28Ocak 2006 Sayı: 2006/03 (03)
  Kızıl Bayrak'tan
   ABD emperyalizminin değişmeyen savaş senaryosu
  Emperyalist-siyonist saldırganlar İran
seferine hazırlanıyor
  Derin devlet tartışmaları ve devrimci tutum
  Tekel direnişi, özelleştirme politikası
ve CHP
Deri patronlarının saldırılarına deri işçileri kararlılıkla yanıt veriyor!
  “Sosyal Güvenlik Reformu” saldırısında sona gelindi
“Sosyal Güvenlik Reformu”u saldırısı
Sosyal güvenlikte reform mu, karşı devrim mi?
  İşçilerden Maltepe-Kartal-Pendik İşçi Kurultayı’na katılma çağrısı...
  Çifte sömürüye, eşitsizliğe, baskılara
karşı çıkmak için ellerimizi birleştirelim!
Tekelci kapitalizm faşizmin anasıdır!
2005’te sınıf hareketi2: Alınan yenilgiler, büyüyen ihanet ve filizlenen çıkış arayışları
  Yeni bir yılın başında dünyada durum (Orta sayfa)
  Latin Amerika’da “sol dalga”nın yükselişi sürüyor
   Liman işçileri AB şeflerine geri
adım attırdı
   Irak’ta yeni kurulacak kukla hükümet için pazarlıklar başladı
  Filistin’de seçimler 25 Ocak’ta... Bağımsız Filistin mücadeleyle kazanılacak!
  Tehcir, göçertme hareketi ve Kürdistan
toplum yapısına etkileri-1
  Bültenlerden...
  Batı’nın İran'a karşı ittifakı
  İran’a karşı nükleer savaş
  Chomsky: Nükleer savaş tehdidi arttı
  Mücadele Postası

Bu sayının PDF formatını download etmek için tıklayın


 

Filistin'de seçimler 25 Ocak'ta...

Bağımsız Filistin mücadeleyle kazanılacak!

Yönetimdeki El Fetih ile seçimlere ilk kez katılan Hamas arasındaki çekişme Filistin'de gündeme damgasını vuruyor. Seçimlerle bağlantılı olarak en çok tartışılan konu, Hamas'ın Filistin parlamentosunun bileşimini değiştirerek Filistin yönetiminde etkin rol almaya hazırlanmasıdır. Hamas'ın etkisini kıramayacağını bilen emperyalist-siyonist güçler, bu etkiyi sınırlamanın yollarını arıyor. Gerici cephe, bir yandan Filistin yönetimine yapılan yardımların kesilebileceği (nitekim zamanı geçmesine rağmen 60 milyon dolarlık ödeme halen yapılmadı) tehditleri savururken, öte yandan da Hamas'ın sistemle uyum sürecini hızlandırmaya çalışıyor.

Siyonist rejim ise, Hamas'ın etkisini zayıflatmak için, İsrail zindanlarında yatan El Fetih'in liste başı adayı Mervan Barguti'nin El Cezire televizyonuna demeç vermesine olanak tanıdı. Barguti, El Cezire televizyonuna verdiği mülakatta, “Cezaevindeki hücremden, büyük-küçük, genç-yaşlı bütün Filistin halkını kitleler halinde bu seçimlere katılmaya çağırıyorum. Oylama direnişe, şehitlere, vefat eden Başkan Yaser Arafat'a, Ahmed Yasin'e ve Ebu Ali Mustafa'ya bir sadakat eylemidir... Bu seçimleri, özgürlüğün, geri dönüş hakkının ve bağımsızlığın gerçekleşmesi için başlıca yollardan biri olarak değerlendirmeliyiz” dedi.

Seçim sürecinde Hamas'ın attığı bazı adımlar da, örgütün ABD-AB nezdinde kendini kabul ettirme çabası içinde olduğuna işaret ediyor. Ezilen bir halkın özgürlüğü için mücadele etse de, dinci ideolojiyi temel alan bir örgütün tutarlı anti-emperyalist bir hatta yürümesi zaten mümkün değil.

Kimi anketlerde El Fetih'le başa baş, kimilerinde ise El Fetih'in 7 puan gerisinde görünen Hamas'ın “imaj değişikliği” yapmaya hazırlandığı söyleniyor. Guardian gazetesinin haberine göre Hamas, Filistin içindeki ve dışındaki imajını daha olumlu hale getirmek için anlaştığı medya danışmanı Nashat Agtash'a 180 bin dolar ödeyecek. Batı Şeria'nın Ramallah kentindeki Birzeit Üniversitesi'nde medya dersleri veren Agtash, İsrail'in Filistinliler ve özellikle de Hamas ile ilgili olumsuz bir imaj oluşturmayı başardığını söylüyor ve şöyle devam ediyor; “Benim görevim bu imajı değiştirmek. Ancak istediğimiz, uluslararası toplumun bir ideoloji olarak Hamas'ı kabulü değil, bölgedeki gerçekleri kabul etmesidir.” Hamas'ın “imaj danışmanı” Agtash, batıya, örgütün artık şiddeti geride bırakarak, hedefe siyasi yollardan ulaşmak istediğini anlatmaya çalışacağını söylüyor.

