20 Ağustos 2005
Sayı: 2005/33 (33)


  Kızıl Bayrak'tan
  Sınıfa güven kazandıran bir çalışma
  Erdemir işçisi yağmacılara
karşı nöbette
   Özelleştirmeler ve uygulanmayan
mahkeme kararları
  Belediye Gelirleri Kanun Taslağı
yasalaşmayı bekliyor
  Özelleştirmeye karşı mücadele ve sorunları
İşsizliği kapitalizm üretiyor
Deprem öldürdü, kapitalizm
süründürüyor!
  KESK’in “eylem” takvimi!
  Görüşmelerden çekilip greve hazırlanılmalı!
  Tersanelerde iş cinayetleri biz sessiz
kaldıkça devam edecek!..
Örgütlenelim ve ayağa kalkalım!
  Kapitalist barbarlık bebeklerimizi de
katlediyor!
  Emekçi kadın özgürlük ve eşitlik, yani sosyalizm ister!
  Mamak II. Kültür ve Sanat Festivali
deneyimi (Orta sayfa).
  Başarılı ve coşkulu bir festival
  Siyonist işgalciler Gazze Şeridi’ni
boşaltıyor
  İran’a ABD-İsrail tehdidi

  İşgalcinin gölgesinde yapılan anayasa
pazarlıkları tıkandı

  Bush yönetimi “arka bahçe”deki askeri
yığınağı arttırıyor
  Bir gezi ve anlattıkları
  ODTÜ’de soruşturma saldırısına karşı
kampanya
  Taban inisiyatifleri üzerine /Kamu Emekçileri Bülteni
  Şoven gericiliğin
hizmetindeki aydınlar
  Genç İşçi Bülteni'nden
  Çernobil, kanser ve devlet gerçeği...
  Tekirdağ F Tipi'nde saldırılar
  Mücadele Postası

Bu sayının PDF formatını download etmek için tıklayın


 

Başarılı ve coşkulu bir festival

Mamak İşçi Kültür Evi'nin bu yıl ikincisini düzenlediği kültür-sanat festivali planlı ve ısrarlı bir ön çalışmayla başarıyla gerçekleştirildi. Düzenin işçi ve emekçilere dayattığı yoz kültüre alternatif olarak sunulan devrimci kültür ve sanatın kitleler tarafından sahiplenilmesi, özelde Mamak İKE'nin, genelde ise İşçi Kültür Evleri'nin geldiği noktayı gösteriyor. Şakirpaşa İşçi Kültür Evi olarak iki tiyatro ve bir kısa skeçle katıldığımız festivale yoğun bir çalışma temposuyla hazırlandık. Büyük bir kitle önünde oyunlarımızı sergileyecek olmanın heyecanını, işçi ve emekçilerin karşısına devrimci bir sanat anlayışıyla çıkacak olmanın bilinciyle yendik.

Festivalin ilk günü çeşitli illerden gelen İşçi Kültür Evleri çalışanlarıyla birlikte çalışmalara katıldık. Mamak halkının ilgisi oldukça anlamlıydı. Öğleden sonra Yılmaz Güney'in ‘Düşman' adlı filmini izledik. Daha sonra film gösterimine gelen işçi ve emekçilerle festival alanına toplu bir şekilde gittik. Festival alanında önce Mamak İKE Müzik Topluluğu gelen kitleyi coşturdu. Daha sonra sahneye çıkan Mustafa Özarslan coşkuyu daha da arttırdı. Binlerce kişi türkülere ve halaylara eşlik etti. Daha sonra konuşmalar yapıldı ve ilk gün coşkulu bir şekilde sona erdi.

