20 Ağustos 2005
Sayı: 2005/33 (33)


  Kızıl Bayrak'tan
  Sınıfa güven kazandıran bir çalışma
  Erdemir işçisi yağmacılara
karşı nöbette
   Özelleştirmeler ve uygulanmayan
mahkeme kararları
  Belediye Gelirleri Kanun Taslağı
yasalaşmayı bekliyor
  Özelleştirmeye karşı mücadele ve sorunları
İşsizliği kapitalizm üretiyor
Deprem öldürdü, kapitalizm
süründürüyor!
  KESK’in “eylem” takvimi!
  Görüşmelerden çekilip greve hazırlanılmalı!
  Tersanelerde iş cinayetleri biz sessiz
kaldıkça devam edecek!..
Örgütlenelim ve ayağa kalkalım!
  Kapitalist barbarlık bebeklerimizi de
katlediyor!
  Emekçi kadın özgürlük ve eşitlik, yani sosyalizm ister!
  Mamak II. Kültür ve Sanat Festivali
deneyimi (Orta sayfa).
  Başarılı ve coşkulu bir festival
  Siyonist işgalciler Gazze Şeridi’ni
boşaltıyor
  İran’a ABD-İsrail tehdidi

  İşgalcinin gölgesinde yapılan anayasa
pazarlıkları tıkandı

  Bush yönetimi “arka bahçe”deki askeri
yığınağı arttırıyor
  Bir gezi ve anlattıkları
  ODTÜ’de soruşturma saldırısına karşı
kampanya
  Taban inisiyatifleri üzerine /Kamu Emekçileri Bülteni
  Şoven gericiliğin
hizmetindeki aydınlar
  Genç İşçi Bülteni'nden
  Çernobil, kanser ve devlet gerçeği...
  Tekirdağ F Tipi'nde saldırılar
  Mücadele Postası

Bu sayının PDF formatını download etmek için tıklayın


 

Bush yönetimi ‘arka bahçe'deki askeri yığınağı arttırıyor

Irak bataklığına saplanan Bush liderliğindeki neo-faşist ekip, ne zamandır işlerin ters gittiği ‘arka bahçe'yle fazla uğraşamıyor. Oysa işler orada da farklı yönde gelişiyor. İşçi ve emekçiler arasındaki anti-emperyalist eğilimin kıtayı boydan boya sarması, gelinen aşamada düzen içi siyasetin de bu basıncın altına girmesine yolaçıyor. Buna sık tekrarlanan halk ayaklanmaları eklenince ‘arka bahçe'de işler iyice karışıyor. Küba, Venezüella gibi ‘tehlikeli' yönetimler ise tabloyu daha da karmaşıklaştırıyor.

Bu tablodan tedirgin olan kundakçı şebekenin şefleri, sürece müdahale edebilmek için harekete geçtiler. Latin Amerika'daki askeri yığınaklarını arttırmak için girişimlerde bulunan Bush yönetimi, Paraguay'da yeni bir askeri üs açma hazırlığında. ABD'nin dayatmalarına boyun eğen gerici Paraguay hükümeti de sözkonusu üs için onay verdi.

‘Havuç-sopa' taktiğinin sonuç vermesi üzerine yapılan askeri anlaşmaya dayanarak ABD, Paraguay'ın Bolivya sınırında bulunan Mariscal Estigarribia'ya askeri birlikler gönderecek. Bu sayede Amerikan ordusu, Ağustos sonuna kadar üsteki askeri yığınağı sağlamlaştırarak, Ekvador'daki Manta Üssü'yle ortaklaşa tatbikatlar yapmaya başlayacak.

ABD'nin Mariscal Estigarribia Üssü'nde 2007 yılına değin 13 ayrı askeri tatbikat yapması bekleniyor. Saldırgan Amerikan rejiminin, bu üsse konuşlandıracağı askeri birliklerin de katkısıyla, gündeme gelebilecek halk hareketlerini bastırabilmeyi umuyor.

Paraguay rejiminin ABD'ye yaptığı bu kaba uşaklık, komşuları (Arjantin, Brezilya, Uruguay) ile oluşturduğu ‘Güney Ortak Pazarı' blokunda (Mercosur) tepkilere neden oldu. Brezilyalı milletvekili Jose da Conceiçao, konuyla ilgili yaptığı değerlendirmede, şunları söyledi: ‘Mercosur, sadece ekonomik işbirliği bloku değil. Paraguay, böyle bir karar almadan önce bizlere danışmalıydı. Şu oldukça açık ki, ABD, kurmayı planladığı üs ile Venezüella, Bolivya, Peru, Ekvador ve Kolombiya üzerinde etki kurmaya çalışıyor.'

Arjantin Dışişleri Bakanı Yardımcısı Federico Storani de, Mercosur'un bağımsız bir blok olduğunu vurgulayarak, Paraguay'ın kararını kınadı. Yeni üs kararının Mercosur ülkeleri açısından ‘tedirginlik' yarattığını ifade eden Storani, ‘Bolivya'daki gelişmeler bölgenin yeni bir kriz ile karşılaşmasına yolaçtı. ABD ise yeni bir üs açarak yangına körükle gidiyor' diye konuştu.