Irkçı İsrail rejiminin Doğu Kudüs'teki Filistinliler'in oy vermesini zorlaştıran şartlar dayatması, kentte bulunan 115 bin Filistinli seçmenin oy verme hakkının gaspı olarak değerlendiriliyor. İsrail'in dayatmaları sonucu bu seçmenlerin ancak %5.5'i doğu Kudüs'te oy kullanabilecek. Geri kalan yaklaşık yüz dokuz bin Filistinli seçmen ise İsrail tarafından belirlenen şehir sınırları dışındaki “özel seçim sandıkları”nda oy kullanacak. Filistinli seçmenler bu sandıklarda oy kullanabilmek için İsrail kontrol noktalarından geçmek zorunda kalacak. Bu da oy vermek için işkenceye katlanmak anlamına geliyor. Bundan dolayı çok sayıda Filistinli'nin oy vermekten vazgeçebileceği tahmin ediliyor. Dünyanın dört bir yanındaki seçimlere gözlemci gönderen ABD-AB emperyalistleri, İsrail'in bu ırkçı uygulamasına ses çıkarmıyor.

Seçimler Filistin'de gündemin ilk sıralarında yeralırken, seçimlerle birlikte Filistin halkının gündeminde yine siyonist işgalden kurtulmak, işsizlik, yoksulluk soruna çözüm bulmak, rüşvet bataklığına saplanmış bürokratların yerine yolsuzluğa batmamış yeni yüzlerin geçmesini sağlamak gibi sorunlar var. Seçimlerin ardından kurulacak yeni yönetim içinde Hamas temsilcilerinin de yeralacak olması, kimi sosyal sorunların kısmi çözümü konusunda (örneğin Filistin yönetimine gelen yardım paralarının daha amaca uygun bir şekilde harcanması gibi) belli adımlar atılmasını sağlayabilir. Ama Filistin halkının bağımsızlığını kazanması için, emperyalist-siyonist kuşatmayı parçalamak sorunu temel gündem olmaya devam edecek.

------------------------------------------------------------------------------------------

Barzani ailesini eleştirdiği için Güney Kürdistan'da 30 yıl hapse mahkum edilmişti...

Dr. Qadir serbest bırakıldı

VİYANA (25.01.2006)-Avusturya Dışişleri Bakanı Ursula Plassnik, Hewler'de tutuklanarak 30 yıl hapis cezası verilen eğitim görevlisi Dr. Kemal Seyid Qadir'in serbest bırakıldığını açıkladı.

Plassnik yaptığı yazılı bir açıklamada, “İki ayı aşkın bir tutukluluktan sonra Kamal Seyid Qadir'in özgürlüğü büyük bir rahatlamayı ifade ediyor” dedi.

Avusturya Qadir'e verilen 30 yıl hapis cezasını daha önce kınamıştı. 1 Ocak'ta Avrupa Birliği dönem başkanlığını devralan Avusturya aynı gün Bağdat'ta da bir temsilcilik açtı. Plassnik açıklamasında, “Qadir'in serbest bırakılması temsilcilik açma kararının doğru olduğunu gösterdi” dedi.

Qadir tutuklanmasını protesto etmek amacıyla başlattığı açlık grevini Ocak ayı başında sona erdirmişti.

Güney Kürdistan Başbakanı Neçirvan Barzani de Salı günü Dr. Kemal Seyid Qadir'in serbest bırakılması taleplerini gözönünde bulundurduklarını açıklamıştı. Açıklamada, Kadir'in serbest bırakılması için yasal işlemlerin başlatılacağı kaydedilmişti.

Erbil mahkemesi tarafından 30 yıl hapis cezası kararı çıktıktan sonra bu karar temyiz mahkemesine yollanmıştı. Temyiz mahkemesi dava üzerinde yaptığı araştırmadan sonra Dr. Kemal Seyid Qadir'in dosyasının yeniden incelenmesi kararını verdi.

Eğitim görevlisi Kemal Seyid Qadir 26 Ekim 2005'te Kürdistan Demokratik Partisi (PDK) güvenlik güçleri tarafından tutuklandı. Tutuklandıktan 2 ay sonra mahkemeye çıkarılan uluslararası hukuk uzmanı Qadir'e Güney Kürdistan Bölge Başkanı Mesud Barzani aleyhinde ‘uygun' olmayan yazılar yazdığı gerekçesiyle 30 yıl hapis cezası verildi.

Mahkeme Kadir'i, “Barzani ailesi ve mücadelesine saygısızlık” yapmakla suçlayarak, duruşmada karara varmıştı. Bölge Hükümeti'nin kanunlarına göre Qadir'in alenen suç işlediğini öne süren mahkeme, Kürt öğretim görevlisinin “uygun olmayan” yazılar kaleme aldığı görüşünü savundu.

48 yaşındaki uluslararası hukuk bilimcisi Dr. Kemal Seyid Qadir bir dönem Selahaddin Üniversitesi'nde öğretim görevlisi olarak çalışmıştı.

Kadir'e verilen ceza karşısında Sınır Tanımayan Gazeteciler Örgütü (RSF) ve Uluslararası Af Örgütü de harekete geçerek Kadir'in bir an once serbest bırakılmasını istemişti. (ANF NEWS AGENCY)

(Fırat Haber Ajansı'na ait haberin üst başlığı Kızıl Bayrak tarafından konulmuştur...)