İkinci gün sabah kahvaltıdan sonra Kavel Müzik Grubu'nun dışarıda söylediği türküler ve marşlar insanların ilgisini çekti. Öğleden sonra ise Haluk Gerger'in katıldığı ‘Emperyalizm ve Ortadoğu Projesi' adlı panel oldukça yararlı oldu. Sendikacılardan işçi ve emekçilere kadar geniş bir kitle tarafından ilgiyle izlendi. Daha sonra bayraklarımız ve sloganlarımızla festival alanına doğru yürüyüşe geçtik. Yolda Mamaklılar'ın ‘sizinle gurur duyuyoruz' vb. söylemleriyle evlerinden destek vermeleri bizi daha da coşturdu. Festival alanında Kavel Müzik Grubu'nun söylediği türkü ve marşlardan sonra Şakirpaşa İşçi Kültür Evi Tiyatro Topluluğu olarak sahneye çıktık ve toplumun değişik katmanlarındaki insanların sorunlarını anlatan ‘Herşey ortada' isimli oyunumuzu sergiledik. Oyunun sonunda hep birlikte söylediğimiz ‘Kurtuluş yok tek başına, ya hep beraber ya hiçbirimiz' sözleri işçi ve emekçilerden yoğun ilgi aldı ve uzun süre alkışlandık. Bizden sonra sahneye çıkan halk ozanı Hüsnü İyidoğan da türküleriyle festivale ayrı bir renk kattı. Daha sonra BDSP'nin ‘Birleşik, militan, siyasal bir sınıf hareketi için ileri' adlı belgeselini izledik. Belgesele insanların tepkisi olumlu oldu. Katılım ilk güne oranla az olmasına rağmen emekçilerin festivali sahiplenmesi anlamlıydı.

Festivalin 3. günü İşçi Kültür Evi'nde Mamak İKE Kadın Komisyonu'nun hazırlamış olduğu tiyatro oyunu ile başladı. Daha sonra Mamak İKE Müzik Topluluğu halk ezgilerinden oluşan bir dinleti sundu. Yine eylemli bir şekilde festival alanına gittik. Müzik dinletisinden sonra Şakirpaşa İKE'den bir arkadaşımız ‘Jiletçi' adlı skeçle düzenin gençliğe sunduğu yoz kültürü teşhir eden bir oyun sergiledi. Oyun oldukça ilgi çekti. Daha sonra ‘bu çocuk sizin de çocuğunuz olabilir'' sözleriyle başlayan ve çözümün mücadeleden geçtiğini vurgulayan bir konuşma yapıldı. Konuşmanın sonunda alandan ‘Yoksulluğa mahkum, yozlaşmaya teslim olmayacağız!' sloganları yükseldi. Ardından ‘Atom' adlı oyunumuzu oynadık. ABD'nin Hiroşima'ya atom bombası atmasının yıldönümü olması nedeniyle oyun oldukça ilgi çekti. Daha sonra emperyalizmi teşhir eden bir konuşma yapıldı. Mamak İKE Şiir Topluluğu ise ‘Şeyh Bedrettin Destanı' adlı şiir dinletisiyle kitlenin karşısına çıktı. Yapılan konuşmalarla festival sona erdi.

Hepimizde üç günlük yoğunluğun verdiği bir yorgunluk vardı. Ama hep birlikte iş yapmanın sorumluluğu ile hareket edilmiş ve başarılı bir festival ortaya çıkmıştı. İnsanların bizleri evlerine çağırması, yemek getirmesi ve genel anlamda emekçilerin olumlu tepkileri oldukça anlamlıydı. Yaşanan bir takım sorunlara rağmen politik olarak zengin olan festival iyi bir organizasyonla tamamlanmıştı. Bu çalışma kendi yerelimizde de önümüzde bir hedef olarak duruyor. İşçi ve emekçilerin devrimci kültürünü yaratma çalışmamız daha da güçlenerek devam edecek.

Şakirpaşa İşçi Kültür Evi/Adana

------------------------------------------------------------------------------------------

Güney Afrika'da 100 bin maden işçisi grevde

Dünyanın en zengin altın madenlerinin bir kısmı Güney Afrika Cumhuriyeti'nde bulunuyor. Büyük tekellerin denetiminde olan madenlerde ağır çalışma şartlarına vahşi bir sömürü eşlik eder. Uzun yıllar dünyanın tanık olduğu en berbat ırkçılığa karşı da mücadele eden altın madeninin siyah işçileri, uzun yıllara dayanan güçlü bir mücadele geleneği yaratmıştır. 100 bin işçinin halen devam eden grevi bu geleneğin devam ettiğini gösteriyor.

Irkçı rejimin yıkılıp, Nelson Mandela önderliğindeki Afrika Ulusal Kongresi'nin (ANC) yönetime gelmesi, maden işçilerinin vahşi sömürüye karşı yükselttiği sınıf mücadelesinde herhangi bir kesintiye yol açmadı. Fark şudur ki, geçmişte ırkçılığa karşı mücadelede yanyana duran maden işçileri ile ANC, şimdi karşı karşıya geliyor. Zira ANC artık beyaz patronların çıkarlarını siyahi işçilere karşı korumakla yükümlüdür.

