15 Eylül 2006 Sayı: 2006/36 (36)
  Kızıl Bayrak'tan
   11 Eylül'ün ardından yaşananların gösterdikleri; ABD emperyalizmi ve uşakları saplandıkları savaş bataklığından çıkamayacaklar
  ABD-İsrail taşeronluğuna izin vermeyeceğiz!
  Kardeş halklara karşı değil emperyalizme ve sermayeye karşı savaşalım!
  Kürt halkına dönük kirli savaş her haksız savaşın vardığı sona doğru gidiyor
  Amerikancı ordu emperyalizmin savaş taşeronluğuna hazırlanıyor
12 Eylül rejimi sürüyor
Sınıf hareketinden
Oktaş Oluklu Mukavva işçileri ile röportaj
Uzlaştırma Kurulu kararını açıkladı; Emekçilerin birleşik mücadelesi sağlanmalıdır
KESK ve savaş karşıtı muhalefet
Kapitalizmin Hamalları; Çocuk işçiler / Y. Akkaya
   Haluk Gerger ile Ortadoğu’daki
gelişmeler üzerine... Emperyalizmin ezilen halkları köleleştirme operasyonu başarıya ulaşamayacak / Orta sayfa
  Üniversitelerde soruşturma terörü sürüyor!
  Fındıkta çözümsüzlük sürüyor!
  GOP-DER'e saldırı
  Katil Blair'in Lübnan ziyareti tepkiyle karşılandı
  Emperyalist-siyonist saldırganlığa karşı devrimci direniş cephesi
  Halkların katili NATO Afganistan'a yeni birlikler istiyor
  Dünyadan...
  Paris'te 15 bin kişi göçmenlerin barınma hakkı için yürüdü
  İlerici-devrimci güçlere karşı saldırılar... Saldırılara karşı devrimci dayanışma!
  MLKP MK'nın operasyona ilişkin açıklaması
  Basından...
  Mücadele Postası

Bu sayının PDF formatını download etmek için tıklayın


 

TAYAD'lı Aileler eylemlerine devam ediyor

TAYAD'lı Aileler tarafından her Cumartesi Konak Kemeraltı girişinde yapılan eylemler 31. haftasında da devam etti.

9 Eylül günü saat 18:00'de başlayan eylemde “F Tipi Hasiphanelerde Tecrite Son!” pankartı açıldı. Basın açıklamasında “Ezilen, sömürülen, her gün zulümle karşı karşıya olan bütün halkımızı tecrite karşı mücadeleye çağırıyor, her insanın tecrite karşı mutlaka yapabileceği bir şeyler olduğunu söylüyoruz” denildi. Daha sonra Kırıklar 1 No'lu F Tipi Hapishanesi'nden Süleyman Erol isimli tutsağın yazdığı mektup okundu.

Mektupta şunlar söyleniyordu: “Yalnız gülmek, yalnız yaşamak ve ölmek istemiyorsak, omuz omuza vermekten ve direnmekten başka çıkar yol var mı? Ki, yalnızlığı kabullenmek zaten ölümdür. Bir yanıyla bizler kendimizin ve halkımızın yalnızlığının doğuracağı sonuçların farkında olduğumuz için ‘zorunlu yalnızlığımıza' direniyoruz… Ve bizim yalnızlığımızın halkımızınkinden bağımsız, ayrı olmadığını biliyoruz. 6 yıldır 122 can bedelli direnmemiz bundandır. Şişli'de Avukat Behiç Aşçı, Adana'da 2 çocuk annesi Gülcan Görüroğlu da bunların farkında oldukları için ve hepimizi yalnızlığından kurtarmak için ölüm orucuna devam ediyorlar. Behiç Aşçı 130'lu günlerdedir, Gülcan Görüroğlu 100 günü geçmiştir. Onların fedekarlıklarına bir nebze ortak olabilmenin tek yolu da onları sahiplenmek, arayıp sormakla mümkündür. ‘Dağılın' diyenlere karşı, ‘toplanıyoruz, direniyoruz' diyebilmek için hem onları, hem bizleri sahipleneceğinize inanıyoruz. Omuz omuza yaratacağımız güzel günlerde buluşmanın umuduyla, selamlar…”

Eylem tecrit karşıtı sloganlarla bitirildi.

Kızıl Bayrak/İzmir

--------------------------------------------------------------------------------------

Bursa ÇHD'den Behiç Aşçı'ya destek!

Çağdaş Hukukçular Derneği (ÇHD) Bursa Şubesi üyelerinden Avukat Mustafa Yağcı'nın Avukat Behiç Aşçı'ya destek vermek ve tecrit sorununa dikkat çekmek için 5 Eylül Salı günü başlattığı açlık grevi 7 Eylül günü sona erdi. Eylemi bitirdikten sonra Av. Behiç Aşçı ile telefonla bir görüşme yapan Av. Mustafa Yağcı yaptığı eylemle ‘mutlu ve huzurlu olduğunu' belirtirken. bundan sonra da çeşitli şekillerde desteklerine devam edeceklerini söyledi. Av. Behiç Aşçı da eylemli destek için teşekkür etti. Av. Mustafa Yağcı yaptığı konuşmada iki gün boyunca demokratik kamuoyundan gelen destek içinde teşekkür etti.

Kızıl Bayrak/Bursa

---------------------------------------------------------------------------------------

Yarınlar için!

Öyle güzel uyuyorsun ki asi gözlü yoldaşım,

Öyle yakın rüyalardasın ki,

Uyandırmaya kıyamıyorum seni,

Bir daha uyanamayacağını bilsem bile...

 

Seni sonsuzluğa yolcu ederken hiç ağlamadık,

İki damla gözyaşı akmadı yanağımızdan,

Ağıt yakmadık arkandan bir kez olsun,

Tabutunu kızıl bayraklara sarıp,

Marşlarla, türkülerle, zılgıtlarla yolcu ettik seni sonsuzluğa.

 

Gökteki güneş şahidimizdir ki

Sen gidince kızıla boyadık şehrin bütün sokaklarını,

İki tane kurşun sıktık gidişinin ardından:

Bir tanesini zalime, diğerini alacakaranlığa,

Yarınları aydınlatmak için iki tane kurşun...

Ü. Altınçağ

---------------------------------------------------------------------------------------

MOR ÖTESİ

I.

Kan renginde akan

göz yaşımdı Baran.

Aşıp gitti…

Kızıl şalı koynunda.

Tek anısıyla dostluğumun.

Gözlerinde şavkıyan;

dağlardan kopartılmış

mor-ötesi kıvılcımla.

 

II.

Oooyyy yürek!

Dağlarda destan,

meydanlarda

bayrak yürek.

Bir yanı Lübnan,

bir yanı Filistin'de atar.

En çok da

şah damarımdaki Bağdat.

Bir yanı kara yazgılı

bir yanı direnen çocuk.

Oooyyy… Yürek!

Her yanımdan dağlı yürek.

 

III.

Nedir ki ömür dediğin?

Sizin oralarda

iki misket,

bizim buralarda,

iki F Tipi arası…

Oyyy… Yürek!

Her yanımdan dağlı yürek.

Ya tutuştur kıvılcımını öfkenin.

Ya tutuştur kıvılcımını.

Ya tutuştur

Rahime Henden

6 Eylül 2006