru yürüyüşe geçen ve tam bir insan selini andıran işçi ve emekçiler, kilometrelerce uzunlukta kortejler oluşturdular. Yürüyüşün başında yağan yağmura rağmen coşkusundan bir şey kaybetmeyen kitleye, yol üstündeki köprülere kurulan geçiçi mikrofonlardan konuşmalar yapıldı. Çeşitli işkollarından işçi, kamu emekçisi, emekli ve öğrencilerden oluşan kitle, sosyal hak gasplarına karşı taleplerini dile getiren çok sayıda pankart ve döviz taşıdı. Yürüyüş kolu, sloganlar ve ajitasyon konuşmaları eşliğinde gerçekleşen uzun bir yürüyüşün ardından mitingin yapılacağı Friedenplatz'da toplandı.

Katılımcı kitlenin ağırlığını orta yaş ve üstü işçi ve emekçiler oluştururken, emeklilerin yoğun katılımı dikkat çekti. Genç işçilerin katılımı zayıftı. İşçi sendikalarından İG Metal'in ve kamu işyeri sendikası Ver.di' nin katılımı yoğundu. DİDF gibi DGB çizgisindeki reformistleri dışında tutarsak, Türkiyeli devrimci gruplar da eyleme oldukça ilgisiz kaldı. Eyleme polis sendikası da destek verdi.

Bir-Kar olarak eyleme, üzerinde ‘'İşyerinde köle, okulda müşteri ve savaşta asker olmayacağız!'' yazılı pankartımızla katıldık. Ayrıca, “Sermayenin saldırıları dur durak bilmiyor, haklarımız ve geleceğimiz için mücadeleye!/Bir-Kar'' imzalı bildirilerimizi yaygınca dağıttık.

Kuzey Ren Vestfalya eyaleti çapında 30 binin üzerinde katılımla gerçekleşen Dortmund'daki mitingde, IG Metal Almanya Başkanı Jürgen Peters, Almanya DGB üye temsilcisi Dieter Hexel ve DGB-NRW Başkanı Guntram Schneider birer konuşma yaptılar. İşsizlik, yoksulluk, geleceksizlik, savaş ve ırkçılık gibi hemen her soruna değinen konuşmacılar, Almanya'da zenginin daha zengin, fakirin ise daha fakir olduğunu ve bütün sorunların kaynağının neo liberal politiklar olduğunu vurguladılar. Fakat ustaca hazırladıkları konuşmalarında işin en kritik noktası olan çözüm konusunu geçiştirdiler. Sadece politikacılara baskı yapmaya ve onları rahatsız etmeye devam edeceklerini söylemekle yetindiler.

Konjonktüre ayak uydurarak dışarıda gittikçe saldırganlaşan, içte gericileşerek ekonomisini gittikçe militarize eden, dünyanın üçüncü büyük emperyalist devleti Almanya, savunmasız bulduğu işçi ve emekçilerin kazanılmış haklarını gaspetmekte kararlı. Bu kararlılık karşısında işçi ve emekçilerin dişe diş bir mücadele vermekten başka yolu yoktur. Bu ise, sınıf işbirlikçisi sendika bürokrasisinin işi değildir. Onların ‘'Fransa gibi olalım!'' lafları, demagojiden öte bir şey değildir. Çözüm tabandan gelişen örgütlü, birleşik, militan ve siyasallaşmış bir sınıf hareketindedir. Bu ise yerli-göçmen tüm devrimcilere daha çok görev düştüğünü göstermektedir.

Bir-Kar/Almanya

 

Stuttgart:

DGB Sendikası'nın düzenlediği yürüyüşe onbinlerce işçi-emekçi katıldı. CDU/CSU-SPD koalisyon hükümetini protesto etti.

21 Ekim günü saat 11.00'de toplanan emekçiler iki koldan yürüyüşe geçtiler. Yürüyüş öncesi alanda toplanan ve çevre illerden gelen emekçiler dağıtılan bildirilere ilgi gösterdiler. Alanda değişik uluslardan örgütlerin ve grupların taşıdıkları flama ve Che posterleri dikkat çekti.

İki koldan yürüyüşe geçen işçi ve emekçiler Schlossplatz Meydanı'nda birleştiler. Mitingde konuşma yapan sendikacılar ağırlıklı olarak Merkel koalisyon hükümetini eleştiren konuşmalar yaptılar.

Yaklaşık 3 saat süren eylem saat 14.00 civarında sona erdi.

Bir-Kar olarak eylemde Türkiyeli, Alman, Lübnan ve Filistinli grupların ortak çıkardığı ortak bildirinin yanısıra “Haklarımız ve geleceğimiz için mücadeleye!/Bir-Kar” imzalı bildirilerimizi yaygınca dağıttık.

Bir-Kar/Stuttgart