Halklar nezdindeki saygınlığı yerlerde sürünen Amerikan emperyalizmi, her zaman yaptığı gibi, militarist güçlerinin iplerini çözerek gidişatı tersine çevirmeye çalışıyor. Ancak Irak örneğinde de görüldüğü üzere, savaş makinesini halkların üzerine salmak dünya jandarmasını kurtarmaya yetmiyor. Tersine, halkların direnişi karşısında, içinde debelenip duracağı yeni bataklık alanları yaratıyor. Latin Amerika'ya olası bir saldırının da benzer sonuçlara yolaçacağından kuşku duyulmamalıdır.

---------------------------------------------------------------------------

Chavez savaş kundakçılarını uyardı

Venezüella Devlet Başkanı Hugo Chavez'in petrolü yağmalayan şirketlere karşı aldığı önlemler ve Küba'ya tam destek vermesi, Beyaz Saray şeflerini çileden çıkarmaya yetmişti. ‘Arka bahçe'de savaş kundakçılarına karşı gelme cüreti gösteren bir yönetim CİA'nın hedefler listesinin başında yeralır. Ancak işçi sınıfı ve emekçilerin desteğini arkasına alan Chavez yönetiminin ‘kolay lokma' olmadığını deneyimler göstermiştir. Bundan dolayı CİA, Chavez'i safdışı etmek için bilinen kaba yöntemlerden farklı bir yol arıyor.

Bush yönetiminin bu yöndeki son kirli manevrası, ‘uyuşturucuya karşı tedbir alınmadığı' gibi gülünç bir iddiaya dayanıyor. Venezüella'nın bölgede yaygın olarak yapılan uyuşturucu ticaretini engellemek için hiçbir tedbir almadığını iddia eden ABD yönetimi, ülkeyi kısa zaman içerisinde dava edeceğini açıkladı. Savaş kundakçıları, uluslararası mahkemelere gitmenin yanısıra Venezüella'ya karşı uluslararası ekonomik ambargo uygulanması ve iş kredilerinin kesilmesi için de harekete geçti. Chavez yönetimi ise kaçakçılığı engellemek için uluslararası kurumlarla çalışıldığına dikkat çekti.

Her an neo-faşist şebekenin saldırısına maruz kalabileceğinin farkında olan Chavez, olası bir saldırıyı boşa düşürmek için hazırlık yapıyor. Bu arada Bush liderliğindeki savaş çetesine de meydan okuyor. Onlarca ülkeden gelen gençlerin katıldığı bir gençlik kampının açılışında konuşan Chavez, ‘Eğer ABD bizi işgal etme gibi çılgınca bir fikre kapılırsa, ülkemizin özgürlüğünü savunup onları yeneceğiz' dedi ve ABD'nin böyle bir adım atmadan önce sonuçlarını düşünmesi gerektiğini belirtti.

‘Emperyalizme ve Savaşa Hayır!' şiarıyla yapılan kampa katılan gençlere sosyalizmin tek kurtuluş yolu olduğunu söyleyen Chavez, ortak amacın ABD emperyalizmi tarafından tehdit edilen dünyanın kurtarılması olduğunu belirtti. Chavez'in konuşmasını dinleyen 300 ABD'li öğrenci de ‘Bush defol!' sloganını attı.

----------------------------------------------------------------------------------

Faşist Berlusconi hükümeti de Irak'tan asker çekiyor

ABD emperyalizminin Irak halklarına karşı işlediği ağır suçlara ortak olan gerici devletlerin çoğu, işgal güçlerine destek veren askeri birliklerinin tümünü veya bir kısmını daha önce çekmişti. Bu kervana katılma hazırlığında olan son ülke İtalya.

İngiltere'den sonra emperyalist barbarlığa en hararetli desteği faşist Silvio Berlusconi başkanlığındaki İtalyan yönetimi vermişti. Ancak direnişin artan gücüne ABD ordusunun küstahlığı (bir İtalyan gazetecinin kaçırılması, serbest bırakılan bu gazeteciyi alan İtalyanlar'ın saldırıya uğraması ve bir ajanın öldürülmesi) eklenince, İtalyan halkı işgale katılan askerlerin çekilmesi için rejim üzerindeki baskıyı arttırmıştı.

Vahşi işgale verdiği desteği giderek izah etmekte zorlanan İtalyan hükümeti, ‘Antik Babil' adlı misyon çerçevesinde Irak'ta görevlendirilmiş İtalyan askerlerinin yüzde 10'unun Eylül ayında çekileceğini duyurmuştu. Ancak 5 Ağustos'ta İtalya'ya dönen 130 İtalyan askerinin yerlerine yenilerinin gönderilmemesi, çekilme işleminin fiilen başladığını gösteriyor.

İtalya'nın Irak'ta yaklaşık 3 bin askeri bulunuyor. İtalyan birlikleri şu ana kadar 27'si asker, 6'sı sivil 33 kayıp verdi. Geçen ay aldığı bir kararla Irak'taki İtalyan askerlerinin görev süresini 31 Aralık'a kadar uzatan Berlusconi hükümeti, Eylül ayına kadar çekilen asker sayısının 300'ü bulacağını açıkladı.