Son 18 yılın en büyük grevini başlatan maden işçileri, talep ettikleri ücret artışlarını elde edinceye kadar mücadeleyi sürdüreceklerini açıkladılar. Greve katılım oranının oldukça yüksek olduğunu açıklayan İşverenler Birliği sözcüsü, ‘Toplam 130 bin madencinin 100 binden fazlası greve katılıyor. Grevin ülke ekonomisine verdiği zarar önümüzdeki dönem daha iyi ortaya çıkacak. Ancak şimdiden günde 130 milyon Rand (16 milyon Euro) zarar ettiğimizi söyleyebilirim' dedi. Alt ücret gruplarına yüzde 5 öneren asalak patronlar, üst gruplara ise yüzde 4.5 verilmesinin yeterli olacağını savunuyorlar.

Ulusal Maden İşçileri Sendikası NUM ise alt ücret gruplarında çalışan işçiler için yüzde 12 üst ücret grupları için yüzde 8 ücret artışı talep ediyor.

Grevin dünya altın piyasasını da etkilemesi bekleniyor. Zira dünyanın en büyük altın üreticisi Anglogold Ashanti şirketinin yanısıra dünya sıralamasında dördüncü olan Gold Fields ile altıncı sırada yer alan Harmony'nin madenlerinde de grev nedeniyle üretim durmuş bulunuyor.

Grevi kazanana kadar sürdürmekte kararlı olan Maden İşçileri Sendikası'na, sınıf dayanışmasını yükselten İşçi Sendikası Soldarity da destek veriyor. Ayrıca 15 bin üyeli Güney Afrika Birliği'nin (Uasa) de greve katılma ihtimali var. Bu kararlılık sürerse, asalak kapitalistlerin geri adım atmaktan başka çareleri kalmayacak.

------------------------------------------------------------------------------

Antakya BDSP ve Irak'ta İşgale Hayır Koordinasyonu'ndan açıklama...

"İncirlik Üssü kapatılsın!"

13 Ağustos günü Irak'ta İşgale Hayır Koordinasyonu ve BDSP saat 12:30 da Ulus Alanı'nda bir basın açıklaması düzenlendi. Yaklaşık 25 kişinin katıldığı açıklamada şunlar söylendi:

‘... Bizler Antakya Irak'ta Savaşa Hayır Koordinasyonu ve BDSP olarak İstanbul'dan İncirlik Üssü'ne başlatılan yürüyüşe katılma kararı almış bulunmaktayız. Bizleri böyle bir eyleme yönlendiren gerekçe işgal ortaklığı ve işbirlikçi politikalar açısında gelinen noktadır. İşgal ortaklığı ve işbirlikçi çizginin politik ve askeri olarak belirginleştiği, somutlaştığı nokta özelde İncirlik Üssü'dür. Emperyalistlerin yeni saldırı ve işgal politikalarına ülkemiz halklarının ve topraklarımızın alet edilmemesi için, emperyalistlerin kanlı planlarının bir parçası olmamak için, emperyalizme, faşist ve işgalci politikalara direnen halkların sesine sesimizi katabilmek için İncirlik Üssü'ne yürüyoruz. Bu yürüyüş herşeyden önce ülkemizin ve halklarımızın onuru ve geleceği içindir. Hiçbir güç halkların iradesini teslim alamaz...'

Açıklamada ‘İncirlik Üssü kapatılsın!', ‘Katil ABD topraklarımızdan ve Ortadoğu'dan defol!', ‘Ne ABD ne AB, kurtuluş devrimde, sosyalizmde!' vb. sloganlar sıklıkla atıldı.

BDSP/Antakya

-----------------------------------------------------------------------------

İncirlik yürüyüşüne destek eylemi

Irak'ta İşgale Hayır Koordinasyonu, BDSP ve kimi DKÖ'ler ile sendikaların ortaklaşa düzenlediği İncirlik yürüyüşü İzmir'de yapılan eylemle desteklendi. 13 Ağustos günü saat 12:00'de Konak Kemeraltı girişinde yapılan basın açıklamasıyla duyurusu yapılan yürüyüşü güçlendirmek çeşitli etkinliklerin yapılacağı da ifade edildi. Eylem BDSP, HÖC, DHP, ÖMP, Partizan, ESP, Kaldıraç ve Deri-İş İzmir Şubesi tarafından örgütlendi.

Kızıl Bayrak/İzmir